Dünya Gezegeninde Venezüella Göl Ekosisteminin Yapay Müdahale ve Yellow Ston Kurtların Geri İstenişin Saptanışı

 

   Bir yandan komutanın bizde olduğunu düşünüyoruz. Kurallarımızın nihai kurallar olduğunu kabul ediyoruz. Ancak şehir sınırları dışında doğanın tehlikeli kuvvetleri hala işliyor. Yıllarca vahşi hayvanlarla olan mücadelemizin geride kaldığını düşünüyorduk. Özellikle de büyük avcılarla olan. O rüyalarımıza girenlerle. Kurtlar, dağ aslanları ve ayılar olmadan daha rahatız. Artık bazı bilim adamları dünya çapında tedirgin edici değişimleri incelerken, bu soruyu kendilerine tekrar tekrar soruyorlar. Koruduğumuzu zannettiğimiz ormanlar gizemli bir şekilde yok oluyorlar. Mercan kayalıkları göz göre ölüyor. Dehşet verici vebalar tekrar yayılmaya başladı. Çalan çanlar, mercanların yok olmasına, ağaçların azalmasına, ya da acaba avcıların yok olmasına bağlı olabilir mi? Belki de cevaplar en ücra yerlerde saklı. Tam da doğal dünyaya yaptığımız en yeni girişimlerin ön cephesinde…

 

   Büyük ve plansız gerçekleştirilen bir deneyim hikâyesi. Tepe zirvelerinin dağınık adalara çevrildiği bir hikâye. Sadece en güçlü bitkiler hayatta kalabildi. Geriye kalanlar ise sıkı bir savunmaya sahiptirler. Dikenleri veya kimyasal maddeleri var. Bitkiler arasında küçük ve çevik olanlardan, büyük güçlü olan kadar hayvanlar yaşıyordu. Karmaşık bir toplulukta her birinin mutlaka bir rolü vardı. Bu ekosisteme hâkim olan güçlü, hızlı ve büyük avcılar vardı. Besin zincirinin ortasında uluyan maymun gibi hayvanlar bulunuyordu. Bunlar ağaç tepelerinde yaşar, bölgelerini imza teşkil eden çığlıklarıyla korurlardı. Büyük avcıların yokluklarında avları yıkım yaratıyordu.

 

   Şehirlerdeki avcıları ya kovduk, ya da yok ettik. Bundan yüz elli yıl önce dağ aslanları gibi büyük etoburlar daha yaygındı. Kurtlar geyikleri kovalıyordu. Karadaki avcılar gibi derinliklerin büyük avcıları da ilkel korkularımızı tetiklemiştir. Dev ahtapotlar, büyük balinalar, köpek balıkları ister gerçek olsunlar, ister filmlerde olsunlar kâbuslarımızı süslemeye devam ediyorlar. Ancak deniz etoburları hakkında karadakilerden daha az bilgiye sahibiz. Onları incelemek daha zordur. Genellikle daha geniş alanlarda dolaşıyorlar. Ve bizler onları devamlı gelişen teknoloji ile yok ediyoruz. Okyanusta gizlenmiş birçok usta avcı vardır. Bizler onların dünyalarına daha iyi bir şekilde erişebildikçe, çevrelerini nasıl etkilediklerini daha iyi anlayabiliriz. Bu yerler denizlerde ve karalarda detayları açısından farklılık gösteriyor. Eskiden bizlere karşı onlar durumu vardı. Eskiden, küçük insan grupları tehlikeli avcılarla kaynayan ortamlara mağaralardan bakıyorlardı. Bugün ise ibrenin yönü değişti. Artık büyük avcılar küçük alanlarda ve daralan habitatlarda sıkışıp kaldı. Bir zamanlar kendimize, onlarla yaşabilir miyiz diye soruyorduk? Ancak onlar olmadan yaşabilir miyiz diye soruyoruz kendimize?

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntısında Vardır.

1.Doğu Venezüella Guri Gölünü ilginç kılan nedir?

2.İgoana adasında hangi tür havyalar bulunuyor?

3.Büyük avcıların yok olması durumunda ne gibi tehlikeler doğar?

4.Dünyanın ilk ulusal parkı nerede ve hangisidir?

5.Kurtların doğaya ne gibi etkileri vardır?

6.Kurtlar, geyikler ve bitkiler arasında nasıl bir ilişki vardır?

7. Mercanların özellikleri nelerdir?

8.Balıklar ve resifler arasında nasıl bir ilişki vardır?