Evren Nasıl Ölecek ( 45 dk )

     Evren oluşumundan süre gelen zaman dilimi boyunca sürekli bir gelişim içerisindedir. Bu gelişimin son evresinde bir daralma meydana gelecektir ve galaksilerin yön değiştirip saman yoluna doğru hareket etmesi ile dünyanın sonuna (ölümüne) sebep olacaktır.

    Hayat enerjiye bağlıdır. Enerji kaynaklarının azalması ile güneşe (ana enerji kaynağı)  bağlı her hayat son bulacaktır.

    Everenin sonu ile ilgili çeşitli rivayetler olmasının yanı sıra bilim adamlarının araştırmalarının neticesinde de çeşitli teoriler mevcuttur. Okyanusların kaynayıp dağların erimesi ile bir sonun geleceğine inanılması gibi kozmik bir ateş topu ile de dünyanın patlayacağına dair düşünceler mevcuttur.  Evrenin yok oluşuyla ilgili iki ana teori mevcuttur:

                     1: Hıristiyan kıyamet teorisine göre, dünya bir ateş topu haline gelip yok olacak.

                     2: İskandinav mitolojisine göre, dünyanın sonu dev kar fırtınaları ile gelecek. Bütün evren ve hatta tanrılarda donarak ölecektir. 

     Clifford Johnson’a da büyük çarpışma teorisinin genişleyen dünyanın zamanla daralacağı fikrini desteklemektedir.  Bu fikre göre, evren de bulunan maddeler zamanla birbirine yaklaşacak ve hem enerji hem de ısı artacaktır.(Buna bir salonda zamanla çoğalan insanları örnek verebiliriz. Salonda artan insanlarla beraber salonda ki ısı artacaktır ve insanlar kendilerine yer açmak veya çeşitli hareketler sonucu birbirlerine çarpacaklardır.) Bu ısı, atomları kendilerini parçalama seviyesine kadar ısıtacaktır. En sonunda evren mikroskobik bir nokta haline gelip son bulacaktır.    

     Bilim adamları geleceğine inanılan dünyanın sonunun zamansal olarak karşılığını kestirebilmek adına kozmik takvimi geliştirmişlerdir. Kozmik takvimin 10 yılı şuan kullanılan dünya takvimlerinin 10 yılından 10 kat uzundur. Kozmik takvime göre; Samanyolu galaksisi Ocak ayının sonunda, güneş sistemi Ağustos ayının başında, insan ise Ağustosun sonunda bir günden az bir sürede şekil almıştırlar. 31 Aralıkta ise insan tamamen vücut bulmuştur. Gelecek ise kozmik takvimde şu şekilde öngörülmüştür; Ocak aynının sonunda dünyamız konukseverliğinden vazgeçecektir. Mayıs ayında güneş sistemi ölecektir. Güneş sisteminin ölümünden sonra geriye ömrü 10 bin kozmik yıl olan birkaç küçük yıldız kalacaktır.

     20. yüzyıl kozmik takvimde 10. on yıl zaman dilimine denk gelmektedir. Bu zaman diliminin özelikleri şunlardır; yıldızların gece parlak şekilde görünmesi, hayatın ve zekânın gelişmesi ve evrenin hızlı şekilde genişlemesidir. 20 ile 30. kozmik on yılda evren tamamen siyah olacaktır. Buna da Dejenere Çağı denir. 40.kozmik on yılda gezegenler, yıldızlar yok olacak ve Dejenere Çağı son bulacaktır. 60. kozmik on yılda evren çok soğuk ve karanlık olacaktır ve buna da Kara Delik Çağı denir. Bu dönemde zaman anlamını yitirecektir. Protonlar varlığını yitirdiği için insanların bu zaman diliminde yaşabilmesi mümkün olmayacaktır. 100. kozmik yüz yıl ötesinde Karanlık Çağa girilecek ve bu dönemde atamlar dahi parçalanacaktır.              

     Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntılarında Vardır.

1.      İnsanoğlunun yaşaması ihtimalinin bile kalmadığı kozmik yıl hangisidir?

2.      İskandinav mitolojisine göre dünyanın sonu nasıl gelecektir?

3.      Bir kırmızı yıldız kaç yıl yaşayabilir?

4.      Evren kaç yaşındadır?

5.      Bing bang olayı hangi tarihte olmuştur?

6.      İnsan ne zaman vücut bulmuştur?

7.      Zamanın anlamını yitirdiği çağ hangisidir?

8.      Kara delikler niçin patlar?

9.      Dünyanın ölümü nasıl olacaktır?

10.   Büyük çarpışmanın gerçekleşmesi hangi inanışa daha yakındır?

11.   Şu anda bulunduğumuz kozmik on yılın özellikleri nelerdir?

12.   Dejenere çağın özellikleri nelerdir?

                                                                                          Zehra Semiz

                                                                                          07010002003 / 5. Sınıf

                                                                                          Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği