EVRİMSEL MEKANİZMALAR, DEĞİŞEN ÇEVRE KOŞULLARI VE YAŞAM DENKLEMİNE, BAŞAT, ÇEKİNİK VE ÖLÜME PROGRAMLANMIŞ GENLER, DEĞİŞİMLERE KARŞI YAŞAM KAZANCINA VE KAYBINA PROGRAMLANMIŞ GENLER ( 3 SAAT)

FİLMİN ÖZETİ

 

 

 

 

 

  Gezegenimiz canlıdır. Antarktika kıyılarından, Afrika düzlüklerine kadar büyük güzellikler barındırır ve şaşırtıcı derecede çeşitlidir. Fakat karanlık bir yönü de vardır. Dünyadaki hayat yırtıcılıkla, rekabetle ve vahşetle doludur. 65 Milyon yıl önce tropik bir kumsal. Hayatta kalma mücadelesi devam ediyor. Trodomdik tip dinozorlar kumsalda avlanıyorlar. İlkel deniz kuşları balık avından dönüyor. Dalgaların hemen altındaki tehlikeli suda kaplumbağalar yüzüyor. En hızlı ve en atik olan hayatta kalıyor. Bütün canlılar gibi onlar da nesillerini devam ettirebilmek için çaba sarf ediyor. Tehlikeli olmasına karşın kaplumbağalar yuva yağmak zorunda.  Bu kadim yaşam savaşında her zaman kazananlar ve kaybedenler olmuştur. Yani hayatta kalanlar ve ölenler. Ama lanetlenenler kaplumbağalar değil, dinozorlardı. Bugün dinozorların yaşadığının tek kanıtı fosil kemiklerdir. Fakat hayat devam ediyor. Dünya son 65 milyon yıl içinde çok değişti. Kaplumbağalar tropik kumsallara yumurtalarını bırakmaya devam ediyor.  Değişmeyen tek şey ise; yaşam savaşıdır. Yıllar boyunca birçok hayvan denizi terk edip karada yaşamaya başlamıştır. Dinozorlar döneminden bu yana timsahlar çok az değişime uğrarken, kuşlar şekilden şekle girmiştir. Memelilerde hem fiziksel hem de davranış bakımından çeşitlilik göstermiştir. Dünyadaki ilk canlılar ortaya çıktığı zaman başlayan tam 4 milyar yıllık evrim savaşının zaferini kazanmış gazileridir. Yaşam dramının oyuncuları hep aynı kalmaz, zaman içinde zayıf olan yenilerken, güçlü olan kazanmıştır. Savaşın kuralları çok katıdır. Diğerlerinin kazanması için bazılarının kaybetmesi gerekir. Ancak bu savaştan galip gelenler aile soy ağaçlarını sürdürebileceklerdir. Başarının sırrı nesilden nesile aktarıldıkça yaşam devam edecektir. Bazı iskeletler gözle görülür derecede benzerlikler taşır. Kuşlar, köpekbalıkları ve kaplumbağalar görünüşlerindeki farklılıklara rağmen benzerdirler. Afrika’daki köpekler diğer köpeklerden farklıdır. Köpeklerin her biri pek çok açıdan farklıdır. Buna kürklerinin üzerindeki desenler de dahildir. Dış görünüşleri genleri aracılığıyla ebeveynlerden gelir.  Kalıtım yolla geçen başka özellikler de vardır. Hayatta kalabilmeleri için gerekli olan avlanma dürtüsü bile doğumdan itibaren programlanmıştır.  Sadece iyi avcılar hayatta kalabilir. Sürü de bir tek dominant erkek vardır.  Kuyruğundaki göze çarpan beyaz çizgileri yavrularından bazılarında da görülebilir.  Hayvanların yapısının her ayrıntısını genler belirler. Bazıları son zamanlarda değişikliğe uğramış olsa da çoğunun kökeni eski zamanlara dayanır ve nesiller boyu süregelmiştir.

       İlk hayat nasıl başladı? Hayatın başlangıcını oluşturan ilk genler nasıl ortaya çıktı?  4Milyar yıl önceki ilkel dünya; oksijenden ( O2 ) mahrum, oksit bir hava vardı. Erimiş lavlar denizi zararlı hale getirdi. Buna rağmen bu koşullar hayatın temellerinin atılması için son derece uygun bir ortam oluşturdu. Kimyasallar yağmur gibi yağıyor, radyasyon ve ultraviyole ışınları gitgide organik bir çorbaya dönüşmüştür.  Sonra bu kaostan düzen ve karmaşıklık çıktı. Çok eşsiz bir spiral şeklinde molekül meydana geldi. Kendini kopyalaması, yok etmesinden daha hızlıydı. Bu nedenle çoğalmaya başladı. İşte hayatın kökeni buydu. Kendini hücre duvarında korumaya aldığı zamanda gezegeni değiştirecek yaşam oluşmaya başladı.  3.5 Milyar yıl önce hücreler güneşin enerjisini bir yerlerinde hapsettikleri zaman hayat çiçek açmaya başlamıştı. Okyanusların basit bitkilerle ve onların oluşturduğu örtüyle kaplanması ve tortularında üzerini örtmesiyle dünyanın ilk canlı eserleri oluştu. Stomolidler. Bu 90 cm’lik tepecikler hayatın gelişimindeki doruk noktasıdır. Fakat atıklar sayesinde dünya gerçekten de biçim değiştirdi. Yani oksijenle ( O2 ). Bu gaz ozon tabakasının oluşmasını sağladı. Böylelikle dünyanın ultraviyole ışınından korunan yaşam büyük ilerleme kaydetti. Başlarda oksijen salgılayan bitkiler, oksijen tüketen canlılar tarafından yenilme tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardır. Terliksi hayvan gibi tek hücreli oluşumlar, bitkilerle beslendi. 2 Milyar yıl önce bu ilkel hayvanlar günümüzde otlayan hayvanların aynısını yaptı. Yani bitkileri sindirmek için oksijen kullandılar. Basit organizmadan günümüzde var olan bu canlı çeşitliliğine nasıl ulaşıldı? Aynı hücrelerin işbirliği yapıp bir araya gelmesiyle gelişim başladı.  Hücreler uzmanlaşmaya başladığında yaşam ilerleme kaydetti.  Çift hücreli, yaşam artık şekillenmeye başladı. Derinlerde yer alan genlerle ilerleme sağlandı. Embriyo geliştikçe bazı genler hücreler ne yaparsa kontrol etmeye başladı. Bu özel genlerin ortaya çıkmasıyla birlikte vücutlar bölümlerine ayrıldı. Artık evrim baştan ayağa şekil almaya başladı. Tam 500 milyon yıl önce yaşam yeni ve karmaşık formda yer almaya başladı. O zaman ki türlerin çoğu, günümüze dek süregelmiştir. Denizin dibinde halkalı solucanlar dolaşıyordu. Yaşam daha detaylı bir hal almıştı. Sert iskeletleri ve oynak eklemleri olan yeni ve tuhaf biçimli hayvanlar ortaya çıkmaya başladı. Daha iyi gözler, başarılı vücut sistemi meydana getiren genler ortaya çıktı. Dinamik hayvan türlerinin ortaya çıkması ve birbirleriyle beslenmesiyle birlikte yaşamın hızı arttı. Savunma hayati bir önem taşımasıyla omurga ve dişler oluştu. 90 Cm’den daha uzun olan eski denizlerin baş belası anakolamis. Bu büyük yırtıcının günü sayılıydı. Yerini Pikaya almıştır. Bu küçük canlı bizim omurgalıların atasıdır. Pikayanın kaslarını destekleyen omurgası vardı. Hafif ve çevik yapısı sayesinde kilometrelerce kaçabiliyordu. Pikaya’nın yaşadığı dönemdeki denizde hala omurgasızlar hüküm sürmekteydi. Pikaya’nın omurgalı soyları da hayatta kalmayı başarmıştır. Bir kısmı da evrimleşip, balık olmuştur. Balıklar daha parlak ve hızlı olurken sayıları da çok artmıştır. Kemikleri, omurgaları ve dişli çeneleri oldu.  Deniz çok daha tehlikeli bir yer haline geldi. Okyanuslar canlılarla dolup taşarken, el değmemiş kara hala işgal edilmemişti.  Bu durum 450 milyon yıl önce değişti. Denizdeki yaşam dışarı yayılmaya başladı. Ankalı yengeçleri ilk karaya çıkan canlılardır. Kırkayaklarda ilk kara hayvanları arasında yer alır. Yine akrepler de ilk karaya geçen canlılardır. Omurgasızlar ilk karaya çıkan canlılardır. Daha sonra çift ayaklı hayvanlar karaya geçmişlerdir. Ancak çok büyük enerji gerektiği için fazla ileriye gidemediler. Böcekler daha ileriye kadar gidebildi. Bunlar hatırı sayılır şekilde değişim göstermişlerdir. Yeni genlerin üretiminde farklı canlılara dönüştüler. Kanatları çıktı. Artık yaşam havayı da fethetmeye başlamıştır.

 

 

 

         

         Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır:

 

 

 

 

  1. Dünyadaki hayat nasıldı?
  2. Hayatta kimler kalır? Kimler kaybeder?
  3. Hayatta kalmanın kuralları nelerdir?
  4. Başarının sırrı nedir?
  5. İlk hayat nasıl başlamıştır?
  6. Hayatın başlangıcını oluşturan ilk genler nasıl ortaya çıkmıştır?
  7. İl hayatın kökeni neydi?
  8. Dünyanın ilk canlı eserleri nasıl oluştu?
  9. Canlı çeşitliliğe nasıl ulaşıldı?
  10. Omurgalıların atası hangi canlılardır?
  11. Karaya ilk geçen canlılar hangileridir?