BİLGİ ÖZGÜRLEŞMEK İSTİYOR
TOPLUMU
enformasyon sistemleriyle ya da kuruluşların kendi bilgisayar gereksinimleriyle ilgili teknik bir özellik olduğu, yalnızca uzmanları ve "teknik kişileri" ilgilendirdiği zamanlar çoktan geride kaldı. Bugün, bilgi ve iletişim teknolojilerinin
coğrafi açıdan daha geniş alanlara erişmenin, daha fazla insana ulaşmanın da, daha hızlı, daha kaliteli ve daha ucuz yollarını sunuyor. Bu yeni kriterler çerçevesinde temel hedef, küresel bir bilgi ve enformasyon toplumu
yaklaşım geliştirmesi zorunlu. Bilgi toplumuna varma yarışına katılmayan ekonomiler ya da toplumlarsa, sonuna kadar kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.
Bilgi toplumuna erişebilmek için, ülkelerin, devlet yönetimi,
bt-1.jpg
potansiyeli ve stratejik etkisi herkesçe kabul ediliyor. Öte yandan, bilgi ve iletişim teknolojileri, yeni küresel ekonomik eğilimlerden ayrı olarak, gelişme konulu uluslararası işbirliği için de yeni bir boyut durumuna geldi.
özel sektör ve sivil toplumun üçlü bir ortaklık içinde, toplumun tüm katmanlarına yayılmış, yeni düşüncelere açık, yeni bir kültürün ve yeni bir çerçevenin yeşermesine öncülük gerekiyor. Ve bunun özü de "zaman" olacak. Bilgi devriminin meyveleri, daha şimdiden birbirine paralel olmayan bîr
Küçük ve orta Ölçekli girişimcilerin
desteklenmesi, kadınların ve gençlerin olanaklarının artırılması, insan hakları ihlallerinin gözlenmesinden tutun, uzaktan eğitim ve tele-tıp ve çevre yönetimi gibi çok çeşitli alanlara kadar bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanılıyor. Bu anlamda, bilgi ve iletişim teknolojileri,
yaratmak; yeni bilgileri üretmeye ve yakalama becerisi ve kapasitesiyle donanmış, bilgiyi ve bilgi ve iletişim teknolojilerine erişebilen ve bunlarla bütünleşebilen yeni bir toplum yapısı. Rekabetin hüküm sürdüğü bir dünyada, ülkelerin, küresel bilgi toplumu ve bilgi ekonomisinin çok yönlü olanaklarına ve fırsatlarına kapsamlı ve stratejik bir
biçimde ve eşitliksiz olarak dağılmış durumda: Gelişme yolundaki ülkeler büyük oranda geride kalmışlar ve endüstrileşmiş ülkelerdeki dinamiklerin ve yararların gözlemcileri durumundalar. Doğrusu, bugün artık yeni bir tür yoksulluktan daha söz edilir oldu: "Bilgi yoksulluğu", gelişmekte olan ülkelerin en önemli sorunlarından biri.
BİLGİ TOPLUMU
lişmekte olan ülkelerde önemli altyapı eksiklikleri bulunuyor.
Altyapıların fiziksel varlığı gerekli; ancak, bilgi toplumunun gelişmesi için yeterli değil. Cinsiyet, eğitim dü­zeyi ve okur-yazarlık, gelir düzeyi, dil ve etnik özelikler de bilgi ve iletişim teknolojilerinin çeşitli ülkelerdeki kul­lanımında ve bu teknolojilere erişimde önemli rol oynuyor. Bir ülkedeki va­tandaşların hepsine eşit fırsatlar sağ­lanması ve ayrımcılığa uğrayan grup­ların (kadınlar ve yaşlılar gibi), bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı ko­nusunda teşvik edilmeleri de bilgi top­lumunun hedeflerinden olmalı. Daha çok insanın bu teknolojilere erişimini sağlamaya yönelik sesli ve dokunmalı bilgisayar uygulamalarının yaratılması ve bu uygulamaların içeriklerinin ye­rel gereksinimlere uygun duruma ge-tirilmesiyse, toplumların küresel ileti­şim toplumuna katılmasını hızlandıra­bilir.
Öte yandan, bilgi ve iletişim tekno­lojilerinin en önemli Öğelerinden biri de içeriğin ihmal edilmemesi, örne­ğin, İnternet üzerinde yerel içeriklerin geliştirilmesi, siberuzayın kültür ve dil bakımından çeşitlilik göstermesinin sağlanması da bilgi toplumunun önce­likleri arasında yer almalı. Öte yan­dan, yeni bilgi ve iletişim teknolojileri, insanlığın ortak kültürel mirasının önemli bir parçası olan kültür ve dil çeşitliliğinin korunması ve bu çeşitlili­ğin ifade edilebilmesi için de yeni araç-
bt-2.jpg
bt-3.jpg
1980lerden bu yana, "bilgi toplu-mu", günümüz dünyasını tanımlamak için kullanılan terimlerden biri oldu. Genellikle toplumsal, kültürel, ekono--mik ve teknik bir kavram olarak geçi-yor ve Avrupa'nın özgürlükçü gelene-ğinin ya da Amerika'nın teknolojik çağdaşlığının doğal bir gelişimi olarak görülüyor. Uluslarası toplumun farklı kesimlerince bilgi ve iletişim teknoloji-leri, gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında bir köprü, ekonomik ve toplumsal gelişme İçin bir araç, bü­yüme için bir motor, küresel bir bilgi toplumu ve bilgiye dayalı ekonomi oluşturmanın en önemli öğesi olarak kabul ediliyor. Bilgi ve iletişim tekno-lojilerinin bilgi toplumunda temel bir role sahip olduğu gerçeği ne kadar ka-bul ediliyorsa, bu teknolojilerin dağılı-mı, paylaşımı ve bilgiye erişimdeki eşitsizliklerin varlığı da o ölçüde ka-bul görüyor. Bu, küresel bilgi toplu-munun ilk ve en önemli ilkesini akla getiriyor: "Evrensel hizmet ilkesi".
Bilginin ve enformasyonun toplum-sal ve ekonomik gelişme açısından vazgeçilmez olduğu bir ortamda, bilgi-ye erişimin ve bu bilgiyi kullanma yol-larının herkese, her yerde açık olması gerekiyor. Bilgi toplumunun hem ge-lişme açısından büyük bir potansiyel, hem de yeni riskler doğurduğu günü-müzde, toplumlar arasında ve toplum-
ların kendi İçinde ayrılıklar var. Ev-rensel hizmet ilkesiyse, iletişim ola-naklarına, toplumdaki her bir bireyin, her evin eşit erişiminin sağlanması ve telekomünikasyon operatörlerinin, hizmetlerini, toplumun her kesimine ulaştırmada bu eşitlik ilkesini benim-semesi anlamına geliyor.
Evrensel hizmet İlkesinin yaşama geçirilebilmesi için, özellikle teleko-münikasyon sistemlerinin, temel hiz-metleri sunmakta yetersiz kalınan, ya da bu hizmetlerin ulaştırılmadığı, şe-hir merkezlerinden uzak yerleşim yer-lerinde kurulmasınıda kapsıyor. Bu konuda, özellikle nüfusun büyük bir oranının bu tür yerlerde yaşadığı, ge-
bt-4.jpg
BİLİM ve TEKNİK 4 Aralık 2003
NUN TEMELLERİ
lar sunuyor. İnternet'teki İçeriğin çe­şitliliği, bilgi ve İletişim teknolojileri­nin öğretim, eğitim ve insan kaynakla­rı gelişimi gibi amaçlarla da kullanıla­bilmesine olanak tanıyacak.
Bilgi toplumuna giden yolda önem­li adımlardan biri de, kullanılacak tek­nolojilerin amaçlara uygun seçilmesi. Bilgi ve iletişim altyapısının dengeli bir biçimde gelişmesini sağlayabilmek için, ülkeler arasındaki coğrafi ve eko­nomik farklılıkların da göz önüne alın­ması ve yerel koşullara uygun, farklı teknolojik araçların kullanılması gere­kiyor. Ayrıca, "teknolojik yakınlaşma" gibi etkenlerin de göz önüne alınması önem taşıyor. Teknolojik yakınlaşma, bilgi ve iletişim sektörüne e-eğitim, e-ticaret, e-hükümet, e-sağlık, çevre ko­ruma, savaş sonrası yeniden yapılan­ma gibi, kültürel, toplumsal ve ekono­mik gelişme açısından önemli, çok çe­şitli uygulamalara yeni bakış açılan sağlıyor. Multimedya ürünlerinin bir­birine yakınlaşmasının, uluslar ve bi­reyler üzerindeki çok yönlü etkileri nedeniyle, yeni telekomünikasyon dü­zenlemelerinin ve geliştirme stratejile­rinin de bu değişimleri göz önüne al­ması gerekiyor. Bilgi ve iletişim altya­pılarının geliştirilmesinde, radyo fre­kanslarının standardizasyonu, yöneti­mi ve ara bağlantıların sağlanması ko­nularında uyumun sağlanması içinse, ülkeler arasında işbirliği şart
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin, bilgi ve veri oluşturmak ve aktarmak
bt-5.jpg
İçin kullanımı, yeni yasal ikilemler ya-ratıyor. Hem kullanıcıların, hem de iş-leticilerin korunması İçin yeni yerel koruma mekanizmaları oluşturulması gerekliliğini doğuruyor. Fikir haklan mülkiyeti, özel yaşamın korunması ve veri ve ağ güvenliği gibi konular önem kazanıyor. Yeni bilgi ve iletişim teknolojileri, fikir mülkiyetlerine bakı-şı değiştiriyor; fikir haklarının korun-masına yarayan geleneksel araçların sınırları sorgulanıyor. E-ticaret ve "on-line" para hesabı hareketlerinin geliş-tirilmesiyle, kredi kartı numaraların-dan, ev adreslerine kadar çeşitli kişisel bilgilerin güvenliği de ön plana çıktı. Üstelik, iletişim ağlarının doğru çalış-
ması, verilerin güvenliğinin sağlanma-sı konusunda her zaman yeterli olmu-yor!
Bilgi ve İletişim teknolojilerine eri-şimin desteklenmesi ve erişimin toplu-ma yarar sağlaması açısından, bireyle-rin kapasitesi de önem taşıyor. Temel eğitimin yanı sıra, bilgi ve iletişim tek-nolojileri konusunda eğitimin de ülke-lerin ulusal bilgi teknolojileri strateji-lerinin bir parçası olması gerekiyor. Özellikle öğretmenler ve öğrenciler için insan kaynaklan eğitimi, bilgi tek-nolojilerinin kullanımına ve uygulama alanlarına talebi artıracağından, özel-likle gelişmekte olan ülkelerde, bilgi ve İletişim hizmetleri sektörünün ge-lişmesini de teşvik edeceği sanılıyor.
Yeni bilgi ve iletişim teknolojileri-nin yoksulluğu azaltma ve sürdürüle-bilir gelişmeyi besleme potansiyeli, bu-gün herkesçe kabul ediliyor. Bilgi ve İletişim teknolojileri, elektronik tica-retten, küçük ve orta ölçekli girişimle-rin desteklenmesi, yönetimlerin iyileş-tirilmesi ve merkeziyetçiliğinin azaltıl-ması, insan haklarının gözetilmesi, uzaktan eğitim, tele-tıp ve çevre yöne-timi gibi alanlarda, çok sayıda uygula-manın iyileştirilmesinde kullanılabilir. Bilginin özgür akışına ve bilgiye öz-gür erişime dayanan dengeli bir top-lum yapısının kurulmasında kullanıla-bilir.
bt-6.jpg
Aralık 2003 5 BİLİM. ve TEKNİK
DÜNYAYI SARAN AĞ
bt-7.jpg
nan bir bilgisayarsa, bü­yük bir ağın üzerindeki örümceğe benzetilebilir. Bu Örümcek ağındaki ip­liklerin her biri, bu bilgisa­yara bilgi taşır. Ağı oluştu­ran bilgisayar ağları, özel ve kamuya ait telefon hat­ları aracılığıyla birbirine bağlanır ve telefon hatları üzerinden bilgi alır ve gön­derirler. Bu hatlar, birbiri­ne sanlı bakır telefon kab­lolarından, yüksek hızda veri taşıyabilen fiberoptik (cam lifi) kablolara kadar çok değişik malzemeler­den yapılmış olabilir. Bazı ağlar, radyo dalgaları ve mikrodalgalar aracılı-ıyla birbirlerine bağlanır. Farklı ülkelerdeki ve farklı kıtalarda­ki ağlarsa, ge­nellikle sualtı kabloları ya da uydular aracılığıyla. Ünversiteler, kamu kurumla­rı ve büyük şir­ketlerin, Ağ'a adanmış" bir bağ­lantıları vardır; yani Ağ'a sürekli olarak bağlıdırlar. İşyerlerinde
1993 yılında, 30 Nisan'da, Avrupa Nükleer Araştırmalar Kurumu (CERN), "World Wi­de Web" adlı, az bilinen bir ya­zılımı, herkese açık hale getir­diğini duyurdu. Bu olay, tüm dünyada Ağ'ın geliştirilmesi­nin kapılarını açtı. Aradan ge­çen on yıl içinde, Ağ, çağdaş iletişimin en vazgeçilmez ögesİ durumuna geldi. Ancak, her şey bundan çok daha farklı da olabilirdi. Ağ'ın yaratıcısı Tim Berners Lee'ye göre, CERN'in, Ağ'ın temellerini ve protokol­lerini, üzerinde hak iddia et­meden, engel koymadan her­kesin erişimine açma karan, Ağ'ın varlığı açısından vazge­çilmez önemdeydi. Bu katkı ol­maksızın, Ağ teknolojisine ya­pılan bireysel yatırımlar ve şir­ket yatırımları asla gerçekleş­mezdi ve bugünkü Ağ'a sahip olmazdık. World Wide Web, İnternet'i, bir akademik refe­rans aracı olmaktan çıkarıp, kullanımı neredeyse telefon kadar ko­lay olan bir bilgi kaynağına dönüştür­dü.
İnternet, dünya üzerindeki birçok küçük bilgisayar ağını birbirine bağla­yan çok büyük bir bilgisayar ağı. Bir bilgisayar ağı, birbirleriyle bilgi ve kaynak paylaşabilmeleri için birleştiril­miş bilgisayar ve bilgisayar donanım­larına verilen ad. Örneğin, bir işyerin­
zıcılan kullanabil­meleri İçin, oluşturacak biçim­de birbirine bağla­nabilir. İnternet üze­rindeki tüm bilgisa­yarlar, dünyanın nere­sinde olurlarsa olsun birbirleriyle alışveriş yapa­bilir. İnternet'in yapısı, bir örümcek ağına, İnternet'e bağla-
deki bilgisayarlar, aynı dosyaları ve ya-
Ağ'ın Kısa Tarihçesi
ya da evlerinde bilgisayar kul­lananların Ağ'a erişebilmeleri içinse, genellikle telefon hatları üzerinden İn­ternete ulaşmaları gerekir. Ağ üzerin­de birçok bilgisayarda, kullanımı ta­mamen serbest olan milyonlarca bilgi dosyası bulunur. Ağ üzerinde dolaş­mak, "sörf yapmak" olarak adlandırı­lır; çünkü, kullanıcılar ağ üzerinde do­laşırken, farklı yerlerdeki bilgisayarla­rı birbirine bağlayarak bir yolculuk yapmış olurlar. Hükümetler ve kimi büyük kuruluşların yaptığı girişimlere karşın Ağ, kimse tarafından denetlen­mez. Ağ, herbirinin bir sahibi olan, an­cak kimsenin tümüne sahip olmadığı çok sayıda bağımsız ağdan oluşur.
1960'lar: ABD Savunma Bakanlığı, nükleer saldırılara dayanabilecek bir bilgisayar ağının tasarlanmasıyla İlgili bir proje başlattı. Daha sonradan AR­PANET (Advanced Research Projects Agency NETwork) adını alacak olan bu ağın bir bölümü zarar görse de, bilgi alternatif yollar kullanarak hede­fine taşınacaktı.
1970'ler: ABD'deki bazı üniversite­lerde ve şirketlerde bulunan süperbil-gisayarlar, araştırma bilgilerini payla­şabilmek için birbirine bağlandı.
1980'ler: ABD'de, NSFNET (Nati­onal Science Foundation NETwork) adında yeni bir ağ kuruldu. Bu, ticari nitelkite olmayan bilgilerin değişto-kuş edildiği bir ağdı.
1990'lar: Ağ, ticari şirketler ve ev­de bilgisayar kullanan kimseler de içinde olmak üzere, herkesin kullanı­mına açıldı. Kısaca, "Ağ" olarak da bi­linen "World Wide Web" (Dünya Ça­pında Ağ), sayesinde, Ağ'ın kullanımı çok kolaylaştı ve gelişimi çok büyük hız kazandı.
BİLİM ve TEKNİK 6 Aralık 2003
kurulmasını, öğrenilecek malzemele­rin içeriğiyle etkileşime ve eğitimcile­rin rehberliğine dayanıyor. Öğrenen-merkezli bu yaklaşım, öğrencilerin ge­reksinimlerine göre düzenlenmiş bilgi­leri onların ayağına getiriyor; eğitimci­ler, bu yeni yöntemleri geleneksel yöntemlerle birlikte uygulayarak yine önemli bir rol oynuyorlar.
E-saglık
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin, vatan­daşların devlet dairelerinde geçireceği zamanı azaltacağı açık. Ancak, devlet hizmetlerine yeni bilgi ve iletişim tek­nolojilerinin eklenmesi, e-hükümetin ortaya çıkması için yeterli değil. Eğer gerçekten hizmet amaçlı servislerin uy­gulanmasındaki akışın düzenli olması isteniyorsa, yeni teknolojilerin, organi­zasyon değişikliği ve insanlara yeni be­ceriler kazandırılması çalışmalarıyla el ele yürütülmesi gerekiyor.
Genişbantlı Erişim Hizmetleri
E-ti caret
bt-8.jpg
bt-9.jpg
Elektronik ticaret, ya da "e-tica-ret'in, herkesçe kabul edilen bir tanı­mı yok. Ancak, e-ticaret kısaca, her­hangi bir mal ya da hizmetin, "online" olarak alınıp satılmasına verilen ad. "E-İş"se ("e-business"), bundan daha geniş bir anlamda kullanılıyor: online olarak alım-satım yapmanın yanı sıra, online iş etkinliklerinin, mal alma, en­vanterlerin izlenmesi, üretimin ve lo­jistik desteğin yönetilmesi ve müşteri hizmetleri gibi ayrıntıları da kapsıyor. Satıcılar için, e-ticaretin en Önemli ya­rarları, otomasyona geçme ve tekrarla­yan süreçlerin giderlerini azaltma; da­ha geniş bir pazara ulaşabilme; müşte­rilerin taleplerine daha hızlı ve ucuz yoldan karşılık verebilme olanaklarını sağlayabilmesi. Alıcılarsa, ürünleri da­ha geniş bir pazardan ve daha ucuz fi­yatlarla seçebilecekler.
E-ögretim
bt-10.jpg
Bilgi toplumu, tıp sistemlerinin güç­lendirilmesinden, sağlık bilgilerinin her­kesin kullanımına sunulmasına kadar, sağlık sisteminin hemen her alanında yeni olasılıklar sunuyor. E-sağlık, çağ­daş bilgi ve iletişim teknolojilerinin va­tandaşların, hastaların, sağlık çalışanla­rının, uzmanların ve yasaları düzenle­yenlerin gereksinimlerini karşılamak üzere kullanılmasına verilen ad. E-sağlı-ğın etkileri, sağlık sektöründeki alanlar kadar çeşitli olacak: Sağlık bilgilerinin sunulduğu İnternet siteleri, hastalara ait bilgilerin güvenliği, tele-tıp teknolo­jileri, hastane çalışanlarının İdari yü­kümlülüklerinin azaltılması gibi...
Genişbant (bulunduğu taşıyıcı fre­kans değerine göre geniş bir frekans bandına sahip bilgi ve İletişim sistem­leriyle ilişkili hizmetler), bilgi toplu­munun potansiyellerini artırabilmek açısından büyük önem taşıyor. Geniş bantlı erişim, yalnızca İnternete bağ­lanmanın daha hızlı bir yolu değil, İn­ternet kullanımını temelden değiştire­cek bir uygulama olacak. Bağlantıla­rın hızlanması sayesinde, büyük bo­yutlarda veriler (resimler, filmler, ses dosyaları gibi} çok kısa bir sürede ile­tilebilecek. Bu gelişme, e-sağlık, e-hü­kümet, e-ticaret ve e-öğrenme gibi hiz­metler açısından da büyük önem taşı­yor.
Sayısal Uçurum
"Sayısal uçurum", ya da erişim uçu­rumu, bugün hem gelişme yolundaki ülkelerde, hem de gelişmiş ülkelerde en önemli sorunlardan biri olma yo­lunda. Bilgi ve iletişim teknolojileri, gelişme yolundaki ülkelerin küresel ekonominin bir parçası olmalarına yardımcı olabilir. Ancak, bu teknoloji­lere erişimin düzeyi, yalnızca geliş­mekte olan ülkelerle endüstrileşmiş ülkeler arasında değil, aynı ülkede ya­şayan yoksullarla varsıllar arasında bi­le bir uçurum yaratıyor.
bt-11.jpg
E-öğrenme, yeni multimedya tekno­lojilerinin ve İnternetin kullanımıyla kaynaklara ve hizmetlere ulaşımı teş­vik ederek ve uzak bölgeler arasında­ki paylaşımı ve işbirliğini artırarak öğ­retimin kalitesini artırmayı amaçlayan uygulamalara verilen ad. Çağdaş e-öğ-retim uygulamaları, öğrenmenin top­lumsal bir süreç olduğundan yola çı­karak, öğrenciler arasında işbirliğinin
E- hükümet, daha iyi ve daha verim­li kamu hizmeti sağlamaya ve vatan­daşlarla hükümetleri arasındaki İlişki­leri kökten değiştirmeyi vaadediyor.
Aralık 2003 7 BİLİM ve TEKNİK
Bilim, bilgi devrimini olası kılan, yan iletkenlerden tutun, World Wide Web'e kadar, çeşitli araçları sağlama-da önemli bir role sahip. Bilgi ve ileti-şim teknolojileri de, bilimin hem uygu-lanışında, hem de sonuçlarının duyu-rulmasında devrim yarattı. Yine de bir-çok uzman, bilgi ve İletişim devrimi-nin bilim dünyasındaki yansımaları konusunda kaygılı: Bilimsel bilginin hem bireyler, hem de farklı ülkelerde-ki bilim toplulukları arasındaki akışı tehdit altında. Bu tehdit, bilgi toplu-munun kendisinden kaynaklanmıyor.
mel bilimle uygulamalı bilim arasında­ki sınır da bulanıklaşmaya başladı; ba­zı durumlardaysa tamamen ortadan kalktı. Bu süreçte, bu iki alanda, yal-nızca ortaya çıkan teknolojik ürünler değil, bilimsel etkinliklerin öteki ta-mamlayıcı öğeleri de ticari değer ka-zandı. Bu, yeni araştırma araçları ge-liştirenlerin, bundan kâr sağlayacağı-ve bu araçları kendi araştırmaların-kullanmak isteyecek olanlara satabile-cekleri ya da başkalarının bu araçları kullanmasını engelleyebilecekleri an-lamına geliyor.
teorolojik ve jeofiziksel veriler gibi) kâr sağlamaya yönelik benzer hareket-ler var. Bunlar, ilgili veri tabanlarının, öncelikle Özel olarak toplanmış ticari verileri yayımlayanların parasal çıkar-larını korumaya yönelik yasal düzenle-meleri tetikledİ.
Biütün bu eğilimler, Öncelikle geliş-mekte olan ülkeleri olumsuz etkiliyor. Bilimsel bilgilerin özelleştirilmesi, elektronik veritabanlanna erişim be-delinin bu kadar ucuz olabileceği böy-le bir döneme karşın, yoksul ülkelerle varsıl ülkeler arasındaki bilgi uçuru-
Tehditin kaynağı, kimileri-nin, bilgi toplumunun bü-yümesinden ticari yarar sağlamak üzere, bilgiye eri-şim konusunda, bilimsel bilgileri de kapsayan kısıt-lamalar getirmesi. Kimi uz-manlara göre, fikir mülki-yeti hakları ve veri tabanla-rının telif hakları gibi konu-lardaki düzenlemeler, bi-limsel bilgiyi özel mülkiye-te dönüştürme konusunda çok yol katetti. Bu nedenle de, halka açık erişimle, Özel sektörün bilimsel veriler üzerindeki kontrolü arasın-daki dengenin, yeniden ele alınması gerekiyor.
Yakın bir geçmişe ka-dar, temel bilimlerle uygu-lamalı bilimler arasında bir
bt-12.jpg
munun genişlemesine ne-den oluyor. Yoksul ülkeler-deki bilim adamları açısın-dan bakıldığında, bu du-rum şöyle özetlenebilir: Kuzey yarımküredeki araş-tırmacıların erişebildiği özel kaynaklara erişebil-mek için gereken finans kaynaklarına sahip değiller (temel laboratuvar teknik-lerinin lisansları, bilimsel dergilere abonelik, fon kay-naklarıyla ilgili yapılandırıl-mış bilgiler gibi). Sonuçta, finans kaynaklarının kıtlığı da, bilimsel bilgi ve kaynak-ları üretebilme kapasitesi geliştirmelerini ve bu "bi-limsel bilgi ekonomisinin gerçek bir üyesi olmalarını (ve dolayısıyla buna katkı-
sınır çizmek; ve temel bi-limler "kamu yararı" sağladığı için bulgularının herkese açık olması ge-rektiğini söylemek çok daha kolaydı. Örneğin, hükümetlerin üniversiteler-deki araştırmacıların çalışmalarını ka-muya ait fonlardan desteklemelerinin temelinde de bu yatıyordu. Bilgi ve il tişim teknolojileri ve bu teknolojilere paralel olarak ortaya çıkan, biyotekno-loji gibi ileri teknoloji alanları, bütün bunları değiştirdi. Bu her iki alanda da, keşif aşamasıyla teknolojik uygula-ma arasında geçen süre kısaldıkça, te-
da bulunmalarını ve bun-dan yarar sağlamalarını) engelliyor. Kütüphaneniz en son bilimsel bulgu-lara erişimi karşılayamıyorsa, ya da la-boratuvannız en son genom verileri-nin depolandığı bilgi tabanlarına eriş-mek İçin gereken fonlardan yoksunsa, nasıl olur da kendinizi küresel bilim topluluğunun bir üyesi olarak hisse-debilirsiniz? Daha eşitlikçi bir denge yaratabilmek için, yazılım üreticilerin-den bilimseİ yayımcılara kadar, geliş-miş ülkelerdeki birçok özel kuruluşun buna direncini yenmek gerekecek.
Geçmişte, hükümet politikaları, bi-limsel bilginin herkesin kullanımına açık olmasını desteklerken, son yıllar-da bu sözü edilen eğilimi destekler ol-du. Örneğin, ABD'de, 1980'li yıllarda yürürlüğe giren Bayh-Dole yasası, üni-versiteleri, giderleri federal hükümet fonlannca karşılanan araştırma sonuç-larının haklarını satarak gelir elde et-meye ve bu haklan kendi laboratuvar-lannda oluşturulan fikirlere kadar ge-nişletmeye teşvik ediyor. Avrupa'da, hükümet destekli etkinliklerden (me-
BİLİM ve TEKNİK 8 Aralık 2003