Bilgi Toplumunun Geleceği
Ölçüt Olarak insan
Araştırma ve teknolojilerin anlamı ve sınırları uğruna yürütülen tartışmaların odak noktasında yalnızca insan bulunabilir. Bu yazıda Federal Alman Kültür ve Araştırma Bakanı Edelgard Bulmahn tarafından kaleme alınmış bir gelecek senaryosu okuyacaksınız.
Çocukken bir keresinde bahçede ölü bir fare bulmuştum, içinin nasıl ol­duğunu merak ettiğim için fareyi bir bıçakla varmıştım. Başka bir keresinde bir tüplü radyoyu parçalarına ayırmıştım, neyse ki yeniden bir araya getirilebilecek şekilde... Meraklıydım, elime geçen her­hangi bir şeyin nasıl işlediğini bilmek İsti­yordum. Bu merakı çocuklarda teşvik et­meli, büyüklerde ise yitmesine izin ver­memeliyiz. Bunu başardığımız takdirde toplumsal olarak gelişmeyi sürdürebilir ve değişikliklere kapı açabiliriz. Bu bağ-
lamda bîr yaşam boyu sürecek öğrenme olgusuna uyum sağlamak zorundayız.
Bunun için önkoşullara sahip olduğu­muz halde, herkesin bu sürece katılımını sağlamak zor olacaktır. Değişiklikleri ka­bul ettirmek (maalesef) dayanma gücü ve ikna çalışması ve de çok zaman gerektiri­yor. Örneğin günümüzde tıp eğitiminde, bilgisayar tekniği ve yazılımı yeterince si-mülasyon olanakları sundukları halde, hala kurbağaların kadavrası ile uğraşılı­yor. Özellikle zor olan enformasyonları bilgiye dönüştürmek. Enformasyonları
toplamak bir sorun oluşturmuyor, buna karşılık bugünkü birikimde onları yeni­den bulmak ve kalıcı olarak depolamak bizi bir hayli zorluyor. Kanımca bilmenin ne olduğunu bilmek (bilginin bilgisi) ko­nusunda henüz çok yetersiz kalıyoruz. Böylece bilginin oluşması ve işlenmesi ile ilgili biyolojik mekanizmaları kavrama­nın henüz başlangıcındayız diyebiliriz. Gerçi yaklaşık olarak duyulardan gelen uyarıların nasıl işlendiğini anlıyoruz, ama bilincin ve yaratıcılığın neden ibaret ol­duğunu tümüyle anlamanın henüz çok uzağındayız.
Silisyum chip'lerin performansı bu şeyleri anlamak yolunda katkıda buluna­caktır. Örneğin Hurnan-Genom projesi ÎT kullanımı olmaksızın gerçekleştirile­mezdi. Ama chip'ler 100 milyar nöronu ve
tüm sinirsel yolları taklit etseler de, beynin yerine geçemeyeceklerdir, tak­lit edeceklerdir, o kadar.
Yasaklar yerine daha fazla bilgi ve etkileşim
Bilgisayarlara ya da robotlara insanlardaki özellikleri atfetmek konusunda bazen çok kolaycı davranıyoruz. Benim bilgisa­yarlarla çalışma sonucunda edindiğim deneyim, bana onla­rın yararlarını ve sınırlarını gös­teriyor: Bilgisayarlar bir filmde dinozorlara yaşam vermek konu­sunda harika araçlar. Ama bir bilgi­sayarı kendi başına sinemaya gönder­mek, filmi kaydettirmek ve eleştiri yaz­dırmak denemesi hayal kırıklığı ile sonuç­lanacaktır. Bilgisayarlar yaşamın bulma­calarını çözmek konusunda yararlı aletler olabilir. Ama uzun vadede de insanla boy ölçüşemeyecek ya da onun yerini alama­yacaklardır. Araştırmaların anlamı ve sı-
turnon: Vİyanalı proje grubu awg_AllesWirdGut tarafından sunulan fütürist konut vizyonu.
CHIP | ARALİK 2001
nırları uğruna yürütülen birçok tartışma gerçi yarar sağlıyor, ancak zaman zaman yanılgılara da yol açabiliyor: İhtiyacımız olan şey yalnızca yeni teknolojilerin so­rumsuzca kullanılmasını önlemek değil, aksine teknik ilerlemenin toplumsal so­nuçlarını da ayrıntılı bîr biçimde tartış­maya açmak. Bilimkurgu ya da "Makine­ler insanlardan daha zeki olacak" türün­den şiarlara inanç bu alanda bizi ileriye götüremeye-cektir.
Burada_Es-ki ki zamanlar-
Teknolojik gelişmelerin
insan hayatı üzerindeki etkileri
Ama bunların hepsi hala teknolojiyi insa­nın önüne koyuyor: Önce büyük iş imka­nı sağlayan internet, şimdi ise işyeri kısıt­laması gündeme geliyor. İT kullanan in­sanlar bir yanda, öteki yanda dijital dün­yanın dışında kalan diğer insanlar. Bu ba­na yetmiyor! Benim için daha önemli olan nokta IT'nin toplumsal gelişmeyi nasıl etkiledi­ği. Bizim diji­tal geleceği çekici kılan vizyonlara ih­tiyacımız var. Politika işte bu toplumsal vizyonlara gö­re yönlendirilmelidir. Oraya giden yolda benim tarafımdan başlatılmış bulunan ulusal araştırma diyalogu (www.futur.de) bir adım teşkil ediyor: Hiç kimse geleceği tek başına biçimlendirmiyor! İhtiyacımız olan şey farklı görüşler, iktisadi alandan uzmanlar, dernekler ve hükümet dışı ör­gütler, farklı düşünenler ve araştırmacılar ile tüm bilgi alanlarından yerleşik olan ve yetişmekte olan güçler arasındaki etkile­şim ve tartışma.
Yayınlarda nasıl yaşamak istediğimizin cevabını bulmalıyız
Yarınlarda güvenilir bilgiye ulaşmak iste­yenler, bugünden bilime doğru soruları sormak zorunda. Böylece tartışmanın merkezine önce teknolojik gelişmeleri de­ğil, aksine soruları koymuş oluyoruz: Toplum nasıl bir değişime uğrayacak­tır? Yarınlarda nasıl yaşamak isti­yoruz? Benim bu süreçten beklentim, ülkemizdeki in­sanların yalnızca kabul etmekle kalmayıp aynı zamanda destekleyece- , ği araştırma politikası­nı yönlendirici viz­yonlar. Araştırma in­sanlara hizmet etmeli, ve insanlar da kendile­rine neyin hizmet ettiği konusunda karar verme­lidir. Bu bağlamda bilgi teknolojisi gelecekte muhak­kak en yararlı araçlardan biri olacaktır.
İnsanlık tarihinin en ilginç yüzyılının basındayız. Peki ama yarının dünyası nasıl olacak? CHIP size her ay bilişîm çağının öncü düşünürlerini vizyonları ve ütopyalarıyla tanıtıyor.
dan kalma öIüm korkusu ve ölümsüzlük arzusu, teknik ütopyalar ile
iç içe geçiyor ve bilgi arayışına sınırlar ge­tirilmesi talep ediliyor. Oysa bizim sözde bilimsellik ile yararlı gelişmeleri frenle­meyi deneyen teknik düşmanlığından ka­çınmamız gerekiyor.
insanlığın ihtiyacı olan şey gelecek tek­nolojiler ve araştırmaların yasaklanması değil, aksine geleceği sorumluca şekillen­dirmek için daha fazla bilgi. Aşırı tekno­lojik merkezli bir bakış asıl amacın göz­den kaçmasına yol açabilir: Sorun yalnız­ca yeni teknolojiler bulmak ya da tersine yeni teknolojilerin önüne set çekmekten ibaret olsaydı, o zaman uzay Yolu türün­den bilimkurgular gerçekten kılavuz ola­rak alınabilirdi.
Daha o zamandan telsiz telefon gibi aygıtlar ve bunların insanlığa sağlayacağı yararlar gözler önündeydi. Yine de o za­mandan kalma entelektüel yetenekler muhafaza edilmiş bulunuyor: Gerçi se­naryo yazarı Kaptan Kirk'ün siyah teğ­men Uhara'yı öpmesine izin veriyordu (bu olgu ABD'de protestolara yol açmış­tı), ama toplumsal değişikliklerin tümü de bundan ibaretti. 30 yıl sonra da Uzay Yolu yazarları toplumlarının ve zamanla­rının sosyal bariyerlerini ve düşünme ör­neklerini kendileri için sınır olarak kabul ediyor. Benim vizyonum aktif olarak top­lumsal süreçlere katılan ve insanı odak noktasında bırakan bilmeye susamış in­sandan ibaret. Politikacı olarak benim için teknolojik vizyonlar ön planda değil. Cep telefonu ve www'nin olduğu gibi, ho­lografik video konferanslar ya da damar­larımızda temizleyici bir rol oynayan na-norobotlar gibi gelişmeler gündelik yaşa­mın bir parçası haline gelecektir.
1998 yılından bu yana Federal Alman Küftür ve Araştırma Bakanı
'
1996-1998 yıllan arası Alman Federal parlamento­sunda SPD (Sosyalist Demokrat Parti) küttür ve araştırma basın sözcüsü
1995-1996 yılları arası kültür, bilim ve araştırma komisyonu başkanı
Siyasal Bilimler ve İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrenimi
Edelgard Bulhman Çeviri: Garo Antikacıoğlu, agaro@chip.com.tr
CHIP l ARALIK 2001