Projenin Adı: Medya Ortamında Bulunan Biyolojiyle İlgili Çeşitli Bilimsel Filmlerin İncelenmesi

Proje Yürütücüsü; Suat MENTEŞE

Proje Danışmanı;Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ

Proje İçin Harcanması Planlanan Zaman(toplam ders saati) 14 X4 saat =56 Saat

Giriş
; Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği Anabilim Dalı Materyal Geliştirme Odasında hazırlanan ve Nadidem ve Biyoloji Eğitimi web sitelerinde halen internette yayınlanan  yaklaşık  205,5 Gigabayt (yaklaşık 342 saatlik 500 filimlik arşiv) bilimsel film içinden, ders hocası tarafından biyolojiyle ilgili yaklaşık 30 saatlik  33 film seçilmiştir.

Genel Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/video.html
Evrimle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/ev/ev.htm
Teknoloji ve Toplum İle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/fttfm.html
Çevre İle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/cevt/cevfm.htm
Alan Eğitimi ve Araştırma Projesi dersi öğrencileri için;Biyoloji Eğitimi Nesnel ve Sanal  Materyal Geliştirme Odası (http://www.nadidem.net/san/index.htm)  ve Fen Bilgisi Materyal Geliştirme Sınıfı (http://www.fenbilgisiegitimi.yyu.edu.tr/webfen/index.htm) hazırlanarak, filmlerin internet  ortamında ücretsiz ve rahat izlenerek özetleri çıkarıldı.
Ayrıca filmle öğretim yöntemine (http://www.nadidem.net/ders/omk.html#koylu) uygun olarak izlenilen filmin derinlemesinde yanıt bulabileceği sorular dizisi de filme ilave edilmiştir.

Yöntem:Biyoloji Eğitimi Nesnel ve Sanal  Materyal Geliştirme Odası (http://www.nadidem.net/san/index.htm)  ve Fen Bilgisi Materyal Geliştirme Sınıfı (http://www.fenbilgisiegitimi.yyu.edu.tr/webfen/index.htm) adresinden tek tek izlenerek özetleri tutuldu. Sonra  izlenen filimim derin içeriklerinde yanıtları bulunan sorular ilave edildi. Daha sonra her özet bir word sayfasına yazılarak özet sayfası html uzantılı şekilde hazırlandı. Yaklaşık 33 tane film için (45’er dk’lık) 30 sayfalık bir özet ve sorulardan doküman hazırlandı. Bu doküman Macromedia Dream Weawer programı kullanılarak html uzantılı dokümanların her birisine ait olduğu filmin internetteki linki atılmıştır.
Daha sonra tüm filimler ders hocası tarafından öğrencilere Biyoloji Materyal Geliştirme Odasındaki filmlerin hazır flash uzantılı dökümanları tek tek açılarak Macromedia flash sanal aracı ile her filmin görsel ekranına film özetinin linki atılmıştır. Böylece 30 tane filmin her birisi için birer sayfalık html uzantılı dosyaları ve film isimleri üzerine link atılmıştır. Aynı zamanda her filmin flash dosyasındaki görsel ekranına da film özetinin linki atılmıştır.

Sonuç ve Öğrencinin Kazanımları; Öğrencilerin 5 yıl boyunca gördüğü biyolojik bilgilerin bir kısmını, izlenen 30 saatlik uygulamaya yönelik bilimsel biyolojik filmlerin hayattaki karşılıklarıyla ilişkilendirme, filmlerin pratikteki karşılıklarının belli bir kesimini muhakeme etme, öğrencilerin biyolojinin uygulama alanlarına yönelik bilgileri güncellemiştir. Aynı zamanda öğrenciler filmlerde öğrendiklerini özetleyerek bilgilerini pekiştirmiştir. Ayrıca öğrencilerin Macromedia Dream Weawer ve Macromedia flash programlarını kullanmayı öğrenmeleri amaçlanmıştır. Bütün bu dokümanın hepsi http://www.nadidem.net ve http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr web sayfalarında yayınlanmıştır.
 

Ayı Çeşitlerinde Özelliklerin Evrimi ve Anatomik Yapıları 11

    Ayıların çok gelişmiş bir koku mekanizmaları bulunmaktadır. Hatta diyebiliriz ki canlarılar arasında en gelişmiş ve en hassas koku mekanizmalarına sahiptirler. Boz ayılar ve kutup ayıları kutuplarda, kara ayılar ise kuzey Amerika da yaşamaktadırlar. Kara ayılara hayalet ayılarda denir. Bunlar bir anda kaybolabilirler. Ayıların çok güçlü pençeleri bulunmaktadır. Kara ayılar nüfusun arttığı yerlerde insanlarla iç içe yaşamaya başladılar.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

  S-1. Ayıların koku mekanizmaları gelişmiş midir?

  S-2. boz ayılar nerelerde yaşarlar?

  S-3. kara ayılara başka hangi isim verilir?

  S-4. kara ayılara niye hayalet ayılar ismini vermişler?

  S-5. kara ayıları insanlarla beraber nerelerde yaşarlar?

  S-6. ayıların pençeleri nasıldır?

  S-7. kutup ayılarına neden kutup ayıları ismi verilmiştir?

         Hayvan Organlarının Biyonik Simülasyonu (Ödeşleştirmesi);Göz ve Kolu Mekanize Etmek- Üretmek 5’  

     Maymunlarla yapılan deneylerde maymunun kolu bilgisayara bağlanmış ve maymun kolunu hareket etmek istediğinde bilgisayarda çeşitli iniş çıkışları gösteren çizgilerin oluştuğunu ve çeşitli seslerin çıktığı görülmüştür. Aslında bu sesler nöronlar arasındaki elektriksel ateşlenmedir. Ondan sonra beyin sinyalleri bir bilgisayardan geçiriliyor ve onları bir robot koluyla besliyor. Bu kol maymunu gerçek kolu gibi hareket ediyor. Bu şekilde her türlü özürlü insanın özrü giderilebilecektir. Şimdiki çalışmalar yetersiz olsa da ilerde bunlar daha da geliştirilecektir.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  
   S-1.ilerde biyonik göz yapmak mümkün müdür?

   S-2.biyonik göz üzerindeki çalışmalar yeterli seviyede midir?   

         Böcek Evrimi 23'  

   Böcekler eklembacaklılardır. Bu grupta örümcek, kabuklular ve akrep gibi araknidler bulunmaktadır. Eklembacaklılar siliviyen dönemde denizleri terk edip karaya çıktılar. Rakipleri olmadığında bunlar karaya çabuk uyum sağladılar. İlk karaya çıkan eklembacaklılar araknidlerdir. Daha sonra böcekler çıktılar. Karbonifer de dev kara bitkileri oluşmaya başladı ve eklembacaklılarda çok büyüdü. İşte bu arada bazı böcekler uçmaya başladı. Bunlar uçmaları sayesinde kolayca yiyecek buldular ve düşmanlarından kolayca korunabildiler.  

   Permianda küresel bir felaketle kara hayvanlarının tümü deniz hayvanlarının ise % 95 i kayboldu. Sadece böceklerin dokuz türü kaldı. Triasta sürüngenler dönemi başladı. Ayrıca çeşitlenmelerde başladı bu dönemde. Bu metamorfozun da başlangıcı oldu. Çiçek açan bitkiler çıktı. Çiçekli bitkiler ile böcekler beraber geliştiler ve simbiyotik yaşam başladı aralarında. İlk böceklere ait fosiller trias dönemine aittir. Bu fosillerin DNA’larından beklide aynı türler klonlanabilecektir.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1. Böcekler hangi grupta yer alır?

    S-2. Böceklerin bulundukları grupta başka hangi canlılar bulunur?

    S-3. Böcekler hangi devirde karalara çıkmışlar?

    S-4. ilk olarak hangi böcek türü karaya çıktı?

    S-5 hangi zamanda dev kara bitkiler oluştu?

    S-6. Böceklerin uçması onlara ne gibi avantajlar sağladı?

    S-7. metamorfoz ne zaman başladı?

    S-8. Böceklere ait ilk fosiller hangi devire aittir?  

       Çitalar Çiftçilerin Hayvanlarını Avlıyor Önlem 4’

   Çıtalar Güney Afrika da çiftçilere büyük zararlar vermektedir. Çıtalar çiftliklere saldırmaktadır. Bu durum çiftçilerin devlete ültimatom vermelerine ve çıtaların avlanması ile ilgili yasaların gözden geçirilmelerini istemelerine sebep olmuştur. Ayrıca diğer bir dert yandıkları konu ise geçimini sağladıkları av hayvanlarının çıtalar tarafından avlandıklarıdır. Ama uzmanlar çıtaların çok az sayıda kaldıklarını ve kesinlikle çıtaların avlanmasına karşı çıkıyorlar.
    Çıtalar karada yaşayan en hızlı hayvanlardır. 3 saniyede saatte yaklaşık 80km yol alabilirler. Hızlı koşmalarının sebeplerinden biriside bir anda 4 ayağını yerden kaldırması ve havada kalmasıdır. Ayaklarının altında çivi gibi tırnakları bulunmakta bu tırnaklar fren görevi görmektedir. Çıtalar hızlı koşarlarken kuyruklarını tam dönüşlerde kullanmaktadır.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

   S-1. hangi durum Afrika da çiftçilerin devlete ültimatom vermelerine sebep oldu?

   S-2. karada yaşayan en hızlı hayvan hangisidir?

   S-3. çıtlar neyin sayesinde hızlı koşarlarken durabilirler?

   S-4. Çıtalar kuyruklarını ne zaman kullanır?

   S-5. Kim çıtaların avlanmalarına karşı çıkıyor?  

 Çiftlik Hayatı ;Çocukların Çiftlikte Çeşitli Hayvanlarla Uğraşısı Lama ve Mısır Yetiştirmek(Çocuklar İçin) 20’

   Çiftlikte çocukların ne yaptıkları ile ilgili birkaç şeye değineceğiz. Çocuklarla beraber bir şeyler yaparken bazı kazanımları kazandırabiliriz. Örneğin koyun kırpmasının nasıl yapılacağı, yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiği ve kırparken yünün ne işe yarayacağını, yünlerin yıkanması, içindeki atıkların temizlenmesi ve nasıl kurutulduğunu öğretebiliriz. Balıkların yakalanması, temizlenmesi ve nasıl pişirildiğini öğretebiliriz. Günü belirli saatlerinde hayvanların hayvanların otlatılması ve otlaklardan hayvanların getirildiğini öğretebiliriz. Tavşanların nasıl yetiştirildiği ne ile beslendiği, balık ağlarının nasıl yerleştirildiği, yerleştirirken nelere dikkat edilmesi gerektiğini ve ağlardan balıklar toplanırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğretebiliriz. Bir koyunu doğumunu, doğum esnasında koyuna yapılması gerekenler ve kuzunun ne ile beslenmesi gerektiğini öğretebiliriz.
    Mısırın ekimi, ne amaçla ekildiği, ekiminden hasat zamanına kadarki süreçte yapılaması gerekenleri beraber yaparak öğretebiliriz. Mısırın hasat edilmesi, hasat edilen mısırın danelerinin sökülmesi ve mısırın hangi kısmından hangi amaçla kullanıldığını beraber yaparak onlara yaşartarak öğretebiliriz. Ayrıca mısırın haşlanması veya közde pişirilmesi, beraberce güzel zamanların geçirilmesine vesile olabilir.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

    S–1.Çiftliklerde çocuklarla beraber ne yapabiliriz?

    S–2.Çocuklarla çiftlikte neler yapılırsa güzel zaman geçirmiş oluruz?

    S–3.Sizce çiftlik hayatı nasıl olmalıdır?

    S–4.Doğada çocuklarla beraber ne yapılabilir?

    S–5.Çiftlik hayvanlarıyla ilgili çocuklara neler öğretilebilir?

 

   Çiftlik Hayatı ;Çocukların Çiftlikte Çeşitli Hayvanlarla Uğraşısı(Çocuklar İçin)15’

  Çiftlik insanlarının günün büyük çoğunluğu at üstünde geçer. Bunun için atın eğeri iyice bağlanır. Buda attan düşmeleri engeller. Çiftlikte yaşayan çocuklar hayvanlarla ilgilenirler. Gerektiği zaman yemlerini verir ve bakımlarını yaparlar. Bu hayvanlar genelde at, koyun ve sığırdır. Ayrıca çocuklar bazen oyun gibi etkinlikler düzenleyerek arkadaşlarını da çağırırlar ve hoş zaman geçirirler. Bu oyunlardan birisi de patatesleri toplama oyunudur. Direkler dikilir. Üstlerine patatesler yerleştirilir. At üstündeki çocuklar patatesleri toplarlar. İlk önce 4 patates toplayıp bitiş çizgisine varan kişi oyunu kazanır.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

   S-1. Çiftliklerde insanların günün büyük kısmı nerelerde geçer?

   S-2. Çocuklar çiftliklerde ne yaparlar?

   S-3. çiftliklerde çocuklar ne tür oyun oynarlar?

   S-4.Çiftliklerde genelde hangi hayvanlar bulunur?

   S-5.Patates oyunu nasıl oynanılır?

    Genç Kalmanın Sırları  27’

    Uzun yaşamak için büyüklük önemlidir. Ama yağ bunu engeller. Besinlerle yaşlanmanın ilişkisi vardır. Aldığımız kalorileri azaltmamız daha fazla yaşamamız demektir. Bir fare normalden % 30 daha az yemek yerse bir fazla yaşar. Acaba hepimiz daha az yemek yersek daha fazla yaşarmayız. Midyelerde az yiyerek daha fazla yaşarlar. Japonlar ‘Daha uzun yaşamak için hangi besinlerle beslenmeliyiz ?’ sorusunun cevabını bulmuşlar. Balık yağı, yağ peyniri ve soya ürünlerinden oluşan sağlıklı bir beslenme biçimleri vardır. Ancak okinawa adasındaki insanlar anakara Japonya’ya göre daha az yemek yerler ve hastalıklara daha az yakalanırlar. Bunun sebebi hücrelerinde saklıdır. Her hücrede mitokondriler bulunur. Besinler ve oksijen reaksiyona girdiğinde serbest radikaller oluşur ve hücreyi kirletirler ve yaşlanmaya sebep olurlar.    Büyük olmak demek yavaş metabolik oran ve daha az serbest radikal demektir. Buda büyük bir hayvanın küçük bir hayvana göre daha az ısı kaybı demektir. Filin vücudu ısıyı muhafaza etmede çok yeteneklidir. Büyük vücut serbest radikallere karşı daha dayanaklıdır. Kuşların metabolizmaları yüksek olmaya eğilimlidirler. Çünkü uçmak için yüksek enerjiye ihtiyaçları vardır. Buda daha kısa yaşamalarını gerektirir. Ancak kuşlar aynı büyüklükteki memelilere göre üç kat daha fazla yaşamaktalar. Peki, memelilerde eksik olup kuşlarda fazla olan nedir? Bu aşamada yine hücrelere dönüyoruz ve bunun sebebi de gene mitokondrilerdir. Kuşların mitokondrileri daha güçlü ve daha az serbest radikal üretirler.  
   Kromozomlarda telomerler bulunmaktadır. Hücre bölündüğünde telomerler kısalmaktadır ve hücreye gen değişimi emrini vermektedir. Bölünmeler giderek yavaşlar ve en sonunda durma noktasına gelir. Bu yaşlanma saatidir. Ölümsüzlük enzimi diyebileceğimiz bu telomerlerin harekete geçmeleri gerekir.  Bunu başarabildiğimizde yaşlanmada olmayacaktır.   Memeliler büyürken beyinleri daha da gelişir. Özellikle primatlar bu konuda önde gelir. Canlılar arasında en büyük beyne sahiptirler. Kendine has beyin gücümüz aynı zamanda kendi kaderimizi yönlendirmemiz demektir. Tabiî ki beynimizi kullanabilirsek. Bilim adamları yaşlanmadan sorumlu genleri tespit etmişlerdir. Ancak daha uzun yaşamamızı sağlayacak genler tespit edilememiştir. Ancak bu genler meyve sineklerinde tespit edilmiştir.  
  Stresten kaçarak stres hormonu kortizol hormonu seviyesini, düşürebiliriz. Gülmek çok önemlidir. Her gülüş çeşitli hormonların salgılanmasını sağlar. 

     Daha uzun yaşamak için: 

     * Daha geç çocuk sahibi olunmalı

     * Daha küçük yemek porsiyonları yemeli

     * Cinsel ilişkiye girmek

     * Zihinsel olarak aktif olmak

     * düzenli olarak egzersiz yapmak

     * antioksidan içeren yiyecekler tüketmek gerekir.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

   S-1. memeliler büyürken beyinleri de büyür mü?

   S-2.Hücre bölündüğünde telomerlerin uzunlukları nasıl değişir?

   S-3.yaşlanma saati ne zaman başlar?

   S-4.Daha uzun yaşamak için ne yapmalıyız?

   S-5. Kuşlar niye kendi büyüklüğündeki memelilere oranla daha fazla yaşar?

   S-6.Beslenme ile uzun yaşama arasında bir bağlantı var mıdır?

   S-7.Büyük vücutlu olmakla yaşlanma arasında bir bağlantı var mıdır?

   S-8.Japonlar daha fazla yaşamak için nasıl beslenirler?

 

 Genetik ve Eğitim Tercihlere Dayalı Bilimsel Dahi Oluşturmak Kısmen Olası  46’  

    Herhangi bir çocuğu 6 yaşına kadar dahi yapmak çok kolay. Dâhilik gizemli bir yetenek ve doğuştan mı kazanılır yoksa sonradan bir dahi yaratılabilir mi?  
    Bunların IQ seviyeleri çok yüksektir. Amerika’da Justine adındaki bir çocuk çok küçük yaşlardan itibaren yapılan IQ testlerinde 160 almıştır. IQ testlerinin değerleri 100 ile 160 arasında değişmektedir. Daha 3 yaşında iken bu çocuğun satranç oynadığı ve buna benzer daha üst düzey beceri isteyen birçok şey yaptığı görülmüştür. Justine daha 6 yaşında iken üniversiteye girmiş ve 12 tane dil konuşmaya başlamıştı. Bu yaşlarda çocuklarla ilgili konferanslar vermeye başlamış, insan hakları kadın ve çocuk hakları ile projeler hazırlamıştır. Yedi yaşında iken yapılan IQ testlerinde 298 aldığı gözlenmiştir. İşitme seviyesi çok yüksek olmasına rağmen bazen sorunlar yaşıyordu. Kendisi ile bir röportaj yapıldığında soruları anlayamadığı ve ağzının kelimeleri biçimlendiremediği görülmüştür. Cevap verebilmek için bilgisayarına cevaplarını yazdığını ve orada söylediği görülmüştür ama emil ile bir soru sorulduğunda bir filozof gibi cevaplar verildiği görülmüştür.

   Dâhilik kalıtımsal ise dâhilik için uygun sperm ve yumurtaların seçilmesi gerekiyor. Bunun içinde uygun eşlerin yani genetik açıdan kaliteli genler taşıyan bayan ve erkeğin evlenmesi gerekiyor. Amerika’da sperm bankaları kurulmuştur. Bunların amaçları insanların istekleri doğrultusunda istedikleri zaman istedikleri şekilde kalıtımsal özelliğe sahip çocuk sahibi olmalarıdır. Bir aile bu sperm bankalarının birinde farklı zamanlarda 3 tane sperm alıyorlar ve bu şekilde 2 tane kız bir tanede erkek çocukları oluyor. Kızlardan birisinin donörü bir üniversite de bilim adamı ve diğer kızın da olimpik yüzücü. İki kızında hayatlarında çok iyi işler yapıldığı görülmüş anca erkek çocuğun ise otistik olduğu görülmüştür.
    İstatistiklere göre iki zeki insanın evlenmesi ile zeki çocukları olabilir. Ama bu her zaman garanti değildir. Çünkü gebeliğin başlaması beraberinde birçok tesadüfî genetik bileşenin bir araya gelmesinin sonucudur. Genetik bilimi bir nevi piyangodur. Kadın ve erkekten gelen kromozomların yarısı yeni ve dünyadaki bütün canlılardan farklıdır.
   Peki, çevresel etkenlerin zekâ üzerinde etkisi var mı? Buna inanan bazı bilim adamları var. Farelerle bazı deneyler yapılıyor. Miskin fareler bir yere kapanıyor. Spor salonu fareleri ise günde 20 dk. Egzersiz yapmaları sağlanıyor. Egzersizlerin beyni etkileyip etkilemediğini görmek istiyorlar. Egzersizlerin beyni etkilediği görülüyor.   Spor salonu fareleri beyne daha fazla kan pompalıyorlar ve daha sağlıklı beyne sahip oldular ancak daha zeki fareler olmadığı görüldü. Acaba bu insanlarda da aynı şekilde sonuç verecek mi?
    İnsan beyni milyarlarca nöronlardan oluşmuştur. Bunların birbiri ile bağlantıya geçtikleri dendra denilen kollar şekilleniyor. Bu şekilde nöronlar arasında iletişim sağlanıyor. İşte bu bağlantılar zekânın kaynağıdır. Farelerdeki deneylerde spor salonu farelerinde beyne giden kan miktarı arttı ancak bu dendraların sayısı artmadı. Bu sefer farelere aynı zamanda fiziksel ve zihinsel uyarı verdiler. Engelli yollardan geçmeleri sağlandı. Ve bunların spor salonu farelerine göre %25 daha fazla dendralara sahip oldukları görülmüştür. Ayrıca bunların çok daha zeki oldukları görüldü.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

   S-1.İki zeki insan evlenirse zeki çocuklara sahip olabilirler mi?

   S-2. Çevrenin zekâ üzerinde etkisi var mıdır?

   S-3.Sperm bankalarının amacı nedir?

   S-4.Dahi çocuklara sahip olmak için ne yapmalıyız?

   S-5.Justine kimdir, özellikleri nelerdir?

   S-6.Egzersizler zihni nasıl etkiler?

   S-7. Sperm bankaları ahlaki midir veya ülkemizde kurulursa ne düşünürsünüz?

   S-8.Zekânın kaynağı nedir?

 

       Yaşamın Zaferi Hayvanlarda Cinsellik ve Değişim 17’  

   Klonlanmış hayvanların tümü aynı genetik yapıya sahiptir. Bir vücudun hücresi gibidirler. Çıtalar Yavruları kolluyor. Eskiden gelen bakılar bu dürtüleri kalıplaştırmıştır. Anne çıta kendi hayatını riske atarak aslanın dikkatini çekmeye çalışır ve yavrularının kaçması için onlara zaman kazandırır. Yavrularını kaçırırken aynı zamanda hayatını da kurtarmaya çalışıyor ve yem olmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Çıta yavrusuna besin getiriyor. Ama bunlar memeli oldukları için aynı zamanda yavrularını süt ile de beslerler. Annelik duygusu doğal seçilim dengesince şekillendirilmiş ve bu sayede genlerine bir gelecek veriyor. Aynı zamanda yavrular genlerinin bir kısmını babalarından alırlar.      Kuşlarda ebeveynler bir arada bulunur ve beraber çalışırlar. Eğer kuşlarda besin kıtlığı varsa kuşlar arasında sürtüşmeler başlayabilir. Maskeli bubi kuşları Galapagos Adalarında yaşarlar. Bunlarda dişiler iki günde iki yumurta bırakırlar. Yumurtalar çatlar ve yavrular yumurtalardan çıkarlar. Ebeveynler yavrularına balık getirirler. Bazen serseri kuşlar bu maskeli bubi kuşların zorlukla yakaladıkları balıkları çalarlar. Bu civcivlerin birbiri ile sürtüşmelerine sebep olur. Ve genelde sonradan yumurtadan çıkan yavru yuvanın dışına atılıyor ve yırtıcı kuşların hedefi olurlar. Boynuz gagalı kuşlarda ise tam tersi çok iştahlıdırlar ve sürtüşme yerine bunlarda işbirliği var.     İmpala gibi hayvanlar sürekli karmaşık genişlemiş ailelerin tehdidi altındadırlar. Bunlarda anne baba en yüksek rütbededir ve yavrularını beslemek için ikisi beraber çalışırlar.   Termitlerde de işbirliği vardır. Bunlarda kraliçe termit bulunur. Diğer bütün termitler kraliçe termite hizmet ederler. Bu kraliçe yaklaşık on sene yaşar ve yaklaşık üç saniyede bir yumurtlarlar. İlk önce işçi termitler olur ve bunlar kraliçe arıya hizmet ederler. Sonra ise yeni kraliçe ve kral termitler oluşur ve bunlar dünyanın farklı yerlerine giderler. Bunlar ebeveynlerin genlerini ileriye taşırlar. Termitlerde büyük bir ittifak var ve bu güvene bağlıdır.   İnsanoğlu dünyanın her yerinde bulunur. Bu aşırı güvene dayalıdır. Kutuplarda bile çok zor şartlarda yaşayabilirler. Doğal halimizle çıplağız. Diğer kutuplarda yaşayan canlılar her halleri ile kutup yaşamına uyum sağlamışlardır. İnsanlarda ise beyinin var olan beyin ile sosyalleşmeyi öğrendik ve çok zor şartlarda bile yaşamayı öğrenmişiz. Bizler melek değiliz ve bizde hilede var ancak dünyanın her yerinde insanların beraber yaşaması karşılıklı güvene dayalıdır. İnsan yaratıldığı günden bu güne beyni ile dünyanın hâkimidir.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

   S.1. İmpalalar hangi hayvanların tehdidi altındadır?

   S-2.Ne zaman kuşlar kavgalara başlarlar?

   S-3.Kuşlarda ebeveynler nasıl yaşar?

   S-4.Maskeli bubi kuşları nerede yaşıyor?

   S-5.Termitlerde sosyal hayat nasıldır?

   S-6.Bubi kuşlarının hangi yavrusu ne zaman ve neden yuvanın dışına atılıyor?

   S-7.hayvanların dişilerinin yavrularını kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye atmayı göze almaları hakkında ne düşünüyorsunuz. Bunun sebebi ne olabilir?

   S-8.İnsan doğada hayatını nasıl devam ettiriyor?

 

   Hayvan Terapi Uzmanları Nasıl Çalışır  21’  

  Bakteriler başka bir bakteriden genetik materyal aldıklarında aslında başka bir türle seks yapmış oluyorlar. Seks her zaman üreme ile sonuçlanmaz. Bazı canlılarda cinsel açıdan erkekler gereksizdir. Bazı türlerde erkekler gereksizdir ama dişiler gereklidir. Kuyruk kertenkelelerde erkekler toptan atılmıştır. Seksten kaçınmanın üreme açısından birden fazla avantajı vardır. Mesela enerji harcamazlar. Bazı canlılar seks yapmadan ürerler ama yinede bu türler kur yapmanın ve eşleşmenin bütün sıkıntılarına katlanır gibi görünürler. Bunlar seks yaparak bazı hayati hormonları oluşturmak zorundadırlar. Bu yüzden sadece hareketleri yaparlar. Üreme için hazır olamayan dişiler erkek dişi rolünü oynuyor. İstekli bir kertenkele gördüklerinde üstlerine çıkıp çiftleşiyormuş gibi görünüyorlar.  Burada tamamen bir genetik aktarım yoktur.    Deniztavşanı biseksüel canlılardır. Bunlarda iki, deniztavşanı karşılaştığında birisi erkek rolüne bürünüyor ve çiftleşiyorlar. Sonra roller değişir ve alıcı verici konumuna geçiyor. Çift cinsiyetli canlıların avantajlarından biri de çok sayıda yavruya sahip olmalarıdır.      Nemo balıklarında erkek dişiden küçüktür ve dişiyi korumaya çalışır ama çoğu zaman bunu gerçekleştiremez. Eğer dişi ölürse erkek değişim geçiriyor ve yumurta üretmeye başlıyor. Peki, bunun yerini kim tutacak. Yetişkin aile fertlerinden biri erkek oluyor. Her aile hiyerarşisinde Nemo balıklar bir altındakinin %20 büyüklüğündededir. Bunlar cinsiyet değiştirebiliyor.     Tek eşlilik canlılar arasında çok nadirdir. Uzun kuyruklu baykuşlar, antiloplar, çeşitli penguenler, bazı karıncalar, firavun fareleri tek eşlidir. Tek eşliliğin sebeplerinden biri de canlıların birbirini korumaya çalışmalarıdır.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

   S-1.Bakteriler nasıl çoğalır?

   S-2.Deniztavşanları nasıl canlılardır?

   S3.Nemo balıklarında büyüklük olarak dişi ile erkek arasında fark var mıdır?

   S-4.Çift cinsiyetli canlıların ne gibi avantajları

   S-5.Nemo balıklarında dişi ölürse erkek ne yapar?

   S-6.Hangi canlı türünde erkekler toptan devre dışı bırakılmıştır?

   S-7. bazı canlı türlerinde seksten kaçınmanın ne gibi avantajları bulunur?

   S-8. Hangi canlıda üreme genetik aktarım amaçlı değildir?

            İnsanda Neandertallerin Son Dönemi 13’  

     Neondertal insan ile gerçek insan aynı yerlerde yaşamışlardır. Neondertal insan duraklamaya girmişken modern insan gelişme patlaması yaşamıştır. Fransa da yapılan kazılarda 36.000 yaşında bir neondertal insanın kalıntıları bulunmuştur. Neondertaller kısa bir sürede teknolojilerini geliştiklerine dair bulgular bulunmuştur. Bulunan bir kurt dişi acaba neondertal insan mı yapmıştır yoksa modern insan ticaret amaçlı mı geliştirmiştir.     Modern insan Avrupa’nın her yerine yerleşmiş ve neondertal insanı kovmuştur. Peki, neondertal insan niye kayboldu. Bunun sebeplerinden birisi büyük ihtimalle sadece bir alana yoğunlaşmalarından ileri gelmektedir. Bu tek alana yoğunlaşma onları tamamen klimatik koşullara bağımlı yapmıştır. Acaba modern insan neondertal insana göre daha mı iyi savaş silahlarına sahip idi yoksa daha hızlı çoğalıp ta neondertal insanın yok olmasına sebep oldu.      Yaklaşık 35.000 yıl önce Avrupa da havalar soğudu. Ağaçların sayısında azalmalar meydana geldi. Modern insan belki de daha ileri görüşlü idi ve yakıtı depo etmişti. Neondertaller buzullardan kaçarken son uğradıkları yerler ispanya ve Portekiz olmuştu. Artık okyanus, yollarını kesmişti. Ve cebeli Tarık boğazından Afrika ya geçip geçmedikleri bilinmemektedir.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

   S-1-.Neondertallerin gelişmiş teknolojiye sahip olduklarına ne kanıt olabilir mi?

   S-2.Neondertaller niye kayboldu?

   S-3.Neondertaller neyden kaçmışlardır?

   S-4. En son uğradıkları yerler nerelerdir?

   S-5. Şimdi dünyada başka bir insan türünün olması halinde bunlara nasıl davranırdınız?

  

 

      Kobraları Avlayan Bal Porsukların Hayat Döngüleri 25’  

    Bal porsukları yılan katilleridir ve dünyanın en zehirli hayvanlarını katlediyorlar. İlk önce kobrayı başını arkasından yakalıyor ve başından başlayarak yalnızca 15 dakikada yiyorlar. Bal porsukları genelde Afrika ve Asya da yayılmışlardır ancak bunların hakkında pek bir şey bilinmez. Bunlar sık sık in değiştirdiklerinden gözlenmeleri zordur.   Ortam şartları kötüleştiğinde bunlar yeri kazıyarak saklanırlar. Şartlar düzeldiğinde çıkarlar ve gitmek istedikleri yere giderler. Bunlar günde 40km kat edebilirler.   Porsuk yılana saldırırken asıl avantajı dişleri değildir. Onun avantajı ısrarcılığı ve yırtıcılığıdır. Yılanları yerken ilk önce yılanın başından başlayıp zehirli dişlerini yerler. Bazen başarılı olamayabilir ve porsuk zehirlenebilir. Belli bir süre hareketsiz kaldıktan sonra kendine gelirler. Buda yılan zehrine karşı bağışıklılıklarının küvetli olduğunu gösteriyor.   Porsuklar leoparlardan uzak durmaya çalışırlar. Leoparlar porsukları gördüklerinde saldırırlar. Leoparlar porsukları avlarken porsuklar çok dayanıklıdırlar ve ölüme çok direnirler.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

  S-1. Bal porsukları hangi canlı türlerini katlediyor?

 S-2.Bal porsukları nerelerde yayılış gösterir?

 S-3.Ortam şartları kötüleştiğinde bal porsukları ne yapar?

 S-4.Porsuklar yılanlarla nasıl başa çıkar ve asıl avantajı nedir yılana karşı?

 S-5.Porsuklar günde kaç km gidebilirler?

 S-6.Porsuklar kimlerden korkar?

 

      Kurbağa ve Ayıların Yaşamak için İlginç Etolojik Davranışları 4’  

   Ayılar her zaman hayatı doğadan öğrenmezler. Bazen profesyonellerden de alabilirler. Bu öğrenmelerden ilki ağaca tırmanmaktır. Diğeri ise ağaçtan inmektir, üçüncüsü ise yiyecek bulmaktır. Son ders ise kış uykusu için uygun bir yer bulmaktır. Bu o kadar da kolay değildir. Kutup ayıları beş ay kış uykusuna yatarlar ve bu süre içinde yavrularını sütle beslerler. Bunlar inlerinden çıktıktan sonra buzları kırarlar ve fok yavruları ile beslenirler.  
      Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır
     S-1. Kutup ayıları kaç kış uykusuna yatar?
     S-2.Ayılar hayatı kimlerden öğrenir?

    

 

      Katil Arıların İstilası 45’  

 Efsaneye göre bunlar ilk defa güney Afrika da görülmüşlerdir. Bunlar çabuk uyum sağlarlar ve gittikleri çok hızlı bir şekilde istila ederler. Bunlar sadece insanlar için tehlikeli değildir. Bunlar aynı zamanda bal arılarına da zarar verirler.  Brezilya bal üretiminde dünyada öncü ülke olmak istiyordu. Bunun içinde kısa sürede çok miktarda bal üreten arılara ihtiyaç vardı ve bunu gerçekleştirmenin yollarını bulmaya başladılar. Bir bilim adamı Afrika ya gitmiş ve arı türlerini araştırmaya başlamıştır. Afrika da katil arıları buldular. Bu katil arılar yılanlara ve bal porsuklarına bile büyük zararlar veriyorlardı. Katil arılar insanı soktuklarında ilk başta iğnelerini batırıyor çok kısa bir sürede çok fazla miktarda zehir bırakıyor. Bu zehir kısa bir süre içinde bağışıklık sistemini çökertiyorlar.    Peki, bu arıları normal arılarda nasıl ayırırız. Bunların. İğneleri genelde benzerdir. Katil arıların çoğalması çok hızlıdır. Kraliçe arı binlerce yavruyu çok kısa bir sürede oluşturabilir. Bunlar çok kısa sürede diğer türlerin yerini alıyorlar.     Bir bilim adamı katil arılar ile Avrupa arılarının genetiğini harmanlayıp daha verimli bir tür oluşturmak istemiştir. Bunlar çiftleştirilip yeni genetik kombinasyonlara sahip arılar oluşturulacaktı. Ama bu brezilyada bir felakete sebep olmuştu. Çünkü katil arılar normal arılarla çiftleşmiş ve çok kısa zamanda bütün bölgeye yayılmışlardı. Bilim adamını yaptığı bu hata dünyayı tehdit eder duruma gelmeye başlamıştı.   Dünyanın birçok yerinde arılar sadece bal üretmek amacıyla yetiştirilmiyordu. Özellikle tarımın yoğun yapıldığı yerlerde daha iyi ürün elde etmek için bunlar tozlaşmayı sağlıyorlar.  Bilim adamları Avrupalı arıların Afrika arılarına niye yenildiklerini araştırıyor. Ayrıca çiftleşme sonucu oluşan melez arılarda hiçbir değişiklik gözlenmiyordu. Bir araştırmada hem Afrikalı arılardan hem de Avrupalı arılardan sperm aldılar ve Afrikalı kraliçeyi yapay olarak döllediler. Kraliçe arı yumurta bıraktığında larvalara ayırdılar. Yeni oluşan Afrikalı kraliçeler 20 günde oldular. Ama yeni Avrupalı kraliçe arılar bir gün sonra oluştular. Bu fark önemsiz görünebilir. Ama kovanda ilk yumurtadan çıkan kimyasal salgılarını salgılarlar. Buda üstünlük demektir. İmparatorlukta bir kişi, hükümdar olur. Bu harekete geçer ve diğer bütün arıları öldürür. Ayrıca bir kene türü Avrupalı arıları doğar doğmaz saldırır ve kanlarını emerler. Ayrıca bağışıklık sistemlerini çökertiyor. Ama katil arılar bu vampir keneye karşı gelebiliyorlar. Araştırmalar doğanın katil arılardan yana olduğunu gösterdi.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

 

    S-1. Katil arılar ilk olarak nerede görülmüştür?

    S-2.Avrupa arıları Afrika arılarına neden yeniliyorlar?

    S-3.Arıcılık sadece bal amaçlı mı yapılır?

    S-4.Hangi devlet Afrika arılarının dünyaya yayılmasına sebep oldu?

    S-5.Afrika arılarına hangi canlılara zarar verir?

    S-6.Yeni genetik yapılı arılar oluşturulmaya çalışılmış. Peki, niye başarılı olunmamıştır?

    S-7.İlk oluşan arıların ne gibi avantajları vardır?

    S-8. Sizce arılar yok olursa bizi ne gibi felaketler beklemektedir?

 

Kusto'nun Denizdeki Canlıların ve Köpek Balıklarının Besin ve Hayat Döngüsünü Değerlendirişi 45’ 

 Köpek balıkları yavaş ürer. Bazı türlerin olgunlaşmalı 25 yıl sürebilir. Dişilerin hamileliği ise 24 ay sürüyor. Balık türlerinin çoğu nefes alabilmeleri için solungaçlarından sürekli su almaları gerekiyor. Bunu için ya sürekli hareket etmeliler ya da su akıntılarına karşı durmalılar. Hemşire köpek balıkları ise ender bir türdür. Bunlar solungaçlarında suyu pompalarlar ve su içinde dinlenirken bile solungaçlarından su alabilirler. Köpek balıkları insanları yemek için tercih etmez. Koku duyuları çok gelişmiştir. İlk önce avlarından emin olmak için onları ısırırlar. Bu esnada insanı öldürebilirler.    Çiftleşme dönemlerinde sürü halinde gezerler. Erkekler dişileri belirliyor ve kokusunu takip ediyor. Erkekler dişileri kenara çekiyor. Çiftleşmek isteye erkek dişiyi ısırıyor. Dişinin derisi kalındır ve pek etkilenmez. Bu ısırmadan sonra erkek dişi ile çiftleşiyor.   Çekiç başlı köpek balıkları diğer köpek balıklarıyla da besleniyor.    Yunuslarla köpek balıkları çok zıt özellikler barındırır. Yunus balıkları insanlara çok benzerler bazı yönleri ile. Bunlar insanlarla oynayabilirler ve insanların arasına girmekten çekinmezler. Bunlar sosyal balıklardır ve yıl boyunca çiftleşirler.   Canlıların yaşamları birbirine bağlıdır ve deniz yaşamının devam edebilmesi için köpek balıklarına ihtiyaç var. Aşırı avlanma sonucu köpek balıkları yok olmak üzeredir. Bu bizim yaşamımızı da etkileyecek. Köpek balıklarının yüzgeçlerinde aşırı derecede cıva bulunur. İşte insanlar bu cıva için köpek balıklarını avlıyor. Eğer tavrımızı değiştirirsek köpek balıklarının yok olmasını engelleyebiliriz.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

  S-1. Yunus balıkları ile köpek balıkları benzer midir?

  S-2.Köpek balıklarının hamileliği kaç ay sürer?

  S-3.hangi köpek balıkları yamyamdır?

  S-4.Balık türlerinin çoğu nefes almak için ne yapmalıdır?

  S-5Hemşire köpek balıkları nasıl nefes alır?

  S-6.Köpek balıkları ne zaman sürü halinde yaşarlar?

  S-7.Köpek balıkları insanlara neden saldırırlar?

  S-8. Köpek balıklarında çiftleşmek isteyen erkek ne yapar?

 

 

 Kafatası ve DNA Yapısı Arasındaki İlişkinin Bilimsel Açıklanması 20’  

    DNA sadece kemik ve kanda değil dişte de bulunur. Bulunan iki kafatasının araştırılması ve bunların DNA ile olan ilişkileri inceleniyor. Moğolistan da bulunan iki kafatası araştırılıyor. Saç ve dişlerle yapılan araştırmalarda dişteki DNA’nın çok iyi korunduğunu gösteriyor bunlarda. Neondertalların DNA’sı olup olmadığı araştırılıyor.   30.000 yıl önce Asya ve Avrupa da Neondertaller yaşardı. Bunların nasıl kayboldukları ile ilgili birçok teori bulunmaktadır. Bu teorilerden ilgi çekenlerden birisi de modern insanlarla çiftleştikleri ve bunların bu şekilde soylarının yok oldukları ile ilgilidir.   Yapılan araştırmalarda bu iki kafatasının neondertallara ait olmadığı tespit edildi. Yapılan DNA çalışmalarında bunlardan birinin farklı olduğu görüldü. Bunun sebebi kreatinizim denilen iyot eksikliğinden meydana gelen bir hastalık olabilirdi. Rahatsızlık fiziksel ve zihinsel gelişimin durmasına sebep oluyordu. Diğer bir hastalıkta hirsutizimdir. Bu kadınlarda görülen aşırı kıllanma idi. Bu genetik bir bozukluktur. Sirklerdeki kıllı kadınlar bu hastalığı geçirmişler. Bu hastalıkta bütün vücutta kıllanma yoktur. Ayrıca hipertrokozis ta buna sebep olabilirdi. Bu hem kılların büyümesine hem de çenenin ve dişlerin yamulmasına sebep oluyordu. 19.yüzyılda bu insanlara kurt adam denirdi. Bu farklı olan bir bu şekil bir hastalık geçirmiş olabilir ve toplumdan dışlanmış olabilirdi. Ayrıca araştırma sonucu bu kafataslarının insanlara ait olduğu görüldü.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

   S-1.DNA kemik ve kandan başka nerede bulunur?

   S-2.Kreatinizim nedir?

   S-3.Hirsutizim nedir?

   S-4. Hİpertokozis nedir?

   S-5.Sirklerdeki kıllı kadınlar hangi hastalığı geçirmişlerdir?

 

Kalahari Okavango Nehri Boyunca Yaşam 

Kalahari Afrika da bulunan bir nehirdir. Okavango ise buradaki bir deltadır. Okavangonun suları taşar ve kum çöllerini kaplar. Yaklaşık 20 bin kilometre karelik bir alanı kaplar. kalaharide birçok sayıda canlı türü yaşamakta .  Aslanlar yazın sulak alanların çevrelerine gelirler çünkü bu zamanlarda bufaloların buralara geleceğini bilirler. Aslanlar sudan korkmazlar hele avları suyun karşı dır. Kartal, timsah, fil bunlardandır.    Burada papirüsler bulunur ve bunlar bazen timsahları korur. Papirüslerin diplerine doğru sular berraklaşır. Gün batımından itibaren balıkçı kuşlar sahneye çıkar. Küçük balıklar papirüslerin altından çıkarlar ve genelde timsahlara yem olurlar.      Burada meydana gelen yangınlarda ( yazın aşırı ısınmadan dolayı olur ) papirüslere sıçrıyor ve çok çabuk yayılıyor. Buradaki canlılar bu yangınlarda ya yanıyor ya da suya gömülüp kurtulurlar. Bu şekilde papirüsler yanarken etrafta yeni tarafında ise. Kanallar oluşur veya eski kapanan kanallar açılır.  Balıkların bazıları burada yumurtalarını sığ sulara bırakırlar. Bazıları da yumurtalarını derin sulara bırakırlar.     Yazın aşırı ısınmadan dolayı su buharlaşır ve tuz adaları oluşur. Bazı canlılar bu tuz adalarında yuvalarını yapıyorlar. Aşırı kuraklıktan dolayı filler sulak alanlara akın ediyor.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

 

 S-1.Kalahari nehri nerededir?

 S-2. Aslanlar yazın neden sulak alanları tercih ederler?

 S-3.Timsahlar nerelerde yaşar?

 S-4. Yangınlar sonucunda ne meydana gelir?

 S-5. Yangınlar hangi sebepten dolayı çıkar?

 S-6. Balıklar yumurtalarını nerelere bırakırlar?

 S-7. Yangın esnasında bazı canlılar nasıl korunur?

 

            Kar Leoparlarının Yaşam Yerleri ve Hayat Döngüleri

 

     Kar leoparları Himalaya’larda yaşar. Bazı film yapımcıları ve insanlar bu leoparları görüntülemek için yola çıkıyorlar. Özellikle araştırmalarını sık göründükleri yerlerde yapıyorlar. Kar leoparlarının boyları 2 metreyi bulmaktadır.  Ayrıca kamuflaj sağlayan kürkleri kalındır.      Bu canlıların kürkleri o kadar karışık ki bunları ayırt etmek çok zordur. Araştırmacılar yalnız 3360 metrede çalışıyorlar ve bazen sıcaklık - 20 ­­­◦C^ ye kadar düşebiliyor. Araştırmacılar her gün yaklaşık 3 saat tırmanıyorlar bazen bu çok zor olabiliyor. Araştırmalar her gün yüksek yerlere çıkıyorlar ve buralarda yetersiz oksijenden dolayı uyuyamıyorlar. Bunlar uyumak için her akşam alçak yerlere iniyorlar. Yapılan araştırmalarda kar leoparları kokusunu taşlara sürüyor veya bırakıp belli ediyor. Buralarda besin o kadar az ki bazen bölgelerinin dışına çıkabiliyorlar. Ancak bazen bu zor olabiliyor. Kar leoparları maralarla beslenir. Tibet kurtlarıda maralarla beslenir. Kar leoparları kavgalardan genelde kaçınır. Yaz mevsimi geldiğinde maralar yüksek yerleri tercih ederler. Kar leoparları da bunları izlerler. Maraların yavruları olduğunda artık leoparlara karşı korunaksızdırlar. Bazı yabancı avcılar leoparları tıpta değerlendirmek ve kürklerinden yararlanmak için leoparları avlarlar. Buralarda yerli halk ise Budizm ait olan inançlarından dolayı hayvanlara karışmıyorlar. Çiftleşme dönemlerinde bu sefer kokularını kayalara sürüyorlar.  Bu sefer mesaj benden uzak ol değil yaklaş anlamındadır. Özellikle dişiler ses çıkarır ve erkek leoparların ona yaklaşmasını isterler.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

  S-1.Kimler leoparları görüntülemek için himalayalara gider?

   S-2. Kar leoparları nerelerde yaşar?

   S-3.Kar leoparlarını birbirinden ayırmak neden bu kadar zordur?

  S-4.Kar leoparları yazın neden yüksek yerlere çıkarlar?

  S-5.Bazı avcılar neden kar leoparlarını avlarlar?

  S-6.Yerli halk neden kar leoparlarına dokunmuyor.

  S-7. Araştırmacılar neden yükseklerde kalamıyor?

  S-8.Çiftleşme döneminde dişiler ne yapar?

   Kongo’nun Gizemli Havzasındaki Nehir Canlıları

     Kongo nehri debisi açısından amazondan sonra dünyada ikincidir. Yerli dilde ismi bütün nehirleri yutan anlamındadır. Burada çok sayıda canlı türü yaşamaktadır. Burada araştırmalar yapan bilim adamları buraya balıklar açısından medeniyetin beşiği diyorlar. Burada araştırmalar yapan bilim adamları ilk önce buranın haritasını çıkarıyorlar. 235 m derinliğindeki nehir dünyanın en derin nehridir. Kaplan balıkları burada yaşayan en tehlikeli balıklarıdır. Bilim adamları da merak en çok bu balığı merak ediyorlar.  Bu balıkların bazıları 70 kiloyu buluyorlar. Bu ekipte kanocularda var. Bunlar teknolojik kanoları ile nehirde geziniyorlar ve veri almaya çalışıyorlar. Burada ilk defa bir balık türü buluyorlar. Yerliler bu balığa Mundella guera ismini veriyorlar. Bu balık kör ve tamamen pigmentsizdir. Bu balıkları şuana kadar canlı gören olamamış. Balıkçılar bu balıkları hep ölü olarak buluyorlarmış. Bu balıkların bu şekilde ölü olarak bulunmaları, bunların vurgun yemelerinden dolayı ölüyor olabilecekleri doğuruyor. Ama balıklar denizde nasıl vurgun yiyor olabilir?   Kongo nehrin de bu kadar canlı çeşitliliğinin nedeni ne olabilir. Araştırmacılar da bunu çok merak ediyorlar. Nehrin farklı yerlerindeki bu tür çeşitliliği acaba tecritten ve hızlı su akıntılarından olabilir mi idi?  Nehrin çok derin olması balıkları tecrit etmiş ve bundan dolayı evrimleşme hızlanmıştır.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1.Bilim adamları Kongo nehrine ne diyorlar?

    S-2.Kongo nehrinin derinliği kaç metredir?

    S3.Kongo nehrinde yaşayan en tehlikeli balık hangisidir?

    S-4.Kongo nehrindeki canlı çeşitliliğinin sebebi ne olabilir?

    S-5.Kongo nehrinde ilk defa bulunan balığın ismi nedir?

    S-6. Mundella guera neden ölü olarak bulunuyor.

    S-7.Araştırma yapan ekipte kanocular ne iş yapıyor?

    S-8.Sizce suyun hızlı akması türleşmeyi beraberinde getirmiş olabilir mi?

 

          Kunduzların Hayat Döngüsü

    Kunduzlar çok çalışkan canlılardır. Odun, taş ve çalı kullanarak çeşitli yapılar inşa ederler. Bu yapılardan diğer canlılarda faydalanırlar. Kunduzlar suların önlerini kapatırlar. Erkek ve dişileri birbirine çok benziyor. Ama bunlar başka hiçbir canlıya benzemiyorlar. Ayakları perdelidir. Bu perde kunduzların suda rahatça yüzmelerini sağlar. Bunlar kemirgen canlılardır. Bahar gelip sular yükseldiğinde sular barınaklarını bozar. Kunduzlar ailece çalışıp tekrar kendilerine barınak yaparlar. Yavru erkek kunduz büyüdüğünde kendine bir eş bulmak için yuvadan ayrılır. Ayılar genç kunduzları yer. Bundan dolayı genelde kunduzlar ayılardan kaçarlar.     Anne ve babalar yavrularına besin getiriyorlar. Genelde besin maddeleri ağaç dallarıdır. Kunduzlar bu ağaç dallarını kemiriyorlar. Midelerindeki bezler bir çeşit salgı salgılıyor ve lifli besinleri parçalamalarını sağlıyor. Kunduzlar sonbahara doğru ev yapmak zorundalar. Çünkü kışın donmamak için kendilerine barınak yapmak zorundadırlar. Kunduzlar 15cmç kalınlığındaki bir ağacı çok kısa bir süre içinde kemirebiliyorlar. Sonra bu ağaçları kütüklere bölüyorlar. Bu kütükleri sulara götürüp kendilerine barınak yapıyorlar. Kunduzlar için sonbahar hasat mevsimidir. Kışın beslenmek için lezzetli dallar getirirler. Bu dalları çamura batırıp kışa kadar taze kalmalarını sağlıyorlar. Kışın yuvalarından besin bulmak için çıkarlar. Çünkü sonbaharda depoladıkları besinler onlara yetmeye biliyor.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1.Kunduzlarda iş birliği var mıdır?

    S-2.Kunduzlar kimlerden kaçarlar?

    S-3. Kunduzlar ağaçları nasıl keser?

    S-4. Kunduzlar barınaklarını nerelerde yapar?

    S-5.Kunduzlar ne ile beslenir?

    S-6.Kunduzlar ağaç dallarını nasıl sindiriyor?

    S-7.Kunduzlar ağaç dallarını kışın neden çamura batırırlar?

    S-8.Kunduzların ayakları neden perdelidir?

 

          Kurbağalar, Yok Olan Deniz Canlıları ve Su Ekosistem Tedavisi

     Sulardan örnek almak için en iyi yerler kıtaların ortası, bataklıklar ve gölcüklerdir. Bilim adamları buralarda leopar kurbağalarını arıyorlar. Bunların sayıları azalmaktadır. Bu canlılar sağlıklı görünüyor. Ancak üreme organlarında anormallikler görüldü. Bazı erkek leopar kurbağaların testislerinde yumurtalar gelişiyor. Bunlar hermafrodit canlılardır.     Amerika da tarımda yabancı otlarla mücadele etmek için kullanılan atrazin ilacının bu kurbağalara zarar verildiği düşünülüyor. Bunu ispatlamak için atrazinli ve normal sularda yaşayan leopar kurbağalarını k Normal sulardaki erkek leopar kurbağaları normaldi. Ama atrazinli sulardan alınan erkek leopar kurbağalarının hepsinin hermafrodit olduğu görüldü. Yapılan araştırmalarda atrazin ilacının testosteron hormonunu östrojene dönüştürdüğünü gördüler. Günlük yaşantımızda kullandığımız suyun içindeki kimyasalların etkisini ortaya çıkarmak çok zordur. Hayvanları etkileyen kimyasallar bizi de etkiler. Aşırı klorlu sulardan içen kadınlarda düşüklerin çok fazla olduğu görülüyor. Bu suların erkek üreme sistemleri üzerindeki etkileri inceleniyor. Birçok yerden sperm örnekleri alındı. Bazı yerlerdeki sperm kalitesinin çok düşük olduğu görüldü. Acaba bu kalite düşüklüğü hava kirliliğinden kaynaklanıyor olabilir mi idi. Ama bu düşük kaliteli spermlerin alındığı bölgede havanın daha temiz olduğu görüldü. Ama bu bölgelerin çevrelerinde çiftlikler vardı ve bundan dolayı kimyasallar çok kullanılıyordu. Peki bu kimyasallara erkekler nasıl maruz kalıyordu. Araştırmalar bütün erkeklerin aynı musluk sularından bu kimyasalları aldığını gösteriyordu. Erkeklerin bu kimyasallardan korunması için bu sulara hiç kimyasal katılmamalı. Tarımda kullanılan gübreler ve diğer çeşitli kimyasallar tarımdan daha iyi verim almak için kullanılıyor. Bu kimyasallar sulara ulaşıyor. Bu kimyasalların karıştığı sulardaki canlı türleri zarar görmektedir. Bunun için mümkün olduğunca doğal gübreler kullanılmalıdır.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

   S-1.Atrazin hangi amaçla kullanılır?

   S-3.Atrazin leopar kurbağalarına ne gibi zararlar verir?

   S-2.Erkeklerin sağlığı için musluk sularına ne yapılmalıdır?

   S-4.Sulardan en iyi örnekler nerelerden alınır?

   S-5.Tarımda kullanılan kimyasallar sulara nasıl ulaşıyor olabilir?

   S-6.Kimyasallardan korunmak için tarımda ne tür gübreler kullanılmalıdır?

   S-7.Aşırılı klorlu sulardan içen kadınlarda hangi olumsuzluklar görülür?

   S-8.Günümüzde endüstri ve kanalizasyon atıkları sulara bırakılmaktadır. İlerde su sıkıntısı ile baş başa kalabilir miyiz? Nedenleri ile anlatınız.

  

                       Mantar Nedir Nerelerde Yaşarlar 

  Günün her saati mantarlarla içi içeyiz. İçimizde yüzden fazla mantar bulunur. Mantar türleri maya, doğa mantar ve kültür mantarıdır. Bunlar en çok bilinendir.      Küf mantarları evimize geldiğinde bize sorunlar çıkarıyor. Hatta bizi öldürebilirler. Küf temizleme Amerika da çok büyük bir sanayidir. Burada uzmanlar halıları, duvarları, yerleri küflerden temizlerler. Ev temizlemede önce bir uzman gelir evdeki küflerden örnekler alır ve laboratuarda inceler. Sporlar küflerin hava yolu ile yayılma araçlarıdır. Aynı zamanda bunlar tohumlar gibi mantarların üreme organizmalarıdır. Evlerde en çok banyo küfleri bulunur. Özellikle bunlar diğer küfler için uygun ortamlar oluştururlar. Bunları çamaşır suyu ile temizlememek gerekir. Bu yarardan çok zarar getirir. Özellikle bu yüzeyde kalır. Çamaşır suyu su ile karışır ve yarardan çok zarar getirir. Kesin çözüm için önce ortamın kurutulması gerekir.    Mantarlara doğada buğday ve arpa gibi tahıllara da çok zarar veriyor. Bu mantarlarla savaşmak için diğer mantar çeşitleri kullanılıyor. Aynı zamanda bazı zararlı böceklerle savaşmak içinde mantarlar kullanılıyor. Bazı mantar türlerini besin olarak biz insanlarda kullanırız. Bu mantarlar seralarda yetişiyor. Bu seraların genelde camları yoktur. Buralarda nem, karbondioksit ve ısı dengesi sağlanıyor. Buralarda mantarlar yetiştiriliyor ve satışa sunuluyor. İlaç sanayisinde de aynı şekilde mantarlar kullanılıyor. C13 bisodizel üretiyor. Yakın zamanda bu bisodizeli araçlarımızda kullanabiliriz. Bu biyodizel değildir. Biyodizel bitkilerden elde ediliyor.

   Çürükçül mantarlarda bulunur. Bunlarda hayvan ve bitki kalıntılarının toprağa karışmasını sağlarlar. Bu şekilde toprağın inorganik madde açısından zenginleşmesini sağlarlar.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

   S-1.Küf mantarları ne zaman bize sorunlar çıkarıyor?

   S-2.Mantarlar doğada hangi bitkilere zarar verir?

   S-3.Evlerimizdeki mantarları temizlemek için neden çamaşır suyunu kullanmamalıyız?

   S-4.Hangi mantardan bisodizel elde ediliyor?

   S-5.Mantarlar kimlerle mücadelede kullanılır?

   S-6.Biyodizel ile bisodizel arasındaki fark kaçtır?

   S-7.Mantarların toprağa faydaları nelerdir?

   S-8.Mantarlar dünyada olmasa idi ne olurdu?

Marujiana, Esrar Otunun(Cannabis Sativa) Bilimsel Yönü Ve Madde Bağımlığı Sorunu   

 Eğer birisi elinde küçük tohumlarla gelseydi ve bize deseydi al bu tohumları ek. Bunlardan halat, kumaş ve kâğıt yapılabilir. Hastalara yardımcı olabilir ve keyif verir deseydi tohumları alır mı idik. Yoksa bırakır mı idik. İşte marujiana böyle bir şeydir. Esrar yapımında kullanıldığı için yasaklanmıştır. Kaçakçılar ormanların gizli yerlerinde marujiana veya bilimsel adı cannabis sativa olan bitkiyi yetiştiriyorlar. Askerler ve emniyet güçleri birleşik devletlerde bu kaçak esrar otu tarlalarını bulmak için keşifler yapıyorlar. Üreticiler büyük kar elde etmek için ekiyorlar. Florida da bazı evle esrar otu için sera olarak kullanılıyor. Artık insanlar yapay iklim şartları yapıyorlar ve çok verim alınan bitkiler üretiliyor. Ayrıca seralarda yılda 3-4 defa ürün elde edebiliyorlar.    Hint keneviri de denilen bu bitki acaba neden bu kadar arzulanıyor. İlk defa Çin de kullanılmış. Kan beyine gittiğinde THC akciğerlere giden duman kılcal damarlardan kana karışır. Kan beyne gittiğinde THC reseptörlere tutunur. Keyif verici etkiler ilk 10 saniye içinde hissedilir. Ama kimsenin deneyimi aynı değildir. En yaygın görülen etki zamanın yavaş akmasıdır. Mekân geniş görülür. Cinsellik, maneviyat ve tüm duygular güçlenmiş gibidir. Aynı zamanda endişeye, paranoyaya, kalp ritminde anormalliklere ve genel rahatsızlıklara neden olabiliyor. Uzun süreli kullanımında hafıza kaybına, okul performansında düşme ve solunum yolu sorunlara neden oluyor. Ama talep hiç azalmıyor. Kảr da azalmıyor. Dünyada en fazla kullanan ülke Kanada dır. Hollanda belli miktarda bulundurmayı serbest bırakıyor. İspanya ve Portekiz de biraz toleranslı davranıyor. ABD de ise tamamen yasaklanmıştır.   Kesin olan bir şey var ki şimdiki marujiyanaların atalarına hiç benzemediği ve altın değerinde olduğudur. Peki, şimdi bu tohumları alır mıydınız?  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1.Esrar otunun diğer isimleri nelerdir?

    S-2.Esrar otu ABD de nerelerde yetiştirilir?

    S-3.Esrar otu ilk defa nerede kullanılmış?

    S-4.Uzun süreli esrar otu kullanımında hafızada ne gibi değişiklikler görülür?

    S-5.Esrar dünyada hangi ülkelerde belli bir miktarda bulundurulması serbest bırakılmıştır?

    S-6.Esrar kullanıldığında vücutta ne gibi değişiklikler görülür?

    S-7.Esrar neden yasaklanmıştır?

    S-8.Esrar otu yetiştirilmesi ve satılmasını nasıl karşılarsınız?

 

 Müzik Dehasına Sahip Çocukların Davranışları, Dehalık Doğuştan Mı Sonradan Mı Kazanılır 46’

    Küçük yaşta çeşitli müzik aletleri çalan çocuklar acaba çok çalışarak mı bu yeteneklerini kazanmışlar yoksa bu yeteneğini doğuştan mı kazanmışlar? Müzik aletleri çalan insanların çalma esnasında beyinleri çok çalışır. Ayrıca beyincikleri daha büyüktür. Vücudumuz iki beyin yarım küresi tarafından kontrol edilir. Corpus callosum daha fazla sinir lifi barındırır. Corpus callosum iki yarım üre arsında uyumu sağlıyor. Doğru yetiştirilen her çocuk büyük bir müzisyen olabilir diyor bazı bilim adamları.    Bir sosyal hizmetler uzmanı ABD de 16 yaşındaki bir kız çocuğunun iyi yürüyemediğini ve konuşamadığını görmüştür. Bu çocuğun annesi çocuğu bir yere hapsetmişti. Bir dilbilimci, bu kız çocuğunun normal yaşıtlarına yetişip yetişmeyeceğini merak etmişlerdi. Daha sonra bu çocuğun olup bitenleri anlayamaya istekli olduğu görüldü. Bu kız çocuğu bazı şeyleri öğrendi. Ama hiçbir zaman dilbilgisini öğrenemedi. Beyin gelişiminde çok önemli olan bir evreyi kaçırmıştı. Hayatımızın ilk birkaç beyin hücreleri arasında bazı bağlantılar kurulur bazı bağlantılar ise kopar. 3 yaşındaki bir çocuğun beyin hücreleri arasındaki bağlantılar bir yetişkininden daha fazladır. Doğru şekilde çalışabilmesi için beyin hücreleri arasındaki hangisinin kesileceği hangisinin kurulacağına karar verir. Kontrol edilmesi gereken bağlantılar vardır. Kullanılan bağlantılar devam eder kullanılamayanlar ise kesilir. Bu çocuk anne ve babası ile konuşamadığı için bu evreyi kaçırmıştır.   Bir çocuk bir şeye ilgi duymuşsa hazır hale gelmiş demektir. Bilim adamları beyinleri uyarılan çocukların beyinlerindeki değişimleri görmeye çalıştılar. Özellikle 3. ve 6. aylarda bir değişiklik görülmedi. 15. ayda ise farklar belirginleşiyordu. 5. yıldan sonra ise farklar iyice belirginleşiyordu. Bundan sonrasında beyinleri daha fazla uyarılan çocukların ileriki yaşlarda daha iyi meslekler edindikleri görüldü. Buda çocuklara daha küçük yaşlarda eğitim verilmesi gerekliliğini gösteriyor.    Üstün yetenekli insanlar yüksek motivasyona sahiptirler ve yaptıkları işlerden zevk alırlar. Genelde bir iş yaparken yardım almak istemezler. Beklide bu kendi hayatlarını kontrol etme isteğidir. Ayrıca bu çocuklar okullarda sorunlarda yaşıyorlar. Mesela arkadaşlık ilişkileri vb.    Ergenlik yetenekli çocuklar için bir engeldir. Burada da beyin hücreleri arasındaki bağlantılar kesiliyor. Bir çocuğun kalbi ve hayal gücü yapabileceklerinin sınırı yoktur.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1.Müzik aleti çalan çocukların beyincikleri nasıldır?

    S-2.Beynimiz kaç yarım küreden oluşur?

    S-3.İki beyin yarım küresi arasında ne bulunur?

    S-4.Herkes büyük bir müzisyen olabilir mi?

    S-5.Beyinleri iyi uyarılan çocuklar ilerde daha iyi mesleklere mi sahip olurlar. Neden?

    S-6.On altı yaşındaki kız çocuğu neden gramerli dili öğrenememiştir?

    S-7.Belli dönemlerde beynimizdeki bağlantıların kesilmesi veya devam etmesi nelere bağlıdır?

    S-8.Corpus callosum olmasa idi ne olurdu?

     

      Önemli Bazı Türlerin Yaşam döngüleri 24’

    Boz ayılar normalde yalnız dolaşırlar. Ama şartlar uygun olduğunda bir araya gelirler. Özellikle sular çekildiğinde boz ayılar buralarda balıkları ararlar. Köpek somunu balıklar sakin su kaynaklarına doğru Alaska körfezinin akıntısının tersine yüzerler. Buralarda yumurta bırakırlar. Boz ayılarda bu esnada balıkları avlıyorlar. Bu şekilde besin ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Boz ayıları ayrıca sulara dalıp balıkları avlayabiliyor. Özellikle somon balıkları yumurtlarken ölüyorlar. Bu boz ayılarda bunlarla besleniyor.   Tuzlu su timsahlarının koku sistemleri gelişmiştir. Yumurtalarını toprağın altına bırakırlar. Yumurtaları kaz yumurtası büyüklüğündedir. Yuvanın sıcaklık derecesi olacak yavrunun cinsiyetini belirliyor. Sıcaklık 30 dereceye kadar olursa Yumurtadan dişi gelişir. Bu sıcaklığın üstündeki sıcaklıklarda ise erkek timsahlar oluşuyor.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1.Boz ayılar ne zaman bir araya gelirler?

    S-2.Boz ayılar hangi balıklarla beslenirler?

    S-3.Tuzlu su timsahları yumurtalarını nerelere bırakırlar?

    S-4.Tuzlu su timsahlarında yuvanın sıcaklığı ne üzerinde etkilidir?

    S-5.Tuzlu su timsahlarında sıcaklık 30 ◦C’in üstünde ise yavrunun cinsiyeti ne olur?

   Örümceklerde Ölümcül Çiftleşme 25’

  Dişi örümcek beslenme esnasında ütün dikkatini besine verir. Erkek ise bu esnada dişiye yaklaşır ve çiftleşir. Bu esnada dişi besini ne kadar fazla zamanda yerse erkek örümcekte bu esnada o kadar fazla sperm salgılar ve dişiye aktarır. Erkek çiftleştikten sonra ölür. Çünkü dişi erkeği ısırıyor ve bütün zehrini onun içine bırakıyor. Bu şekilde dişi erkeğin bütün içini emiyor. Örümceklerde seks ölümcül bir oyun olmasına rağmen bazen erkekler çiftleşmeden zarar görmeden kurtuluyorlar.  Ama yinede dişinin erkeği öldürmeyeceklerinin hiçbir garantisi yoktur.   Erkek çiftleşmek istediğinde erkek dans hareketleri yapar. Bu şekilde dişiye mesaj veriyor. Yani kendisinin dişi ile çiftleşmeye layık olduğunu göstermek istiyor.   Tarantulalarda çiftleşme esnasında dişi erkeği öldürebilir. Erkek tarantula ön ayaklarını sevgilisinden korunmak için kullanır. Erkek tarantulalar işlerini bitirdiklerinde hızlı bir şekilde uzaklaşırlar.   Kurt örümceği erkeği tango yapar gibi dişiye yaklaşır. Dişiyi bir yandan diğer yana çevirir ve spermlerini dokunaçlarıyla öylece bırakırlar. Sonra dişiyi öbür yana çevirir ve spermlerini diğer yana bırakır. Dişi sonra yumurtlar. Örümceklerin dünyası tehlikeli bir dünyadır. Hatta buna aşkın tehlikeli dünyası da denilebilir. Yaklaşık örümcekler 400 milyon yıldır bu ölümcül çiftleşmelerine vardır ve sayıları da çok fazladır.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1. Örümceklerde erkekler çiftleştikten sonra neden ölür?

    S-2.Erkek örümcek çiftleşmek istediğinde ne yaparlar?

    S-3.Erkek tarantulalar çiftleşme esnasında dişinin ısırmasından korunmak için ne yapar?

    S-4.Kurt örümceği dişiye nasıl yaklaşır?

    S-5.Örümceklerin dünyasına neden aşkın tehlikeli dünyası denmiştir?

  Panterlerin Pumaların Ve İnsanların Yaşam Alanlarının Kesişmesinin Acı Sonuçları 46’

    Pumalar çetin avcılardır. Yetişkinler 25-90kg arasında değişirler ve kendirlinden beş kat büyük olan bir geyiği alaşağı edebilirler. Büyük kediler kendilerinden küçük hayvanları da avlarlar; kuşlar, tavşanlar vb. bunlar ortalama iki yılda bir insanlara saldırırlar. Bunlar günde 16km kat edebilirler. Bunlar kolay bölgelerini terk etmezler. Bölgelerini terk ettiklerinde bazen diğer pumalarla kıran kırana bir kavgaya giriyorlar. Acaba pumalar insanlara neden saldırıyor? Çünkü pumalar insanları avları olarak görüyorlar. Bunlar avlarını yakaladıklarında çok vahşi olurlar. Sadece çocuklar için değil yetişkinler içinde çok tehlikelidirler. Yırtıcı hayvanlar yaşamak için öldürmek zorundadırlar. Çoğu kedi gibi pumalarda kurbanlarına yaklaşırken kamuflajlarını kullanırlar. Çünkü ciğerleri çetin karşılaşma ve uzun kovalamalar için gerekli dayanaklık için çok küçüktür. Bu yüzden bunlar saldırı avcısıdır ve yok etme yeteneğine sahiptirler. Bunlar avlarının üstüne atlarlar ve avının boynunun arka tarafına saldırırlar. Özellikle avın buradaki damarlarını keserler ve avlarını hareketsiz bırakıp öldürürler.    Pumalar çok hızlıdır. Öne doğru 13m yukarıya doğru ise 5m sıçrayabilirler ve çok güçlüdürler. Avına saldırırken ayaklarını avının başını koparmak için kullanırlar. İnsanlara saldıran pumalar genelde genç pumalardır. Bunlar tecrübesizdirler ve gerçekten bunlar çaresizdir. Pumaların asıl avları geyiklerdir. Anneleri de bu geyiklerle beslenmelerini öğretir yavrularına. Ama bu genç pumalar çoğu zaman geyikleri bulamazlar ve diğer memelilere saldırılar.   Her şeye rağmen pumalar suçlu değildir. İnsanların kendilerini ve çocuklarını korumaları gerekiyor. Ayrıca vahşi hayatın olduğu yerlerden uzak durmaları gerekiyor  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

   S-1.pumalar neden saldırı hayvanlarıdır?

   S-2.Pumalar havaya doğru kaç cm yükselebilirler?

   S-3.Pumaların insanlara saldırmasında ve yaralamasında kimler suçludur?

   S-4.Pumalar insanlara saldırırken ilk önce ne yaparlar?

   S-5.Pumalar günde kaç km kat edebilirler?

   S-6.Yırtıcı hayvanlar niye saldırır?

   S-7.Pumalar insanlara neden saldırır?

   S-8.Pumaların ağırlığı ortalama kaç kg dır?

Salgın Hastalıklar Lejyoner Hastalığı Besin Zehirlenmesi Döngüsü 45’

 27 Temmuz 1976 Pensilvanya da bir hastanın ciğeri ödemle doluydu ve ölümle pençeleşiyordu. Ateşi sürekli yükseliyor, doktorlar ilerlemiş zatureden şüpheleniyorlardı. Ama yanılıyorlardı. Amerika da bir şehirde finansal krize sebep olacak ve 29 kişinin ölümüne sebep olacak hastalıktan habersizdiler. Kore de savaşan bir asker bir parti düzenlemişti. Üç gün sonra eve döndüklerinde ateşi yükselmişti ve hastaneye kaldırdılar. Doktorlar hiçbir şey anlamıyorlardı. Birkaç saat sonra emekli askerin öldüğü görüldü. Aynı hastalığın aynı gün farklı yerlerde görüldüğünden habersizdiler. Kimse aralarındaki bağlantıları anlamıyordu. Joseph adındaki bir adam bunun farkına varmıştı ve yetkilileri uyarmıştı. Ayrıca yetkililerle görüştü. Bilim adamlarını harekete geçirdi. Acaba bu yeni hastalık 1938 de ki salgın domuz gribine benziyor muidi? Bilim adamları ellerline geçen malzeme üzerinde çalışıyorlardı. Bilim adamları domuz gribinden şüpheleniyorlardı. Acaba bu hastalığın sebebi bir virüs mü idi?  Hastalığa yakalananların çoğu askeri yetkililerdendi. Buda insanların şüphelenmelerine sebep oluyordu. Ayrıca tuhaf söylentiler de vardı. Birçok insan bunu bir terör saldırısı olarak görüyorlardı. Sonuçta bu soğuk savaş dönemini başlattı. Komünist Rusya ciddi bir tehlike olarak görülüyordu.   Bu şehir turizm açısından önemli bir şehirdi. Bu olaydan sonra şehir adeta sesizliğe bürünmüştü.  Philadelphia büyük bir ekonomik kayba uğramıştı. Ayrıca turizm açısından büyük önemi olan ve ölenlerin hastalıktan önce bulundukları otel kapanmıştı.    Uzun araştırmalardan çubuk şeklinde bakteriler tespit edildi. Bu bakteriler lejyoner hastalığına sebep oluyordu. İlerleyen günlerde hastalık araştırma merkezi çözümler üretmeye başladı. Bu bakteriler normal sularda bulunur. Bunlar su içerisinden partiküller şeklinde havaya karışırlar. Hava ile beraber soluduğunda akciğerlerde iltihaplanmalara sebep oluyordu. Özellikle sigara içenler, yaşlılar ve bağışıklık sistemleri zayıf olanlar daha çabuk yakalanıyor bu hastalığa.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

    S-1.Lejyoner hastalığına yakalananlar kimlerdi?

    S-2.İnsanların şüphelenmelerine sebep olan ne idi?

    S-3.Lejyoner hastalığı hangi dönemi başlattı?

     S-4.Hangi devlet ciddi bir tehlike olarak görülüyordu?

     S-5.Bu hastalık nasıl yayılıyordu?

     S-6.Lejyoner hastalığının belirtileri nelerdir?

     S-7.Lejyoner hastalığında hangi insanlar risk altındadır*

     S-8.Lejyoner hastalığının görüldüğü yerde ne gibi kayıplar olmuştur?

 

  Serengeti'de (Afrika) Besinsel Döngü  90’

 Hayvanların çoğu serengeti de açık alanları tercih ederler. Bunun nedeni gelebilecek tehlikeleri kolayca görebilmek. Ama bu açık alanlar çok azdır.    Sürüler serengeti de yer değiştirirler ve ormanlık alanlardan geçerler. Bu geçitler esnasında birbirinden uzak yürürler. Bu bazen tehlikelere neden olabiliyor. Antiloplar yer değiştirirken bazen tehlikelere maruz kalabiliyorlar. Özellikle genç antiloplar deneyimsiz olduklarından bazen aslanlara yem olabiliyorlar. Burada yaklaşık 1500 aslan bulunur. Ayrıca aslanlardan çok fazla sayıda sırtlanlar bulunur. Sırtlanlar kurbanlarını canlı canlı yiyorlar. Özellikle avlarının yumuşak karın bölgelerini tercih ediyorlar. Sırtlanların sosyal durumları insanların kafalarını karıştırmaktadır. Sırtlanlar yuvalarında beraber yaşıyorlar. Bunların yuvalarının açıklıkları çok küçük ve dardır. Bu darlık genelde yavrularını aslanlardan korumak için tercih ederler. Serengetideki sırtlanlar yuvalarından çok uzaklara giderler. Serengetideki döngü saat yönündedir. Bu rastgele bir döngü değildir. Canlılar ozon kokusunu alabiliyor ya da hareketlerini izleyebiliyorlar.    Aslanlar diğer Aslanların bölgelerine girdiklerinden saldırıya uğrarlar. Ama bu sırtlanlar için geçerli değildir. Sırtlanlar komun bir hayat yaşarlar ama yavrular başka bir dişinin sütünü emmezler. Ama aslanlar için durum farklıdır.   Acaba sürüler neden bir arada bulunur? Bunun iki sebebi var. Birincisi yavrular ananelerine yakın durmak zorundadır. İkinci sebep ise antiloplar göçün devam etmesi için bir arada bulunur.   Thomson ceylanlarının kuralları ise antiloplara göre biraz daha karmaşıktır. Erkek ceylanlar bölgelerini korumak için dişilere sahip çıkarlar. Dişilerin güvenliğini sağlayaman erkekler kenardaki bekarlar grubuna katılırlar. Bunlar sürünün dışında kalırlar. Bunların sürüye katılmaları başka bir otlatma mevsiminde dişilerin güvenliğini sağlarlarsa tekrar sürüye katılabilirler.    Zebraların haremleri vardır. Aygır haremini diğer erkeklerden ve yırtıcılara kaşı korurlar. Erkek zebralar sürünün arkasında giderler ve sürüyü gözlerler.   Otla beslenen canlılar acaba niye ot için kavga etmiyorlar? Cevabı basit. Çünkü hepsi farklı otlarla beslenirler. İşte milyonlarca hayvan sürüsünün kavga etmemelerinin sebebi budur.   Aslanlar günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirirler. Ama akşamları çok aktiftirler. Bunların gözlerinin arka tarafında bulunana bir tabaka karanlıkta nesneleri net olarak görmelerini sağlıyor. Aslanlar geceleyin avlarına gizlice saldırırlar.   Akbabalar uzun süreli bir uçuş yaparlar. Bunlar genelde aslanlardan arta kalan artıklarla beslenirler.   Serengetinin güneyi otlaklarla doludur. Antiloplar buralara akın ediyor. Buralara ayrıca doğacak olan yavrulara hayat vaat ediyor. Buralarda arazi açıktır. Buralarda çıtalarda yaşar. Hızları Thomson ceylanlarından %10 daha fazladır. Aslanlar olamadıkları zamanlarda çıtalar sürüleri takip ediyorlar. Çıtalar yavrularını beslek için her gün avlanmak zorundadır.    Leoparlar, aslanların tersine tek başlarına avlanırlar. Bunlar gece karanlığında kendilerinden iki kat daha büyük antilopları avlayabilirler. İmpalalar da onlar için iyi bir avdır. İmpalalar bazen bazı şeylerin ters gittiğinin farkına varıyorlar. Böyle zamanlarda kararsızlık ölüm getirir. Leoparlar İmpalalar saldırıyor ama bazen İmpalalar leoparların elinden kurtulabiliyor. Leoparlar avladıkları avlarını sırtlanlardan saklamak için ağaçlara çıkarırlar. Bazen aslanlarda leoparların avlarını çalabiliyor.   Aslanlar bazen birbirine saldırırla. Eğer kavgadan lider yenilirse yenen yeni lider oluyor. Bu galip gelen aslan diğer aslanın bütün yavrularını öldürebiliyor. Bunun mantıklı açıklaması var. Dişileri çiftleşmeye hazırlamak ve yeni olacak yavruların genetik yapılarının kendilerine ait olduğundan emin olmak için yapıyorlar.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1.Antiloplar ne zaman tehlikelere maruz kalıyor?

    S-2.Hayvanların çoğu serengeti de hangi alanları tercih ederler?

    S-3.Sürülerin serengeti de birbirinden uzak yürümeleri nelere sebep olur?

    S-4.Genç antiloplar neden aslanlara yem olurlar?

    S-5.Serengetide kaç var?

    S-6.Aslanlar başka bir aslanın bölgelerine girdiklerinde ne olur?

    S-7.Serengetide ki döngü hangi yöndedir?

    S-8.Sırtlanların avlarının hangi vücut bölgelerini tercih ederler?

    S-9.Sırtlanlar nasıl yaşar?

    S-10.Sürüler neden birbirine yakın dururlar?

    S-11.Thomson ceylanında sosyal hayat nasıldır?

    S-12. Thomson ceylarında hangi erkekler sürüden ayrılır?

    S-13.Zebralarda sosyal yaşam nasıldır?

    S-14.Otla beslenen canlılar kavga etmiyor. Bunun nedeni nedir?

    S-15.Aslanlar ne zaman aktiftir?

    S-16.Aslanlar akşamları avlanırken avlarını nasıl neyin sayesinde görürler?

    S-17.Akbabalar nasıl beslenir?

    S-18.Leoparlar nasıl avlanır?

 Serengeti’de Çitaların Doğal Hayat Döngüleri 47’ 

   Dişi çıta çiftleşme döneminde hazır oluncaya kadar talipleri ile bazen günlerce kalır. Erkekler içerisinde baskın olan dişi ile çiftleşir. Diğerleri ise onu izlerler. Dişilerin hamileliği 3 ay sürüyor. Bunlar 5-6 yavru doğururlar. Yavrularını yırtıcılardan korurlar. Yavru çıtaların ölüm oranları yüksektir. Yaklaşık olarak yavru çıtaların yaklaşık olarak %10 erişkinliğe erişiyor.    Ceylanlar aslanların favori avlarıdır. Erkekler baba rolü oynamaz. Bunlar tek başlarına yaşarlar. Üreme dönemlerinde erkekler dişilerin peşine takılırlar. Genelde dişinin kokusunu takip ediyorlar. Ayrıca erkek dişinin çiftleşmeye değer olup olmadığını bu kokudan anlıyor.    Anne çıta yavrularını beslemek için avlanır. Bu avlanma sırasında bazen yavrular çıtaların saldırısına maruz kalabiliyor. Bazen kayalık çıtası avlarını kaptırabiliyor. Aslanlar çıtaların yavrularını öldürebiliyor. Bunu rakiplerini azaltmak için yapıyor.    Dişi çıta bütün yavrularını kaybettiğinde çok kısa bir sürede çiftleşmeye hazır hale gelebiliyor. Erkeklerde dişinin peşine takılıyorlar. Dişiler taliplilerine bazen karşılık vermiyorlar. Erkeklerde dişi hazır oluncaya kadar ona fırsat veriyor.    Anne çıta yavruları ile avlanma pratikleri yapar. Yavru doğduğunda kör ve acizdir. Sadece 6 ayda avda annesini takip edecek hale geliyorlar. Anne avlanma sırasında av tamamen harekesiz kaldıktan sonra yavrularını yanına çağırır. Çıtalar yavruları ile avlarını yerken akbabalarda başlarına toplanır. Bazen çıtalar avlarını akbabalara kaptırabiliyor.   Çıtaların yavruları yaklaşık 16 ay sonra tamamen bağımsız hale geliyorlar. Yavrular 2 yaşına gelmeden çiftleşemezler.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

    S-1.Çıtalarda bir dişi yavrularını kaybettiğinde ne olur?

    S-2.Anne çıta yavrularını beslemek için ne yapar?

    S-3. Çıtalarda dişilerin hamileliği kaç ay sürer?

    S-4. Çıtalar hangi hayvanlarla beslenmeyi tercih ederler?

    S-5.Çıtaların yavruları kaç yaşına geldiklerinde çiftleşmeye hazır hale gelir?

    S-6.Çakallar, çıtalara zarar verir mi?

    S-7.Çıtalar antiloplara ne zaman saldırırlar?

    S-8.Çıtalar ortalama kaç yavru doğururlar?

 

  Tohum Avcısı Geleceğin Felaket İklimlerine Dirençli Tohumları Toplayıp genleriyle Çalışmak 46’

  Bilim adamları olası bir gıda krizinde bizi koruyacak tohumları bulmanın peşindeler. Özellikle değişen iklim şartları ilerde birçok insanın aç kalmasına neden olabilir. Dr. Street en zor iklim şartlarının olduğu yerlerden biri olan Suriye de araştırmalar yaptı. Buralarda bu zor iklim şartlarına dayanan tohumları incelemek ve geliştirmek için araştırmalar yaptı. Bilim adamları bu zor şarlarda yetişen bitkilerin genlerini normal yetiştirdiğimiz bitkilere aktaracaklar ve bu bitkilerinde zor şartlarda yetişmelerini sağlayacaklar. Dr Ken Street istediklerini Suriye de bulamadı. Ken street Suriye den sonra Rusya’ya gitti. 20. yy da Ruslar bütün orta Asya’yı tohum bulmak için dolaşmışlardı. Acaba Ruslar bu araştırmalar esnasında vahşi tohumu bulmuşlar mı idi? Rusya dan istediklerini elde edemeyen Dr. Ken street, Tacikistan’a gitti.   Genler bitkilerin rengini, verimliliğini, savunma sistemlerini kontrol ederler. Bizler yeni genler yaratamayız. Ama bitkilerin genleri ile oynayabiliriz.   Gelecekte sıcaklık 7 ◦C artabilir. İşte bizim bu sıcaklık ve oluşabilecek kuraklığa dayanıklı yeni tohumlar bulmamız gerekiyor. Gelecekte dünya topraklarının büyük bir kısmı tuzlanıp çürüyebilir. Ayrıca su sıkıntısı yaşanabilir. İşte bilim adamları bu tuzlu topraklarda ve oluşacak kuraklıkta yetişebilecek bitki veya bu bitkilerdeki genleri bulup var olan türlere aktarmak gerekiyor. Ne yazık ki eski tohumlar yok oluyor.    Araştırma yapan bilim adamları Tacikistan da çok farklı buğday, fasulye ve arpa tohumları buldular. Bunların yetiştikleri şartları da kaydettiler. Ama antik nohut tohumunu bulamadılar.  2050 yılında dünya nüfusu 9 milyara ulaşacak. Ayrıca besinler günümüzde yoğun olarak biyodizel üretiminde kullanılıyor.   Avusturya’daki bilim adamları antik nohut tohumlarından tuza dayanıklı iki gen ayrıştırdılar. Önemli olan şimdi bu genleri yeni bitkilere aktarmaktır. Bilim adamları çabuk olmalıdır. Çünkü iklim değişikliği çok çabuk gerçekleşiyor.   Araştırmacılar en sonunda aradıkları vahşi nohut tohumunu Tacikistan da buldular. Bunları alıp gen bankalarına verecekler.   İnsanlar petrol için, altın için savaşa giriyorlar. Ama yeterince beslenmek bunlardan çok daha önemlidir. Yiyecekler olmaz ise sonumuz gelir.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

    S-1.Bilim adamları neden bazı tohumları aramaktalar?

    S-2.İlerde iklim değişikliği olursa insanlar hangi açıdan etkilenirler?

    S-3.İklim değişikliğinden en az zararla çıkmak için ne gibi önlemler almalıyız?

    S-4.besinler biyodizel üretiminde kullanıldıklarında insanlar nasıl etkileniyor olabilir?

    S-5.Bilim adamları zor şartlara dayanıklı bitkileri nasıl oluşturuyorlar?

    S-6.Türkiye’de de yeni genlere sahip bitkiler oluşturulmalı mıdır?

    S-7.Bilim adamları yeni genlere sahip bitkileri oluştura açısından neden hızlı davranmalıdırlar?

    S-8.Gelecekte toprakların yapısı nasıl değişebilir?

 

 Tek Yumurta İkizlerinin Özgünlüklerinin Ortaya Çıkışına Etkili Etmenler 46’

 Tek yumurta ikizleri de herkes gibi tek hücreden oluşurlar. Bunlar, biri anneden biride babadan gelen kromozomların bir araya gelmesi ile oluşurlar. Döllenmeden sonra zigot oluşur ve bu zigot fallop tüpünden rahme doğru ilerler. Zigot ilerlerken bölünmeye başlıyor. 2, 4,8 şeklinde bölünür. Buna blastosis denir. Blastosis anne rahmine düştükten sonra ikiye bölünür. Bu oluşan iki yapının genetik yapıları aynıdır. Blastosisin neden ikiye bölündüğü 2007 yıllına kadar bir sır idi. 26 embriyo üzerinde yapılan araştırmalarda bilim adamları bir sonuca vardılar. Blastosisin dış zarına zona pelosida denir. İçindeki astara da troplast denir. Bu troplast ilerde plasentaya dönüşecek. Bunun içinde cenine dönüşecek hücre kütlesi bulunur. Bunlar emriyonik kök hücreleridir. Embriyologlar yaptıkları araştırmalarda hücre ile troplast zarı arasındaki bağlantının zayıfladığı ve dışarıya sıvı sızdırdığı görüldü. Troplastın içindeki sıvı balon gibi göçmesine sebep oldu. Sonra kendini onardı. Ama embriyologlar yumurtaların ikisinde zar göçtükten sonra iç hücre kütlesi ikiye ayrıldı ve her hücre kendi şişen Troplastın farklı yerlerine bağlandı. Eğer bu olay rahim içinde gerçekleşse tek yumurta ikizine dönüşecekti.   Bilim adamları genetik yapımızın; ilgi, yeteneklerimiz ve alışkanlıklarımız üzerindeki etkilerini araştırıyorlar. Bu araştırmalar genelde tek yumurta ikizleri olup ta farkı ortamlarda yaşayan bireyler üzerinde yoğunlaşmış. Buradaki amaç yeteneklerimiz üzerinde çevre mi yoksa genetik yapımız mı daha etkilidir. ,   Bazen tek yumurta ikizleri ağırlık ve şekil olarak birbirinden farklı olabilir. Ama bu genetik yapıdan kaynaklanmıyor. Bu farklılık anne karnındaki ortamlarından kaynaklanıyor. İlk olay implatasyondur. Blastosisler 6. günde kendilerine rahimde bir yer edinirler ve anne rahmine bağlanırlar. Ama zamanlama önemlidir. İkizlerin her biri oksijen ve besin için plasentaya bağlanırlar. Ama plasenta implatasyondan sonra oluşmaya başlar. Bunun için implatasyondan önce bölünen blastosis kendilerine ait plasentaları olur. Ancak sonradan bölünen blastosisler plasentalarını paylaşırlar. Bu paylaşma demek, daha az oksijen daha az besin demektir. Bu olay tek yumurta ikizlerinin gelişimlerini etkiliyor. Bu etkiler ömür boyunca sürebilir. İmplatasyon tamamlandığında emriyonik gelişim çok hızlı bir şekilde gerçekleşir. İlk olarak kemiksiz bir kas yığını oluşur. Yaklaşık olarak 22. günde kalp oluşur. Oluşan kalp kasılmaya başlar.    2007 yılında biri kız diğeri de erkek gibi duran ikizler doğdu. Bunlardan birinin hem dişi hem de erkek üreme organları vardı. Bilim adamları bunu, tek yumurtanın iki sperm tarafından döllenmiş olabileceğini düşündüler. Yani yumurta hem dişi hem de erkek kromozomlara sahip bir blastosis oluşturdu. Sonra bu blastosis ayrıldı ve tek yumurta ikizlerini oluşturdu. Hücreler fazladan birer kromozoma sahip olmuşlardı. Şans eseri hücrelerden biri erkek kromozomunu taşıyordu ve erkekti. Diğerinde ise erkek ve dişi kromozomları eşitti ve bu hem erkek hem de dişi üreme organlarını taşıyordu. Bu ürpertici bir keşifti. Bu olay dünyada bir ilkti. Bu yeni bir anlayışı beraberinde getirdi. Altıncı aydan itibaren testosteron salgılanırsa vücut erkekleşiyor. Testosteron aynı zamanda hipotalamusu da etkiliyor. Bu şekilde beyni de erkekleştiriyor. Buda kimi ilgi çekeceğimizi belirliyor. Bazı bilim adamları hipotalamusu ne kadar testosterona maruz kalırsa kadınlara yönelik cinsel eğilim o kadar fazla alt yapı oluşturur. Eğer beyin az maruz kalırsa o zaman heteroseksüel eğilimler oluşabilir.    Sekizinci haftada emriyonik gelişim tamamlanıyor. Fetüs dönemi başlıyor. Artık gelişimleri hızlanıyor. 13. haftada insanlara daha fazla benzemeye başlıyor. Bu dönemde kafa vücutla orantılıdır. Gebe kadınlar ultrasonu genelde bu dönemde yaparlar. Ultrasonda tek plasenta ve iki fetüs görünürse bu tek yumurta ikizleri olduğunu gösteriyor. Tek yumurta ikizlerinde prematüre doğumlar daha sık görülüyor. 12. haftadan 24. haftaya kadar beynin yapısının ve yüz hatlarının oluşumunda büyük mesafeler kat ediliyor. 15. haftada ilk defa hareket ediyorlar. Elleri ile bulunduğu ortama dokunuyorlar. Bu ilk keşifleridir. Dokunuşları kimi zaman saldırgan kimi zaman şefkat doludur.    Epigenetik son zamanlarda gelişme gösteriyor. Bu ek yumurta ikizlerinin farklılığının sebeplerini açığa çıkarabilir. Epigenetik, gen kodları aynı olsa da işleyişin farklı olabileceğini söylüyor. DNA çok sayıda genden oluşur. Her bir genin enerji üretme ve hücreyi yönetme gibi görevleri bulunur. Epigenom, genleri ayrı ayrı etkinleştirip, durdurma becerisine sahip düğme işlevine sahip bir dizi kimyasallar bulunur. Bu düğmelerden biri DNA metilleşmesi denilen bir süreçle çalışır. Bu bir hücre içindeki enzimlerin ufak ve moleküller bileşimi yani bir metil grubunu bir gene iliştirmesine neden oluyor. Bu bileşim bu geni etkinleştirip kapatabiliyor. Ama gen orada kalıyor. Hücrenin yapısı değişmiyor. Bu, tek yumurta ikizlerinin sahip oldukları farklılıkları açıklayabilir. Hücre gelişiminin ilk aşamalarında henüz tamamlanamayan bir çevresel unsur bir metil grubunun büyüme ilgili bir gene ilişmesine yol açıyor. Büyüme geni var ama kapatılmıştır.    Sigara içmek ve kimyasallara maruz kalmak zamanla genlerimizin işleyişini bozabilir. Anne rahminde de farklı çevresel faktörler bulunur. Besin kalitesi, hormonlar ve alan tek yumurta ikizlerini farklı şekilde etkileyebiliyor.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1.Blastosis nedir?

    S-2.Epigenetik nedir?

    S-3.Tek yumurta ikizleri arasında görülen farklılıkları ne ile izah edebiliriz?

   S-4.Ultrason ne zaman yapılır?

   S-5.Genlerimizin işlevleri ne ile değişebilir?

   S-6.İnsanlarının bazılarının heteroseksüel eğilimlerin olması ne zaman başlıyor, bu eğilimlerin sebepleri nelerdir?

   S-7.Tek yumurta ikizleri nasıl oluşur?

   S-8.insanların yetenek ve ilgilerinin kazanılması üzerinde ne etkilidir?

 

 Uzayda Dondurulmuş Hayvanat Bahçesi İle Başka Gezegenlere İnsan Ve Diğercanlılarin Emryo ve Spermlerin Geni Taşıma 20’

  Bizim yaşadığımız dünyada yaşam bir anda yok olabilir. Ama uzaylı yaşam türleri daha dirençli olabilir. 20-30 yıl öncesine kadar dünyanın bir benzerinin olmadığına emindik. Yaşamın sadece bizim gezegende olduğunu sanıyorduk. Yaşam için sadece dünyadaki şartların geçerli olduğunu sanıyorduk. Sonra biyologlar dünyanın en karanlık bölgelerini araştırmaya başladılar. Çok soğuk, yüksek veya yüksek basınç altındaki alanlarda da canlı buldular. Bu canlılara ekstramofil dediler. Kimi oksijenli ortamda yaşıyordu. Örneğin Antarktika da yani çorak ve donmuş topraklarda bir kaya buldular. Kayayı parçaladıklarında bu taşın içindeki   – 50 ◦C de canlı yaşadığını gördüler. Başlangıçta hepimiz ekstramofildik. Dünyamız da ölümcül bir gezegendi. Milyarlarca yıl kozmik kalıntılar dünyamıza bombardıman etti. Çarpışmalar dünyanın yüzeyini tutuşturdu. Kaynar bir halde bir yangına dönüştürdü. Bu şartlarda yaşam olanaksızdı. Güneş sistemi yerine oturduğunda dünya soğudu ve su ortaya çıktı. Artık sahne yaşam için elverişli hale gelmişti.  1953’te Stanly Miller dünyadaki yaşamın kolay oluştuğunu kanıtladı. Eski dünya atmosferinde bulunan amonyak, hidrojen, metan ve suyu karıştırdı. Sonra yapay elektrik verdi bunlara. Miller canlıların yapı taşları olan aminoasitleri elde emişti. Bu yapay elektriği, yıldırıma benzetmişti. Yıldırım çarpması eğer dünyada ki yaşamı başlatmış ise acaba bu olay diğer gezegenlerde de olabilir midi?    Bize en yakın gezegen olan marsta araştırmalar yapılmaktadır. Atmosferi ve mevsimleri dünyaya en fazla benzeyen gezegendir. Burada topraklar kumludur. Bu kumlardan dolayı büyük kum fırtınaları oluşur. Ayrıca sıcaklık gece -70 ◦C ye kadar düşebiliyor. Büyük kum hortumları oluşur. Marsın yüzeyi dünyadakine çok benzerdir. Dünyadaki kanallara benzer yapıları acaba marslılar mı yapmış?    Marsta atmosfer çok ince ve topraklar dondurucu. Burada ekstramofiller yaşabilir mi? Kırmızı gezegen dediğimiz marsta tuz çöllerinde canlı yaşayabilir mi? Dünyadaki tuz çöllerinde tuzların altında yaşamın olduğunu ispatlamışlardı. Acaba bu marsta da olabilir mi idi?   Jüpiter güneş sisteminin en büyük gezegenidir. Yaşama uygun değildir. İklimi çok soğuktur. İçin de amonyak ve metan gazları bulunur. Jüpiter’in 60 tan fazla uydusu bulunur. Atmosferi çok soğuktur. Uzaya gönderilen araçların gönderdikleri görüntülerde gezegenin bazı yerlerinde gizli bir okyanusun olabileceği yerleri gösteriyor .   Kesinlikle diğer gezegenlerde hayat yoktur diyemeyiz. Bu bizim hayal gücümüzün sınırlarını belirliyor. Dünyada çok zor şartlarda bile canlılar yaşıyor. Acaba diğer gezegenlerde de yaşam var mı? Acaba buralarda da zeki yaşam var mı? Bunu zaman gösterecek.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

   S-1.Bize en yakın olan gezegen hangisidir?

   S-2.Bizim gezegene en fazla benzeyen gezegen hangisidir?

   S-3.En büyük gezegen hangisidir?

   S-4.Jüpiter’de hangi gazlar bulunur?

   S-5.Jüpiter’in kaç uydusu bulunur?

   S-6.Gizli okyanus hangi gezegende olabilir?

   S-7.Kum fırtınaları hangi gezegende oluşur?

   S-8.Çok zor şartlarda yaşayan canlılara ne denir?

 

  Yellow Stone; Bizonları, Kurtları, Çakalları, Ayıları ile Geyiklerinin Hayat Döngüleri

    Yellow Stone parkında bizonlar ve diğer canlılarla ilişkilerini göreceğiz. Bizonların insanlar dışındaki tek düşmanları kurtlardır. Bizonlar bazen parkın çetin kış şartlarına dayanamazlar ve ölürler. Kurtlar bu ölen bizonları yerler.   Yellow Stone de bir ara bütün kurtlar öldürüldü. Bizonların sayısı da çok azalmıştı. Sonra Kanada kurtları bu parka geldi. Kanada kurtları buranın yerlileri gibi davranmaya başladı.   Tek bir içgüdü bizonu sürüden ayırabilir. Bu içgüdü doğum içgüdüsüdür. Bizonun yavrusu 1 saat içinde ayağa kalkıp yürüyebilir. Bu yeni yavrular kurtlar için sürekli ilgi odağıdır. Kış mevsimi geldiğinde kurtlar yavruları ile iyice acıkır ve bizonlara saldırırlar. Bazen bizonlar diğerlerinin selameti için bir yavruyu kurban verebiliyorlar.    Kurtlar bizonlara saldırdığında diğer bizonlar yardıma geliyor. Bu şekilde kurtları uzaklaştırıyorlar. Bizonlarda bir hiyerarşi var. Dişiler baskındır. Bazı bizonlar tek başına takılır. Bunlar çitleşme dönemi yaklaştığında sürüye tekrar katılırlar. Bazı ayılarda bizon yavruları ile besleniyor. Ayılar anne bizonlarla başa çıkamaz. Ama ayılar her şeyi göze alıp bizon sürüsünün içine dalıp bizonların yavrularına saldırabiliyor.   Yaza doğru bizonların yavruları büyür. Arık bizonlar yavrularına çakallarla nasıl başa çıkacağını öğretiyorlar.    Bizonların mideleri dört bölmelidir. Yaklaşık 20kg otu midelerine alabiliyorlar. Bizon boğalar çiftleşme döneminden yaklaşık 3 ay önce kavgaya başlıyorlar. Erkekler burunları ile dişileri yokluyorlar ve dişinin istekli olup olamadığını bu şekilde anlıyorlar. Bazen başka erkeklerde aynı dişi ile çiftleşmek isteyebiliyorlar. Buda kavgalara sebep oluyor. Bu kavgalarda ya kaburgaları kırılır ya da daha kötü yaralanırlar. Yellow Stone da ağustosun başında çiftleşme sezonu çılgınlığa dönüşür. Kavgalar çiftleşmeye erkeklerin karar verdiğini düşündürür. Ama kararı dişiler verir. Dişi çiftleşmek istemez ise kaçar. Bir anne bizon bir erkekle çiftleşirse yavruları ile ilişkisi kesiliyor. Çiftleşme döneminde sadece birkaç erkek başarılı olabiliyor. Bazıları yaralanıyor, bazıları da ölüyor.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1.Bizonların mideleri kaç bölmelidir?

    S-2.Bizonlar midelerine kaç kg ot alabilirler?

    S-3.Kurtlar bizonlara saldırdıklarında diğer bizonlar ne yapar?

    S-4.Bizonlar kendi aralarında niye kavga ediyorlar?

    S-5.Yellow Stone de çiftleşme dönemi ne zaman başlıyor?

    S-6.Bizonlarda çiftleşmeye kim karar verir?

    S-7.Yellow Stone’a kanada kurtları ne zaman geldi?

    S-8.Bizonları sürüden ayıran nedir?

 

Yellow Stone Kurtlarında Tür İçi Rekabet ve Hayat Döngüleri 46’

   Kurtlar büyük sürüler şeklinde gezerler. Tabii böyle bir sürünün deva edebilmesi içi başlarında bir liderin olması gerekiyor. Her kış Yellow Stone’a yaklaşık 2000 geyikten oluşan sürüler gelir. Bunlar kurtlarla karşılaşırlar. Kurtlar ilk başta geyikleri kovalıyorlar. İlk önce sınıyorlar geyikleri. Sonrada üstlerine atlıyorlar. Genç kurtlar genelde ayak işleri yaparlar. Ama av tamamen paylaşılır. Kurtlar avlarını yerler. Arta kalanları da saksağanlar yer. Tilkiler ise kurtlar avlarını yerken pek yaklaşmazlar. Kurtlar yaklaşık 9kg et yerler. Bu kadar eti gelecek günler için midelerinde saklarlar ve besin ihtiyaçlarını bu şekilde sağlıyorlar.  Bazen kurtlar sürülerini değiştirmek isterler ama baskın çift buna müsaade etmez. Bazen başka kurtlar duri itlerinin bölgesini işgal ediyorlar. Bölgelerini kaptırmak istemeyen duri itleri bu davetsiz misafirlere saldırırlar. Duri itlerinin sayıları yeterli olamadığı zamanlarda kavgadan kaçarlar. Artık hayatlarını kurtarmanın derdine düşerler. Yeni gelen kurtlar zaferlerini bağırarak kutlamaya başlarlar.   Kış kurtları bölgelerini terk etmezler. Bunlar bizonlarla beslenirler. Bazı kurt sürülerinin sayıları azalır. Zamanla eni bir sürü oluştururlar. Yaz geldiğinde kurtlar kalın kürklerini atarlar.  Yaza doğru geyikler yüksek yerlere çıkarlar. Bunlarla beslenen kurtlarda bunları takip eder.   Kış geldiğinde gene kalın kürklerini oluştururlar. Bazen ölümcül virüsler kurtları hasta edebiliyor. Hatta onları öldürebiliyorlar.   Bazen bilinmeyen kurtlar bölgelerini istila eder ve yerli kurtların yavrularını öldürebiliyorlar. İlginç olan bunların yavrularını kurtarmak için bir şey yapmamaları.   Sürülerini tekrar oluşturamayan kurtlar genelde dağılırlar.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

    S-1.Yellow Stone de kurtlar nasıl gezer?

    S-2.Bazı kurtlar sürülerini değiştirmek istediklerinde ne ile karılaşır?

    S-3.Yazın geyikleri nereleri tercih ederler?

    S-4.Sürülerini oluşturamayan kurtlar ne yapar?

    S-5.Avlanma sırasında genç kurtlar ne yapar?

    S-5.Tilkiler, kurtlar avlarını yerken ne yapar?

    S-6.Kurtlar yaklaşık kaç kg et yerler?

    S-7.Duri itleri diğer itlerle ne zaman kavga eder?

    S-8.Kurtlarda zafer gösterileri nasıl olur?

 

   Zehirli Yılanlaın Isırmalarına Karşı Alınan Önlemler, Yapılan Müdahaleler ve Yılan Zehirlerinden Panzehir Geliştiren Laboratuarlar Çalışmaları 46’

   Yılan zehirleri kötüden fazla olabilir. Çoğumuz için yılan nefret, tiksinti olabilir. Bazıları için ise ilgi çekicidir. Elbette bazıları öldürebilir. Yılanlarının korkutucu olmalarının sebepleri beklide el ve kollarının olamayışı kulaklarının olmayışı ve dilini dışarı çıkarması olabilir.   Yılanlar insanları zehirlediklerinde genelde ısırılan bölge şişer.   Bazen Amerika’nın bazı yerlerinde yılan partileri verilir. Çıngıraklı yılan partileri denilen yerlerde yılanlar insanlar yılanlarla karşı karşıya getirilir. İnsanlara Yılanlardan korkulmaması gerektiği mesajını vermek isterler. Katılanlar heyecan yaşarlar. Ayrıca bu yılan partileri turizm açısından da önemli katkılar sunuyor. Ayrıca halk bu yılan partileri halk için yılanların sayısının azalması demek. Çünkü bu yılanlar tarlalardan toplanır ve partilerden sonra çeşitli laboratuarlarda değerlendiriliyor.    Aslında çıngıraklı yılanlar; fare, kertenkele ve köstebekleri yiyor. Aslında yılanlara bu şekilde bakıldığında faydalı canlılardır. Ama ev hayvanları ve insanları ısırmaları insanların, yılanlar hakkında faklı şekilde düşünmelerine sebep oluyor.    Çıngıraklı yılan zehri hemotoksiktir. Kan dokusunu ve hücrelerini tahrip edip kanamalara sebep olurlar. Ayrıca ciddi yaralanmalar, kangren ve uzvun kaybedilmesine sebep olurlar. Bazıları ise nörotoksiktir. Bunlar sinir sistemini hedef alır. Kalbin durmasına, boğulmaya ve sıklıkla ölüme neden olurlar. Bunlarla mücadele etmek için panzehir kullanılmalıdır. Bu panzehir yılan zehrinden elde edilen bir solüsyondur. Bu panzehir enjekte edilebiliyor.   Son zamanlarda yılanlar sanki bir oyuncakmış gibi gösterilmeye başlandı. Ayrıca insanlar internet üzerinden de bunları satın alabiliyorlar. Bu insanlar için ciddi sorunlar oluşturuyor. Yani insan bilinçlenmeden evlerine yılan almaları ciddi sorunlar yaratabiliyor. Ne yazık ki günümüzde insanlar mantık satın alamıyor ama yılanları kolaylıkla satın alınabiliyor.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

  S-1.Yılanlar neden korkutucudur?

   S-2. Yılanların zehirledikleri bölgelerde ne gibi değişiklikler olur?

   S-3.Çıngıraklı yılanlar hangi açıdan faydalıdırlar?

   S-4.Çıngıraklı yılanlar hangi açıdan zararlıdır?

   S-5.Çıngıraklı yılanların zehirleri nasıldır?

   S-6.Nörotoksik olan zehirler ne gibi etkiler yaratır?

   S-7.Evlerde yılanlarla beraber yaşamak ne gibi zararlı etkilere sebep olabilir.

   S-8.Amerikanın bazı yerlerinde niye yılan partileri düzenlenir?

 

   Hayvanların Değişen Koşullara Adaptasyonları 25’  

Dişi kivi ile erkek kivi aynı büyüklüktedir. Kivinin yumurtası inanılmaz büyüklüktedir. Hayatında üç tane yumurta oluşturur. Ancak erkekler binlerce yumurta oluşturur.
  Bazı canlılar hermafrodittir. Bazı solucanlar hem yumurta hem de sperm üretirler. Ama bunlar kendi kendilerini döllemezler. Çünkü genetik çeşitlilik sağlamak zorundadırlar. Bunlar karşılaştıklarında diğerini ilk yakalayan üstün gelir ve erkek rolünü alıyor. Bunların iki penisi var. Erkek rolüne bürünen çiftleşme esnasında bütün spermlerini dişiye aktarır.
   Kuşlarda, dişiler bulabilecekleri en iyi erkekleri ararlar ve bulmaya uğraşırlar. Bunlar en iyisini bulsa da sürekli gözleri dışarıdadır. Dişi yuvasında yalnız iken diğer erkekler ona eşlik ederler. Ayrıca başka erkeklerin önerilerini de gözden geçirirler. Çünkü eşinin genleri en iyi genler olmayabilir.
  Apollo kelebeklerinde erkekler önceden ortaya çıkarlar. Dişiler ise daha sonra kozalarından çıkarlar. Erkekler bir kez çiftleşirler. Dişi kozasından çıkar çıkmaz erkekler onun kokusunu alırlar. Erkek çiftleştiği dişiye bekâret kemeri takar. Bu şekilde başka erkeklerin bu dişi ile çiftleşmesini engelliyor.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır  

   S-1.Kivi kaç yumurta oluşturabilir?

   S-2.Bazı solucanlar hem yumurta hem de sperm üretmelerine rağmen kendi kendilerini döllemezler. Bunun sebebi nedir?

   S-3.Çift cinsiyetli canlılar nasıl çiftleşir?

   S-4.Kuşlarda sosyal hayat nasıldır?

   S-5.Apollo kelebeklerinde erkekler neden dişiye bekâret kemeri takar?

 

   Yarasalar Yoksa Bu Özel Mağarada Hayat ve Ekolojik Döngü Yok Olur Gerçeği 23’  

   Böceklerden çekirgeler yaşadığı yere uyum sağlar. İnanılmaz kamuflajlar oluştururlar. Kırkayaklar ise kendilerini saklama ihtiyacı hissetmiyor. Çünkü vücutları toksinlerle doludur.
   Yarasalar bazı böcek türleri ile besleniyor. Bu yarasalara mısır meyve yarasaları da denir. Bu yarasalar 25 yıl kadar yaşayabilirler. Yarasalarla beraber yarasa kanı ile beslenen kenelerde yaşar. Ve onlarda yarasalardan sonra bu mağaraya geldiler. Ayrıca yarasa pislikleri ile beslenen hamam böcekleri de burada yaşarlar. Cırcır böcekleri mağara sakinleridir. Bunlar antenleri ile karanlıkta yön belirliyorlar. Bu mağarada yırtıcı böcekler ve diğer yırtıcı canlılar bile yem olabiliyor diğer canlılara. Buradaki böceklerin pisliği ile beslenir. Bu yarasalar olmasa idi burada büyük ihtimalle diğer böcek türleri de olmayacaktı.  

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

     S-1.Yarasalar ne ile beslenir?

     S-2.Hangi canlılar kamuflaj oluştururlar?

     S-3.Yarasalar kaç yıl yaşayabilirler?

     S-4.Cırcır böcekleri nasıl yön bulur?

     S-5.Sizce bir canlı tek başına bir yerde yaşayabilir mi?  

            Yengeçler 7’

   Chrismis adasında chrismis yengeçleri bulunur. Bunların altlarında bir su haznesi bulunur. Ayrıca solungaçları da bulunur.
  Haydut yengeçler ise dünyanın en büyük yengeçleridir. Bunlar kaya hayatına uyum sağlamışlardır. Bunların kolları bir çocuğun kolları büyüklüğündedir. Ama bu adada hâkimiyet kırmızı yengeçlerdedir. Bunların hâkimiyetleri sayılarından ileri gelir. Bunların toprağın havalanmasını sağlarlar. Yılda bir kez okyanuslara giderler. Muson yağmurları başladığında bunlar okyanuslara akın ederler. Bu kırmızı yengeçler yamamdır. Bunlar ölen arkadaşlarını yerler.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

 S-1.Dünyanın en büyük yengeçleri hangileridir?

  S-2.Chrismis adasında hâkimiyet hangi yengeçlerdedir?

  S-3.Yengeçler okyanuslara ne zaman gider?

  S-4. Yamyam olan yengeçler hangileridir?

  S-5. Chrismis adasındaki böceklerin morfolojik özellikleri nelerdir?

 

 Bazı Medyum Hayvanlar 21’

  İnsanlarla köpeklerin ilişkileri diğer hayvanlardan çok farklıdır. Bir köpek ne istediğimizi tahmin ediyor ise, ne zaman işten eve geleceğimizi tahmin ediyor ise acaba bu onların bizim zihnimizi okudukları manasına gelebilir mi? Köpek besleyen birçok insanla yapılan görüşmelerde köpeklerinin genelde ne düşündüklerini ve ona göre davrandıklarını söylemişlerdir. Yapılan bir deneyde de kitap okuyan fakat bunlardan biri kitabı okuma esnasında kitabı ile yüzünü kapatmıştır. Bu yüzünü kapatan kişi, köpek hakkında ‘benden uzak dur’ diye düşünmüş ve diğeri olumlu düşünmüştür. Köpek olumlu düşünen kişinin yanına gitmiştir. Burada şu sonuçlara varabiliriz. Olumsuz düşünen kişi ayrıca yüzünü kitapla kapatmıştır. Köpekler insanlarla yaşarlar ve genelde yüz ifadelerinden kendilerine nasıl davranılacağını çıkarabiliyorlar.  Çekirgelerde de çok ilginç olaylar görülmektedir. Çekirgeyi toprak, taş, yaprak ve meyve parçaları ile beraber bir kavanoza koyduğumuzda belli bir süreden sonra çekirgeler ötmeye başlar. Tabi kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılır. İşte çekirge ötmeye başladığı andan itibaren onun medyumluğunu test edebiliriz. Bu testlerden birisi çekirge termometresidir. Çekirgeler sıcaklığı ötüşleri ile belirtirler. Çekirgelerin 14 saniyede kaç kez öttüklerini kaydederiz. Buna 40 ekleriz. Bu şekilde bulunduğumuz yerin fahrenhaytından sıcaklığını bulabiliriz. Ayrıca çekirgeyi odamıza aldığımızda belli bir süreden sonra bize alışır ve öterler. Ama yabancı biri odamıza girdiğinde bu çekirgeler ötmezler.  

 Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

   S–1.Çekirge termometresinin mantığı nedir?

   S–2.Yapılan deneyde yüzünü kitapla kapatan kişi köpek niye gitmemiştir.

   S–3.Köpekler insanlarla ilgili bazı tahminleri hangi deneyimleri ile elde etmişlerdir?

   S–4.Köpeklerin hangi özellikleri onların medyum olabileceği şüphelerini doğurur?

   S–5.ister insan olsun ister hayvan olsun medyumluklarına inanır mısınız? Neden?