Bilimsel Araştırma ve Yayın Teknikleri
       Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
   Öğretmenlik Uygulamaları
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
          Okul Deneyimi II
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
          Okul Deneyimi I
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
          Toplum ve Çevre
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
             Bilim Tarihi
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
Biyolojide Önemli Konular (Seçmeli II)
       Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
  Biyolojide Önemli Kavramlar
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)

Öğretim Teknolojileri ve Biyolojide Materyal Geliştirme
                     Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)

Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımlar
        Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
   Özel Öğretim Yöntemleri II
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
    Özel Öğretim Yöntemleri I
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(1012)
          Fen Teknoloji ve Toplum
Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ (OCAK 1012)
    Evrim Bilimi Ders Notu            ÖÖYI , ÖÖYII ,OMK, OTM, BÖKAV , BSKON, BT , ÇEV , ODI, ODII , ÖUYG , BAYT, FTT, BMAT  BİK    FEL                      
 





Fen Teknoloji ve Toplumla İlgili Bazı Beyin Fırtınası-Nadası; Ödev, Soru ve Etkinlikleri  2005   2006  2007  2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014

Din,Siyaset, Devlet,Laiklik,Rejim,Demokrasi, ÇevreEvrim, Kavram ve Bilimsellik  ile İlgili Sorular Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Öğr. Üyesi;Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ 2020                                                                    Evrim Bilimi  Ders Notlarınızı İndirin                                                                      





I-21.YÜZYILDA EVRİMİN BİLİMDEKİ KONUMU VE UYGULAMA ALANLARI (TIKLAYINIZ)
II-YARDIMCI DERS SUNUSU (TIKLAYINIZ)
III-EVRİMLE İLGİLİ BEYİN FIRTINASI VE NADASI SORULARI (TIKLAYINIZ)
IV-Evrimde Önemli Kavramlar
 V-Evrimde Kavram Yanılgıları !
VI-Önerilen Kaynak Siteler
VII-Sunu-Sunu
VIII- Evrim Konferansı (Evrim Bilim'inin Din ve Bilimdeki Yeri)

EVRİM BİLİMİ İLE İLGİLİ FİLİMLER                                   EVRİM BİLİMİ İLE İLGİLİ MAKALELER                 EVRİM BİLİMİ İLE İLGİLİ BİLDİRİLER

 

Evrim Bilimi Öğrencilerin Finalde Sorumlu Olduğu Filmler.

0-Evrim Bilim'inin Din ve Bilimdeki , 59 dakika

1-Yaradılışın 1 Saniye Öncesinde Madde ve Anti Madde Maddenin Oluşumu,1, 47 dakika

2-Büyük Patlama Kuramına Nasıl Ulaşıldığının Mikroskobik Ve Makroskobik Bilimsel Öyküsü, 2, 90 dakika

3-Evrim Kuramı Nedir? Evrimin Prensipleri Nelerdir? Geçerli Kanıtları Nelerdir?,3, 46 dakika

4-Doğal Kavimlerin DNA Dizilerinin Evrimsel İncelemeye Alınması,4, 39 dakika

5-Maymunların Dehası;Taklidi Bilim ve Kültürün HayvanlardaMayalanışı ve Yayılması,5, 47 dakika

6
-Âdem AS Kimdir? İlk Genetik Potansiyel Atamız Kimdir? Sorularının Olası Bilimsel Açıklaması. Y Kromozomu Özelliklerine Göre Erkeklerin Soy Ağacı,6, 46 dakika

7-Atlas ve Cern’de Kurulan Atom Altı Parçacıkları Çarpıştırma Sonucu Neler Bekleniyor Sistemde Çalışan Fizikçilerin Görüşleri Sistemin Çalışama Şekli,7, 45 dakika

KÂİNATTAN İNSANIN DEĞİŞMESİNE VE SOSYALLEŞMESİNE KADARKİ TÜM AŞAMALARIN ÖZETİ

1-Birinci Basmak: Büyük Patlama , 2 Dak. 19 Saniye

1a-Bilgiye Giden Yollar- Astrofizik, 4 Dak. 45 Saniye

1b-Bilgiye Giden Yollar Kozmoloji (Uzay Bilimleri), 6 Dak. 24 Saniye

1c- Artan Karmaşıklık Eşikleri, 2 Dak. 19 Saniye

1d-Evren ile İlgili Görüşlerimiz Nasıl Değişti, 11 Dak. 05 Saniye

1e-Büyük Patlamada Ortaya Ne Çıktı, 13 Dak. 22 Saniye

1f-Büyük Patlama (Big Bang) Hakkında Sorular, 2 Dak. 55 Saniye

1g
-Hızlandırılmış Kurs Büyük Patlama, 13 Dak. 29 Saniye

1h
-Neye İnanacağımıza Nasıl Karar Veriyoruz, 9 Dak. 03 Saniye

2-İkinci Basmak:Yıldızlar Parlaması, 2 Dak. 55 Saniye

2a-Yıldızlar Nasıl Oluştu, 9 Dak. 59 Saniye

3-Üçüncü Basmak: Yeni Kimyasal Elementler, 2 Dak. 52 Saniye

3a- Yıldızlar Bize Ne Verdi, 9 Dak. 05 Saniye

3b- Periyodik Tabloyu Anlayalım, 7 Dak.

3c
- Bilgiye Giden Yollar- Kimya, 5 Dak. 01 Saniye

3d- Hızlandırılmış Kurs Kimya- Periyodik Tablo 10 Dak. 24 Saniye

4-Dördüncü Basmak: Dünya ve Güneş Sistemi, 3 Dak. 04 Saniye

4a--Dünya ve Güneş Sistemi Nasıl Oluştu, 12 Dak. 11 Saniye

4b-Dünya Gençken Neye Benziyordu, 11 Dak. 13 Saniye

4c- Dünya ve İlk Atmosfer, 7 Dak. 07 Saniye

4d-Hızlandırılmış Kurs- Güneş Sistemi ve Dünya, 13 Dak. 43 Saniye

4e-Değişen Dünyamız, 4 Dak. 32 Saniye

4f-Bilgiye Giden Yollar- Jeoloji, 6 Dak. 45 Saniye

4g
-Jeolojik Zaman Çizelgesi, 6 Dak. 34 Saniye

5
-Beşinci Basmak: Dünya Üzerindeki Yaşam, 3 Dak. 22 Saniye

5a-Yaşam Nedir, 10 Dak. 27 Saniye

5b-Hızlandırılmış Kurs- Yaşamın Kökeni, 12 Dak. 36 Saniye

5c-Yaşam Nasıl Başladı ve Nasıl Değişti, 6 Dak. 18 Saniye

5d-Yaşamın Küçük Eşikleri, 6 Dak. 37 Saniye

5e- Yaşamın Farklı Formları, 2 Dak. 56 Saniye

5f
- The Evolutionary Epic (Crash Course Big History ), 14 Dak. 33 Saniye

5g- Dünya ve Yaşam Nasıl Bir Etkileşim İçindedir, 9 Dak. 56 Saniye

5h-Bir Asteroidin Dinozorları Yok Ettiğini Nasıl Kanıtladık, 7 Dak. 32 Saniye

5i-Bilgiye Giden Yollar- Biyoloji, 5 Dak. 59 Saniye

5j- Bilgiye Giden Yollar- Koruma Bilimi, 6 Dak. 49 Saniye

5k- Yaşamın Evrimsel Hikayesi, 6 Dak. 49 Saniye

5l
- Karbon Döngüsü, 8 Dak. 37 Saniye

5m- İtalyan Kireçtaşında Yaşamın İzleri, 7 Dak. 44 Saniye

6- Altıncı Basmak: İnsanlar ve Toplu Öğrenme, 2 Dak. 47 Saniye

6a- Human Evolution (Crash Course ) 15 Dak. 41 Saniye

6b- Bilgiye Giden Yollar- Antropoloji, 5 Dak. 46 Saniye

6c- Bilgiye Giden Yollar- Arkeoloji, 5 Dak. 05 Saniye

6d-Taş Aletler Yapma, 7 Dak. 51 Saniye

6e- Ölçekli Toplu Öğrenme, 2 Dak. 12 Saniye

6f
- Toplu Öğrenmenin İlk Kanıtları, 3 Dak. 36 Saniye

6g- İlk İnsanlar Nasıl Yaşadılar, 10 Dak. 55 Saniye

6h- Yiyecek Toplayıcılığından Yiyecek Alışverişine, 4 Dak. 24 Saniye

6i- Gen Bilimi ve İnsan Soyu, 5 Dak. 01 Saniye

6j- İnsanoğlu Nasıl Gelişti, 10 Dak. 07 Saniye

6k- İnsanları Farklı Kılan Nedir, 4 Dak. 58 Saniye

6l
-Göçler ve Teknolojik Yaratıcılık, 6 Dak. 51 Saniye

7- Yedinci Basmak: Tarım, 2 Dak. 59 Saniye

7a- Tarım Neden Bu kadar Önemliydi, 10 Dak. 04 Saniye

7b- İlk Şehirler ve Devletler Nerede ve Neden Ortaya Çıktı, 10 Dak. 47 Saniye

7c- Bilgiye Giden Yollar- Tarih Nedir, 8 Dak. 17 Saniye

7d-Tarıma Geçiş, 6 Dak. 58 Saniye

7e- Büyük Tarih- Modernlik (Hızlandırılmış Kurs), 13 Dak. 09 Saniye

7f
- Uygarlıklar Neden Genişledi, 4 Dak. 39 Saniye

7g- Dünya Nasıl Birbiriyle Bağlantılı Hale Geldi, 10 Dak. 50 Saniye

7h- Alışveriş ve Ticaret Sistemleri, 4 Dak. 39 Saniye

7i- Pangaea’yı Yeniden Yaratmak, 4 Dak. 14Saniye

8- Seizinci Basmak: Modern Devrim, 2 Dak. 51 Saniye

8a- Hızlandırılmış Kurs- Sanayi Devrimi, 10 Dak. 10 Saniye

8b- Değişim Nasıl Hızlandı, 12 Dak.24 Saniye

8c- How was the Modern World Created, 11 Dak. 21 Saniye

8d-Kimya ve Enerji, 4 Dak. 42 Saniye

9- Dokuzunci Basmak: Gelecek, 2 Dak. 52 Saniye

9a
- The history of our world, 17 Dak. 40 Saniye

9b- Küreselleşme İyi mi, Kötü mü (Dünya Tarihi) (Hızlandırılmış Kurs), 13 Dak. 09 Saniye

9c- Atmosfer ve İklim, 3 Dak. 53 Saniye

9d-Bill Gates- Gelecek ile İlgili Görüşler, 3 Dak. 38 Saniye

9e- Henry Louis Gates, Jr.- Gelecek ile İlgili Görüşler, 3 Dak. 02 Saniye

9f- -Sanjayan- Gelecek ile İlgili Görüşler, 6 Dak. 28 Saniye

 

Dersin Önemi;
Sevgili Öğrenci Arkadaşlarım! Geleceğin öğretmenleri olarak hepimizin; öğrenim, öğretim ve eğitim hayatında edindiği ve araştırdığı ya da araştıracağı bilgileri; öğretim kurallarına uygun disipline ediş mantığını alışık tepki haline getirişi hayatınıza uygulayıp ve alanınızın (Ör. Fen Bilgisi) rehber öğretmenleri oluşunuz farzdır.
Bu Ders İlerde Rehber Öğretmenler (Ör., Fen Bilgisi, Biyoloji ya da Sınıf Öğretmenleri) Olarak Evrimle İle İlgi Orta ve Lise Seviyesindeki Temel Bilgileri;
A-Nerelerden nasıl ve hangi yöntemlerle toplayacağınızı yaşayarak pekiştirişiniz,
B-Topladığınız bilgileri ve materyalleri; öğretim, öğrenim ve eğitimde sunum için nasıl disipline edeceğinizi,
C-Öğrendiğiniz kavramları yaşam döngünüze nasıl uygulayacağınızı,
D-Yaşam döngünüze uygulayabildiğiniz evrimsel bilgi ve kavramlar oranında rehber (Ör., Fen Bilgisi, Biyoloji ya da Sınıf Öğretmenleri) öğretmeni olabileceğinizin farkındalığını kavrayışınız bakımından çok önemlidir.
E-Bilimin, Evrimin ve İlimin inancınızla ilişkisel bağlantılı tam ve net evrim bilgisine sahip öğretmen oluşunuz farzdır bu asır. Bu işi bu derste bitirin yani evrim ve din ilişkiselliği cehaletini aşın istiyorum.
Bu nedenlerden dolayı dersi ciddiye alışınızı önemle rica ediyorum.

Önemli Önerim (Cahillerle Tartışıp Kendinizi Ve Onları Helak Etmeyin) ;
Sevgili öğrenciler! Kısaca Evrimleşme; Yaratıklarda gelecek nesillere ve formlara aktarılan uyumsal değişimlerin kalıcı ve uzun süreli etkisidir. Bir yaratığın ya da tüm yaratıkların, yaşam döngüsünde edindiği değişimleri, gelecek nesillere-kuşaklara ve hayat döngülerine aktardığı, genellikle geri dönüşümsüz özgünlükleri toplamı anlamını taşır.

1-Evrimi kabulleniş dinsizlik değildir.

2-
Dinde değişmeyeni Allah (C.C) değiştirmezmiş (Rad, 13/11). Ayet vardır. Siz değişmek istemezseniz matbaa 270-400 yıl ülkeye dine aykırıdır diye içeri alınmaz (alınmadı).

3-
Bu gün evrim için aynı benzetimi düşünebilirsiniz.

4-
Bir din her şeyi içermiyorsa ya geçici ya eksik, ya yanlış ya da vahşi (doğal) demektir. Ateistler, kâfirler, iblis, doğa, şirk, şeytanlar, matbaa, evrim… Vb her şey dinin içindedir. Hiçbir şey dine aykırı değildir. Helale aykırılıkla dine aykırılığın farkındalığını kavrayışa çalışın.

5-
Ders notlarınızda din ve evrim ilişkisi, evrim ve bilim ilişkisi dinamik analizlilerle ilişkisel verilmiştir.

6-
Hocanız olarak, yaşam döngümde peygamberlerin ayetleri hayatına uygulayarak hadisleri ortaya çıkarış mantığından hareketle: değişimlere neden olan yani evrimsel yasaları düşünsel, bedensel, toplumsal, sanal, dijital, hayatsal,… Vb. olarak, olanaklarım ölçüsünde hayat döngülerime uygulayarak bu ders notlarınızı ortaya koymuş bulunmaktayım. Anlayamadığınız ya da kabullenemediğiniz veya bildiklerinizle ilişkilendiremediğiniz evrimle ilgili her konuda rehberliğime başvurabilirsiniz. Gerekirse ders notlarımı dürüstçe eleştirin ve eksiklerimi ya da yanlış olduğuna kanaat getirdiklerinizi bana bildirin. O konuda beni ikna edin ya da kanıtlarla çürütün ben değişime hazırım. Sadece Evrim dersine girdiğim öğrencilerim için bu sözüm geçerlidir.

7-
İnsan bilmediğinin ve hayata yanlış uyguladığı bilginin cahili (bilmezi), en doğru bildiği ve hayata en doğru uyguladığı bilginin âlimi, hayata ve düşünselliğe uygulayamadığı bilgilerin hamalıdır. Demirkuş 2011. Çıkarsayışından hareketle, Bilim ve evrim bilgini ama din cahili (bilmezi) ya da tam tersi din bilgini ama bilim ve evrim cahili (bilmezi) olan eksik bilgiye sahip insanlarla kesinlikle evrim tartışmalarından kaçının. Çünkü sizi anlayacak alt yapıları eksiktir. Cahilden uzak durun hadisi bunu kast eder. Bu konuda yeterince din, bilim ve evrim bilgisine sahip samimi ve dürüstlüğünden emin olduğunuz insanlarla tartışın.

8-Allah (C.C)'HUN affı ve izniyle; Evrimle İlgili Öğrettiklerimin tüm vebalı-günahı bana, sevabı hepimizin ve tüm insanlığın olur inşallah.

Ya Rabbim! Bana Hissettirip Beni Razı Ettiğin; Tabusu Tek (Kelime-i Tevhit/Lâ ilâhe İllallah), Rabbim Tek Allah (C.C)(âlemlerin Rabbi), Dünyevi Vatanım Tek Kâinat (Tüm âlemler), Dünyevi ve Uhrevi Devletim Tek İslam (İslam Devleti), Milletim Tek İbrahim, Kitabım Tek Kuran, Babam Tek Âdem, Annem Tek Havva, Kökenim Tek Kürt (Rabbim Salavatı Şerife’de dua ettiğimiz gibi beni ve kökenimi de rahmet ve bereketle icabet ettiğin İbrahim AS kökeninden eyleyişi dilerim sizden. Âmin.). Bunun dışındaki (İbrahim AS Milletinden Gayri) kabul etmeyeceğiniz ve türeyeceği hadislerde bildirilen 72 milleten hiç birisine ait hiç bir şeyine beni ve zürriyetimi dâhil etmemenizi dilerim sizden.

Siz değerli genç öğretmenler seçmeli dersinizde "Evrimi Bilimi/Evrimin Gerçekleri" Dersini tercih ettiğiniz için size hayırlı oluş temennisiyle, Size Sevgi ve Saygılarımı Sunarım. Sizin İçin Allah (C.C)'HUNE Dualarımla. Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ 2012




Derse Devamın Gerekliliği, Mesleğini Kusursuz ve Rahmani Beceriyle Uygulayışın Önemi; Derse niçin devam etmeliyiz? Neden her derse devam zorunluluğu olmamalı? Hangi derse en az kaç saat devam edilmelidir? Ör. Hukuk Fakültesi ve Tıp Fakültesinde derse devam zorunluluğunun yüzdelerinin aynı olamayacağını düşünün. Derse devam eden öğrenci ne anlam taşır ve bize neyi ifade eder?
-Var olan uygulamalarda Teorik derslerde %70 uygulamalarda %80 devam zorunluluğu vardır.
1-Derse devam öğrencide işini ve görevini yapabilme alışkanlıklarını geliştirir.
2-Öğrencide ders akışını, iş hayatı/yaşamın güncelliğini ve değişimin önemini takip ediş alışkanlığı ve alışık tepkileri (refleksleri) geliştirir.
3-Öğrencinin ne kadar sorumluluk taşıdığının belirteçlerinden ya da göstergelerindendir
4-Mezun olduktan sonra mezuniyet not dizgesi (transkriptle/diplomasıyla) ya da mezuniyet belgesi ile beraber öğrencinin her derse kaç saat devem ettiği, özürlü-özürsüz kaç saat devam etmediği ve kaç saat rapor aldığı belirtilmelidir. Varsa ikinci iş ve özel haller belirtilmelidir.
5-Özürlü ve özürsüz devam durumu öğretmen atamalarında, işe alımlarda başvurulan ya da dikkate alınan belgelerden biri olmalıdır.
6-Devamsızlık sınırının üstünde derse devam ettiği belli saat karşılığında öğrenciye sorumluluk taşıması nedeniyle puan verilmelidir. Devamsızlık hakkını sınırda kullanan öğrenciye derse devam puanı verilmemeli 100 üzerinde aldığı not ya da puanı baz alınmalı.
7-Öğrencinin dersi dinleme ve tartışmalara katılması bedelinde 5-10 kanaat puanı verilmeli, bu eylemlere katılmayan öğrenciye sınavda 100 üzerinde aldığı not ya da puanı baz alınmalı.

Öneri;
- Öğrencinin devamsızlık hakkını tek havuzda toplayarak (16 haftada/20 gün) bir dersten diğerine aktarabilmelidir. Yani devamsızlık hakkını toplu olarak dersler arasında aktararak kullanabilmeli.
- Kız öğrencilerin ayda bir ya da iki gün (istediği günler) özel halleri nedeniyle derse gelmedikleri halde derse geldi gösterilmelidir.
- Belki de bazı derslerde devam zorunluluğu olmamalı, ancak özürlü, özürsüz ve özel hallerdeki devamsızlıklar mezuniyet belgesi ve diplomasına işlenmeli, tatbik/uygulayış ve etkinliklere belli bir oran verilmelidir.
- Belki de devam zorunluluğu oranı her derse özgü olmalıdır.
- Belki de bazı derslerde devam zorunluluğu olmalı bazı derslerde olmamalıdır.
- Belki de öğretmenin tercihine bırakılmalıdır.
- Bu olasılıklar uzman heyetlerce tartışılmalı gerekçeleriyle yeddi yeminle rapor edilerek uygulamaya konulmalıdır. Gerekirse uygulamalardan sonra gerekçeli raporla ve yeddi yeminle değiştirilmelidir.
- Bu şekilde öğrencinin fıtratı, ahlaki ve sorumluluk taşıma/taşıyış oranları hakkında bilgi edinilmiş olur.

Neden Ahlak ve Meslek Kanadı Birbirini Tamamlar? Neden mesleğimizi ve insancıl ahlakın her ikisini de öğretmek, öğrenmek, bilmek ve doğru uygulamak farzdır? Birinci ikinci ve üçüncü dünya savaşlarıyla bu sorunun ilişkisini izah ediniz. İnsanın bir kanadı meleği/ruh, akıl ve insani vicdanı, bir kanadı hayvanidir/nefis, zekâ ve hayvani vicdandır. Niçin İnsanın Meleği Kanadı (Meleği Akıl, Peygamberi Ruh, Peygamberi Vicdan ve İnsancıl Ahlak Kanadı) ve Hayvani Kanadıyla (zekâ , Nefis, Vahşi Vicdan ve Hayvani Ahlak Kanadı) Her Zaman Rahmani/İnsancıl Adreslerde Bulunuşu Alışık Tepki Haline Getirişi Farzdır? Niçin Derslerinize Çok İyi Çalışmalısınız ve Mesleğinizin Piri Uygulayıcısı Olmalısınız? Niçin Mesleğinin Piri Olan Bir İnsan Rahmani/İnsancıl Ahlaklı Değilse Yaratıklara Yararlı Olamaz Tam Tersine Zararlı Olur? Niçin Bir İnsan Peygamber Ahlaklıda Olsa, Mesleğinin Piri Değilse Yaratıklara Yararlı Olamaz Tam Tersine Zararlı Olur?

- Bir doktor düşünün mesleğin de yeterince bilgi, beceri, uygulayış ve kendini (toplumsal ilişki, bilgi, beceri ve uygulayışlarını) güncelleyiş marifetlerine sahip değilse Rahmani/İnsancıl ahlaklıda olsa hiç şüphesiz ki hastalarını eksik ve sakat tedavi edecektir.
- Bir doktor düşünün mesleğin de yeterince bilgi, beceri, uygulayış ve kendini (toplumsal ilişki, bilgi, beceri ve uygulayışlarını) güncelleyiş marifetlerine sahip ancak yeterince Rahmani/ insancıl ahlaka sahip değilse hiç şüphesiz ki hastalarına ve insanlığa icabeti liyakatli olmayacaktır. Kişisel egoları ve nefsi için emeğini ve hünerlerini insancıl değerlendiremeyecek ya da kullanmayacaktır. Örneğin, Kapitalist bir düşünce işletim sistemine sahipse parayı veren düdüğünü çalacaktır. Kısaca para için, ceddi için, keyfi için, ırkı için, parti için, örgüt için… Vb nedenle nefsi egolarına (keyfi ve/veya hayvani ya da şeytani istemlerine) dayalı kendini değerlendirecektir. Bu mantığı; zihninizde ve hayatınızdaki tüm meslek ve sanat dallarına güncelleyerek yaşantınızdaki uygulayışlarla mukayeseyi ya da karşılaştırışı muhakeme ediniz.
- Bu iki koşuldan hareketle siz gençler ve öğrenciler mesleğinizin öğrenim ve eğitimin başlangıç aşamasında iken; neden mesleğinizde yeterince bilgi, beceri, uygulayış, kendini güncelleyiş marifetine ve Rahmani/İnsancıl ahlaka sahip bilincinin farkındalığını kavrayışına; inanış ve iman edişinde oluşunuz çok önemlidir.
- Mesleğinde kusursuz bilgi, beceri, uygulayış, kendini güncelleyiş ve Rahmani/İnsancıl ahlaka sahip oluş sizin emek ve kazanç atınızdır. “Emek ve Kazanç Atınızın” edepsiz, terbiyesiz, vahşi, hayvani, şeytani ve sakat oluşu bir gün sizi maddi ve manevi perişan edeceğinden emin olunuz!!!


Öğretim, Öğrenim ve Eğitimi tanımlayınız, Süreçlerini ve Programlarını Tarif Ediniz? Örneğin, Öğretim Süreci ve Öğretilen Şeyin Önemi ve Gerekliliği Bilinci, Hayata Doğru, Liyakatli ve Rahmani/İnsancıl Ahlaklı Uygulanışıyla İlişkisel Tamamlanış;

Öğretim; Hedef kitleye bilgiyi aktarmak için yapılan her şeye öğretim deriz. Örneğin, Öğretmenin sınıftaki tüm davranış ve söylemleri öğretimle ilgilidir. Bir kavramı, konuyu, dersi… Vb her şeyi hedef kitleye öğretmek için gösterilen davranış, gayret ve öğretilen her şey öğretimdir.
Öğretim Süreci; Hedef kitleye öğretim için sunulan her şey ve geçen zamanın toplamını ifade eder. Öğretim için öğretilen her şey + geçen zaman=Öğretim süreci.
Öğretim Programı; Öğretimi gerçekleştirmek için öğreten tarafından hazırlanan programdır.
Öğrenim; Öğretimle bilgi sunulan hedef kitlenin öğrenmek için gösterdiği gayret ve tepkileri ya da her şeyi öğrenimi ifade eder. Örneğin, Öğrencinin öğrenmek amaçlı sınıftaki tüm davranış, tepki ve söylemleri öğrenimle ilgilidir.
Öğrenim Süreci; Hedef kitlenin öğrenim için gösterdiği gayret ve tepkileri ya da her şeyin toplamı ve geçen zaman Öğrenim Sürecini ifade eder.
Öğrenim Programı; Hedef kitle ve öğrencileri derse hazır bulunduruş için hazırlanan programdır.
Öğrenme; Öğretim ve Öğrenimle hedef kitle de oluşan bilinçsel değişimlerin toplamı öğrenmeyi ifade eder.
Öğrenme Süreci; Öğretim ve Öğrenim Süreçlerin toplamı öğrenme sürecini ifade eder.
Eğitim; Öğrenilen şeylerin hayata uygulayışta refleks (alışkanlık/alışık tepki) haline gelişidir.
Eğitim Süreci; Eğitimin geçekleşmesi için geçen tüm süreçlerin toplamını ifade eder.
Eğitim Programı; Eğitimi hedef kitlede gerçekleştirmek için hazırlanan programdır.
Örneğin, çocuğa elini yıkamayı öğretiriz, elini yıkamayı öğrenmiştir. Aklına bazen geldikçe ellerini yıkıyorsa öğrenme gerçekleşmiş eğitim gerçekleşmemiştir. Tekrar edilen uygulamalarla ellerini yıkamayı inandırmak, İman ettirmek ve refleks haline(alışkanlık/alışık tepki haline) getirilmişse eğitilmiş kabul edilir. Buda yetmez çünkü eğitim hedefine ulaşmamıştır. Eğer çocuk ellerini suyu israf etmeden ya da israf haramdır bilinciyle yıkıyor ve doğru kullanıyorsa eğitim hedefine ulaşmıştır. Bu örnek banyo yapması konusunda eğitilmiş bir kişinin suyu israf ederek banyo yapışı eğitimin hedefine ulaşmadığı anlamına gelir.
Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. Eğitimle refleks (alışkanlık/alışık tepki) haline getirilen davranışların Rahmani/insancıl ahlakla hayata uygulanışıdır. Öğretilen şeyle ilgili tüm olanaklar kullanılarak, öğretilen şeyin hayata doğru, liyakatli, peygamberi, Rahmani ve insancıl ahlakla ilişkisel örnekleri ve uygulamaları yeterince verilmişse öğretim tamamlanmıştır.
Ola ki bu günkü dünya eğitim sistemlerinin en büyük eksiği budur. Yani insanların insancıl ahlaklı eğitilemeyişidir. Örneğin, dünyanın gelişmiş ülkeleri bilim ve teknoloji eğitimi açısından çok iyi gelişmişlerdir. Ancak bilim ve teknoloji insancıl ve Rahmani amaç ve adreslerde değil sadece ulusal çıkarları için kullanılmaktadır.
Genel anlamda eğitimin hedefi; yaratığa kazandırılmak istenen davranışları gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Bunun tam tersi, Şeytani, deccalı, kötü, nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim/öğrenme öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.

Pekiştireç;
-Ellerimizi hangi koşullar da neden, niçin, nasıl ve ne kadar su ile yıkamalıyız?
Sorusunun yanıtını gerekçeleriyle ve uygulamalarıyla çocuklara öğretirken öğretilen ve öğrenilen tüm uygulayışları zihinsel olarak tefekkür ediniz. Tefekkürünüzü yukarıdaki öğretim, öğrenim, öğrenme, eğitim ve eğitimin hedefiyle ilgili verilen disipline bilgilerle ilişkisel gruplandırınız.
Çocuk elini yıkayışı gerekçesiyle öğrendiği halde alışık tepki halini geliştirmemişse öğrenme tamamlanmış ama eğitim tamamlanmamış kabul edilmelidir.
Çocuk elini yıkaması gerektiğini gerekçeyle birlikte peygamberi bir ahlakla hayata uygulayıp güncellemeyi alışık tepki haline getirmişse eğitimin hedefine ulaşılmış sayılır.

Öğrenilen Şeyin Hayata Doğru, Liyakatli ve Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Ahlaklı Uygulanışıyla İlişkisel Tamamlanış; Öğrenilen şeyle ilgili tüm olanaklar kullanılarak, öğrenilen şeyin hayata doğru, liyakatli ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel örnekleri ve uygulamaları yeterince öğrenilmişse ya da öğretilen şey hayata uygulanabilir seviyede öğrenilmişse öğrenim tamamlanmıştır.
Ör. Ellerimizi gerekli zaman ve koşullarda doğru yıkayışı öğrenmenin önemine inanarak hayata uyguladığımız zaman öğrenim gerçekleşmiştir. Eğer bu öğrenim alışık tepki (refleks) ve alışkanlık sorumluluğu ile pekişmemişse eğitim gerçekleşmemiş sayılır. Eğer bu öğrenim alışık tepki (refleks) ve alışkanlık sorumluluğu ile pekişmemişse eğitim gerçekleşmemiş sayılır. Öğretim, öğrenim ve eğitimde; bir kavramın ve/veya bilginin zihindeki karşılığı; fert ve/veya toplumun hayat döngüsünde (dinamik hayatında) hayata güncellenerek uygulanabilir konumda değilse kavram, düşünce yanılgısı ve eksikliğine neden olabilir. Düşünce ve Kavram, atasözü, vecize ve cümle yanılgısı olmayan yegâne kitap Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Kitabıdır. Buna dayanarak (Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Kitabı) bu yargıya varılmıştır.

Eğitim Süreci ve Eğitilen Şeyin Yaşantıya Doğru, Liyakatli ve Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Ahlaklı Uygulanışıyla İlişkisel Tamamlanış; Öğretim ve Öğrenimle verilen ya da öğretilen/öğrenilen şeyin hayata uygulanışı geçerli gerekçesiyle ve bilinciyle kavranarak alışık tepki (refleks), alışkanlık haline gelmişse/getirilmişse ve hayata doğru güncelleniyorsa eğitimi tamamlanmış anlamına gelir.
Ör.Ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini ya da gerekli olduğu zamanda taharet yerlerimizi temiz su ve sabunla yıkayışı alışkanlık ya da alışık tepki haline getirmişsek doğru el yıkama eğitimi hedefine ulaşılmış ya da eğitilmiş sayılırız. Ancak peygamber ahlakıyla ilişkisel eğitim tamamlanmamıştır. Bunlara ilave olarak ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini ya da gerekli olduğu zamanda taharet yerlerimizi ifrat ve tefrit derecesin de yıkayışın kişiye ve çevresine; israfın, zararın ve haramın bilinci konusunda da eğitimimiz gereklidir. Yani ellerimizi fazla su ve sabunla yıkamak, gerekmediği halde aşırı su ile sık sık ellerimizi yıkamak, fazla su ile abdest almak, kirli su ile ellerimizi yıkamak ya da ellerimizi gerektiği koşullarda yıkamamanın sonuçları, zararları uygulamalı örneklerle öğrenip istendik alışık tepkilerimiz ya da alışkanlıklarımız gelişmişse öğrendiğimiz "ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini yıkayış" eylemleri eğitimi peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel hedefi tamamlanmış demektir. Bu "ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini yıkayış" eylemleri mantığının peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel aşamalarının; öğretim, öğrenim ve eğitimle sunulan her bilgi birimi için uygulanarak verilmelidir. Yani öğretim, öğrenim ve eğitimin her aşamasında sunulan her bilgi biriminin Rahmani (peygamber ahlaklı) uygulanışı ve tersi (insani/hüsranı, cahili, vahşi, hayvani, şeytani ... Vb) durumların sonuçları açık ve net bir şekilde bir ara da örnekleri ile uygulamalı öğrenciye verilmelidir.

Önemli Not; Öğretim, öğrenim ve eğitimle sunulan her şey yukarıdaki 3 kategorideki (Rahmani, Şeytani ve Vahşi İnsani/Günümüz eğitimi veya diğer) mantıki çerçevesinde ki kurallara dayalı verilmesi insanlığın basireti açık geleceği için çok önemlidir.

Pekiştireç I;
-Ellerimizi hangi koşullar da neden, niçin, nasıl ve ne kadar su ile yıkamalıyız?
Sorusunun yanıtını gerekçeleriyle ve uygulamalarıyla çocuklara öğretirken öğretilen ve öğrenilen tüm uygulayışları zihinsel olarak tefekkür ediniz. Tefekkürünüzü yukarıdaki öğretim, öğrenim, öğrenme, eğitim ve eğitimin hedefiyle ilgili verilen disipline bilgilerle ilişkisel gruplandırınız.
Çocuk elini yıkayışı gerekçesiyle öğrendiği halde alışık tepki halini geliştirmemişse öğrenme tamamlanmış ama eğitim tamamlanmamış kabul edilmelidir.
Çocuk elini yıkaması gerektiğini gerekçeyle birlikte peygamberi bir ahlakla hayata uygulayıp güncellemeyi alışık tepki haline getirmişse eğitimin hedefine ulaşılmış sayılır.

Ders Çıkarış; Öğretim, öğrenim ve eğitimde en az öğretmek kadar öğrendiklerini İnsancıl, Rahmani ve Peygamberi ahlakla uygulamanın önemi tartışmasızdır. Şu ana kadar bilimsel ve deneyimsel öğretilen ve üretilen: bilim, bilgi, teknoloji... Vb şeylerin; vahşi, yanlış, kasti ve kötüye kullanılışın ya da peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel yapılmayan öğretim öğrenim ve eğitimin sonucunu insanlık dünyası çok ağır bedelleri ödemeye gebedir. O zaman öğretim öğrenim ve eğitimle hedef kitleye kavratılan her şeyin hayata; Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru, meleği, kötü, yanlış, eksik, vahşi/doğal, şeytani, iblisi, doğal insani(hüsranı) ve cahili (çocuksu) kullanılışına veya uygulanışına karşı tepkilerin, sonuçların bir arada gerekçeleriyle uygulamalı verilmesi (öğretilmesi öğrenilmesi ve eğitilmesi gereklidir) gerekir. Bu nedenle, insanlığın 21.YY'DA;"VETO İMPARATOLUĞUNUN" Ürünü olan 19. ve 20. YY'LIN hiç bir şeyine teslim olmadan ve sorumluluğunu üstlenmeden/kabul etmeden önce 21.YY'DA; 19. ve 20. YY'LIN her şeyini gerekçeli kefenleyip kabrine defnetmeyi (ya da ola ki; bu iki asrın her şeyini gerekçeli kefenleyip 21. YY da kabre gömülüşü ve/veya nezarete alınışını müteakiben alternatif istendik (hayırlı) İbrahim'i insan ve kavimlerin yaradılışını Allah (C.C)'HUNDAN dileniş elzemdir.) her yıl kıyamete kadar belli zamanlarda anılıp unutulmamalıdır. İnsanlık yaratılalı beri hiç bu kadar; üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenine ve çevresine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve doğal gaz kaynaklarını yani üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenini eritip gaza çevirip ve insanların toplumsal ilişkilerini kötüye kullanarak; doğayı ve doğal koşulları (hava basılan dünya bedeni depremleri tetikler, fosil ürün gazı basılan dünya seması küresel ısınma, aşırı dengesiz ani yağışları ve selleri tetikler) insanlığın üzerine kışkırtacak ya da tahrik edecek kadar hoyratça ve bedbahtça kullanarak aşağılık cahil (çocuksu) ve/veya belki de kahpe durumuna düşmemiştir. Kaldı ki İnsanlık; 19. ve 20.YY'DA bitkiler kadar bile insanlık ömrünün (insan türünün) sonuna kadar bitmeyen güneş, dalga, rüzgâr, su, çekim… Vb enerji kaynaklarından yararlanmaya teknolojisini yönlendirmeme ya da geliştirmeme bedbahtlığında bulunmuştur. Belki de bu duruma bir daha düşmemek için gerekçesiyle "19. ve 20. YY'LIN ve Öncesi Benzeri Cehaleti ve/veya Vahşilikleri" başlığı altında kıyamete kadar bir ders verilmelidir.
-Kısaca;19. Ve 20. YY'IN teknolojisinin şeytani, cahili ve Doğal hayvani ahlaka dayalı kötüye kullanan bazı dünya devletleri; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emerek, eriterek; depremlere, küresel ısınmaya neden oluşunu I. II. ve III. Dünya savaşlarının cehaleti, teknolojik vahşeti ve bedbahtlığı örnekleriyle sonuçları kavratılmalı. Aynı teknolojiyle dünyanın enerji gereksinimini karşılamak için; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emmeden, I. II. Ve III. dünya savaşlarını yapmadan dünyanın enerji gereksinimi için var olan teknolojik çalışmaların ve güçlerin kıblesini; güneş, dalga, rüzgâr, su, hareket, biyo… Vb enerji kaynaklarına çevirmek yeterlidir. Bundaki amaç, kendini-çevresini doğru tanıyıp-doğru değerlendirip doğru konumlandırmak, insani sıfatlarını doğru, liyakatli ve dürüst kullanmaya haklı olarak inandırılmalıdır. Bu amaca yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı, dersler açılmalı ve ders kitapları yazılmalıdır.

-Nefsi cet, soy, ırk, kavim ya da insani kardeşliğinin savunucuları; cet kuyusundaki Nemrutları, Atilla'i, Cengiz Hanları, Karunları, Firavunları, Çinleri, Hitleri… Vb toplumsal ahlak virüsleri ve/veya peygamber ahlakı düşmanları, katilleri, canileri ve kahpeleri etkisiz ya da razı edemez. Akli olan peygamber kardeşliği bu tipleri hemen deşifre eden ve eleyen ilahi/peygamberi ve toplumsal kuralların oto kontrolündedir. Aslında insanlığın yaşamsal döngüleri, yönetim ve eğitim sistemleri Hz. Musa ve Hz. Harun gibi peygamber kardeşliğine dayalı lokomotif ve vagon çekiş omurgasına göre olmalı cet kardeşlikleri istenen özgün veya ortak vagonda yaşatılabilir/yaşayabilir. Peygamber kardeşliğinin lokomotifinin direksiyonunda her zaman peygamberi insan vardır. Hedefi ve sonuçları bellidir. Cet ve insan kardeşliği lokomotifinin direksiyonuna Habil ile Kabil misali bazen iyi insanlar bazen de cet kuyusundaki Nemrutlar, Atilla'i, Cengiz Hanlar, Firavunlar, Çinler, Hitler, Karunlar, Lutiler, Semudiler… Vb toplumsal ahlak virüsleri ve/veya peygamber ahlakı düşmanları ya da hastaları geçince insanlığın geleceği tehlikeye ve riske girer. Onun için cet kardeşliğinde hedef; evrimseldir, nefsidir, doğal ya da doğaldır, ender olarak peygamberidir. Hatta bu peygamber ahlakı düşmanlarının heykelleri her ülkeye dikilmeli yaptıkları; canilik, zülüm, içtikleri insan kanı, sapıklıkları, 19. Ve 20. YY'IN cehaletiyle birlikte taşlara kazınmalı, filmleri ve ahlak dersleri hazırlanmalı kıyamete kadar her yıl anılmak üzere “İnsanlığın Cehaleti, Sapkınlığı ve Zulmü” Başlığı altında zorunlu ders olarak lise 4. Sınıfta verilmelidir. Genellikle savaşlar; ilmen, fikren ve peygamberi ahlaken kazanıldıkları zaman hak edilmiş olurlar. Peygamberler; toprak kazanmak, devlet, millet, özgür olmak…Vb için değil; onurlu, liyakatli ve gerekli insani; eğitimsel, düşünsel, inançsal ve yaşamsal döngülerin; ilmi, fikri, vicdani, irfanı, imanı ve fiili nefsi müdafaa için savaşmışlardır.
-Bilerek ya da bilmeden düşünsel işletim sistemini; düz, çukur ve tümsek aynalar mantığıyla amacına uygun değerlendiren bir insanın amaçlı mantıki kurgusu gibi kendi hayat enerjisine (yaşam döngüsü enerjisine) yaratıkları, olguları, eylemleri, süreçleri… Vb aynalaştırarak ya da putlaştırarak (ilahlaştırarak) kafasına, nefsine, ceddine, zevklerine ve tiryakiliklerine uyumlu ya da köle direkt veya dolaylı ilah arayanlarla gerçekleri öğrenme pahasına tüm namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) ve şerefli sıkıntıları göze alıp Allah (C.C) ilahi/peygamberi kurallarına tam teslimiyeti denemekten veya yapısı (fıtratı) oranında kabullenmekten gocunmayan ve korkmayan iki insan arasındaki tercih farkları ve geçişkenliklerin (ikisi arasındaki tercih derece ve çeşitlerinin) tüm insan toplumundaki hemen tüm inançsal tercihleri kapsadığına dikkat ederek ya da farkındalığını kavrayıp hayata; bedensel, düşünsel ve deneyimsel; uygulayarak, konumlayarak ve konumlandırarak; insanların, cahili, kasti, nefsi, alimi ve ilahi/peygamberi mantık sistemlerine dayalı tüm tercihlerin 3 konumdaki disiplinini bir arada anlamaya çalışın.

Pekiştireç II;
Kavramı doğru bilmek, doğru algılamak ama uygulamasını yanlış yapmak ne demektir? Kavramları hayata doğru uygulayış ne demektir? Kavramları hayata yanlış uygulamanın zararları nelerdir? Örneğin vatanı, toprağı sevmek, hoşlanmak, önemine inanmakla, vatanına sadık olmayı ilişkilendirin. Örneğin bir köpeği yatak odasına kadar sevgi, saygı, ilgi, göstermekle bir insana aynı şeyi yapmanın farkındalığını kavrayın. -Evini, arabasını,… Vb eşyayı,
-Hayvanları, bitkileri, … Vb canlı gruplarını,
-Milleti, vatanı, toplumu… Vb insani gruplarını,… Vb
1-Sevmek,
2-Hoşlanmak
3-Önemine inanmak
4-Beğenmek,
İlgi Duymak, Takdir Etmek, Merhamet etmek arasındaki yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarının özgünlüklerini, farklarını ve farkındalıklarını liyakatli anlamaya, hayata uygulamaya çalışın. Örneğin; Allah, Sevgili habibim (sevgilim) dediği ve şerefine Kâinatı yarattığını söylediği HZ. Muhammed AS’IN (peygamberinin) geçmiş ve gelecekteki her şeyini kabullenip affetmiştir. Bu mantıktan hareketle sevmek kavramının en anlamlı, ulvi ve öğreticiliğini kusursuz ifade eder. Her koşulda hedefteki yaratığın artılarının ve yeşil çizgilerinin hürmetine; değişmez günahlarına,negatiflerine, olumsuzluklarına, istenmedik tiryakiliklerine, eksilerine, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerin özgünlüklerine ve aşkınlarına (ifrat ve tefritlerine) saygı çerçevesinde katlanılıyor, affediyor ve/veya hoş görülüyorsa sevgiden bahsedilebilir. Bu mükemmel örneğin mantık kurgusunu sevgi ve eğitimde tüm kavramların farkındalığını ya da kavram yanılgısının felaketini algıda değişmezlikle (herkeste aynı algıyı uyandırışla) ilişkisel anlayışa/anlamaya çalışın. Örneğin, Sadece Menfaate, Cinselliğe, Hoşlanmaya, Ailevi İstem ve İlişkilere, Beğenmeğe, Takdir Edişe, İlgi Duyuşa… Vb. birine dayalı bir evlilikle hepsini içeren “İnanç, Sevgi, Değer Yargısı Denkliği ve Hoşgörüyü Kabullenişe” dayalı evlilik arasındaki farkındalığı düşünerek “kavram yanılgısını” anlayışa ve genelleyişe çalışın. Bu mantığı zihnimizdeki bildiğiniz tüm kavramları neden tam-net bilip ve doğru uygulayışınızla, ilişkilendirin ya da güncelleyin. Evrim, Matbaa, Sevmek ve Hoşlanmak kavramları arasında kavram yanılgısı kadar evrim ve matbaa kavramlarının tanım farkındalığını dinde kavrayışta kavram yanılgısı olmuştur. Matbaa ve evrim dine aykırı değildir. Hatta hiç bir şey dine aykırı değildir. Helale ve dine aykırılığın kavram yanılgısını anlayışa/anlamaya çalışın. Yaşantımız, Kendimiz, Toplum, Mesleğimiz ve Çevremizle Kavramları doğru ve net; bilişin, konumlandırışın önemi ve farkındalığını bilmek önemlidir. Bunu tam tersi bilgisizlik ve eksik kavram bilgisinin yol açacağı kavram yanılgısının düşünce ve eylem yanılgısına neden olabileceğini anlayışa/anlamaya çalışın. Bu bilgiler ışığında kavram öğretiminin önemi ve kavram yanılgısının felaketini derslerde öğrencilerimize öğretmeliyiz. Öğretimde algıda değişmezlik (herkes tarafında aynı anlamı uyandırış kuralı) kuralıda önemlidir. Her kavram herkes aynı anlamı çıkartacak şekilde öğretilmelidir. Ya da farklı anlamları da varsa örneklerle verilmelidir.
-Farkındalıklarını kavradıktan sonra liyakatli eşleştirmeye çalışın
Ör. sevginin liyakati hangi yaratıkta, eşYa da, canlı grubunda/larda hayat bulması veya icabet edilmesi daha liyakatlidir?
Ör. sevginin, hoşlanmanın, beğenmenin, ilgi duymanın ve merhametin liyakati hangi yaratıkta/larda, eşYa da/larda, canlı grubunda/larda hayat bulması veya icabet edilmesi daha liyakatlidir?
-Yukarıdaki mantıktan hareketle toplumsal bazda kullanılan hemen çoğu kavramlar, kavramisimler, isimleri noktalama işaretleri, harfler, rakamlar ve semboller... Vb bilgilerin; akli gereksinim ürünü değil de, nefsi doğal gereksinimin evrimsel ürünü olarak vahşice (doğal) kullanılmaktadır.
Örneğin, Vatan, Millet, Bayrak, Toprak, Doğa, Ölülerin… Vb tapınmaya, sevgi ve şefkate değil sadakate, dua ve liyakatli davranışa gereksinimleri vardır.
Hayvanlara sevgi ve şefkat değil merhamet ve adalet yeterlidir. Sevgi kadar değerli vakit ve enerjisini insan ve akli yaratıklara sunumu daha liyakatlidir. Toprak, vatan, bayrak sevgi ve şefkat enerjisine tepkisizdirler. Sadakat yeterlidir. Toprak, vatan, bayrak, hayvan, doğaya, bitkilerle… Vb sevgi ve şefkat enerjisine liyakatiyle tepkisizdirler ya da liyakatsiz tepkilidir. Ayna görüntüsü mantığı ile verdiğimiz enerjiyi liyakatsiz ve teslimiyetçi bize yansıtarak bizi düşünsel yanıltırlar ancak ilahi/peygamberi ve insani enerji farklı ve liyakatli hayatidir. Putlara tapanların kendilerine yansıyan enerjisi de ayna görüntüsü teslimiyetçi mantığı ile olduğu için yanıltıcı inanç tiryakiliğini insanda yaratır/mıştır. Ola ki inanç, sevgi ve sevdaya (aşka) dayalı; doğal, vahşi, eşya ve akıllı olmayan yaratık kökenli alınan pozitif enerjiler insanın düşünsel enerji sistemini doğallığa ve vahşiliğe motive edici ya da güdücüdür. Bu durum kafasına, arzuladıklarına, menfaatlerine, nefsine, ceddine, milletine ve tiryakiliklerine uyumlu ilah ve inanç arayanlar ya da gerçek inançlarını bu formatta/kılıkta/şekilde görmek-anlamak-yorumlamak-uygulamak isteyenlerle tam tersine gerçeği öğrenme pahasına hakkıyla sıkıntı ve güçlükleri göze alan insanlar arasındaki farkındalık ve farktır. Batıdaki insanların bilmeden ya da evlerin de, bahçelerinde zevk için besledikleri; bitki, hayvan ya da tarihi süs eşyalarının maliyetini aç ve yoksul insanlar için kullanışını düşünün. Ör. zevk için evde beslenen köpeklerle bir çoban köpeğinin işlevleri ve gördükleri ilgi arasındaki ilişkinin farkındalığını ve liyakatini bir arada düşünüp değerlendirin. Batıdaki öğretim, öğrenim ve eğitim esnasında; evde süs için beslenen canlı yaratıklar, evde zevk için bulundurulan pahalı süs ve tarihi eserlerin yüksek maliyetleri yerine güvenilir kurumlarca tanıştıkları; Afrika, Bangladeş, Hindistan… Vb yerlerde internet üzerinde görüşebilecekler gerçek yoksul kardeş bir aile edinip yardım etmenin daha insani olabileceğinin daha doğru olduğu telkin edilirse her halde sonuç bu günkünden farklı olurdu.
-Ola ki yanlış, doğal, doğal ve/veya eksik; öğretim, öğrenim ve eğitim ürünü olan bu günkü çoğu insanlarda ki; bu istenmedik alışkanlık, tiryakilik, davranış… Vb kontrol edebilen doğru/gerçekçi öğretim, öğrenim ve eğitim sisteminin ürünlerine sahip insan kadar iradeli insan, tersi/leri kadar ise eksik, cahil, vahşi, doğal ve hayvani insanız anlamı çıkar. Bu çıkarsayışı günlük, haftalık, aylık ve yıllık yaşam döngülerinize güncelleyerek; siz ne kadar neyi/neleri kontrol ediyorsunuz, iradenizi kontrol edenleri istişare ederek hakkınızda bazı iradi yargılara ve önlemlere/tedbirlere varınız. Bu iradi yargılara ve önlemlere/tedbirlere varmadan önce; yalan, iftira, şer, domuz etini yiyiş, şovenistlik, Siyonistlik, radikaller, milliyetçiler, yenilikçiler, cahiller, cahillik, hastalık, virüs, kötü davranış… Vb istenmedik, davranış, yaratık, eylem, bilgi… Vb
A-Bu istenmedik ya da istenmedikler niye vardır?
B-Bu istenmedik ya da istenmediklerin mutlak gerekli olduğu yer/yerler neresi/nerelerdir?
C-Bu istenmedik ya da istenmedikler hiç olmazsa hayat döngüsünde ne/ler eksilir, ne/ler bozulur… Vb ne/ler olur? Sorularının mutlaka doğru ve liyakatli yanıtlarını araştırın sonra istendik/çözümsel iradi amaçlı; yargıya/lara, sonuca/lara varınız ve/veya öğretime, öğrenime, eğitime, ıslahata/lara, terbiyeye ve önleme/lere baş vurunuz. İnsanlığın ve/veya bir kavmin; radikal milliyetçileri (kavimlerin parmak izi), radikal Müslüman'ları (dinin farzlarının sigortası), radikal yenilikçiler (kavimin asra uyum ışıkları) ya da her çeşit gerekli radikalleri rahmani alimler ve bilginlerce, her an asrın değişimlerine ve/veya koşullarına uyumlu bilgilendirilip irşat edilmezse; milliyetçiler şovenizme, inananlar Siyonizm'e, yenilikçiler otistik ve liyakatsiz felsefi görüşlere ve/veya inançlara zarara uğrarlar. Genellikle âlimsiz bir kavim ya da nefsine zülüm eden Müslüman kavimin/lerin rahmani alimleri ve bilginleri menfaatleri gereği radikallerinin arkasına gizlenir ya da onlara teslim olursa bu sonuç ortaya çıkar. Bu nedenle bunların hürriyetlerinden çok doğru adreste örgütlendirilip düşünsel ve toplumsal olarak güncellenişleri daha doğrudur. Âdemi İnsan; Meleği Ruhu, Meleği aklı ve Meleği Vicdanı Kanadıyla (Meleği Güzel Ahlak Kanadı) meleklere kenetlenip güzel ahlak hasletlerini gösterirken, Diğer kanadıyla yani Hayvani Olan Nefsiyle, Hayvani Olan zekâsıyla ve Hayvani Olan Vicdaniyle (Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadı) Hayvanlara ve eşyaya kenetlenip vahşi/hayvani ahlak hasletlerini gösterir. Bu kanatlardan Meleği Güzel Ahlak Kanadı kırık ve/veya güdük olursa o insan tek taraflı Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadıyla daha aşağılıklara uçarak çok tehlikeli hilkat garibesi bir zararlı yaratık olur. Bu kanatlardan Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadı kırık ve/veya güdük olursa o insan tek taraflı Meleği Güzel Ahlak Kanadıyla daha yukarılara uçarak ruhban/meleğimsi bir yaratık olur. Bu iki kanadın dengesi/balansı hafif ahrete doğru ya da meyilli olarak eğitimle verilmelidir. Dünyası için ahreti, ahreti için dünyasından vazgeçen bizden değildir. Hadis vardır.
Neden İnsanı, çevremizi, kendimizi, mesleğimizi doğru tanımak ve insancıl adreslerde bulunmayı/bulunuşu refleks(alışık tepki) haline getirmek/getiriş farzdır? Doğru Adreste Duruşun 5 Kuralı; Doğru Adreste Duruş İçin Öğretim, Öğrenim Ve Eğitimin Mutlaka Asgari 5 Kuralı; Rahmani İnsancıl ve Peygamberi Adreste Duruşun 5 Kuralı;
1.Kural: Her şeyden önce İnsan olduğunu kabulleniş. Rahmani insan oluş
için dünyada bulunduğunu ve Rahmani doğru adreste duruşun refleksinin (alışık tepkisinin) kesinliğini kabul ediş. Değiştirmeyeceği ve/veya Değiştiremeyeceği şeyleri, İnsanlık Ailesi'ni ve kendisini olduğu gibi kabullenişe razı oluş gerekirse peygamberi ve insancıl değişime/lere talip olmak. Değiştirmeyeceği ve/veya Değiştiremeyeceği; fıtratı/yapısal, insani, çevresel … Vb her şeyi ve kendisini olduğu gibi kabullenişe razı oluş gerekirse peygamberi ve insancıl değişime/lere talip olmak. En azında yaratıkların değişmez kaderleniş kırmızı çizgilerini; örneğin, ölüm, bilmezlik, cehalet, aşkınlık… Vb niyet olarak kabulleniştir. Ayrıca tüm yaratıkları, her fert ve toplumun “Geçmişten Geleceğe Tüm İnsanlık Ailesi Çözmecesinin/Pazılının” gerekli bir parçası/üyesi olarak “İnsanlık Birlikteliği” istemine, arzusuna, azmine ve gayretine razı oluştur.
2.Kural: Kendisini ve çevresini doğru tanıyış. Kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve konumlandırıştır. Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
3.Kural:
Yeterince bilgili oluşu kabulleniş. Kendisini ve çevresini doğru anlamlandırış ve uygulayış için yeterince bilgili ve beceri sahibi oluşu koşulsuz kabulleniştir. Yaratıkların her şeyini ve mesleğini; doğru, dürüstçe, Rahmani/İnsancıl anlamlandırış ve uygulayış için yeterince bilgili ve beceri sahibi oluşu koşulsuz kabulleniştir.
4.Kural:
İnsancıl adreste duruş. Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakta doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getiriştir.
5.Kural:
İnsancıl Uygulayış. Öğrendiklerini Rahmani (peygamberi/insancıl) ahlak çerçevesinde alışık tepki (refleks) olarak hayata uygulayıştır. En Güçlü, Siyasi ve Menfaatperest adreslerde değil de Rahmani, İnsani ve Doğru adreste duruşun en güzel örneği; Allah (C.C)’N yardımıyla, Hz. Muhammed AS’IN çevresinde, zamanındaki krallıklar ve imparatorluklara ekmek peynirle hatta daha zor koşullara Rahmani duruşuyla İslam'iyet’in yayılışını başarmıştır. Bu mantıktan hareketle doğru adreste bulunuşu alışık tepki (refleks) haline getirişin en kestirme yolu Rahmani, insancıl, peygamberi dürüstlük ve/veya peygamberi imanla hayatı yaşamak yeterlidir. Yaratıkların özellikle fert, kavim ve devletlerin; zihinsel, bedensel, düşünsel, amaçsal, menfaatsel... Vb adreslerini doğru tanımlayıp, belirleyip bildikçe onların hakkında daha doğru karar verir ve doğru adreslerde duruş olanağını elde ederiz.-Ola ki herkes her şeyi bilmeyecektir. Cüzi ilme sahipsiniz (Ayet vardır) .Yani en azında her kes bir şeylerin cahilidir.-Herkesin olanakları ölçüsünde; nesnel, iradi, sanal, düşünsel, toplumsal… Vb. kendine özgü özgünlükleri ve tercihleri olacaktır. İnsanın Ahlak Kanadı (Sağ) ve Meslek Kanadıyla (Sol) Eğitimin Hedefine Uçuşunun Amacı; Doğru Adreslerde Bulunuşun 5 Kuralı Uygulanarak Gerçekleşmelidir. Önemli olan amaç kişinin ve toplumun; olanakları, sıhhati, iradesi, bilgisi… Vb. çerçevesinde (insan pazılı/çözmecesi içinde) kendisini/kendilerini (özgün pazılı/çözmece parçası) peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak ölçülerinde verimli konumlandırışı doğrultusunda öğretim, öğrenim ve eğitimin mutlaka asgari doğru (yukarıdaki 5 koşul çerçevesinde) verilişinden kesin emin oluştur. Fert, toplum, kavim ve tüm insanlık ailesi bazında; sokakta ve tüm toplumsal alanlarda (özel haller hariç); diğer insanları aşırı kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, rencide edici, rahatsız edici, iştahlandırıcı, kışkırtıcı, küçümseyici, tahrik edici, aşırı özendirici, şaşırtıcı eylem, davranış, sohbet, giyim, kuşam… Vb. bulunmaması gerektiğinin öneminin ve farkındalığını gerekçeleriyle öğrencilere kavratmalıyız. Ancak bundan sonra kişinin olanakları ölçüsündeki iradesiyle tercihleri kendisini belirler. Hayvani ve İnsani Hürriyetin Farkındalığını kavrayış önemlidir. Edepsizlerin, Edeplilerin ve Herkesin (Şerrinden Emin Ve Beri Olmak İçin); Her Mecliste Kendini İfade Ediş Köşesi Olmalı. Köşeye gelenlere ya da sıradaki her kese “Kendini İfade Edişin Edepli Ve Peygamberi Oluşun Önemi Dersi” ayrıntılı bir şekilde eğitimcilere verilmelidir. Bundan sonrası onların kendilerini ifade tercihleri onların ve temsil ettiklerinin edebini ve kalitesini ifade eder ya da belirler. Özet;1- İnsanlık Ortak Paydası Üyesi Olarak Payını (Özgünlüğünü) Peygamberi Konumlandırış. Değiştirmeyeceklerine Karşı Peygamberi Adreste Bulunuşu Kabulleniş. İnsanlık Ailesinin üyesi oluşunu ve baş edemeyeceklerini ve değiştiremeyeceklerini Koşulsuz kabulleniş. 2. Kendisi, Mesleği ve Çevresi hakkında yeterince bilgi sahibi oluşunun gereğini kabulleniş. 3. Kendisini ve Çevresini Düz ayna mantığıyla değerlendiriş. 4.Bildikleriyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakla doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir.5. Bildikleriyle kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve Peygamberi / İnsancıl konumlandırıştır. kendisini Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
Sonuç; Doğaya Karşı Doğru Adreste Duruş Ne Demektir? Çevre Bilinci İnsanlarda Geliştirilerek Plastikler, Kâğıt, Şişe-Cam ve Metaller Çöp Değil Bunların Çöp Torbalarına Doldurup En Kısa Yoldan hedefine brakılmalıdır. İnsanlık doğaya ve birbirine karşı doğru adreste durmadığı için doğal ve yapay çevrenin ilkel ve doğal insan sorunu ortaya çıkmıştır. Ola Ki Yaratıklar içinde hayırlı bir kişilik olmak için ola ki bu 5 kuraldan bir tanesine bile uymazsanız doğru adreste duramazsınız. Gerekli olduğumuz için yaratılmışız ve varız. Her insanı insanlık kitabının bir sayfası kabul edin. Kendi sayfanızı ve Yaşadığınız çevredeki kitap sayfalarını doğru tanıyıp bu sayfalar arasında doğru adreste duruşun koşulu irâdemiz çerçevesinde samimi, rahmani, hür ve adil oluştur. Eğer cahiller, caniler, tanımadıklarımız… Vb karşı doğru adreste duruşta başarılı olamıyorsak, ya diyetle yaklaşılmalı ya da cahillerden uzak duruşa gayret edilmelidir. Cahillerden yüz çevir ya da uzak dur diye ayet ve hadis vardır. Bu yaşam boyutunda her insan bir hayvanın sırtındadır. Kendini kontrol edebildiği kadar süvari kişilik, kontrol edemediği kadarda hamal kişiliktir ki buna nefis denir ya da atınızı (nefsinizi) kontrol edebildiğimiz kadar süvarisi kontrol edemediğiniz kadarda hamalıyız. Genlerimizi ne kadar irâdemizle kontrol edebiliyorsak her şeyimizin süvarisi, tersine ise her şeyimizin hamalıyız demektir. Bir kavmin yenilikçilerini asimile eder bitirirseniz, akabinde milliyetçilerini asimile edişe başlarsanız bu tam mümkün değildir çünkü o kavmin değişmeyen/değişmez parmak izidirler (kavmin özgün kişilik genlerini taşırlar). Ancak yok etmeniz gerekir. Bu seferde evrimsel seçilimde en güçlü savaşkan Nemrut'u, Atillams'i, Cengizhan'i, Firavun'u, Çin'i, Hitler'i… Vb insan ahlakının acımaz kara delikleri ve kavmin asimile edildiğini sandığınız yenilikçileri de ters teperek karşınıza çıkar ki kayıp edişi hak etmiş olursunuz. Her kavmin özgün radikallerinin, milliyetçilerinin, yenilikçilerinin, cahillerinin… Vb dozunda gerekliliğini doğru adreslerde ve doğru kişilikler de yaşatmak elzemdir. Cahillerin, kafirlerin… Vb karakterlerin yok olduğunu düşünün sonuç sosyal döngünün çöktüğünü görürsünüz. Bir anda herkesin her şeyi bildiğini düşünün ya da geleceğiniz hakkında her şeyinizi bildiğinizi düşünün o zaman cehaletin, bilmezliğin, yalanın ve sabrın ilaç olduğu konumların ve zamanların olabileceğini keşfedebilirsiniz. Allah (C.C)’HU hiçbir şeyi boşuna yaratmamıştır. Önemli olan her şeyi dozunda ve yerinde rahmani biliş, kullanış ve uygulayıştır. Kısaca doğal döngüdeki özgünlüklerin gerekliliği kadar toplumsal, zihinsel, düşünsel ... Vb döngülerdeki özgünlükler gereklidirler. Önemli olan toplumsal yönetim, ahlak ve her türlü ilişkinin kilit ve yönlendirici noktalarında Peygamberi/Rahmani/insancıl ahlaklı +bilgili +liyakatli kişiliklerin; yönetimlerde, eğitimde, sağlıkta ve yargıda sürekli bulunuşunu tam ve net teminat altına alan/garantileyen; seçim sistemleri, yönetim sistemleri, rejimler ve demokrasileri sağlayıştır.


Öğretim, Öğrenim, Eğitim ve Eğitimin Hedefi Nedir? Aralarında Nasıl Bir İlişki Vardır?
1
-Öğretim kavramı öğretmekten gelir ve genellikle planlı ve programlı öğretim kast edilir.
-Öğretim, öğrenim ve eğitimin maksatlı bir ön basamağıdır.
-Öğretimsiz öğrenim ve eğitim; ya plansız, ya fıtratı ya doğal ya da saldım bayıra çevre-doğa kayıra eğitimidir.
-Öğretim ve öğrenim birlikte; eğitimin gerçekleşmesi ve eğitimin hedeflerine ulaşılması için mutlak gerekli iki ön basamaktır.

-Öğrenmenin gerçekleşmesi için yapılan her şeye öğretim denir.
-Öğretim öğrenmenin gerçekleşmesiyle tamamlanır.
2-Öğrenim/Öğreniş(Öğrenme);bir şeyi öğretirken/öğretilirken öğrenen kitlenin öğrendiklerini hayata uygulayabilir ve güncelleyebilir durumunda öğrenmiş ise öğrenme gerçekleşmiş demektir.
-Öğretimle, fıtraten bilinen veya herhangi bir şekilde öğrenilen-edinilen-kazanılan bilgilerin hayata kalıcı uygulanışlarının ve davranışların ürünü sonuçları öğrenmedir.
3-Eğitim ise öğrenilenlerin yaşantıya uygulanabilir alışkanlık ve alışık tepki (refleks) davranışları haline getirilmesiyle amacına ulaşmış olur.
-Eğitimin gerçekleşmesi için mutlaka aktarılması veya bilinmesi istenen bilginin; ya önceden bilinmesi, ya genlerinde kayıtlı olması yani yapısal bilmek(fıtraten bilmek) veya mutlaka öğretimle bilginin eğitilmek istenene aktarılması zorunludur.

4-Genel anlamda eğitimin hedefi; yaratığa kazandırılmak istenen davranışları gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.
-Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. İnsanlık çocuklarına, gençlerine ve yetişkinlerine peygamber ahlakının önemini, kurallarını, kendini ve doğayı tanıma bilgilerini vaktinde hayatın her aşamasıyla ilişkisel örneklerle vermelidir. Allah (C.C) rızası için bir yolda iseniz her şey ilişkisel ve uyumludur( rastgele ve tesadüfi değildir). Bunun tam tersinde ise sanki her şey tesadüfi ve rastgele konum ve algı içindedir.
-Aksi durumda gelişen çocuğun, gencin ve yetişkinin; beyni ve zihni rastgele çevreden abur cubur algıladığı bilgilerle doluşarak; Tarzan'ca-vahşice eğitilmiş doğal-doğal insan olurlar ki 19., 20. ve 21. Yüzyılın ilkel ve vahşi/doğal insanının teknolojisi ve çevre sorunları; deccalı ve doğal öğretim, öğrenim ve eğitimin ürünüdür. Eğitimde ilk hedef; Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) ahlak çerçevesinde her fert ve topluma her zaman fıtratı oranında doğru ve akıllı konum ve/veya adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirtmektir. Demirkuş 2012 Sanki her yaratık geçmişten geleceğe yaratıksal çözmece çetelesinin özgün bir çözmece parçası ve özgün bir kör noktaya sahiptir. Önemli olan hedef eğitimle hepsine her şeyi değil; fıtratı, güvenirliği, yapabilirliği ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakı oranında bilmesi ve yapması gerekenleri verişin ölçüsünün farkındalığını kavrayış ve uygulayışı hayata güncelleyiştir. Mantıksal, düşünsel, zihinsel ve bedensel; inanç, iman, irfan, medeni …Vb liyakat bütünlük sahibi oluşla bunlardan sadece bir veya birkaçına eksik sahibi oluşu arasındaki insanların farklılığının farkındalığını anlayışa/anlamaya çalışın. Günümüz insanların ve politikacıların tümünün ahlaken ve bilmen otistik eğitilişin sonuçlarıyla ilişkilendirin. Herkes her şeyi bilseydi ya da herkes herkesin niyet ve yaydığı enerji çeşidini doğru okusaydı ne olurdu? Sorusunun yanıtı düşündürücü olmalıdır? Eğitimde kime ne kadar şey öğretmeliyiz sorusunun yanıtı eğitimin hedefini sınırlar. Kuran'ın çerçevesi ve çetelesi içinde bilimin konumu ve yerini eğitimde doğru yeşertiş gereklidir. İslam'iyet'teki bir amaçta ifrat, tefrit ve zındıklıklardan uzak ve/veya bunlara diyet/kontrollü olarak insanların/insanlığın düşünsel toplumsal olarak; birbirine ve çevreye icabetlerinin peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak çerçevesinde oluşuna yönelik öğretim, öğrenim, eğitim ve uygulayışı hayata gerçekleştiriştir. Demirkuş 2011

Pekiştireç I ;
1-Öğretim; DNA zincirinin birinci ipliğinin yaşayabilen dizinini biyolojik yapı taşlarından üretmek,
2-Öğrenim; DNA zincirinin birinci ipliğini tamamlayıcı uygun ikinci ipliğinin yaşayabilen dizinini biyolojik yapı taşlarından üretmek,
-Birbirini tamamlayan bu iki ipliksi zincirin fermuarlarının karşılıklı gelip tamamlanması yani kapanmasıyla öğretim ve öğrenim tamamlanır/tamamlanmış olur.
3-Eğitim; tamamlanan iki zincirin uygun koşullarda kendilerini klonlamayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeye başlamasıyla/başarmasıyla yaratığın vahşi/doğal olan eğitimi tamamlanır.
4-Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. Çocuklar da (öğrencide/öğrenicide) bu biyolojik DNA zincir fermuarının gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.

Pekiştireç II;
1-Öğretim; pantolon fermuar zincirinin dişli birinci kanadının/parçasının üretimidir,
2-Öğrenim; pantolon fermuar zincirinin dişli tamamlayıcı ikinci ya da diğer kanadının/parçasının üretimidir,
-Birbirini tamamlayan bu iki parça fermuar zinciri dişlerinin karşılıklı gelip tamamlanması yani kapanmasıyla öğretim ve öğrenim tamamlanır/tamamlanmış olur.
3-Eğitim; öğrencinin/öğrenicinin fermuarı açıp kapamayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeye başlamasıyla/başarmasıyla tamamlanır.
4-Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. Çocukların (öğrencinin/öğrenicinin); pantolon fermuarının gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlar için kullanışın ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir. Dünyada Yürürlükteki Eğitim Sisteminin/lerinin Durumu Konumu ve Liyakati; Var olan eğitim sisteminde İslam'iyetin geçerli ve gerçek; inançsal, kültürel, kavimsel… Vb hemen hiçbir değer yargısı dikkate alınmadan ya da sadece Bâtının deneyimlere dayalı doğal değer yargılarına, dünyevi yönetimsel ve bilimsel değer yargılarına dayalı eğitim sistemleridir. Bu eğitim sisteminde; insanların tüm düşünsel, zihinsel, nesnel, sanal, dijital, kültürel, inançsal … Vb istendik, gerçek değer yargıları ve doğa, doğa ötesine ait bildikleri bilimim Doğal değer yargılarına kodlayarak, zipleyerek ve asimile ettirilerek insanlığı yaşamsal olarak nesnel doğanın ve düşünsel olarak bilimin kefeni içerisine asimile ettirmektedir. Diğer bir deyişle insanlığın bilimi ve doğayı aşan düşünsel ve zihinsel değer yargılarını bilimin, demokrasinin, doğanın ölümlü ve sonlu kefeni içine kodlayarak, zipleyerek, özümseyerek ve körelterek insanlığı zihnen nesnel ve bilimsel doğanın hapishanesi içine sıkıştırmaktadır. 19. ve 20. YY Eğitim sisteminde her bilim uzamanı (bilim insanı?) bilimin bir parçası olarak otistikleştirilmiştir. Adeta bilimin her parçasına bir bilim insanının her şeyi otistik ve özel bir parça olarak kodlanarak yerleştirilip ya da yetiştirilip ölümlü bilimin bedenine kişilik kazandırılarak bilim ilahlaştırılmaya çalışılmaktadır. Doğrusu bilim ve tüm kâinatlar gelişmiş insanın kalbini aşamaz. Bilim her insanın bir parçası olacağına her bir bilim uzamanı (bilim insanı?) bilimin bir parçası olarak bilimin bedenine malzeme oluyor. Çözümü de kapitalistler ekonomik sorunlar hallolunca yani insanlığı zenginleştirip besili hayvan gibi besleyerek insanlık sorunlarının halledeceğine bizleri inandırmıştır. Hâlbuki deneyimler göstermiştir ki; ekonomik koşulları çok iyi olduğu halde, aşırı beslenişten kudurup zihinsel doyumsuzluktan bunalıma giren zenginlerin yanında zihnen ve düşünsel olarak rahat, hür olmayan insanlar bu zihinsel- düşünsel sıkışıklıktan, sıkıntıdan sokaklara hürriyet diye dökülüp sorunlar yaratmaktadırlar. Bu nedenledir ki var olan eğitim sisteminin tüm değer yargılarının bilimsel kefeni; dünyevi doğal dinler ve vaadi dolmuş ya da Allah (C.C) tarafında icabet görmeyen semavi dinlerin kefeni ile birebir örtüşmektedir. Ancak tüm doğayı, yaratıkların geleceğini ve geçmişini kuşatarak haşır olacağı son durumu bildiren İslam'iyete aynı ceketi giydirmek insafsızlık belki de insanlık için bedbahtlık olur. Çünkü tüm ölümlü, sonlu yaratıkları ve her şeyi kuşatan İslam, ezeliyet ve ebediyetten gelen hayatın geçici dünyeviliğini, her şeyini kuşatmış ve yine ebediyete yaratıkların nasıl göç edeceğini bildirmiştir. Gün geçtikçe bilim bunu kanıtlamaktadır. Sonuç olarak; bilim ve doğa Müslüman'ların kalbi ve zihni içindeki yitiği olarak keşif edilip İslam'i değer yargılarıyla ilişkisel öğrenilmesi ve bilinmesine yönelik eğitim yapılması daha liyakatlidir. Zaten İslam'iyetin dışında hiçbir din bu kapsamların kefenlerini kuşatamamış ve/veya kuşatamaz Ya da bu alt yapı envanter ve dokümana başka hiçbir din ve bilim sahip değildir. Kısaca tüm yaratıkları, doğayı ve bilimin kefenlerini kuşatarak ilişkisel eğitim verilebilecek yegâne din İslam'dır. Gerçek Eğitim sisteminin amacı; dürüst yaşamanın alternatif tüm çürük ve doğal yaşantılara tercihinin ispatını göstermektir. İnsan gen havuzundaki Rahmani-İnsancıl genlerin hayvani ve şeytani genlere baskınlığını ve kontrolünü kesinleştiren eğitim, yönetim ve yaşam sistemlerine gereksinim vardır. Zenginin fakire sadaka, bilenin bilmeyene bilgi, güçlünün güçsüze himaye, iman edenin imansıza dua ikram ediş borcu vardır.



Değer yargısı nedir? Kaç çeşit değer yargısı vardı? Niçin öğretim, öğrenim ve eğitimi değer yargılarıyla ilişkilendirerek sunmamız gerekir?
Canlı yaratıklarda en az değişen veya hiç değişmeyen yargılara değer yargısı denir. Fert, Toplum, Devlet, Kavim… Vb insani oluşumların: yapısal, düşünsel, zihinsel ve mantıksal olarak değişmez veya en az değişen; özgün (*), istendik/kabullendikleri (+), istenmedik/ret ettikleri (-), nötr/tarafsız/yansız/dengedeki/dokunamadıkları (0), geçişken/ değişik karar verdikleri (+,-), değiştirmeye gücünün yetmediği, iradesiyle hükmedemediği /aşılmaz/ aşamadıkları (!), öğrenemediği/anlayamadığı/bilinmeyen/ bilinmez (?)… maddi, manevi, düşünsel, davranışsal, eylemsel, kültürel... genellikle az değişen ya da değişmez dogmalar ve yargılarıdır. Değer yargıları düşünsel ve mantıksal bilinç mimarisinin/tasarımının ya da dizaynın değişmez ve/veya en az değişen yapı taşları ya da yapısal (fıtrati) değerleridir. Değer yargıları, bir sistemin/lerin, yaratığın/yaratıkların geri dönüşümsüz geri değiştirilemez veya zor değiştirilebilir yapı taşları, iskeleti (filtresi/süzgeci) ve nirengi noktaları durumunda olup onun özgünlüğünü belirleyici tercihleri yönlendirici yargılardır. Her değer yargısı dosdoğru değildir ancak en az değişen ve en doğru değer yargıları; İslam dini farzları, ayetleri, sünnetleri, doğal kanunlar, yapay kanunlar ve gerçeklerdir. Her zaman Atasal değer yargıları vecizeler tartışmaya götürebilir bunlara çok yönlü ayar yapılmalıdır. Hadislere ve ayetlere göre var olan sisteme değer yargılarına ayar çekilmelidir. Bilimin değer yargıları yapay ve doğal kanunlardır. Kanunlar üzerinden geçmişten geleceğe yürüyebiliriz.

Kaç Çeşit Değer Yargısı Vardır? Değer yargılarının farklı amaçlı ve köklü bir kategorize edilişe gereksinimi vardır. Buradaki sınıflandırış henüz emekleyiş aşamasındadır.

Bilimsel Değer Yargıları;Bilimsel değer yargıları, Bilimsel Kurallara ve Bilimsel Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Bilimsel Değer Yargıları bilimsel çalışma ile bilimsel olmayan çalışma arasında ki farkı belirler. Bilimsel bilginin; kaynağı, konumu, tarihi, yeri ve kırmızı çizgileri (radikal tanımı) olmazsa bilimsel değeri şüphe götürür. Bilim ve bilimselliğin kurallarına ve yöntemlerine mutlak itaatin gerekliliğini kabulleniştir. Örneğin, Bilgi, Teknoloji Üretişin Bilimin Kurallarına ya da farzlarına dayalı üretiştir.

İnançsal Değer Yargıları;İnançsal değer yargıları , İnançsal Kurallara ve İnançsal Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. İnancın farz ve/veya sünnetlerine değişmez mutlak itaati gerekliliği kabulleniştir. Örneğin, İslam'iyetin Farzlarına Dayalı İbadet Ediş.

Yapısal (Fıtrat) Değer Yargıları; Yapısal değer yargıları, Yapısal Kurallara ve Yapısal Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Yaratığın yaradılışı, eğitimi veya herhangi bir nedenle aşamadığı geri dönüşümsüz yapısal (fıtratı)... Vb değer yargılarıdır. Örneğin, İnsani Değer Yargıları, canlı yaratığın genlerinden ya da irsiyetten veya dünyaya gelir gelmez sahip olduğu ve değiştiremediği istendik, istenmedik her şeyden kaynaklanan; doğal değer yargıları, hayvani değer yargıları, insani ve/veya peygamberi değer yargıları. Örneğin, Ebucehil gibi fıtratı ve eğitim cahillerin değişmezliğe olan radikal bağlılıkları. Onlara göre her şey onların bildiği doğrulara endekslidir. Peygambere cahillerden (değişmez-bilmezlerden) uzak durulması önerilmiştir. Değişmek istemeyeni Allah (C.C) değiştirmezmiş RA'D (13) 11. ayet.

Kültürel Değer Yargıları;Kültürel değer yargıları , Kültürel Kurallara ve Kültürel Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Yaşadığı toplum ve çevresinden yaratığın aldığı eğitim, işittikleri, gördükleri, alışkanlıkları, anadilleri, örfleri, adetleri, zevkleri... Vb ilgili; yararlı, zararlı ya da yararsız kültürel... Vb değer yargılarıdır.

Kişisel, Özgün ve Özel Değer Yargıları; Kişisel, Özgün ve Özel değer yargıları, Kişisel, Özgün ve Özel Kurallara ve Kişisel, Özgün ve Özel Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Yaratığın bazı şeyleri tüm yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları örgüsünün süzgecinden geçirip kendine özgü değişmez prensipler ve değer yargıları geliştirmesidir ya da bu değer yargıları genlerinde/fıtratında vardır. Ör, istenmedik ifrat ve tefrit değer yargıları: özgün bazı değer yargıları yani değişmez ve az değişen; aşırı ifrat, tefrit, tiryakilikler ve tutkular derecesindeki; kıskançlık, kin, nefret, haset, kibir, ucup/gurur, cimrilik, bönlük, müsriflik, egoistlik, kaprisler, saplantılar, münafıklık (çok yüzlülük), siyonizm, şovenizm, siyoşovenizm, sigara içmek, içki içme alışkanlığı … Vb dir.

Diğer Değer Yargıları; Diğer değer yargıları , Diğer Kurallara ve Diğer Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir.Yukarıdaki kategorilerin dışındaki diğer değer yargılarıdır. Örneğin, İnsani Değer Yargıları, canlı yaratığın genlerinden ya da irsiyetten veya dünyaya gelir gelmez sahip olduğu ve değiştiremediği istendik, istenmedik her şeyden kaynaklanan; doğal değer yargıları, hayvani değer yargıları, insani ve/veya peygamberi değer yargıları. Ör. fert toplum, kavim, insanlık bazında aşılamayan ya da iç dünyasında çözümsel olarak liyakatli bir yere oturtulmadığı için aşılamayan bazı davranışlar (yavşak davranışlar, sakız çiğneyene derste tahammül edemeyiş), görüntüler (ör tiksindirici görüntüler), bilime liyakatsiz tepki (evrim bilimine liyakatsiz tepki), tabular (ör, böcek yiyen hayvani adama ya da çıplak dolaşmak isteyen hayvani dervişlere liyakatsiz tepki), bedensel hareketler (göbek atan erkeklere liyakatsiz tepki), liyakatsiz tepkiler (ör, cahil yalancılara, cahil köktencilere, cahil yenilikçilere...Vb aşırı tepki), sesleri kapris etmek (Ör, ağız şapırdatana liyakatsiz tepki) … Vb aşılmazlar birer özgün ya da bazı kültürler için aşılmaz veya değiştirilmesi zor değer yargılarıdır. Örneğin, İnsani Değer Yargıları, canlı yaratığın genlerinden ya da irsiyetten veya dünyaya gelir gelmez sahip olduğu ve değiştiremediği istendik, istenmedik her şeyden kaynaklanan; doğal değer yargıları, hayvani değer yargıları, insani ve/veya peygamberi değer yargıları. Örneğin,Ebucehil Çözüm; Bu değer yargıların inançsal, toplumsal ve bilimsel eğitimler açısında gerekçeleriyle öğrenicilerin zihinsel dünyasına doğru dozda aşı yapılarak liyakatli tepkiler geliştirilmelidir. Örneğin, evrim teorisinin evrim bilimini bağlayıcı olmadığını yani evrim biliminin gerekliliğini gerekçesiyle anlatırken, evrim teorisine isteyen katılmayabilir. Evrimi kabullenişin dinsizlik olmadığını vurgulayış için, insanların bazıları hayvanlardan evrimleşse bile hayvanları da Allah (C.C) yaratmıştır. Çıplak dolaşma hastalığını ya da tiryakiliklerini hayvanların çıplaklığıyla ilişkilendirmek. Böcek yiyen kişinin tüm böcek yiyenlerle ilişkisel düşünmek… Vb pratik zihinsel çözümler gerekçeleri ve kanıtlarıyla verilerek öğrenicinin zihinsel bağışıklık sistemi liyakatli güçlendirilmelidir.

Niçin Değer Yargılarına-Dogmalarına Dayalı Dinamik Eğitim Sistemleri Geliştirmeliyiz? Değer Yargılarının; Öğretim, Öğrenim ve Eğitimle İlişkisi Neden Önemlidir? Değer Yargıları, Eşik Bilgileri ve Doğru Empati (Anlamlandırış/Anlam Veriş) Duyuşun, Öğretim Öğrenim Eğitimin Hedefleriyle İlişkisinin Önemi;
Düşünsel Filtre/Süzgeç/Kurallar ve Değer Yargılarıyla Doğru Adreste Duruş İçin Hedef Kitleyi Ve Değer Yargısını Tanıyış Arasındaki İlişkiyi Doğru Kurmak Önemlidir. Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde; fert ve toplumlara bilgi sunulurken hedef kitlenin değer yargıları , eşik bilgileri ve kültürleri çekim alanına; girecek, itecek ve uyumlu; özgün (pay) ve ortak payda (benzerlik) yani algıda değişmezlik ilkelerine dayalı hazırlanmalıdır. Öğretim, öğrenim, eğitim ve yönetimlerde disipline edici kurallar geliştirilirken; fert ve toplumun çok hassas oluğu tüm değer yargıları liyakatli, uyumlu, vicdanlı ve peygamber ahlaklı yönlendirici olarak kullanım ustalığı çok büyük önem taşır. Bu açıdan laiklik özel haller hariç, insanları bildiklerini ve değer yargılarını ilişkilendirişte yalıtkan ve izole edici değil de liyakatli, sosyal ilişkilendirici olursa daha geçerli ve tutarlı olur. Öğretilen ve öğrenilen tüm bilgileri; kabullendiği ve çok iyi bildiği değer yargılarıyla ilişkilendirişi (Kültürel, inançsal, kişisel değer yargıları) alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirip hayat güncelleyip uyguladığı zaman öğrenim tamamlanmış kabul edilir ya da öğrenimin gerçekleyişine işaret ve kanıt kabul edilebilir. Öğrencinin öğretilen ve/veya öğrenilen bilgiyi ilişkilendirecek değer yargısı yok ya da eksikse mutlaka ya yaşatarak veya beş duyuya hitap eden beyinsel kayıt yöntemleriyle yeni değer yargısı kabullendirilmeli ya da var olan değer yargıları kümesi ve/veya tek bir tanesiyle dolaylı yoldan bilgi/bilgiler ilişkilendirilip öğrenciye verilmelidir. İnsanda genellikle bilgilerinin zihindeki karşılıkları değer yargılarıyla ilişkisel gerçekçi ve doğru olarak diri değilse o konuda cahildir ve ola ki genellikle sorumlu değildir. Bilenler sorumludur. Gözü var görmez kulakları var işitmez ayeti belki de bunu vurgular. Bu amacı gerçekleştirmek için hedef kitlenin; lisanının incelikleri, eşik bilgileri, kültürleri ve değer yargıları özgünlük grupları ya da çeşitleri çok iyi bilinmeli ve kusursuz duygudaşlık/eşduyum (empati/eşduyum) duyularak sunum hazırlanmalıdır. En az ana dil-lisan farklılığı kadar değer yargıları farklılığı da sunulan bilgiyi algılamada uyuma gereksinim duyar. Ör. Aynı konuyu: aşağıdaki; din, kültür ve anadili-lisanı, anadilde; öğretim, öğrenim ve eğitim almayan!!!… Vb farklı hedef kitleye neden farklı sunum hazırlamak zorunda olduğumuzun farkındalığını pekiştirerek kurgulayarak zihinsel uygulayın ve anlayın.
-Hıristiyan dinine mensup ve Japonya'daki Japon kökenliye
-İslam dinine mensup ve Japonya'daki Japon kökenliye
-İslam dinine mensup ve Almanya'daki Alman kökenliye
-Hıristiyan dinine mensup ve Almanya'daki Alman kökenliye göre hazırlayın.
      Kısaca ya da sonuç olarak; Özellikle eğitimde pozitif /kabullenilen/istenen değer yargılarına ilişkisel eğitim verilmeli yargısı çok önemlidir. Bunun için öğrenicinin anadiline ve sahip olduğu diğer değer yargıları çok iyi bilinirse verilmek istenen bilgi ya da konular istendik değer yargılarıyla ilişkilendirilerek (ret ettiği değer yargılarına göre ders verilirse filtreleyerek alır !). Yapısal(fıtrat), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları ve eşik bilgileri ait olduğu yaratığın; mantıken kabullenebilirlikleri, kabullenemezlikleri ve tercihleri örgüsünün; yapısal, beyinsel, düşünsel ve zihinsel yapıtaşları iskeleti, kementleri, geçitleri, düsturları… Vb mantık süzgeci örgüsü ya da mimarisi gibidir. Diğer bir deyişle insanların kişilikleri, öğrenim istemleri ve kabullenişleri değer yargılarının ilişkisel örgü kafesindedir. Fert, toplum, kavim, devlet... Vb insan kendi değer yargılarının kafesi içindedir. İnsanların öğrendiği bilgilerin kalıcı olabilmesi için öğretilen bilgilerin onun değer yargılarıyla bütünleştirici ve ilişkilendirici verilmelidir. Bu şekilde verilmiyorsa öğretilen bilgi dağarcıklarındaki diğer bilgilerden kopuk, hatırlanmakta ve hayata uygulamada tetikleyici değildir. Bir insanın bilimi ya da ilimi yani bildiği her şeyin çözmece (pazıl) çetelesi-çerçevesi onun sahip olduğu bilgi birimlerinin yapıtaşlarından oluşur. Bu yapıtaşları birbirini ne kadar ilişkisel hatırlatıcı konumdaysa o kadar hızlı hatırlanabilir ve hayata güncellenerek uygulanabilir dinamizme sahip olur. Bu açıdan hedef kitlenin değer yargılarıyla ilişkisel anlatılan ya da sunulan her şeyi özümseme olasılığı çok yüksektir. Belki de öğretim, öğrenme ve eğitim sistemimiz ülkemizdeki halkların; özgün (*), istendik(+), istenmedik(-), nötr(0), geçişken(+,-), aşılmaz(!), bilinmeyen(?) ve diğer; inançsal, yapısal, kültürel, kişisel... Vb değer yargılarıyla; uyumlu, bütünleşik, güncellenerek ve ilişkisel verilmediği için ülkemizin bereketli peygamber ahlaklı teknolojik-bilimsel orijinaliteleri diriltilmiyor ve dirilmiyor!!!
      İdam sehpasına çıkarılacak; bir kelime, deyim, atasözü, örf, adet, gelenek, bilgi, davranış, yaşam şekli… Vb her şeyin alternatifi çok yönlü düşünülüp bulunduktan sonra eğitimle istenmeyenler tedavül den/uygulanıştan kaldırılır. Örneğin Tükürdüğümüzü yalamayız!?? Yerine “ Yanlış yere tükürdüğümüzün bedelini ödemeye gayret ederiz/hatasız kul olmaz!!!” Demirkuş 2010 Beşer Zulmeder, Kader Adalet Eder??! Beşer bazen zulüm etse de Allah (C.C) her zaman adalet eder. Demirkuş 2010. İstenmedik, yanlış ya da eksik veya çok anlamlı-cinaslı...Vb; örf adet, vecize, deyiş, deyim, cümle ve ata sözleri için istişareli alternatifleri geliştirilerek gerekçeli uygulanıştan kaldırılırlar. Hatta bu mantık ve uygulanış kusursuz bilinç-düşünce mimarisi ve iletişim için; insanlığın tüm yazılı, sözlü, eylemli ve düşünsel her bilgi birimi için hayata güncellenişi gereklidir. Belki de, fert, toplum, kavim, devlet… Vb insanlık bazın da;geri dönüşümsüz değer yargıları insani ya da bilimsel olarak geçerli olsun olmasın var olan öğrenici potansiyeline(hedef kitleye) öğretilmek istenen bilgilerin; istendik-istenmedik tüm değer yargıların ortak payda ve özgünlükleriyle; bütünleşik, uyumlu ve ilişkisel olarak doğru örneklenmiş ve hayata güncellenmiş olarak sunulmalıdır. İstenmedik, bilimselliğe aykırı, geçersiz ve doğal değer yargılarını değiştirmek ya da ıslah etmek için kanunlar çıkartılarak çocuk yaşta öğrenicilere ayrıntılı alternatifleri gerekçeli sunulmalı ve öğretilip hayata uygulanmalıdır. Fert, toplum… Vb her insani bazda verilmek ya da öğretilmek istenen öncelikli acil bilgilerin kısa vade de hedef kitlenin inançsal, kültürel, özgün… Vb istendik ya da istenmedik değer yargılarına uyumlu ve ilişkisel hayata örneklendirilip güncellenerek verilmesi gerekmektedir. Yani Bâtının, kapitalizmin, komünizmin… izm, … istli yabancı-doğal rejimlerin, yönetimlerin ve eğitim sistemlerin istendik ya da istenmedik değer yargılarına ya da yararlı da olsa yabancı ya da farklı değer yargılarına endeksli verilmemelidir. Yani toplumsal etnik alt birimin değer yargısına/yargıları düsturlarına ters olduğu için kısa vade de verilmemelidir. En küçük özgün toplum birimlerinin (benzer ortak dili, kültürü, alışkanlıkları, zevkleri ... Vb paylaşan ailelerin bir üstü toplumsal özgünlükler kümesi ya da insan dokusu) özgün değer yargıları baz alınarak ona uyumlu öğretim, öğrenim ve eğitim sistemi/leri geliştirilerek verilmeli. İnsanın etnik azınlığı olmaz; bu doğa, bilim ve ilahi/peygamberi yasalara aykırıdır hem de bölücü ve tahrik edici bir kavramdır. Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız (ayet). Dil, din, lisan, kütür azınlıkları çoğunluğa asimile ya da evcilleştirilsin diye değil. Böyle bir durum yaşama gücünü artıran evrimin çeşitlilik yasasına aykırıdır. Yaşadığı toplumdaki; din, dil, lisan, kültür, renk...Vb halk azınlıklarının birimlerindeki (özgün toplumsal birimlerdeki ya da özgün insan dokusundaki) yararsız, verimsiz, zararlı… Vb istenmedik değer yargılarının değişimi için uzun vadede tüm dünyanın o konudaki liyakatli otoritelerin görüşü çerçevesinde kanunlar çıkartılarak alternatifleri gerekçeli sunularak ilk öğretim seviyesinden itibaren öğretim, öğrenim ve eğitimle verilmelidir.
      Biliriz ki tüm canlı yaratıkların kişilikleri genel olarak, yapısal(fıtratı-genetiği-irsi), kültürel, inançsal, eğitimsel… Vb kökenli olarak; kabullendikleri, reddettikleri, tasdik ettikleri… Vb değer yargılarının mantık kafesi, süzgeci ve örgüsü içindedirler. Bu değer yargıları çatısında ki mantık örgüsünün dokusunu; kişinin kabullendiği, ret ettiği veya şüphelendiği;kanunlar, davranışlar, eylemler, süreçler, olaylar, bilgiler, ayetler, vecizeler, atasözleri, özdeyişler… Vb temel mantıksal denklemler oluşturur. Kişinin değer yargıları, mantıksal denklemleri dokusunun arasını öğrendiği, edindiği ya da genetik-fıtratı-irsi yapısında bulunan bilgilerin ilişkisel bilgi birimleri örgüsü doldurur. Liyakatli ve kaliteli öğretim, öğrenim ve eğitimle kişinin tüm değer yargıları, mantıksal denklemleri ve bilgi örgüsü beyinsel ve zihinsel havuza kaydedilir. Kişi tüm değer yargılarını, mantıksal denklemlerini ve bilgi örgüsünü kültürel olarak öğrendiği anadilindeki kavramlar, kavramisimler, isimler ve sembollerle ifade ederek aynı dili bilenlerle sözel, bedensel, mimik.. Vb ile iletişim kurar. Kişi dilini bilmediği bir toplum içerisinde bu kültürel iletişimde mahrum ve yoksun kaldığı için; yontma taş devri ve öncesi insanların iletişim seviyesine düşer. Onun için bir kültürel dildeki, kavramlar, kavramisimler, isimler ve semboller o kültürel dilin iletişim araçlarıdır.
Bu açıdan dünyadaki ve insanlık havuzundaki var olan doğal-vahşi!!! kültürel dil kümeleri arasında öğretim, öğrenim ve eğitimle verimli ortak payda akli-mantıki!!! lisan ve dil geliştirmek insanlığın en önemli sorunlarından biridir. Fıtratı-yapısal, inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları; mantıken kabullenebilirlikleri, kabullenemezlikleri ve tercihleri örgüsünün zihinsel yapıtaşlarını oluşturduğu için verilen öğretim ve eğitimi yaratığın kabullenmesi ya da davranışına yansıması için aktarılmak istenen bilgilerin gerekçeli ve ilişkisel olarak yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarıyla ilişkisel örneklerle verilerek hayata güncellenerek beyinsel, düşünsel ve zihinsel özümsemeyle (asimilasyonla) uygulamada alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmelidir. Değer yargılarına ters verilen ya da değer yargılarıyla ilişkisel verilmeyen; öğretim, öğrenim ve eğitim ürünleri eğitilen kitle tarafından kabullenmekte sıkıntı yaratır ve hedefe ulaştırmaz. Belki de ülkemizde yapılmış ve halen yapılmakta olan devrimler, öğretim, öğrenim ve eğitimlerin çoğu ülkemiz halklarının yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarına uyumlu verilmediği, cebren ve hile ile ya da zorunlu kapitalist ekonomik farzlara bağlı olarak empoze edilip bilgiler beyinsel ve zihinsel olarak sindirilip hayata uygulanabilir alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmediği için istenen seviyede başarılı bir ülke olamadık. Bu duruma çözüm açısından ülkemizde değer yargılarımızın düstur denklemi konumundaki; vecizeler, atasözleri, özdeyişler, ithal edilmiş atasözleri... Vb önemli bir kısmı yanlış, eksik, ters... Vb olduğu için insanlarımızda kavram, düşünce, öğrenme ve iletişim yanılgısına neden olmaktadır. Bu açıdan bunların ivedilikle akÂdemik çevrelerce gözden geçirilip daha bilimsel alternatifleri, eksikleri, geçerlilik sahaları… Vb hakkında ayrıntılı bilimsel çalışmalarla sonuçlandırılıp toplumun yapısal, beyinsel ve zihinsel havuzundaki önemli değer yargılarının yenilenerek toplumsal değer yargıların; yapısal, zihinsel ve beyinsel havuzdaki yerleri daha sağlıklı ve olumlu bir konuma getirilmesi gerekir.
Yorum; Bir fert, toplum, kavim… Vb düşünün; Kuran-ı Kerim Okunur duyar ancak anlamaz (Allah (C.C)'HUN kelamından duyduklarına sağır olmuş) duyduklarına sağır olmuş, Kuran-ı Kerimin harflerine bakar ayetlerin yazısını görür ama anlamaz (Allah (C.C)'HUN yazılı kelamını görür ama kördür) gördüklerine bakar ama kör olmuş ola ki bir hayvanın Kuran-ı Kerimi Dinletiş ve okutuş mesabesine getirilmiş ya da indirilmiş durumdayız. Bu gün ülkemizdeki Kuran-ı Kerim'e icabet bu hale getirilmiş ve diğer ibadetlere yani kurban kesimi, namaz kılınışı, oruç tutuşunda, zekâ t verişinde… Vb dinde hayır görmez konuma düşürülmüş ve dualarımızda icabet bekliyoruz Rabbimizden. Oysa ki, İngilizce, Fransızca, Almanca gibi Kuran-ı Kerim'in Dili'de seçmeli yabancı dil dersi olarak verilse acaba bu cehaletten kurtarır mı bizi! İnsanda genellikle bilgilerinin zihindeki karşılıkları değer yargılarıyla ilişkisel gerçekçi ve doğru olarak diri değilse o konuda cahildir ve ola ki genellikle sorumlu değildir. Bilenler sorumludur. Gözü var görmez kulakları var işitmez ayeti belki de bunu vurgular. Bilim bile insan duyularına ve teknoloji sınırlarına dayalı olarak yarı ya da geçici gerçeklere dayalı olarak geleceğe yol alır.   
  


Fen-Edebiyat ve Eğitim Fakültelerinin Başlıca Görevleri, Amaçları ve Hedefleri Neler Olmalıdır?
-İnsanların; kendilerini, sanal araçlarını, sıfatlarını ve nefislerini liyakatli tanımalarını sağlamak,
-İnsanları;doğa-doğa ötesindeki geçerli, gerekli;nesnel, düşünsel, sanal ve hesabi (dijital) bilgilerle fıtratlarına uygun yeterince donatmak
-21.Yüz Yılda bilimi insanların(fert, toplum, kavim... Vb bazında) geçerli, doğru inançsal, yapısal, özgün, kültürel... Vb diğer değer yargılarıyla ilişkilendirerek sunmak öğretim, öğrenim ve eğitimin çok önemli farzlarından biri olmalıdır. Demirkuş 2009
-İnsanlara; doğru öğrendiklerini peygamber ahlakıyla yaşantılarına (hayatına) liyakatli tatbik/uygulayış alışık tepki (refleks) ve alışkanlıkları kazandırmaktır.
-Eğitim fakültelerinin birinci görevi var olan geçerli ve gerekli bilgileri iştahlandırıcı bir dizaynla insanlara sunmak ve gerekirse bilgi üretmektir.
-Fen ve Edebiyat fakültelerinin öncelikli görevi bilgi üretmek ve bilgileri iştahlandırıcı bir dizaynla insanlara sunmaktır..

Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde; Nesnel, Düşünsel, Sanal ve Hesabi (Dijital) Ders Materyali Bilgi Doküman Havuzu Oluşturmanın Basamakları/Aşamaları;
1-Gerekli ve geçerli; tüm nesnel, düşünsel, sanal ve hesabi (dijital) kaynaklı bilgilerin doküman havuzunu oluşturmak,
2-Gerekirse bilgi, envanter, materyaller, yöntemler sanal ve nesnel araçlarla donatılmış eğitim mutfağı kullanılarak materyaller geliştirmek,
3-Ders materyallerini; uygun yöntemlerle ve örneklerle ilişkisel eşleştirerek güncel rehber bilgilerle donatmak,
4-Sunulacak gerekli bilgilerin; hedeflerini, dokümanlarını ve olanaklarını uygun eşleştirerek ortaya koymak,
5-Etkili öğretim amacıyla nesnel, düşünsel, sanal ve hesabi (dijital) olanaklar, materyaller ve yöntemlerle ilişkilendirerek beyinleri iştahlandırıcı sanal-nesnel-yarı nesnel; sunu, etkinlik, deney, tatbik/uygulayış, animasyon, film, anlatım, gösteri… Vb;hazırlanır, oluşturulur, düzenlenir veya kurulur.

Eğitim Fakültelerinde Mutlak Verilmesi Gerekli Bazı Dersler ve Gerekçeleri;
1-Öğretim Teknolojileri Materyal Tasarımı ve Geliştirilmesi Dersi
2-Özel Öğretim Yöntemleri I ve II Dersleri
3-Fen Teknoloji ve Toplum İlişkisi Dersi
4-Okul Deneyimi I, Okul Deneyimi II ve Öğretmenlik Uygulamaları Dersleri
5-Dersleri Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) ahlakla ilişkisel yaşantıya uygulanış "Tefekkür Ediş" dersi konmalıdır. Doğal alfabe, kültür, örf, adet ve geleneklerin peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ters ve uyumlu tarafları bilimsel gerçeklere dayalı olarak “Peygamber Ahlakı ve Vahşi/Doğal Ahlak Ürünleri” adlı ders;ilk, orta, yüksek öğretim ve askeri okullara konmalıdır.
A-Kendilerini doğru tanıma ve topluma doğru duygudaş olma(empati/eşduyum duyma), amacına yönelik uygulamalı dersler konmalıdır.
B-Fert ve toplum ya da  insan sıfatlarını, kendi özünü-fıtratını tanımaya yönelik uygulamalı dersler konmalıdır.
C-Yani fert ve toplumların ya da insanların kendilerini eksik ve yanlış tanımalarının, konumlandırışlarının, sıfatlarını liyakatsiz kullanmalarının toplumsal tufanlara neden olduğu yaşanmış örneklerle ve gerekçeleriyle öğretilmelidir. Bu amaca yönelik uygulamalı dersler konmalıdır.
D-Öğrenci/Öğrenici;sıfatlarının kötüye kullanmasının hatasının acısını ya da telafisinin hangi boyutlara varılacağını 19. Ve 20. YY'IN teknolojisinin şeytani, cahili ve Doğal hayvani ahlaka dayalı kötüye kullanan bazı dünya devletleri; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emerek, eriterek; depremlere, küresel ısınmaya neden oluşunu I. II. ve III. Dünya savaşlarının cehaleti, teknolojik vahşeti ve bedbahtlığı örnekleriyle sonuçları kavratılmalı. Aynı teknolojiyle dünyanın enerji gereksinimini karşılamak için; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emmeden, I. II. Ve III. dünya savaşlarını yapmadan dünyanın enerji gereksinimi için var olan teknolojik çalışmaların ve güçlerin kıblesini; güneş, dalga, rüzgâr, su, hareket, biyo… Vb enerji kaynaklarına çevirmek yeterlidir. Bundaki amaç, kendini-çevresini doğru tanıyıp-doğru değerlendirip doğru konumlandırmak, insani sıfatlarını doğru, liyakatli ve dürüst kullanmaya haklı olarak inandırılmalıdır. Bu amaca yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı, dersler açılmalı ve ders kitapları yazılmalıdır.
E-Olanaklarını, bilgilerini, beden dillerini, tepkilerini, seslerini … doğru ve liyakatli kullanma–ilişkilendirme alışkanlık ve alışık tepki (refleks)lerini kazanmalarına yönelik uygulamalı beşeri eğitim dersleri konulmalıdır. Bâtının derleme, deneyim, kurgu… Vb şeylerine dayalı mevcut eğitim kitapları bu hedefe ulaşmakta yetersiz kalmaktadır.
F-Evrensel, İlimsel, Bilimsel, Teknolojik, Çağdaş, Peygamberi (Rahmani/İnsancıl)… Vb Doğru ve Liyakatli Düşün, Hayalet, Tefekkür Et. Hükmüne/lerine uygun deneysel –uygulayıcı dersler eğitime konulmalı. Öğrencinin nasıl düşünmesi konusunda önemli simaların düşünsel, nefsi, doğal ve mantıki işletim sistemleri disipline edilerek eksikleri, artıları, yanlışları… Vb bir arada verilmelidir.Sonra tüm düşünsel ve uygulanan mantık sistemleri peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel olarak tarihsel, bilimsel, asri...Vb sonuçları ve kanıtlarıyla ortaya konulur.
-Piyasadaki bilgisayarları kategorize-disipline ederken ya da bilgisayar alırken hangi özelliklerine % kaç öncelikli dikkat edilir?
-Öğrenci Seç ve yerleştir sınavlarında veya eş adayınızı seçerken hangi özelliklerine % kaç öncelikli dikkat edilir?
-Sizce bilgisayar kasası ile insan bedenine % kaç önemsenerek değer verilir?
-Sizce bilgisayar sanal araçları ve iç donanım özellikleri ve işletim sistemi ile insan düşünsel, ahlakı ve zihinsel özellikleri işletim sistemlerine % kaç önemsenerek değer verilir? Allah (C.C) öncelikle kulunun kalbine bakarak değer verir.
-Pekiştireç; eğitim sisteminde ve öğrenci seç yerleştir sisteminde neden insanların sadece zekâsına, eş seçiminde saldım çayıra bedensel çekicilik kayıra ya öncelik verilir? Top modeller size neyi hatırlatır? -Bu konuda eğitim sistemleri insanları köreltiyor mu? Vahşileştiriyor mu? Melekleştiriyor mu?...

Öğretici ve Eğiticilerin Mutlak Görevleri (Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde);
1-İnsan Sanal Araçlarını Öğretmek. İnsanın nesnel, düşünsel, hesabi (dijital), sanal araçlarının (Ruh, Akıl, Vicdan, İman, Nefis, zekâ, Yetenek) özellikleri ve fıtrat-nefis çeşitleri konularını gerekçesiyle öğrencilerimize öğretmek.
2-Kendini Tanımak. Kişilerin(kişisel) insani, özgün ve baskın sıfatlarını mutlak tanımak ve bilmenin gerekliliğini, zorunluluğunu gerekçeleriyle öğretmek ve hayata uygulatmak. Nefsini tanıyan rabbini tanır (ayet vardır)
3-Çevresini Tanımak. Toplumsal, düşünsel ve doğal çevresinde hayır görmenin farzlarından biride onları doğru ve gerçekçi öğrenme olduğunu gerekçeleriyle bilmenin önemi öğretilmelidir. İlim Müslüman'ın yitiğidir (hadis)
4-İnsancıl (Peygamberi) Ahlakı Kabulleniş. Yaşam döngüsünde hayır görmesi için, peygamber ahlakı işletim sistemini kabullenmek ve yüklenmeyi alışık tepki (refleks)-alışkanlık haline getirmeyi gerekçeleriyle öğrencilere öğretmek ve uygulatmak.
5-Mutlak yapması gerekenleri bilmek. Evdeki-ailedeki, okuldaki, iş yerindeki, fertlere karşı sorumlulukları ve mutlak yapması gereken işler ve uyması gereken kurallar gerekçeleriyle ikna edilerek verilmeli ve uygulamalar yaptırılmalıdır.
6-İnsan, eş ve arkadaş dersi verilmeli. Karşı cins, eş ve arkadaş edinme/seçimi kurallarının mutlak prensipleriyle ilgili drama ve gerçek dersler tatbik/uygulayış örnekleriyle gerekçesiyle verilmelidir. Davul dengi dengine çalmalı; kösle trampet, mümine ile sarhoş bir arada liyakatsizdir.
7-Sokaktaki davranış dersi verilmelidir. Sokakta her türlü abur-cubur yenmeyeceğini, her türlü giyim ve davranışta bulunulmayacağını gerekçeleriyle örnek eğitici gerçek hayattan ifrat, tefritlerden kesit filmlerle ve uygulamalarla denemeler yaptırılarak ikna edilerek eğitim verilmelidir. Halkın ortak kullanım alanlarında kişi ve toplumun neden; kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, tahrik edici, aşırı imrendirici, kışkırtıcı… Vb. ifrat ve tefriti davranış, giyim, söz, eylem… Vb. şekilde bulunmaması gerektiğinin gerekçesiyle öğretim, öğrenim ve eğitimde verildiğinden emin olmalıyız. Sınırsız hürriyet, liyakatsiz radikaller, cehalet, ifrat ve tefrit insanın peygamber ahlakının kara delikleri gibidirler. Demirkuş 2009
İpucu; Resmi, başkalarını tahrik-kışkırtıcı, erotik, çekici, akli, düşündürücü, ilgi çekici, modern, klasik… Vb giyim, tepki, davranış… Vb ne zaman, nerede ve hangi koşullarda hayata uygulanışın gerekliliği mutlaka “Öğretim Öğrenim ve Eğitimde İnsan” konulu derste gerekçeleriyle verilmelidir. Halkın ortak kullanım alanlarında kişi ve toplumun neden; kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, tahrik edici, aşırı imrendirici, kışkırtıcı… Vb. ifrat ve tefriti davranış, giyim, söz, eylem… Vb. şekilde bulunmaması gerektiğinin gerekçesiyle öğretim, öğrenim ve eğitimde verildiğinden emin olmalıyız. Bundan sonrası kişi ve toplumun iradesi çerçevesindeki tercihi/tercihleri onun ve onların ölçüsünün kalitesini gösterir. Yargısından emin oluruz. Hayvani ve İnsani Hürriyetin Farkındalığını kavrayış önemlidir. Edepsizlerin, Edeplilerin ve Herkesin (Şerrinden Emin Ve Beri Olmak İçin); Her Mecliste Kendini İfade Ediş Köşesi Olmalı. Köşeye gelenlere ya da sıradaki her kese “Kendini İfade Edişin Edepli Ve Peygamberi Oluşun Önemi Dersi” ayrıntılı bir şekilde eğitimcilere verilmelidir. Bundan sonrası onların kendilerini ifade tercihleri onların ve temsil ettiklerinin edebini ve kalitesini ifade eder ya da belirler. Özet;1- İnsanlık Ortak Paydası Üyesi Olarak Payını (Özgünlüğünü) Peygamberi Konumlandırış. Değiştirmeyeceklerine Karşı Peygamberi Adreste Bulunuşu Kabulleniş. İnsanlık Ailesinin üyesi oluşunu ve baş edemeyeceklerini ve değiştiremeyeceklerini Koşulsuz kabulleniş. 2. Kendisi, Mesleği ve Çevresi hakkında yeterince bilgi sahibi oluşunun gereğini kabulleniş. 3. Kendisini ve Çevresini Düz ayna mantığıyla değerlendiriş. 4.Bildikleriyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakla doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir.5. Bildikleriyle kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve Peygamberi / İnsancıl konumlandırıştır. kendisini Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır. Sokakta ifrat, tefrit ve hayvaniliğe kaçan; yemek yemenin, çıplak-erotik giyinmenin, cinsel duygularını sergilemenin hayvaniliğinin gerekçelerini gerçek filmlerle ve uygulamalarla gösterip eğitim verilmeli. Başkalarının maymun iştahlı, nefsi emarelere sahip oluşu, kötü nazar edişleri, insanların yanlış anlaması, insanlara kötü örnek olunması, gereksiz dikkat çekilmesi… Vb gerekçeleriyle verilmeli.

Tüm ahlakı kurallar ve sokak ahlakı kültürleri, argoların kullanım yerleri gerekçeleriyle öğrencilere doğrusu verildikten sonra, tatbik/uygulayış tercihleri öğrencilere ve insanlara bırakılmalıdır.
Özel Not;Totaliter önlem değil de (özel haller hariç) sokak ahırları, aşk-sevgi ahırları.. Vb üniversite ve sokaklarda açılmalıdır.

İnsan yaşam döngüsünde ne zaman ve hangi koşullarda ıslah edici, boyun eğdirici, eğitici, öğretici ve örnek olucu konumlarda olmalıdır? İnsanlar eşlerine nasıl davranmalıdır? İnsanın Yaşam Döngüsünde; Islah Edici, Boyun Eğdirici, Eğitici, Terbiye Edici ve Öğreticiliğin Peygamber Ahlakıyla İlişkisi;
Islah Edici, Boyun Eğdirici, Eğitici, Terbiye Edici ve Öğretici Kavramların Farkını ve Farkındalığını Doğru Kavrayış;

1-Peygamberler; modası hiçbir zaman geçmeyen ya da hiç bir zaman demode olmayacak ve insani yaşam döngüsünün mutlak gerekli peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakı reçetesinin modelleri olarak öğretici, yaşatıcı, hayata güncelleyici mürşitleri ve eğiticileridirler. Yaşantılarıyla örnek olmuşlardır. Islah edici(boyun eğdirici) değildir.
2-İnsanları, yaratıkları, doğayı... Vb her şeyi eğitici-terbiye edici-Islah edici (boyun eğdirici) olan Allah (C.C).
3-İnsanlarda hayvanların ve doğal-doğal hayatın kısmi ıslah(boyun eğdirici) edicileridirler. Kısmen çocuklarını terbiye ederler. Islah etmezler. İnsanlar hayvanları, çevreyi ve doğayı kısmi (bereketli hudutlarda/peygamber ahlakı çerçevesinde) ıslah (boyun eğdirici) edicidirler. Bu ıslahatı peygamber ahlakı çerçevesinde yapmazlarsa bugünkü gibi çevre sorunları ortaya çıkar.
4-İnsanların: eşlerini, hem cinslerini, çocuklarını veya diğer canlıları; eğitmek, terbiye etmek ve ıslah etmek kavram yanılgısı ve cehaleti nedeniyle günümüzde çok sorun yaşanmaktadır. Davranışlarınızı doğru okuyan ve size göre doğru tepki gösteren ve aşkınlıklarınızı hoş gören, sizden hoşlandığını, sevdiğini itiraf eden kişilik ola ki aradığınız kişilik olmalıdır. Demirkuş 2013
A-Eşinizi ıslah edici, terbiye edici ve eğiticisi değilsiniz oda sizin değildir. Her ikisinin de (iki eşinde) sevdiği ve tasdik ettiği değer yargılarına yoğunlanışı önemlidir. Bu amaçla ortak paydayı garanti altına alış için evlilikte her eşinde samimi ve içtenlikle (keyfiyete dayalı değil) veto hakkı olmalıdır.
B-İnsani bir aile olmak için; eşiniz sizin eksik parçanızı tamamlar sizde onun eksik parçasını tamamlarsınız. Erkek ve kadın bir insanın bir birini tamamlayan yarımşar parçaları gibidir tek başına her biri (fert olarak) ne ürer ne de türerler (özel haller hariç). Eşler tamamlayıcıyı zorunlu özgünlükleri nedeniyle reKâbet ve eşitlikte olamazlar.
C-Kadın ve erkek bir fermuarın ya da DNA zincirinin yarımşar parçası gibidir (yarımşar insan) eşitliği değil bütünleştiriciliği daha büyük anlam taşımalıdır. Her birimiz (kadın ve erkek) fert olarak tek başına yarım insan sayılırız. Kadın ve erkeğin geometrik, zihinsel, düşünsel genetik, nitel, nicel…vb eşitlik haklarını (X=Y ???) yani böyle bir eşitliği ( X=Y) sağlayışı gerçekleştiriş kadar abes bir durumdur. Kadın ve erkek aslında pek çok açıdan ve yönden yarımşar insandır. Önemli olan kadın ve erkeğin liyakatli bütünlüğünü, birlikteliğini sağlayış ve kenetleyiş sorunlarını çözüş çok önemlidir. Yani X+Y=1 sağlarken bunların fıtratı ve ahlaki kabulleniş oranlarını 1 e tamamlarken her çiftin birlikteliği için neler yapılışının gerektiği üzerinde duruş daha önemlidir. Nelerin bu konuda dikkate alınışı gereklidir? Neye/nelere hangi kriterlere (ölçütlere) (zihinsel, düşünsel genetik, nitel, nicel… Vb kriterlere (ölçütlere) ait değer yargıları kenetlenişine uyumu çok önemlidir) göre dikkate alınış önemli oluşudur.
D-Bir birinizin eksiğini tamamlayıcı ve idarecisisiniz.
E-Bir birinizle karşılıklı haklarınızı elde etmede reKâbette/reKâbetle değil zaruretten ve gerekliliğin keyfiyetinde (kadın ve erkeğin özgünlüklerinin birbirini tamamlayış ve bir arada yaşayış zaruretinden/gerekliliğinden dolayı) bir aradasınız.
F-Bu bilince dayalı yaşanmış-yaşanan örneklerle, uygulamalarla, etkinliklerle ve  peygamber ahlakıyla öğrenciler eğitilmeli.

Evlenmeden Önce Eş Adaylarının Samimiyetle Birbirine Açıklayışı/Açıklanması Gereken Önemli Konular. (Bunlar önceden açıklanmasa sonrada evliliğin kara delikleri oluyor)
1-Eş adayların bedensel ve zihinsel engelli durumu derecesi varsa bunu önceden belirtişi önemlidir.
2-Bedensel, genetik/irsi ve zihinsel tedavi için sürekli kullandığı ilaçlar ve/veya başka tedavi varsa bunu önceden belirtişi önemlidir.
3-Bedensel ve zihinsel sürekli hastalıkları varsa bunların derecesini ve durumunu samimiyetle belirtilmelidir. Örneğin, şeker hastalığı, kanser, AIDS… Vb
4-Aşılmaz Ya da iradenizle terk edemediğiniz değer yargıları ve/veya tiryakilikleri, inançları (Bu Aşamada Değişmez/Değiştiremediği Günahlarını, Kırmızı, Yeşil, Sarı, Turuncu, Gri ve Beyaz Düşünsel, Toplumsal ve Değersel Çizgilerinizi Açıklayışınız Farzdır), Örnek Aldığı Kimlikleri/idleri (Örnek aldığın kişilikler; peygamberler, dâhiler, mucitler, teoriler, sanatçılar…Vb) , Taptıklarınız/idolleriniz (taptıklarınız, putlarınız) önceden belirtişi önemlidir.
Ör. Aşırı kıskançlık, aileye bağımlılık, sürekli çok konuşkanlık, yalan, sigara koliklik (normal içici değil), alkolik, internet bağımlılığı, eşcinsellik, lezbiyenlik, özgün cins ve tiplere ilgi duyuş… Vb
5-Davranışlarınızı doğru okuyan ve size göre doğru tepki gösteren; olumsuzluklarınıza, istenmedik tiryakiliklerinize, eksiklerinize, eksilerinize, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerinize özgünlüklerinize, günahlarınıza, suçlarınıza ve aşkınlıklarınıza (ifrat ve tefritlerinize) saygı çerçevesinde katlanılıyorsa ve/veya hoş görülüyorsa, af ediyorsa ya da paylaşılıyorsa, sizden hoşlandığını, sevdiğini itiraf eden kişilik ola ki aradığınız kişilik olmalıdır. Demirkuş 2013

Kavram nedir? Kavram yanılgısı nedir?
Sevmek, hoşlanmak ve beğenmekle ilişkilendiriniz.
Bu mantığı bildiğiniz bütün kavram, cümle ve kelimelere genelleyiniz.
Hayat Döngümüzde, Sevmek, Hoşlanmak, İlgi Duymak ve Beğenmek Kavramları Arasındaki Ayrıcalık ve Özgünlüğü Bilmeyiş Bizi Kavram, Düşünce, Karar ve Eylem Yanılgılarına Götürür.

Kavram Yanılgısı; Bir kavramın tanımın sınırları ve özgünlüklerinin ait olduğu ya da örtüştüğü karşılığındaki şeyle ve/veya şeylerle insan bilinciyle liyakatli örtüşmemesi ve/veya gerçekleşmemesi kavram yanılgısını ifade eder.
İlgi Duymak; Hedefteki yaratığın bazı özgünlük ya da ortak payda şeylerinin ilginizi ve dikkatinizi olumlu yönde çekiş halidir.
Beğenmek; Hedefteki yaratığın bazı özgünlük ya da ortak payda şeylerini beğeniş, tasdik ediş ve kabulleniş ola ki örnek alış ya da örnek oluş halidir.
Takdir Etmek; Hedefteki yaratığın bazı özgünlük ya da ortak payda şeylerini en üst seviyede takdir ve tasdik ediştir.
Hoşlanmak; Hedefteki yaratığın bazı özgünlük ya da ortak payda şeylerinden keyif ve zevk alış halidir.
Sevmek;
Her koşulda hedefteki yaratığın artılarının ve yeşil çizgilerinin hürmetine; değişmez günahlarına,negatiflerine, olumsuzluklarına, istenmedik tiryakiliklerine, eksilerine, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerin özgünlüklerine ve aşkınlarına (ifrat ve tefritlerine) saygı çerçevesinde katlanılıyorsa ve/veya hoş görülüyorsa ya da paylaşılıyorsa sevgiden bahsedilebilir. Sevginin Derecesi; bir insanın, toplumun ya da yaratığın/ların; tüm aşkınlık ve taşkınlıklarını hoş görüşle doğru orantılıdır. Bir insanın, toplumun ya da yaratığın/ların; “Normal Değer Yargılarından” hoşlanıyor ve buna ilaveten, tüm istendik ve istenmedik aşkın değer yargılarının sonucuna ya da her şeyine katlanabilir ve hoş görebiliyorsanız onu seviyorsunuz ve/veya tahammül ediyorsanız ona sabredebiliyorsunuz sonucunu çıkartabilirsiniz. Bu sonuca ulaşamıyorsanız onu kesin seviyor sayılmazsınız. O zaman sizin ona ilginizin adı sevgi değil; hoşlanmak, beğenmek, ilgi duymak… Vb. başka bir şeydir. Evliliğe karar verirken bu duruma dikkat etmek gerekir. Sevmek ve hoşlanmak kavram yanılgısına düşmemek gerekir. Ne yazık ki bu kavram yanılgısı insanlara pahalıya mal oluyor. Sevgisiz, moralsiz, parasız… Vb siz normal düşünüp yaşayamıyorsanız o zaman siz sevgi, moral, para… Vb. bağımlısısınız sonucu çıkar. Sevgiye, aşka, paraya… Vb. her zaman güvenilmez ya da güvenilmemeli bence. Böyle insanlar size güvenmeli ve bu duyguları sadaka edebilecek kadar eğitimli olmalısınız. Ola ki peygamberler ve İslam âlimleri böyle idiler. Örneğin; Allah, Sevgili habibim (sevgilim) dediği ve şerefine Kâinatı yarattığını söylediği HZ. Muhammed AS’IN (peygamberinin) geçmiş ve gelecekteki her şeyini kabullenip affetmiştir. Bu mantıktan hareketle sevmek kavramının en anlamlı, ulvi ve öğreticiliğini kusursuz ifade eder. Her koşulda hedefteki yaratığın artılarının ve yeşil çizgilerinin hürmetine; değişmez günahlarına,negatiflerine, olumsuzluklarına, istenmedik tiryakiliklerine, eksilerine, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerin özgünlüklerine ve aşkınlarına (ifrat ve tefritlerine) saygı çerçevesinde katlanılıyor, affediyor ve/veya hoş görülüyorsa sevgiden bahsedilebilir. Bu mükemmel örneğin mantık kurgusunu sevgi ve eğitimde tüm kavramların farkındalığını ya da kavram yanılgısının felaketini algıda değişmezlikle (herkeste aynı algıyı uyandırışla) ilişkisel anlayışa/anlamaya çalışın. Örneğin, Sadece Menfaate, Cinselliğe, Hoşlanmaya, Ailevi İstem ve İlişkilere, Beğenmeğe, Takdir Edişe, İlgi Duyuşa… Vb. birine dayalı bir evlilikle hepsini içeren “İnanç, Sevgi, Değer Yargısı Denkliği ve Hoşgörüyü Kabullenişe” dayalı evlilik arasındaki farkındalığı düşünerek “kavram yanılgısını” anlayışa ve genelleyişe çalışın. Bu mantığı zihnimizdeki bildiğiniz tüm kavramları neden tam-net bilip ve doğru uygulayışınızla, ilişkilendirin ya da güncelleyin.
Aşık veya Sevdalı; Sevgisiyle taptığına, bir yaratığa, yaratıklara veya eşyaya iman etmektir. Demirkuş 2016 Sevdiğiniz yaratığın her şeyine pozitif tutkuyla/larla-beğenilerle bağlı ve onun her şeyini her şeyinize endeksli yorumlayarak zevk alıyorsanız ona aşıksınız belirtilerini ifade eder. Davranışlarınızı doğru okuyan ve size göre doğru tepki gösteren ve aşkınlıklarınızı hoş gören, sizden hoşlandığını, sevdiğini itiraf eden kişilik ola ki aradığınız kişilik olmalıdır. Demirkuş 2013

Güzelliğin Tanımı ve Güzelliğin; Sevmek, Hoşlanmak, Beğenmek, İlgi Duymakla İlişkisi: Güzellik; Asıl Güzellik Allah (C.C)’N Nur CC’HU Cemalidir. Öyle bir güzellik ki, yaratıkların ya da her yaratığın tüm boyutlardaki (düşünsel, nesnel, eylemsel, sanal... Vb.) istem ve arzuları anahtar olsa hepsine özgü emsalsiz kilitler yaratıp hepsini icabetine ve cemaline mest ederek kilitleyişe kadir Allah (C.C)’HU cemalidir (Doğrusu Allah (C.C)’HU kendisini tarif ettiği gibidir). Her şeyin bir güzelliği düşünülebilir. Allah (C.C)'HUN Güzelliği dışındaki tüm yaratıksal güzellikler geçici, güdük ve tüm yaratıkları tatmin edişte zavallıdır. Örneğin, güzel insan, güzel kadın, güzel çiçek, güzel ahlak… Vb. Bir insan bir şeyi güzel buluyorsa, onu sever, ondan hoşlanır, ona ilgi duyar ve onu beğenir. Bazen de o güzelliğe âşık olur ya da sevdalanır. Kıyas ve Benzetiş; Neye kime ve hangi şeye icma yapmalıyız. Örneğin Allah(C.C.) un güzelliğine ve isminin taca benzeyen güzelliğine mi? Yoksa yarattıklarının taçlarına ve güzelliğine göre yapmalıyız. Örneğin, çiçekler mi insanların giyim kuşam çeşitliliğine benzer, insanlar mı çiçeklere benzetilmelidir. Aslan gibi adam mı doğru yoksa adam gibi aslan mı doğru ya da hangi koşularda her ikisi de doğrudur. İkimiz Bir Fidanın Güller Açan Dalıyız Mı Doğru Yoksa İkimiz Bir İnsanın Güller Açan Dalıyız Deyişimi Doğrudur? Her fert yarım insandır. Bir kadın+ Bir erkeğin toplamı bir insanı ve/veya tüm temsil eder. Tek başına erkek ve/veya kadın insanlığın yarısını temsil eder. Sonuç: aslolan Allah(C.C.) mı, insanlar mı, hayvan mı ya da eşya mı?



Kader ve İslam; Örneğin, İnsanın: Doğduğu yer, Kökeni, Anadili, Ten rengi, Ölüm... Vb. tüm yaratıklar için değişmez dogma kader çizgisidir. Değişmez ve dogma kader çizgisi ve tüm çizgilerin tasarrufu Allah (C.C.)'YE aittir. Bunların bazıları yaratıklar tarafından kesin bilinir. Duamız, sadakamız... A, B, C... Vb tercihlerimiz kader çizgisini etkiler. Allah CC'NİN izni ile duanın, sadakanın kabulü ile kader değişebilir/Duanız olmazsa ibadetinizin ne önemi var. Sadaka ömrü uzatır musibet ve belayı defeder. Allah CC'NİN izni ile Peygamberi tercihler selametli kader çizgileriyle geleceğe taşır. Bir hadisenin sebebi ne olursa olsun gerçekleşmişse mutlaka Allah (C.C)'HUN bilgisi dâhilinde tasdiki ve kabulü ile gerçekleşir. Allah (C.C) İstemezse o olay olmaz. Bundan emin olabilirisiniz. Örneğin bir insan isyan etmekten yana gayret ediyor ancak isyana ve sapıklığa sürüklenmesine geçmişteki dua, sadaka, iyilikleri nedeniyle Allah (C.C.) istese onu sapıklığa düşmemesi için ona çözüm ve tedbir ikram edebilir. Bunum tam tersi durumlarda Allah (C.C.) Rahmeti ağır bastığı için dua, sadaka, iyilik yapan yaratık için en hayırlı icabeti Allah (C.C)'HUNDAN beklenir. Samimiyetle hidayet isteyen bir yaratığa (insan veya cin) Allah (C.C.) hidayet vermiyorsa onun için en hayırlısı o dur mutlaka. Çünkü o yaratığın hidayet çizgisi ola ki onun için en hayırlısı olmayabilir. Örneğin, Hidayete erdikten sonra çok yüzlü bir münafığa dönüşmesi varsa, hidayete ermemiş bir cahil olması onun için belki de daha hayırlıdır.

Dünyadan Dinin Metriksine (Kefenine) Ve Dinin Metriksinden (Kefeninden) Dünyaya Geçiş
İSLAM;Sözlükte “kurtuluşa ermek, boyun eğmek, teslim olmak; teslim etmek, vermek; barış yapmak” anlamlarındaki silm (selm) kökünden türemiştir.Hazreti Muhammet AS'IN yaydığı ve Kuran’da kuralları bulunan din. Kurandaki tüm bilgilerin bazıları kodlanmış ve ziplenmiş gibidir. Kâinatın zerre nurdan çözülüşü ve / veya unzipleniş mantığı her geçen aşırı koşullara Kuran-ı kerimin doğru yorumlarla unziplenilşiyle paralel homolog ve analogluk vardır. Kökendeş ve kökendeş olmayan benzerlikler vardır. Ola ki Kâinattaki tüm yaratıklarla ilgili bilgiler Kuran-I Kerimde çok cüzi bir yer kaplamaktadır.
İslam Dini tüm ilahi ve yaratıksal ilmi bilgilerin ziplendiği (Kodlandığı) kurallar bütünü gibi gözükmektedir. Ola ki bu asır önemli olan tüm inançsal , beşeri, felsefi, bilimsel , yaşamsal, yaratıksal....Vb tüm bilgilerin Kuranı Kerim İçindeki konumlarını doğru ve liyakatli bir şekilde ilişkisel unziplenişidir ya da kodlarının doğru ve liyakatli çözümlenişi önemlidir. Bu unzipleniş ya da kodların çözümlenişinin Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Daki Değişmezlerle, Bilimselliğin, Felsefenin ve Diğer Alanlardaki (Örneğin, diğer geçici ilahi dinlerdeki değişmezleri) Değişmezler Arasında Doğru İlişkisel Değişmezlerin İstendik Omurgasının Otaya Çıkarılışı Çok Büyük Önem Taşır. Bu doğru eşleştiriş omurgası doğru bir şekilde bittikten sonra unzipleniş ve/veya kodların çözümlerine geçilmelidir. Değişmek istemeyenleri Allah (C.C) değiştirmez (Rad, 13/11). Ola ki değişen koşullarca değişime zorlanarak yönlendirilir.


Bunu Bir Reçete Gibi Okuyabilirsiniz.
1-Orada bir  uzay ve içinde bir dünya var. Üzerinde de insanlar, devletler  ve kavimler  yaşar.
-Bu kâinatta çok şey ya geçici, ya sihir ya illüzyon ya da yalan olup enerji ve tüm yaratıklar kalıcı değil enerji yaşamak için mutlaka hal değişmeye mecbur ve meyillidir.
Bilimsel olarak ta
A-Enerji ilk ilimdeki haline yaradılış önceki haline dönmeye meyillidir.
B-Kâinatta ki kütle çekimi ve özgün çekimleriyle enerji kâinatın iskeletinin tutkalı yani kâinat bedeninde bütünlük oluşturur .
C-Kâinat hala genişleyerek kontrollü büyüyerek potansiyel enerjini ilk yaradılış öncesini tersine bir genişlemektedir.
D-Tümleşik boyut zaman-mekân , eylem, hayat, yaratık ve diğer boyutlar.
E-Kâinattaki 3 dengelenen kuvvetin boyutu (genişleme/gelecek boyutu, kütle/hayatta kalış-bedensel ve ilk haline dönme eğilimi/ilme iniş boyutu) dışındaki diğer kural ve sıra dışı kuvvetler.
2-Yerküresi ve uzay olanakları var.
-Sizden istenen;liyakatli çalışarak bereketli hududlar içinde bu olanaklardan yararlanarak ortaya çıkan pastalardan; fert veya toplumların adil ve liyakatli yararlanma sistemini geliştirmenizdir.
-Kısaca orada besinler- pasta/lar veya olumlu olanaklar var. Herkesin(her ferdin ve ailenin!!) gereksinimleri, fıtratı... Vb oranında liyakati nemalanması gerekir!!
-Pastayı doğal koşulların bereketli hudutları içinde, her ferdin, ailenin … Vb insan unsurunun gereksinimleri, fıtratı, yetenekleri, zekâsı, akli… Vb öğrenmek için sınavlar düşünün-düzenleyin insanları ve çevreyi doğru tanıyın.Her kesi akıllı oluşları, yapabilecekleri, yetenekleri, zekâsı … Vb şeklinde gruplayın ancak fert ve aile bazında herkesi mutlak ve liyakatli gereksinimleri oranında; pastanın üretimine, bereketlendirilmesine ve tüketimine liyakatli konumlandırmaya çalışın.
-Bu paylaşımda hayvanlarda reKâbeti farz olarak, insanlarda diyet ve kısıtlı düşünün.
-İnsanlarda da  zarureti farz olarak, düşünün,
-Mecliste yönetime bedava, hobi olarak çalışmaya talip; akıllı+yetenekli+ zeki ve peygamber ahlaklı insanları düşünün,
-Meslek eğitiminde yeterlik sınavlarını düşünün,  
-Çeşitliliği ve zayıflarını yaşatmanın zaruret(rahmani-insani birliktelik) yemini ve bilincinde paylaşımcı peygamber ahlaklı toplumları eğitimle yetiştirmeyi düşünün,
-Sınavla;peygamber ahlaklı+ hem en yetenekli + en zeki olma özelliklerini taşıyan fertleri tepeye-yönetime getirirken ya da en üstün peygamber ahlaklı, bilgili ve yeteneklisi olunca bu tip insanların tiryakiliği para-Karunizm (kapitalizm) değil toplumu razı etmekten huzur duymak ve zevk almaksa ya da hümanizm olacağı için  yönetime cüzi bir paraya razı edebileceğinizi düşünün.
-En tepedekilerin veya yönetimdekilerin özellikleri sırasıyla;en peygamber ahlaklı, en bilgili, en zeki, en yetenekli... Vb olduğunu düşünün.1, 2, 3, 4, 5 Öğrenci Yanıtları

Mucitler, Büyük Sanatçılar, dâhiler ve Peygamberlerin Bilinç Sistemi Neyin ve Kimin Eseridir? -Fert, toplum, kavim ve devletin ya da insanların parayı aşan, paradan daha değerli ya da parasız değer yargıları yoksa parayı veren düdüklerini çalar anlamına gelir. -Bu mantıktan ya da çıkarsayıştan hareketle ; fert, topluma, kavime ve devlete ya da insanlara;öğretim, öğrenim ve eğitimle; bilimi-doğayı aşan, bilim , doğadan, tüm yaratıklardan, ilimden ve bilimden daha değerli ya da onları aşan düşünsel gerçek-hakiki değer yargıları öğretilmemişse, verilmemişse ya da yoksa doğal hayata ve bilime hâkim olanlar onların her türlü düdüklerini çalar anlamına gelir. -Bu iki çıkarsayıştan hareketle; öğretim, öğrenim ve eğitimde mutlaka insanların bilimi, doğayı ve ötesini aşan; gerçek-hakiki ölümsüz iman-i düşünsel değer yargıları geliştirilirse insanlar kalp ve zihinleriyle doğayı, kâinatları, bilimi/leri kuşatarak daha ulvi- yüce düşünebilirler. Değilse doğa ve bilimin hapishanesi, kefeni içinde kul ve köle olarak yaşayışa mecbur olurlar. Bir insanın değer yargılarını ne kuşatıyorsa o insanın onu aşma olasılığı zayıftır. Örneğin bir bilim insanın tüm değer yargıları bilimi aşamıyorsa ya da bir insanın değer yargıları bilimin kefenini aşamıyorsa her şeyi ile bilimin düşünsel hapishanesi içinde bir fert olmayı aşamaz. Bilimi doğa ötesiyle ilişkilendiremez ve bu doğaldır doğa ötesiyle ilgili ölümsüz ve/veya gerçek değer yargılarından mahrumdurlar. Örneğin, peygamberlerin Atasal ve doğal değer yargılarının yerini Allah (C.C) İlahi Hidayetle Kuran'ın değer yargılarıyla ilişkisellik belirler. Buna ilahi/peygamberi değer yargısı denir. Ancak Darwin'in değişim ile ilgili değer yargılarını, Einstein fizik ile ilgili değer yargılarını, büyük ressamların değer yargılarının iskeletini doğal hidayet ve doğal sistemi zihin ve genlerini işgal ederek belirler. İnsanlar düşünsel ve bedensel olarak doğa tarafından işgal edildiğinin farkındalığında değildir. Yani Einstein ve Darwin sistemin bir ürünüdür, peygamber ise ilahi/peygamberi hidayet gücünün bir sonucudur. O zaman doğanın işgal edişine karşı bilinçli eğitim ile önlem alınmalıdır. Hatta televizyon dizileri bile insanları işgal etmektedir. Bunun önüne bilinçli eğitimle geçilmelidir. Kısaca; insanların değer yargılarının iletişim sistemi ya ilahi/peygamberi ya da doğal hidayet ile şekillenir. Örneğin. Gautama Buddha, M.Ö. 563-483 doğal ahlak sofisiydi, Charles Robert Darwin (12 Şubat 1809 – 19 Nisan 1882) otistik doğa ve bilim sofisiydi, hatta birçok saha ve alandaki;19. ve 20. Yüzyılın bilim insanları; belli saha ve alanların otistik-özelleşmiş bilim sofisi ve/veya dehası, kaşifi, mucidi olmayı, siyaset ve demokrasi sisteminin siyasetçileri ve kapitalistleri, komünistleri… Vb tarafından güdülmeyi aşamamışlardır. Yani bilimle siyaset ve yönetim sistemlerinin demokrasi sofilerini (ermişlerini) aşamamış bilim sofileridirler. Hatta belki de siyasi demokrasi ermişleri (sofileri) tarafından dine karşı kullanılmaktadırlar. Yani siyasi ermişler (sofiler) bilimselliğin kefenini aşarak bilim ve dinin uyuşmazlığında bilim sofilerini (ermişlerini) kullanmaktadır. Yani bu otistik bilim sofileri kendi alanların kabuğunu kırıp diğer bilim alanlarıyla ilişkisel düşünerek bilim ortak paydasının havuzuna erişememişlerdir. Bu ortak payda ilişkisel diri bilgiye ve doğa ötesi gerçek değer yargılarına sahip olmadığı için; bilimde vardıkları sonuçları, yargıları ve edindikleri özgün bilimlerini doğa ötesiyle ilişkilendirmemişlerdir. Bu nedenledir ki liyakatsiz; öğretim, öğrenim ve eğitimle insanların tüm değer yargılarını bilimin metriksi içine doğrayıp paketleyip ya da otistikleştirip yerleştirmek insanların hür düşünce de zihinsel ve düşünsel âlemde tefekkür ediş yetenek ve güdülerini köreltir. Eğimdeki otizmi engelleyici olarak Bilim,Teknoloji Mühendislik, Matematik ve Din ilişkisinin bütünlük eğitimi / STEM-R (Science, Technology, Engineering, Mathematics and Religion Education, )geliştiriliyor. İnsan herhangi bir şeye bu 5 ve/veya daha fazla pencereden bir anda ilişkisel, farklı ya da tek tek bakabiliş yeteneğini geliştiren eğitimle kazandığı ve kazanacağı şeyler önemlidir. Kısaca matematiğin ilişkisel havuzunda bilim aracını kullanarak mühendislik icrasıyla teknolojileri üretim ve hayata uygulayışta inançsal değerlerle Dinle) peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaki boyutlarla gerekçeli olarak ilişkilendiriş önemidir. http://www.nationalstemcentre.org.uk/what-we-offer/our-objectives Bu nedenledir ki insanların liyakatli ve bilimi, kâinatları aşan İslam'i inançsal değer yargılarını da liyakatsiz öğretim öğrenim ve eğitimle budayıp, doğrayıp zihinsel ve düşünsel tüm mimarisini bilimin içine sıkıştırmaya ve tıkıştırmaya çalışmak çok büyük bir talihsizlik ve bedbahtlıktır. Hâlbuki tam tersine bilimin her şeyini liyakatli inanç değerlerinin içine ilişkisel dizayn ediş daha liyakatlidir. Fert ve toplumların; doğayı, tüm yaratıkları, tüm düşünsellikleri aşan liyakatli değer yargıları(İslam'i inançsal) varsa o insan tüm yaratıklara tapınmaktan uzak ve onları liyakatli kavrayış düşünce sistemleriyle sağlıklı gelişmiş insanlar olarak yaşayabilirler. Örneğin, eş seçiminde, toplumsal ilişkilerde, eğitimde, siyasette… Vb alanlardaki faaliyette hedeflenen sosyal ilişkilerin uzun ömürlü ve sağlıklı olması için; hedef ya da ilişkisel olan fert, toplum, kitlelerin; istendik, istenmedik.. Vb tüm değer yargılarının çok iyi bilinmesi ve istenmediklerden etkilenilmemesi ya da en az etkileniş için alternatif çözümler geliştirilmesi gerekir. Değişmez aşırı ifrat ve tefritleri tiryakilikleri, tutkunlukları aşılmaz istenmedik aşırı alışkanlıkları !!! yani; kıskançlık, kin, nefret, haset, kibir, ucup/gurur, cimrilik, bönlük, müsriflik, egoistlik, kaprisler, saplantılar, münafıklık (çok yüzlülük), siyonizm, şovenizm, siyoşovenizm, sigara içmek, içki içme alışkanlığı, istenmedik toplumsal ve kişisel tiryakilikler … Vb istenmedik değer yargılarının çözümleniş alternatif listeleri çıkarılıp samimiyetle hedef fert, toplum kitle ya da örneğin, neden eş adayına açıklanması gerektiği ve alternatif çözümleriyle hangi istenmedik değer yargısının çözümsel alternatif ilacı gerekçesiyle sunulmak üzere listelenmiş çözümler yorumlarıyla ve gerekçeleriyle inandırarak samimiyetle yorumlatarak/yorumlatılarak/yorumlayarak eğitilen fert, toplum, öğrenci, öğrenici, kitle ya da örneğin; eş seçimi dersinde sunulmalıdır .Örneğin. eş seçiminde; ifrat ve tefritte ya da aşırı özgün istenmedik ;tutku (adrenalin… Vb), alışkanlıklar belli tanışma döneminden sonra aday eşe samimiyetle söylenmeli tepkiler nişanlılık, gerekirse imam nikâhlı nişanlılık döneminde denenmelidir. Çok konuşkansan ilacın dinletiyi seven, kıskançsan ilacın muhafazakâr ve istendik tutucu eşe, müminsen ilacın mümine eş… Vb mantık çıkartısından hareketle eş seçiminde istendik ve istenmedik değer yargıları arasında tamamlayıcı/birliktelik denkliği aranmalıdır yoksa istendik değer yargıları ile ilerleyen nişanlıkta önceden peşin ve öncelikle itiraf edilmeyen; istenmedik, bilinmeyen...Vb değer yargılarından biri evliliğe kara delik olur. İnsanın fert, toplum, kavim, devlet ya da insanlık bazında iradesiyle baş edemediği istenmedik; duygu, düşünce, niyet, her türlü değer yargıları, istenmedik alışkanlıklar… Vb her türlü iradeyi aşan nefsi alışkanlık ve nefsi değer yargılarının; Islahata, terbiye edişle, diyete, tedaviye ve terapiye gereksinimi vardır. Toplumun kişinin bu istenmediklerinden zarar görmemesi, kendisinin toplumdan zarar görmemesi ya da toplumdan yarar görmesi ve/veya topluma yararlı ve verimli konumlarda bulunması için iradesini aşan istenmediklerini, çok iyi tanıması ve gerekirse yapısal olarak en uygun tedaviye baş vurmalıdır. Kişinin fıtratı ve tedaviyi kabulleniş değer yargılarına bağlı olarak bir veya birkaç yolu denemesi belki daha hayırlıdır. Ör. İslam'da terbiye ve ıslahat için Allah (C.C) teslim olunur. Peygamber ahlakı ve fıtratı yapabilirlik konum ve diyetlerle tedavi edilir. Genetik olarak tıbbi tedavi, diyetler ve/veya eylemsel terapilerde kabullenilebilir. Çıkarsayış; Doğal insanlar, baskın doğal çevrenin mağdur cahil insanlarıdırlar. Örneğin doğal bazı Amerika, Avustralya ve Afrika kavimleri böyledir. İlkel ve Çağdaş insanlar çevresine baskınlığın mağdur insanlarıdır. Örneğin sanayileşmiş bazı batılı kavimler. Her üç durumda aşkın oluşun ürünü ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak yaşantı stilinin mağduriyeti ürünüdürler. Vahşi insanlar; doğal doğa yaslarının ve doğal yaratıksal hemen her şeyin doğal /doğal olarak zihninde tecelli ettiği/ edebileceği ve bu tecelliyi benimseyerek hayata uygulayışı tercih eden insanlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN alimleri Bâtını kalbinde ve zihninde Allah (C.C)'HUN tecelli ettiği Allah (C.C)'HUN insanlarıdır. Edison'un Teknolojik Buluşları, Karl Marks'ın, Leonardo Davinci … Vb dehaların, mucitlerin, kaşiflerin, teknologların, bilim insanları, yazarların… yapıtları nasıl ortaya çıkmıştır? Kişiliklerinin konumları ile ortaya çıkardıkları arasında nasıl bir evrimsel ilişki vardır? Örneğin, Ola ki Davinci dönemi civarı doğal doğanın insanda tecellisinin ürünü olan teknolojinin ve sanatın ortaya çıkışıyla özdeş dönemdir. Ör. Einstein'ın fizikle ilgili düşünsel deneyleri kâinatın göreceli kuramları ve ilgilendiği tüm fizik dünyası yasalarının onunu zihninde tecellisinin ürünüdür. Yani bu deha doğal doğanın ürünü doğal bir kaşif dehadır. Doğa doğal insanın düşüncesine ve bedenine evrimsel olarak baskındır. Ancak peygamberlerin kalbinde ve zihnide Allah (C.C) tecelli ederek ıslah etmiştir. Ola ki ilk ıslah edilen insan ve yaptıklarından sorumlu insanlık Âdem AS'LA başlar. Diğer bazı doğal insanlar halen doğanın tesirinde hayvanların yaptıkları kavga ve gürültü ile hayvani devlet kurmuşlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN icabet ettiği insanlar ve peygamberlere samimi ve/veya net itaat eden ve taklit edenler istisnadır.



                                                        21.YÜZYILDA EVRİMİN BİLİMDEKİ  KONUMU VE UYGULAMA ALANLARI 

                                                                                     Nasip DEMİRKUŞ*    Özlem CİHANGİR*
                Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Orta Öğretim Fen ve Matematik Bölümü Biyoloji Eğitimi Anabilim Dal VAN
                                                                                                                  
                                                                                                            ÖZET


         Bildiride, son gelişmeler dikkate alınarak, canlı, cansız ve yarı canlı yaratıklar (spor, tohum vb.) arasındaki ilişkilerin tanımları yapılacaktır. Bu tanımlar çerçevesinde evrimin enerji hallerine dayalı tanımı yapıldıktan sonra aşağıdaki soruların tümüne açıklayıcı yanıt olabilecek bilgi verilecektir.
        Sonuç olarak uzay çağında ve gelecekte  evrim-teknoloji ilişkisinin,  kullanım ve tatbik/uygulayış alanlarıyla ilgili kesin  bilgiler verilecektir.

        Evrim bilimi gerekli midir? Evrim kuramı ileri sürülmeseydi ne olurdu? Evrim kuramı ileri sürülmeden önce evrimle ilgili bilgi var mıydı veya biliniyor muydu? Evrim bilimi  gerçek mi, yalan mı, yoksa  yakıştırma mı? İnsan evrimi aşabilir mi? Evrimin mi kanunları, prensipleri  ve kuralları olur yoksa kuralların ve kanunların mı evrimi olur? Bilim nedir?  Temel olarak kaç alt dala  ayrılır? Evrim Fen Bilimlerini ne kadar ilişkilendirebilir?

GİRİŞ
     21.Yüzyılda gelişen teknoloji ve çığ gibi büyüyen bilimsel bilgi yığını; evrimin bilimdeki konumu ile  ilişkilendirilip disipline edilmesi son derece önemlidir. Eğer bu gerçekleştirilmezse; bilgi yığını içinde; özgünlüğüne liyakati ile kavuşmamış veya  kaos tartışmaları ile çıkmaza girmiş bir evrim bilimi ile baş başa kalırız. Bunun için evrim bilim dalının liyakatli ve verimli disiplin anlayışı ile 21. yüzyılda konumunun ve hedefinin belirlemesi zorunlu gözükmektedir.

EVRİMLE İLGİLİ BAZI TEMEL KAVRAMLAR

Enerji: Bilinen tüm yaratıkların; yaratıldığı, oluşturulduğu, kişilik kazandığı, hal değiştirdiği ve geri döndüğü/dönüştüğü/dönüştürüldüğü varlıkların yaratık olarak potansiyel gücünü ve en büyük yaratık kümesini ifade eden bir kavramdır. İstisna hariç tüm enerji miktarı ve kapsamı tüm yaratıklardan daha büyük bir kavram ve yaratıksal kümedır. Enerji tüm yaratıkların kişilik kazandığı ve şekillendiği hamuru gibidir. Hayat Kümesi içinde bilinen en büyük gerçek küme ölüm kümesidir. Hiçbir yaratık bu kümeyi aşamaz. Enerji ise bu kümenin içindeki en büyük yaratık kümesini oluşturur.
       Kâinatta çeşitli enerji halleri mevcuttur Ör. katı, sıvı, gaz, ısı, radyasyon, ses, ışık, sanal, düşünsel, dijital.. Vb enerji halleri doğal ve sanal enerji döngüleriyle hal değiştirir. Sanki enerji kâinattaki ilk haline meyilli hal değiştirerek hayat buluyor. Şöyle ki enerji hal değiştirmeden uzun süre dengede duramamakta veya dengesizliğe (hal değiştirmeye) meyilli toplam(total) yaratık hamuru halleri gibi gözükmektedir.
Doğada, hala doğa ötesine doğru evrimsel süreçleri yönlendiren 6 Temel Olgu ve Süreç (Evrimi Yönlendiren Temel Olgular ve Süreçler)
1-Gittikçe hızlanan,
2-Gittikçe genişleyen,
3-Gittikçe soğuyan,
4-Gittikçe karanlığa gömülen
5-Gittikçe çekim güçleri alanları değişime uğrayarak (değişerek),
6-Gittikçe yoğunluğu azalarak değişen ve evrimleşen bir kâinat sözkonusudur.

Kuran-ı Kerim CC'HUNA Göre Arşın Yüksekliği ve Melek Uçuş Hızı;
1-Dünyamız güneş etrafındaki yörüngesinde ilerlerken 1 saniyede 30 km lik yol kat etmektedir
2-Dünyamızın Güneş etrafındaki yörüngesini 365 gün 5 saat 48 dakikada ve 46 Saniye de tamamlanmaktadır. O halde 1 yıl=3153600+18000+2926=31556926 Saniyedir.
3-Dünyanın Güneş etrafındaki yörüngesinin uzunluğu (365 5 saat 48 dakikada ve 46 Saniye =3153600+18000+2926=31556926 1 yılın Saniye değeri X30 km/ Dünya yörüngesinde ilerlerken 1 saniyede 30 km’lik yol kat etmektedir = 946707780 KM Dünyanın güneş etrafındaki yörüngesinin uzunluğudur.
4-Ayetteki 50.000 yılda alınan yolun uzunluğu;50 000x946707780=47335389000000 KM arşın yüksekliğidir.
5-Işığın bir yılda aldığı yol; 299792,458 km (ışığın saniyede aldığı yol) x 31556926=9460528412464,108 km ye eşittir.
6-Arşın Dünyadan Yüksekliği; 47335389000000/9460528412464,108=5,003461427972281 yani yaklaşık 5 Işık yılıdır. Yani Melekler 1 arş gününde yaklaşık 5 Işık yılı yol alabilmektedirler. DEMİRKUŞ 2013
7-En güncel ve hassas hesaplamalara göre Evren'imizin yaşı 13.798 milyar yıldır ve bunun üzerinde 37 milyon yılı hata payı vardır. Yani %95'ten yüksek bir ihtimalle Evren'in yaşı en az 13.761, en fazla 13.835 milyar yıldır. Ancak Gözlenebilir Evren'in yarıçapı 46.5 milyar ışık yılı, çapı ise 93 milyar ışık yılıdır!
8-O zaman evrenin yüksekliği yaklaşık 5, çapı ise yaklaşık ise 93 milyar ışık yılıdır!
9-Evrenin genişleme hızı her 3,26 milyon ışık yılında saniyede 67 ila 74 km arasında değişiyor.
Ola ki Özel İlahi ve Zikir… Vb Enerji Halleri Hariç, Diğer Yaratıksal Hiçbir Enerji Halleri 1039 -273 Santigrat Derece Arasındaki ( Belki de daha düşük ısıya gidecektir) Sınırı Aşamayabilir. Ona Hiçbir kötülük ve çirkinlik ulaşamaz (Ayet var) Enerji hiç bir zaman israf olmayacak bir döngü içinde devamlı yaratıkların kisvesi altında (yaratık olarak) hal değiştirerek ömrünü geleceğe taşımaktadır. Büyük kıyametle ( kâinatın ölümü ile) kâinattaki tüm enerji halleri ya da toplam kâinat enerjisi ölecek, yani aslına veya orijinine geri dönecektir. Değişmeyen yegâne Zat ve Kişi Allah (C.C)DUR. Allah (C.C) Bakidir. Ola ki hiçbir şeye gereksinim duymadığı ve her şeye kadir olduğu için değişime gereksinimi yoktur. O zatını bildirdiği gibidir! Allah (C.C) Dışındaki her şey yaşamak için değişime muhtaçtır. Sanki Değişime gereksinim duyarlar. Sanki Evrim ve evrimleşme yaratıklara ait tüm değişimlerin gerçek hayat hikayelerin kavramsal ifadesi gibidir. O halde evrimden önce değişimi kabullenmek mantıksal bir farzdır. En uzun ömürlü olan enerji ve Kâinatlar ya da âlemler değişmeden ayakta durmazlar. 


Enerji Hallerinin Dönüşüm Prensibi: Her enerji hali, bulunduğu veya değişen koşullara bağlı olarak, orijine doğru en ekonomik eşik minimum enerji haline/lerine dönüşmeye meyillidir.13.8 Milyar Yıl öncesinden bu güne dek;1039 derece (ola ki Küllü Kâinatın ilk zerre hali sıcaklığı) ile -273 derece ısılar arasında evrenin kütlesi, çekim güçleri, evrendeki atom altı ve atom üstü parçacıkların etkilenişi; Kâinat’ımızın bugüne kadar ki evrimini; gittikçe hızlanan, genişleyen, soğuyan, karanlığa gömülen ve yoğunluğu azalan Kâinatı 4 temel küvvet yönlendirmiştir. Bunu müteakiben kâinattaki 4 temel kuvvetin büyüklük sırası (Güçlü Nükleer Kuvvet> Elektromanyetizma>Zayıf Nükleer Kuvvet> ve Kütle Çekimi Kuvveti) diğer yaratıkların hamurunun kozmik alfabesi yaratılmıştır.

TEMEL KUVVETLER BÜYÜKLÜK SIRALAMASINA DİKKAT


1-Güçlü Nükleer Kuvvet Kütle Çekim Kuvvetinden On Üzeri 38 Kat Şiddetlidir
2-Elektromanyetik Kuvvet Kütle Çekim Kuvvetinden On Üzeri 36 Kat Şiddetlidir
3-Zayıf Nükleer Kuvvet Kütle Çekim Kuvvetinden On Üzeri 32 Kat Şiddetlidir
4-Kütle Çekimi Kuvveti

ŞİDDET SIRASI:
Yeğin(güçlü Nük.)>Elektromanyetik>Zayıf Nük.>Kütle Çekim

Doğada, hala doğa ötesine doğru evrimsel süreçleri yönlendiren 6 Temel Olgu ve Süreç (Evrimi Yönlendiren Temel Olgular ve Süreçleri)
1-Gittikçe hızlanan,
2-Gittikçe genişleyen,
3-Gittikçe soğuyan,
4-Gittikçe karanlığa gömülen
5-Gittikçe çekim güçleri alanları değişime uğrayarak (değişerek),
6-Gittikçe yoğunluğu azalarak değişen ve evrimleşen bir kâinat sözkonusudur.

Ola ki Özel İlahi ve Zikir… Vb Enerji Halleri Hariç, Diğer Yaratıksal Hiçbir Enerji Halleri 1039 -273 Santigrat Derece Arasındaki ( Belki de daha düşük ısıya gidecektir) Sınırı Aşamayabilir. Ona Hiçbir kötülük ve çirkinlik ulaşamaz (Ayet var)


Enerji Hallerinin Evrimi:
Filogeni (Atasal/ceddi hayat döngüsü) ve ontogeni (tekil/ferdi hayat döngüsü) bakımından, kâinatın oluşumundan bugüne kadar ki tüm yaratıklardaki enerji hallerine ait döngülerin, kronolojik olarak ortaya çıkışları, ortadan kayıp oluşları, birbirine dönüşümleri, hal değiştirmeleri vb. ile ilgili süreç ve olguların değişimini ifade eden ilgili kavram-deyimdir. Ör.bilgisayarın sanal(işletim sistemi… Vb) ve mekanik enerji halleri, insanın düşünsel (akıl,zekâ... Vb.) ve nesnel-bedensel enerji halleri

Enerji Hallerinin Filogenisi: kâinatın oluşumundan, ölümüne kadarki oluşan bir enerji halinin belli koşullarda;birden çok enerji hallerine ve/veya bir birine dönüşüm eğilimlerinin açılım kümelerini (enerji halleri filogenisini/Atasallığını) ifade eden kavram deyimdir. Örneğin,magmadan toprak çeşitlerine ve diğer enerji hallerine açılım ya da kâinattaki toz bulutlarından gezegen ve yıldız oluşumunun filogenik, Atasal ya da orijinik açılımı.

Enerji Halleri Döngüsü: Belli ortamlarda çeşitli enerji hallerinin bir arada biri birine dönüşüme meyilli döngüsünü ifade eden kavram-deyimdir. Ör,bazı canlılarda ki kreps döngüsü. Önemli olan bu mantık sistemini tüm yaratıklara ve kâinata güncellemektir.



 İnsanda Genel Enerji Halleri:

1-Zihinde Kavramsal ve İmaj Enerji Halleri: Zihnimizde bulunan ve üretilen bilgilerin kavramsal ve imaj olarak kodlanmış enerji halidir. Aynı zamanda zihinde ve bilinçaltında kavramlarla ilgili depolanan bilinçaltı ve zihinsel altyapı bilgi birimi düşünsel enerji halleridir. Örneğin, Aşk, sevgi ve evrim nedir sorularına zihinde harekete geçen tepki ya da enerji halleridir.
2-Zihinde Düşünsel Enerji Halleri: Tefekkür ve düşünmekle üretilen; pozitif, negatif, nötr yani olumlu (+) olumsuz (-), nötr (0) varyasyon ve diğer enerji halleridir. Örneğin, Zihinde senaryolar üretmek.
3-Bedensel  Enerji Halleri: Genellikle ısı, ışık, ses, katı, sıvı, gaz, jel vb. enerji halleridir.
4-Duyusal, Duyuşsal ve Zihinsel Araç Enerji Halleri: Zihinsel sanal araçlar ve mevcut  duyularımızla ilgili enerji halleridir. Zihin bir düşünsel havuzdur. Örneğin, zekâ, akıl, muhakeme, mantık, Bâtıni kalp, Bâtıni kalp gözü, Bâtıni kulak... Vb zihinsel ve düşünsel araçlarımızdandır.
5-Diğer Enerji Halleri:
Yukarıdaki kategorilere girmeyen enerji halleridir. Örneğin; sanal âlemdeki internet bilgileri ve bilgisayarda kullanılan işletim sistemleri-sanal araçlarda sanal enerji halleri olarak düşünülebilir.

Filogeni (Katlanmış Hayat Döngüsü/Grupların toplu hayat döngüsü): Bir taksona ait canlı grubunun gerçek hayat hikayesini ifade eder. Filogeni, aynı gruba ait en az iki ve daha fazla yaratığın ortaya çıkış ve/veya döllenişlerinden ölümüne kadarki Ya da tamamen yok oluşlarına kadar topluca görsel, işitsel, görsel+işitsel, şekilsel, duyuşsal...vb tüm gerçek hikayelerini ifade eden kavramdır. Örneğin, Gazların filogenisi dendiğinde ilk gazın ortaya çıkışından son gaz zerreciğinin yok oluşuna kadarki tüm gazların görsel, işitsel, görsel+işitsel, şekilsel, duyuşsal...vb tüm gerçek hayat hikayelerinin toplamını ifade eder. Bu mantıktan hareketle enerji hallerinin filogenilerinden, katıların filogenisinden...vb enerjinin filo genisinden bahsedilebilir.
Ontogeni (Ferdi Hayat Döngüsü): Bir taksona ait ferdin gerçek hayat hikayesini ifade eder. Tek bir ferdin Ontogenisinden bahsedilebilir. Yani bir ferdin döllenişten ölüme kadarki tüm hayat döngüsünün; görsel, işitsel, görsel+işitsel, şekilsel, duyuşsal...vb tüm gerçek hayat hikayesini hepsini kapsar.

Filogenetik ve Ontogenetik Şekillenişinin İlişkisi;Filogetik Şekillenmenin-Evrimsel Açılımlarının Kümülatif/Katlanmış Döngüleri (Filogenetik şekillenişi (morfogenezisi)n Kümülatif Döngüleri), sanki taksonlar bağlamındaki kümülatif ontogenetik gelişmelerin makroskobik tümevarımlarının ortak paydaları gibidir. Doğal döngüdeki koşulların ve filogenetik gen havuzundaki genlerin çevresel etkilerle genetik yapılarında birikmiş kayıtların(genetik değişimlerin) etkileşimin ürünleri olarak:yeni koşullara; ya elemine olur, ya değişmeden yaşamaya devam ederler ya da uyumsal değişimler göstererek yeni taksonlar veya yeni varyasyonlar olarak ortaya çıkarlar.Doğal seçilim kadar, çevrenin etkisiyle değişime uğrayarak gen havuzunda meydana gelen yeni değişimler ya da uyumsal kayıtlarda büyük önem taşır. Sadece doğal seçilimi ya da çevresel koşullar şekillenmede ileri sürmek yetersiz gözükmektedir.

Evrim de Doğru Adres ve Genetik Hoşgörü Kavramları Önemlidir; Değişen çevre koşullarına rağmen üzerinde yaşayan canlıların hayatının devamına olanak sağlayan ve korucu etki yapan yaşam yeridir. Bunlar genellikle değişimden en az etkilenen yaşam yerleridir. Evrimde bedenen ve yapısal ya da genetik yönden güçlü oluş kadar bir türün doğru adreste (yaşam yerinde) bulunuşu da yaşam gücünü artıran önemli bir faktördür. Örneğin, leoparlar ve timsahların yaşam yerleri (ekolojik niş) buna çok güzel örnek teşkil ederler. Değişen dünya koşullarına timsahların genetik hoş görüsünü genişliği ve sucul ortamda değişmeden bu güne kadar gelişlerine neden gösterilebilir. Demirkuş 2012 Genetik Hoş Görü; Bir canlı yaratığın genetik yapısı ortam şarlarının değişiminden etkilenmiyorsa, ya da az etkileniyor veya uyum sağlayarak değişiyorsa genetik hoş görüsü geniştir denir. Bunun tam tersi özellikteki canlı yaratıkların genetik hoş görüsü dar olduğu için değişimlere uyum sağlamadıkları için genellikle ölürler.

Çeşitliliğin- Özgünlüğün, Tek Düzeliğin (Monologluğun) Avantajları Ve Dezavantajları (Evrimsel Açıdan); Örneğin, bir bitkinin iletim ve destek sistemindeki hücrelerin-iletim elemanlarının çeşitli oluşunun kazandırdıklarını anlayış için tüm iletim ve destek sistemin tek düze bir çeşit hücre ve iletim elemanlarından oluştuğunu düşünün. Örneğin bir tür içinde ya da aynı bakteri türüne ait çeşitli alt grupların değişik ısı seviyelerine dayanıklı alt türler ya da alt kategorideki taksonlara ait varyasyonlar düşünün; en çok -50, +20 dereceye dayanıklı , en çok -40, +30 dereceye dayanıklı bir grup, en çok -30, +40 dereceye dayanıklı başka bir alt gruptaki tüm bakteriler; +20, -20 dereceye dayanıklı olabileceğini hayal ediniz. Bir anda ortamda ısı +35 dereceye çıkarsa bu ısı dercesine dayanıklı olmayan türler ortadan kalkar ama + 35 derce ısının üzerine dayanıklı olanlar yaşayarak kayıp olan neslin genlerini geleceğe taşır. Bunun tam tersine ısı -35 dereceye düşmüş olsa yine soğuğa dayanaklı ölmeyenler dayanıklı olanlar türün devamını sağlamış olacaklardır. Bu nedenledir ki özel haller hariç yaşamayı başaran çeşitliliğin avantajı; yaratıkların ve türlerin yaşama şanslarını artırırlar. Çeşitliliğin dezavantajı yaratıkların arasındaki uyumu ve iletişimi zorlaştırır. Nesnel ya da bedensel çeşitliliğin yaşama gücünü ve olasılığını artırdığını bilimsel, inançsal olarak biliyoruz Tanışasınız diye sizi kavimlere ayırdım (insanın yaradılışında çeşitliliği benimseyiş ayeti)/ayet).Bu mantıktan hareketle değer yargıları (ana dil, inanç, kültür, örf, adet… Vb) açısından çeşitlilik kavimlerin; hoşgörüsünü, zihinsel ve düşünsel yaşam gücü olasılığını artırır. Kısaca nesnel, düşünsel ve zihinsel çeşitlilik;yaşam gücünü artırıcılar olarak bir birini tamamlayan unsurlardır. Birinin eksik olması diğerinin verimli oluşunu olumsuz yönden etkiler. Özel haller hariç; insanın bedenine, düşüncesine ve davranışlarına zarar verecek bazı kavimlerdeki kültürel, inançsal, düşünsel… Vb tabu ya da değer yargıları zararlı çeşitlilikler olup;uluslararası seviyede yeddi yeminle gerekçeleri bilimsel ve inançsal açıdan ortaya konup alternatifleri ile yer değiştirilip öğretim, öğrenim ve eğitimle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bir sınıf ve ders düşünün; her milleten bir öğrenci ve kendi ülkesinin kültür kıyafetiyle (aynı sınıfta farklı kıyafet ve küldürler ait öğrenciler) derse alınmışlar ve ortak bir dilde konuyu öğrenime çalışıyorlar. Bir sınıf ve ders düşünün; hepsi aynı ya da farklı millet veya kavimlerden; ancak tek dil , tek kültür, tek din, tek tip kıyafete... Vb tek tipliğe zorlanmış olarak derse alınmışlar ve zorunlu ortak bir dilde konuyu öğrenime çalışıyorlar. Bu iki sınıfa ders veren hocalar ve öğrencilerin; hoş görü, iletişim, çeşitlilik… Vb açılardan avantaj ve dezavantajlarını karşılaştırın. Fert, toplum ve kavim bazında Monolog ve tersi olmayı bir arada karşılaştırın. Ola ki Allah (C.C) tüm yaratıkların çeşitliliğinin her şeyini sadece insanda tevhit ettiği için insanı halife kılmış ve tüm insanlığı Müslüman olarak yaratmamıştır. İnsanlığın hepsini Müslüman yaratsaydım öldür tekrar insanı yaratırdım diye ayet vardır. İnsanlığı yaşantılarından verim alışı için İslam'iyet'te Müslümanlığa davet etmiştir. Ayet var. (Monologluğu ret ediş ayeti). Tanışasınız diye sizi kavimlere ayırdım (insanın yaradılışında çeşitliliği benimseyiş ayeti). Evrensel olarak insanlıkla kaynaşışın avantajlarına hazırlanışı düşünün. Yaşatıcı aşure mantığı çeşitlilik ile bölücü ve kangrenleştirici bulamaç çeşitliliğin farkındalığını insanlara kavratış çok önemlidir. Bu çok dilliliği, çok kültürlülüğü… Vb; Lazca, Çerkezce, İngilizce, Zazaca, Arapça, Rumca, İbranice, Farsça… Vb anadilde eğitim ve ana dilleri seçmeli ders olarak düşünerek ülkemize tüm dünyadaki çeşitliliğin farkındalığını yakalayış ve anlayış için; içindeki din, dil ve kültür azınlıklarının çeşitliliğini hayata güncelleyişi hatta dünyaya bu dilleri kabul ettiriş çabasını ve gayretini düşünün sonuç vahimse sınıfta söz hakkı ve görüş isteyin. Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye (Ayet var), İnsanların hepsini Müslüman yaratsaydım öldürür tekrar insanı yaratırdım ya da Dünyada tek tip kavim yaratsaydım insanlığı öldürür tekrar bu günkü gibi çeşitliliği yaratırdım (Ayet var). İpucu; kâinatta gelmiş, geçmiş ve gelecekteki tüm çiçekleri ya da güzellikleri içi, içe ve rastgele döşendiğini düşünün. Sizden istenen: düşünsel ve uygulanışta; bu çiçekleri, güzellikleri ya da düşünsel, nesne, sanal ... Vb olarak aşure mantığı ile iç içe karışmış her şeyi fert ve toplum bazında ya da işin ehli/uzmanları tarafından; Rahmani, peygamberi, insani…Vb peyzajcı, mimar, dekoratör, editör…vb mantığı ile dizayn ederek ya da düzenleyerek uygulayışınızdır. 11. Kuran Suresi/ 7. Ayet O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resulüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler. Her şeyi bu mantıkla; öğretim, öğrenim, eğitim, yönetim… Vb sahalarda uygulanışını düşünün. Örneğin dünyadaki tüm insanların her şeyinin birbirinin aynı kopya olduğunu düşünün. Bu günkü doğal insan çeşitliliğini düşünün. Muhtariyet nöbetini elinde bulunduran kavimlerin hükmündeki kavimleri kendi kültür ve ırklarına asimile edişi afatını düşünün. İslam'iyetin Abbasi, Emeviler … Vb kavimler döneminde bu özgünlük ve çeşitliği koruyuşunu düşünün. Muhtariyet; hükmündekileri Allah (C.C)'HUN misafir ve emaneti kabul edişle liyakatli hayat bulur. Ancak muhtariyet; hükmündekilerin ceddine, dinine, ırzına, vicdanına, topraklarına… Vb her şeyine ilahlaşmakla da deccalleşilir.

Benzerliğin-Aynılığın Avantajları Ve Dezavantajları;Benzerliğin avantajı iletişim ve uyumu kolaylaştırırken dezavantajı toplu ölüm ve yok olma riskini artırır. Yukarda ki tüm bakteriler sadece -30 ve +30 dereceye dayanıklı fertler olsaydı sıcaklık +40 derece artışı ve -40 derece düşüşünde türe ait tüm popülasyonun yok olma riskini artırmış olurdu.
Bu durumdan hareket ederek özel haller hariç (zararlı tabu, örf, adetler… Vb) insanlık türünde;dil, kültür, lisan, örf ve adetler… Vb ifrat ve tefritten uzak;toplumsal özgünlükleri asimile etmeden ya da çoğunluğa asimile ettirmeden veya yok olmalarını engelleyerek; çeşitliliğin avantajını, yaşatırken iletişimi kolaylaştırmak için doğal olan özgün dillerin, lisanların ve alfabelerin özgünlüğünü geliştirerek (yok etmeden) ıslah edilmiş insanlık Âdemi ortak payda dil, Âdemi lisan ve Âdemi alfabenin geliştirilmesi elzemdir.
Ör, Zenci, Kürt, Laz, Çerkez, Arap, Hıristiyan, Yahudi, ...Vb etnik azınlık değildirler. Aynı türün etnik azınlığı olmaz bu bilime, doğa ve ilahi/peygamberi yasalara ya da dine de aykırıdır. Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye (ayet var), Yoksa çoğunluklar azınlıkları asimile etsin değil. Kaldı ki çoğunluğun değil, bazılarının yegâne ana dilleri ve yegâne ana vatanlarıdır. Bir insan, fert ya da toplum kendi ana yurdunda sonradan gelme çoğunluğa asimile ettirilerek etnik azınlığa düşe bilir mi? Bu asrın Sakat Demokrasi ve deccalı hilkat garibesi saçmalıktır. Bunlar dil azınlığı, din azınlığı, renk azınlığı, ya da kültür azınlığı durumuna düşürülmüş kavimlerdir. Kaldı ki çoğunlukta olan kavimlerinde başka toplumların ve kavimlerin içinde azınlıklarının olması söz konusu olması da çok doğaldır.
-Var olan ya da halen uygulanan Sakat Demokraside çoğunluğun azınlıklara fark attığı oylarıyla yönetişi bölücülüktür. Vahşi demokrasi ve/veya doğal yaratık beyinleri bile sağ ve sol beyin loplarının birlikteliğinin tümü omur+organların alışık tepki (refleks) iletim ve işletim sistemleriyle bedeni yönetir. Daha doğal demokrasiye bile terfi etmediğimiz ortadadır. Kaldık ki haklı ve doğru azınlıkların ya da dünyadaki en akıllı insanların azınlıktaki haklı ve doğru seslerinin ve görüşlerinin yönetimde hayat buluşuna yönelik hiçbir formül geliştirilmemiştir. Unutulmamalıdır ki çoğunluğun verdiği kararların her koşulda haklı olmayacağı kesindir. Peygamberlerin sadece bir oyu vardı, demokrasi bu kadar değerli olsaydı o zamanda uygulanırdı. İnsan aklının ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak sahip olmanın bir puan bile değer biçilmeyen sadece nefsin işletim sistemi olan zekâya dayalı insanları öne çıkaran bu deccal-i asırda demokrasi malzeme edilerek eskiden bir ailenin (padişahlık, şahlık, imparatorluk, krallık… Vb ) hükmündeki halkların tepesine bu sefer bir milletinin küllü çoğunluk balyozu azınlıkların ve halkların beline bindirdiler.Fert, toplum, kavim… Vb bazında acımasızca hükmünüzdekileri ezerseniz iyiler kayıp olur. Altınıza kara delikler açılır ve istenmedik dirençli fert ve toplumların ortaya çıkmasına neden olursunuz. Arap'ı ezersiniz, ezersiniz altınızda iyilerin geri çekilmesine, azalmasına, kara deliklerin yani Firavunların genlerini taşıyanlarla yüz yüze kalırsınız ya da sizi yok eden ilahi/peygamberi ve doğa yasaları yani Nuh AS'IN tufanı, Semut Kavminin bir çığlıkta yok edilişi, Salih AS, Hud AS, Lut AS… Vb yok edilen kavimleri ibret vericidir. Bunu Almanlara yaparsanız karşınıza Hitler, Kürde yaparsanız karşınıza Nemrut, Türk'e yaparsanız karşınıza Atilla'i, Cengiz Han, Çine yaparsanız karşınıza Çin… Vb istenmedik kavimlerin genlerini taşıyanlar çıkar. Bu tehlikeyi gören veto imparatorluğu üyeleri ve aksamları;besi yerlerinin yaşaması gereğine inandıkları için globalleşme yoluna değişmekte hiç tereddüt etmediler. Ancak değişmekte bilinçsiz, duygusal ve tutucu kavimleri birbirine boğduruyorlar ya da değişim için kendilerine muhtaç kılmışlardır. Çeşitlilikleri özgünlükleriyle-hoş görü içinde barındıran ve barındırmayan /amayan kavimlerin avantaj ve dezavantajlarını karşılaştırınız. İpucu:biyolojik çeşitliliğin, kültürel, zihinsel, beyinsel ve düşünsel çeşitliliği, melezlerin, zengin kültür harmanlanması... Vb güçlülüğünü ya da avantajlarını düşünün. Dünyanın sıcak (I. ve II. Dünya savaşları) ve yarı sıcak (III. Dünya savaşı) savaş galiplerinin himayelerinde kurdurulan!! devletlerin kuruluş; zemin, amaç ve stillerinin bölücülüğe teşvik ediciliği, dünya devlerinin (güdük batılı krallıklar ve vetolu kapitalistlerin) daha çok sömürmek için (demokrasiyi ve bilimi kullanmak) bilimsellik, işçi hakları, demokratik haklar-özgünlükler-özgürlükler bahane başka kavimlerin içindeki azınlıkları menfaat farzları için hortlatıp-kullanmayı düşünün. Bu önermeler doğru değilse doğrusunu siz yazın. 1
Öğrenci Yanıtları



BİLİM NEDİR? Doğadaki pozitif öncelikli (nesnel) bilgilere dayalı tüm bilim dallarındaki toplam bilgi ve uygulamaları içeren en kapsamlı kavramlardan biridir. Bilim, daha çok nesnel verilere dayalı olarak gelişip ilime doğru emekler. Bilim hayatın başlamasıyla insanın ve bazı yaratıkların çevresindeki, iç dünyasındaki… Vb edindiği bilgiler bütününe verilen addır. Büyük Kıyametle ölüme mahkûmdur. Daha çok öğretim teknoloji, deney ve deneyim kavramlarıyla ilişkilidir. Bilim yaratıkları, olguları, olayları ve süreçleri tanımak için bir araçtır. Bilim ilimin metriksindedir. Geçmişteki, günümüzdeki ve gelecekteki tüm bilim çatısının çözmecesini (pazılını) ilim içerisinde ya da şemsiyesinde değerlendirirsek bu çözmecenin alt birimleri/parçaları ya da veri tabanı bilgi birimlerdir. Geçmişten geleceğe bu çözmecenin alt birimleri; değişmez, değişen, değişken ve diğerleri şeklinde gruplandırılarak ya da disipline edilerek “Bilimin Evrimi” dersi çerçevesinde incelenebilir. Bilimin Tarihi ya da Bilimin Evrimi olur ilmin tarihi ya da evrimi olmaz!! Bilim ölümlü olduğu için bilimde mutlak gerçek yoktur, ilim ölümsüz olduğu için ilimde mutlak gerçekler vardır. Bilim, ilimin yaratıklarda yeşeren ölümlü-sonlu bilgi örüntüsü boyutudur. Bilim; Tüm Bilim Dallarını Kapsayan-İçeren Geniş Kavramdır. Bilimin veri tabanı bilgi birimleridir. Biyoloji merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Biyoloji Bilim Dalı Ortaya Çıkar. Evrim merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Evrim Bilim Dalı Ortaya Çıkar ya da oluşur… Vb Tüm Bilim dallarına bu mantık genellenebilir. Zeki yaratıkların çevresine uyum, gelişim, çevresini ve kendilerini; konumlandırış, tanıyış ve kullanış aracıdır. Bilgi ise bilim ve ilimin veri tabanıdır. Bilim yaratıkların geçici enerji yaşam döngüsünde deneyim, öğretim, öğrenim ve eğitime dayalı ortaya çıkardıkları ilim versiyonu ürünüdür. İlim, ezeli, ebedi ve Baki olan Allah (C.C) Âlim Sıfatına tabiidir ve ölümsüzdür. Aslında bilimin kökeni de ilimdir. Sanki bilim doğa kökenli canlı ve yarı canlı yaratıklar tarafından eşyayı ve tüm yaratıkları tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel dikitlerini temsil eden bilgi tabanlı zekâ ve düşünsel işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. İlim ise ilahi/peygamberi kökenli olup, eşyayı, tüm yaratıkları ve kendini tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel sarkıtları temsil eden bilgi tabanlı düşünsel Akıl işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. Yaratıkların genetik, fıtratı, deneyimleri ve ilahi/peygamberi kökenli ölümlü ve geçici hayata uygulanan ilim versiyonuna bilim deniyor. Bilim ve ilim mürşit olamaz ancak araçtırlar. Ör. Peygamberler; Peygamber Ahlakı Mürşididirler. Ünlü bilim uzmanları; sahalarının mürşididirler. İnsanlarda bilim ve doğa insanı değil Allah (C.C) insanıdırlar. Onun için Bilim-İlim İnsanı, Bilim-İlim Adamı, Bilim-İlim Kadını Kavramları bazı insanlar için yanlış ve liyakatsizdir. Bilim Uzmanı, Bilim Eksperi, Bilim-İlim Ustası, Bilim ve İlim Alimi, Bilim Bilgini, Bilirkişi, Bilen Zat kavramları bazı insanlar için daha liyakatlidir. Bilim; ilimin yaratıklardaki; irsi ve/veya sonradan öğrenilen ya da üretilen hayatla ilgili ölümlü-sonlu örüntüsü-örgüsü gibidir. Bilim; yaratık ve enerji halleri arasında öğrenme aracıdır. Bilgi ise, bilimin veri tabanıdır. Bilim ölüm ötesine henüz genç ve kördür. Yaratıkların ölümünden sonra ömürleri boyunca yaydıkları enerji ve hayat döngülerin akıbeti ve sonraki geleceği için hiçbir şey söyleyemez. İlim tüm sonuçları bildirmiştir.

İLİM NEDİR? Bilime ilave olarak; ahlakı, doğa ötesi ve tasavvufu içeren, tüm bilgi ve uygulamaların hayatla gerçek ilişki ve tanımlarıyla şekillenen en kapsamlı kavramdır. İlim daha çok eğitim kavramı ile ilgili olup, beşeri merkezli olarak bilime ulaşır. İlim; Allah (C.C) Âlim sıfatına tabi olup tüm yaratıkların ezeli, yaşayan ve ebedi aşamadığı ve hayat bulduğu ölüp ve diriltildiği tüm bilgilerin en kusursuz, verimli ve israfsız konumlandığı bilgi bütünlüğünü, ilişkiselliğini ve birlikteliğini içerir. İlim bilinen ve bilinmeyen tüm bilimleri de içerir. İlim bir gerçek bilim ise ölümlü, sonlu ve geçici bir araçtır.Bilim hayatın başlamasıyla insanın ve bazı yaratıkların çevresindeki, iç dünyasındaki… Vb edindiği bilgiler bütününe verilen addır. Büyük Kıyametle ölüme mahkûmdur.
      Bilim ve ilim; tüm yaratıkları, olguları, olayları, süreçleri, ilişkileri ve enerji hallerini tanımak için bir araçtır, bilgi ise veri tabanıdır. Bilimi ve ilimi bilgilerimizle işletip, hayata uygularız.

İlim, Bilime ilave olarak ahlaki-hayvani-meleği doğa ötesini ve  tasavvufu  içeren  en geniş bilgi havuzunu temsil eden kavramdır. Bilim; Tüm Bilim Dallarını Kapsayan-İçeren Geniş Kavramdır. Bilimin veri tabanı bilgi birimleridir. Biyoloji merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Biyoloji Bilim Dalı Ortaya Çıkar. Evrim merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Evrim Bilim Dalı Ortaya Çıkar ya da oluşur… Vb Tüm Bilim dallarına bu mantık genellenebilir. Zeki yaratıkların çevresine uyum, gelişim, çevresini ve kendilerini; konumlandırış, tanıyış ve kullanış aracıdır. Bilgi ise bilim ve ilimin veri tabanıdır. Bilim yaratıkların geçici enerji yaşam döngüsünde deneyim, öğretim, öğrenim ve eğitime dayalı ortaya çıkardıkları ilim versiyonu ürünüdür. İlim, ezeli, ebedi ve Baki olan Allah (C.C) Âlim Sıfatına tabiidir ve ölümsüzdür. Aslında bilimin kökeni de ilimdir. Sanki bilim doğa kökenli canlı ve yarı canlı yaratıklar tarafından eşyayı ve tüm yaratıkları tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel dikitlerini temsil eden bilgi tabanlı zekâ ve düşünsel işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. İlim ise ilahi/peygamberi kökenli olup, eşyayı, tüm yaratıkları ve kendini tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel sarkıtları temsil eden bilgi tabanlı düşünsel Akıl işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. Yaratıkların genetik, fıtratı, deneyimleri ve ilahi/peygamberi kökenli ölümlü ve geçici hayata uygulanan ilim versiyonuna bilim deniyor. Bilim ve ilim mürşit olamaz ancak araçtırlar. Ör. Peygamberler; Peygamber Ahlakı Mürşididirler. Ünlü bilim uzmanları; sahalarının mürşididirler. İnsanlarda bilim ve doğa insanı değil Allah (C.C) insanıdırlar. Onun için ilim daha çok beşeri merkezli olarak, bilime ulaşır. Bilim-İlim İnsanı, Bilim-İlim Adamı, Bilim-İlim Kadını Kavramları bazı insanlar için yanlış ve liyakatsizdir. Bilim Uzmanı, Bilim Eksperi, Bilim-İlim Ustası, Bilim ve İlim Alimi, Bilim Bilgini, Bilirkişi, Bilen Zat kavramları bazı insanlar için daha liyakatlidir. Bilim; ilimin yaratıklardaki; irsi ve/veya sonradan öğrenilen ya da üretilen hayatla ilgili ölümlü-sonlu örüntüsü-örgüsü gibidir. Bilgi ise, bilimin veri tabanıdır. Bilim ölüm ötesine henüz genç ve kördür. Yaratıkların ölümünden sonra ömürleri boyunca yaydıkları enerji ve hayat döngülerin akıbeti ve sonraki geleceği için hiçbir şey söyleyemez. İlim tüm sonuçları bildirmiştir.


İlim; içinde, sonsuzluk, ebediyet ve tüm bilim döngüleri, bilinen-bilinecek-bilinmeyecek ve var olması gereken; tüm zamanları, olayları, süreçleri, olguları, eylemleri, bilgileri, yaratıkları… Vb her şeyi liyakatli, israfsız güçte ve konumda/larda... Vb bulunduran ve bilinen; hiçbir tercih ve  kader çizgisinin aşmadığı-aşamayacağı sahipsiz olmayan çoğu şeyin en büyük havuzudur.Yer/ler ve gök/ler yapışıktı biz onu/ları açtık (Ayet var) Başlangıçta yer ve gökler yapışıktı(ilmen yer ve göklerin çok yönlü yapışık olduğunu düşünün). Biz onları açtık sonra isteseniz de istemeseniz de bir araya gelin dedik/Enbiya 21. Suresi 30.Ayet Fussilet 41. Suresi 11. Ayet. Hala göğü genişletmekteyiz/Zariyat 51. Sure 47. Ayet.



İlmin İnsandaki En Önemli Meyvesi: İlmin yaratıklardaki en önemli meyvesi güzel ahlaktır. Gerçek Güzel Allah (C.C)’N Nur (C.C) Cemalidir. Güzel ahlakta Allah (C.C)’NA aittir. Bu ahlakın insandaki en iyi tecellisi peygamber ahlakıdır. Ben Güzel ahlakı tamamlamak üzere geldim. Hadis Vardır. Ruhuna, aklına, vicdanına ve ilahi imanına endeksli ilahi-aklı kuralları benimsediği yaşama biçimi ve ürettikleriyle, çevresi, zihni ve doğa ötesini/de yaşarken öğrendiklerini davranış ve eylemlerine; peygamber ahlakıyla işleyip, devşirmek ve yansıtmaktır.

İlim Ve Bilimim Meyvesinin Sonucu(Bir Arada Değerlendirişi); İlimin İnsandaki meyvesi Güzel Ahlak, Bilimin İnsandaki Meyvesi Fen ve Teknolojidir. Fen ve Teknolojisiz yaşadığımız asırlarda haksız yere katledilen ve hastalıklarda ölen toplam İnsan oranı, teknolojiyle yok ettiğimiz insan oranıyla kıyaslanamayacak kadar düşüktür. O halde güzel ahlakın hâkim olmadığı insan toplumlarının “Teknolojisi ilerleyişiyle insanlığın gittikçe daha aşağılık yaratık oluşa doğru gidiş arasında doğru orantı olabileceğinden emin olabilirsiniz. Demirkuş 2013. Bilime, Teknolojiye, Fen Ağacına... Vb her şeye Güzel Ahlak Aşısı Yapılmadıkça, Teknoloji Geliştikçe İnsanı daha da ya da En Aşağılık Bir Yaratık Konumuna Sürükleyeceğinden Emin Olun. Tüm İnsanlarınEkonomik Sorunlarını Çözseniz de Bu Sefer Çok Varlıktan Ve Obeziteden Kuduran Bazıları Birbirini Yer. Çözüm; Eğitimle fıtratı değişmeyse müsait insanlarda evrensel dürüst olmayı, namuslu olmayı, vicdanlı, bilgili olmayı… Vb. insancıl ahlaki argümanlarını (kanıtlarını) refleks haline getirmek, inandırmak ve iman ettirmektir. Sonrada Yönetim sistemimizi bu eğitilmiş bilgili insanlara emanet etmektir.


İlim Açısından Doğa Ötesi: Beşeriyetin madde âleminden (evren, dünya) madde ötesine tüm düşünsel, nesnel ve sanal dünya/lar vb. iç âlemi kast edilmektedir.

Doğa Ötesi İlim;ilim havuzundaki doğa ötesi her şeyin ilmine denir. Madde ötesi ve anti (melek, cin... Vb) madde tabanlı sistem, araç ve birimlerle hayat bulmuş yaratıkları inceleyen ilime Doğa Ötesi İlim denir. Ör, tasavvuf, Hz Muhammed'in miraca çıkışı ilmi, akıl, zekâ, ruh, sanal nefisler… Vb inceleyen ilim doğa ötesidir.

İlim Havuzu İçinde Tüm Bilimlerin; Liyakatli Konumlandırılışı, İlişkilendirilişi Önemli ve Gerekli Bir Disiplindir.

Ola ki Matematik ve Bilim kavramlarının tanımları arasında kavram yanılgısı ve eksikliği vardır. Belki de Matematik Biliminin Ortak Paydasını, Diğer Bilim Dalları Payları İfade Eder. Paylar ve Paydanın Toplamı Birlikteliği Bilimi İfade eder. Paylar ve Paydanın Toplamı Birlikteliği Bilimi İfade eder. Sanki Matematik Bilimin Ortak Payda Ana Yüzü, Diğer Bilim Dalları Bilimim Özgün Payları ara Yüzü Gibidir. Aslında Matematik; Tüm Bilimin kümelerle, sembollerle, rakamlarla ve denklemlerle ifade edilişinin ana yüzüdür (Kümesel, sembolsel, rakamsal ve denklemsel). Yani Bilimin, denklemsel, sembolsel, kümesel, şekilsel ve rakamsal ifade edilişi şekline kısaca Matematik Bilimi denir. Ola ki Matematik bilimin bir alt bilim dalı değil de bilimin farklı ifade ediliş ara-ana yüzüdür. Bu mantıktan ve muhakemeden çıkarsayışla; Matematiğin dışındaki diğer bilim dalları toplamı ise kültürel alfabelerin sözel, yazımsal, eylemsel… Vb şekilde ifade edilen tüm alt bilim dallarının toplamını ifade eder ara yüzü konumda gözükmektedir. Buna bilimin kültürel ara yüzünü ifade şeklide denebilir. Ola ki Evrim ise gerek Kültürel Bilim ve gerekse matematiksel Bilim ara yüzleri içindeki kalıcı değişimlerin arasındaki gerçek bilimsel hayat hikâyelerinin ilişkisini tevhit eden Bilimin Değişim Ara Yüzünü İfade Eder. Yani Gerçek/Yarı Gerçek Bilimin Şimdilik Üç Ara Yüzü ya da Alt Kategorisi Vardır. 1- Kültürel Alfabetik Ara Yüzü (Sosyal, Kültür ve Doğa Bilimi). 2-Değişim Ara Yüzü (Evrim Bilimi). 3-Rakamsal-Kümesel Ara Yüzü (Matematik Bilimi)…Vb Örneğin ilerde Kuantum Bilimi, Düşünsel Bilim, Sanal Bilim Kategorileri de Gerçek/Yarı Gerçek Bilimin Bir Alt Disipline Kategorisi Kabul Edilebilir..

İlim havuzunda, tüm enerji halleri ve yaratıkların (düşünsel, dijital, sanal, nesnel, yarı sanal... Vb) yapısı ve gerçek ilişkilerin sembollerle, rakamlarla, denklemlerle ve kümelerle ifadesi belki de Matematiktir.


Matematik külli ilmin içindedir. Belki de her yaratığın, hayat döngüsünde, en azında bir konumunda mutlaka bir matematik konum ve hayat denklemi vardır.
Yaratıkların yapısı ve aralarındaki ilişkilerin sembollerle, rakamlarla, denklemlerle ve kümelerle ifade eden bilime Matematik denir.
Matematik (Evrensel, Doğal, Düşünsel, Hesabi... Vb Matematik); ölümsüz olan ilimin ölümlü ve öğrenmek-kullanmak için yaratıkların bir aracı olan bilimdeki hayatın varlığı ve/veya bilimi yaşatan kalbi gibidir. Onsuz bilim yaşayamaz. Bilimi bir beden kabul edersek matematik onun kalbi, canı ve hayatıdır. Belki de ya da Ola ki Matematik yaratıksal her şeyin matematik sembollerle birimsel ve sayımsal ilişkilerlinin denklemsel ifadesidir. İstatistik genellikle uygulanabilir matematiğin ampirik (deneysel) bilgilerin ilişkisini ifade eden ve içeren bilim dalıdır.
İlim havuzunda; madde (elementlerden), anti madde tabanlı birimlerdeki özgün ve mantıklı matematiksel denklem kümelerine dayalı enerji hallerinde hayat bulmuş;sanal, nesnel ve yarı sanal kişiliklere Yaratık denir.

Sonsuz; Her sonsuz mutlaka ölüme mahkûm bir küme ya da kefen denen geçici bir zaman, mekân ve hız içindedir. Nesnel, sanal ve insani olanaklara dayalı hesaplanamaz boyutlara varabilen sonuçlara ulaşan kavramdır.
-Belki de sonsuz kavramını azcık kavramak için; tüm yaratılmış-yaratılan ve yaratılacak yaratıkların toplam geçici ömürleri boyunca; düşünsel, nesnel, sanal, dijital(hesabi) … Vb tüm faaliyetlerinin ve tersinin bir biriyle çarpımının, toplamının… Vb tüm işlemlerinin hesabı olarak düşünebiliriz. Sonuçta her sonsuz ölüme mahkûm çok büyük ve çeşitli ilişkiler mantığının-hesabının yaratıklarca kolayca ölçülemez sanal, nesnel, düşünsel, dijital(hesabi).. Vb veya tümünün devasa yığınıdır.
-Genellikle hesapla, çalışmakla, uğraşla… Vb sunucuna ulaşılamayan her şeye biz sonsuz deriz.
-Sonsuz başıboş bir kavram değil hatta her başıboş gözüken şeylerde mutlak bir sınır içindedir.
-Her sonsuzun tükendiği bir sınır vardır. Her sonsuz mutlaka bir küme içindedir. Örneğin yer yüzünde ya da kâinatta sonsuz tane yaratık var ama hepsi yer küresi ya da kâinatın kümesi içindedir.
-Her sonsuzun öldüğü bir hudut vardır.
-İstisnalar hariç her tüm sonsuzlar mutlak değerler içinde birer yaratıktırlar.
-Bu devasa kavramın; hesaplanmasına, ulaşılmasına ve kontrolüne ulaşılmayan veya yetişilmeyen yaratık, olay, olgu, süreç, zaman, hesap… Vb her şeye sonsuz kavramını yakıştırırız.
-Döngüsel sonsuz(ekolojik döngüler), mikroskobik (hücresel, fiziksel parçacıklar, elektron, plazma boncukları, ışık demeti... Vb döngüler ve küçülmeler), makroskobik (Ör. yıldız-gezegen döngüleri, kâinatın genişleme boyutları ve büyümeleri) ve devasa matematiksel hesaplar, sonuçlar ve döngüler ( kâinattaki nötrino sayısı ve Pi sayısı)
-Enerjisel, matematiksel, sanal, yarı sanal, boyutsal, nesnel, döngüsel, ilmi, bilimsel, yarı nesnel, hayatsal ... Vb devasalığı, boyutları hesaplanamayan sonsuzlardır.1, 2, 3,4
Aynalarda Sonsuz Görüntü 1s
Elmas Sonsuz Değil 1s
Evren Gerçekten Sonsuz mu? 1s
Evrenimizin Geleceği (Sonsuzluk Takvimi)  2s
Matematiğin Şaşırtan Yüzü Sonsuz Sayıda Direnç3s
Matematik Sonsuz 4s
Sonlu ve Sonsuz Sayılar 3s
Sonsuz Sevgilerle 2s
Sonsuz(a) Sevgilerle 2 s
Sonsuzluk 5s
-Nesnel, Düşünsel, Dijital (Hesabi), Nitel ve Eylemsel... Vb Matematikte Küme Olarak Düşünüldüğünde; yaratıklarca aşılmaz, hesaplanamaz devasallıktaki düşünsel, nesnel, sanal, dijital(hesabi).. Vb tüm yaratıkların-eylemlerin... kümesi veya alt kümelerine denk sayıdır.

Ebediyet ve Sonsuz Kavramları İlişkisi; Ola ki hızın sonsuzu aştığı (sonsuz hızın oldüğü), geçici mekânın ebedileşmeye yaklaştığı ve geçici zamanın sıfıra değdiği nokta ebediyettir (ölümsüz hayat). Ebedi hızla sonsuz hız arasındaki çizgi ölümdür. Ya da mekân ın sonsuzu aştığı yani ebediyete yaklaştığı nokta hız sonsuzu aşmış ebediyete yaklaşmış ve geçici zamanın sıfıra değdiği-noktada ebediyet (ebedi zaman) başlar. Bekası yaratıklarca sınırlanamayan, hesaplanamayan ve bilimsellikte yeterince doğru algılanamayan "Ölümsüz Hayat" anlamıyla örtüşen kavramdır. Ola ki bilimsel olarak Hızın sonsuzu aştığı, zamanın sıfıra yaklaştığı tüm boyutların hız tutkalıyla kaynaştığı bir kavramdır Ebediyet. Ebedi hızla sonsuz hız arasındaki çizgi ölümdür.
Allah (C.C) "Baki" Sıfatı himayesinde devasa sonsuzları ve hemen her şeyi (tüm yaratıkları ve ürünlerini) barındıran "Ebedi Hayat-Ölümsüzlük Bahşedilen Her Şey" anlamında kavramdır.
-Bazı yaratıklar Allah (C.C) himayesi ve gücü sayesinde ebedileşecekler. Hep var olan ebedi bir hayata kavuşacaklar. Allah (C.C) gücü her şeye yeter(ayet).
-Tüm varlıklar, Allah '(C.C)'HUN ilmi içindedir. Allah (C.C) hayat verirse ilmindeki o varlık, yaratık (yaşayan varlık) olarak hayat bulur. Değilse ilmin içinde varlık olarak hayat verilmeyi bekler. Geçici (Bilimsel-Sonsuz) ve Ebedi gerçeklerin (Hakikatlerin) metriksileri arasında (Berzahında) bulunuş insan için bir sihir gibidir. İnsan birisindeyken onu gerçek diğerini gerçekdışı sihir sanır.
-Tüm hayat bulmuş sonsuzlar ebediyetin metriksini aşamazlar.
İpucu; ebediyet ile sonsuz kavramının ayrıcalığını ve anlam farkındalığını pekiştirmeye çalışın. Her sonsuzun akıbeti ölümle sonlanır, ebediyet ölümsüzlüktür. Hız Tutkalı Sonsuzu Aşıp Ebedi Hıza Yaklaşırken, Zaman Sıfıra Yaklaşır ve İçinde Geçtiği Ya da İçerdiği Tüm Sonsuzların Kümeside Ölüm Sınırından Ebediyete Çimlenişe Başlar. Ebedi hızla sonsuz hız arasındaki çizgi ölümdür. Yani ebediyete Yaklaşır.
-Sonsuzdan büyük bir değer; en azında ebedi boyuttaki hayatın ilk basamağına-sınırına ulaşmış değer kabul edilmelidir. Ebediyet tüm boyutların ölümsüzlüğü demektir.
-Ebediyet; kâinatta bilinen ve bilinecek birim veya tüm boyutların(zaman, mekân , yaratık, hız, eylem, sonsuzluk,… Vb) kaynaşık olarak; ölümsüz hayat bulmuş veya ölümsüz ilimdeki yaratılmaya hazır konumunda bekleyen kesintisiz ve kalıcı varlığını ifade eder.
-Nesnel, Düşünsel, Dijital (Hesabi), Nitel ve Eylemsel... Vb Matematikte Küme Olarak Düşünüldüğünde; Allah (C.C) rızasından nasiplenmiş yaratık veya yaratıkların ölümsüz ebedi hayatının kümesini veya kümelerini ifade eden yaratık-mekân -zaman-hayatla ebedi kaynaşmış kavramdır.
İstatistik; matematiğin hayata uygulanışının mantık ve çoklu denklem sistemlerini içeren uygulamalı bir disiplin bilimidir.

Yaradılış;

-Allah (C.C) bir şeye ol der o da hemen oluverir.(Ayet) İnsanın Yaradılışı, Kâinatın Yaradılışı, Kıyametin Kopuşu ve Asrımızla İlgili Bazı Ayetleri,
-Ebedi-ölümsüz boyutta kâinata ol dedi ve her şey oldu bitti! Olmuş bitmiş boyuttaki sonuçlarda; yaratığın/yaratıkların tüm tercih olasılıklarıyla varacağı sonuçların hepsi mevcuttur. Yani bir kişi Allah (C.C) peygamber gibi teslim olması ile varacağı kader çizgisiyle sona ulaşır. Kendi özgün tercihleriyle hayatını değerlendirmesiyle varacağı kader çizgisinde karışılaşacakları önceden bilinir ve farklıdır. Ola ki Allah (C.C) şeytanı şeytan olsun diye yaratmadı. Akıllı yaratık olarak yarattı ve şeytan nefsini tanıdı. Allah (C.C) Önce Âdem AS'I sonra eşini yaratıp cennete koydu. Kıyamete kadar orada kalacaklarını sonra onları kıyamette öldüreceğini hatırlattı. Onları cennete ki şu ağacın meyvesinde yememeleri konusunda uyardı. Yemeleri halinde nefislerine zülüm edebileceklerini konusunda uyardı.Kuran 7.Sure/ 19., 20., 21.,22., 23., 24., 25., 26., 27. Ayetler. Şeytan Âdem AS'IN eşine ve kendisine ; birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara cazibeli ve beğenili vesvese vererek: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedi kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi. Meyveyi yemeleri ve avret yerlerinin açması halinde melekler gibi ebedileşeceklerini cazibeli ve beğenili telkin etti. Onlarda Allah (C.C) ikazını unutup bu cazibeli teklife kandılar. Avret yerleri açılıp deşifre oldukları için; Âdem AS'IN ailesi şeytanla;yeryüzündeki vahşi-doğal insan nefsi içinde türemek, yaşamak üzere ve düşman olarak indirildiler . Âdem AS sonradan yalvardı Allah (C.C) onu affetti. Âdem AS'IN Zürriyeti Habil ve Kabil kısasıyla doğal insana karıştı. Sonradan şeytanının kendisi Allah (C.C) kurallarının tersine kendi tercihleriyle hilkat garibesi kader çizgisine girmiştir. Kuran 7.Sure/ 11., 12., 13., 14., 15., 16., 17., 18., 19., 20. Ayetler. Kuran 15.Sure/26., 28., 29., 31., 32., 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39., 40. Ayetler. Kuran 17.Sure/61, 62., 63., 64., 65. Ayetler. Kuran 18.Sure/ 50. Ayetler Kuran 20.Sure/ 115., 116., 117., 118., 119., 120., 121., 122., 123. Ayetler. Kuran 38.Sure/ 71., 72., 73., 74., 75., 76., 77., 78., 79., 80., 81., 82., 83., 84., 85. Ayetler. Şeytanın imamı ve topal bir cinin oğlu (Menazil'n oğlu) olduğu rivayet edilen Azazil İbn-i Menazil'e (İblise) Allah (C.C) neden Âdem AS'A secde etmedin diye soruduğunda beni ateşten onu topraktan yarattın, ondan daha üstün, hayırlıyım ve bana mühlet verirsen Âdemin tüm zürriyetini şaşırtarak yoldan atabileceğini iddia etmiştir. Ola ki İblis (Azazil İbn-i Menazil) Âdem AS'IN bedenini yeryüzündeki Âdem AS öncesi Doğal insansıların(vahşi/doğal insanlar/İnsan Suresi/76 sure/ 1.Ayet) (bedenine benzetip onu hakir görmüş olabilir. Ancak Allah (C.C) Âdem AS'A Ruhundan üflemiş, Akıl, Namus, İnsani İlim, Eşyayı Tanı İlmi ve Vicdan vermiştir. Meleklere Âdem AS'A eşyayı sormalarını istemiş ve Âdem AS bu özelliği nedeniyle tüm eşyayı doğru tanımış ve meleklere doğru izah etmiştir. Hâlbuki Âdem AS'A kadar Yeryüzü vahşi/doğal insansı insanlarına(vahşi/doğal insanlar/İnsan Suresi/76 sure/ 1.Ayet) Allah (C.C) ruhundan üflememiş , akıl, vicdan vermemiş ve düşünsel-zihinsel işletim sistemi vahşi/doğaldı onun için sorumlu insan değillerdi yani cahil insandılar/dırlar. Ve Rableri onların dualarını şöyle cevaplar: "İster erkek, ister kadın olsun, [Benim yolumda] çaba gösterenlerden hiç kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım: [çünkü] hepiniz birbirinizin soyundan gelirsiniz. (Ali İmran/195). "Ve insanı sudan (meniden) yaratıp da ona, (ana-baba tarafından) soy-sop, (karı-koca tarafından) akrabalık veren Odur." (Furkan, 54) Sorumluluk serüvenleri Âdem AS'IN Yeryüzüne inişi ile başlar. Ancak bu vahşi/doğal insansı insanların eşyaya ve yaratıklara doğal tapınma serüveni Âdem AS'IN yaradılışını başlatmasına neden olmuş olabilir. Şirk (Kasti şirk Allah (C.C) en büyük af edilmez/edilmeyecek iftiradır) koşulmadan önce de O (Allah (C.C)); yegâne ilahtı, tüm mülkler onundu, şükürler/hamtlar ona yapılırdı ve her şeye kadirdi, bugünde böyledir ve gelecekte de böyle olacaktır. Ayet vardır. Nefsine uyduğu kendisine (İblise) hatırlatılmış; imamlık makamından inmesi emredilmiş, kovulanlardan olduğu, kendisine uyanlarla cehenneme atılacağı, Allah (C.C) ihlaslı kullarını yoldan atamayacağını ve kendisine kıyamete kadar mühlet verildiği hatırlatılmıştır. Sonrada bu çizgideki tüm akıllı yaratıklar (İnsan, Cin... Vb) şeytana uymuş kabul edilip ya da yaşam döngüsünde şeytana tam itaat ediyorsa sanal, düşünsel ya da nesnel şeytan kabul edildiği: Allah (C.C); Peygamberleri, Suhuf ve Kitaplarıyla bildirilmiştir. Özel not; Belki de ya da Ola ki İblis şeytanlık yapmasaydı şimdi emekli imam, insanlara da, şeytanının ahlakından değil de onun yerine hayvanların ahlakı, davranış ve eylem şeklinde uzak duruşu telkini dini eğitimde verilir olabilirdi. Ola Ki Şeytan tekrar cennete konsa bile canı sıkılır ayni işi yapar. Sizi dünyaya göndersek yine aynı şeyleri yapardınız (ayet var).
-Ancak Allah (C.C) ebedi boyutta olup biten senaryonun geçici-ölümlü hayat ve yaratıklar boyutundaki ( kâinattaki) senaryoyu tarif ederken;
1-Yer ve gök yapışıktı biz onların arasını açtık. Enbiya 21. Sure 30. Ayet/ Fusslet 41. Ayet 11. Ayet
2-Yeri göğü 6 Günde/Evrede Yarattı (Kuran-ı Kerim CC 10.Sure /3. ayet, Kuran-ı Kerim CC 11.Sure /7.ayet)
3-Göğü hala genişletmekteyiz/Zariyat 51. Sure 47. Ayet.

Kâinatın Yaradılış Konusuyla İlgili Bazı Ayetler;
Kuran 7. Sure /54. Ayet.
Kuran 10. Sure /3. Ayet. Kuran 11. Sure /7. Ayet. Kuran 21. Sure /30., 31., 32., 33. Ayetler. Kuran 23. Sure /12. Ayet. Kuran 25. Sure /59. Ayet. Kuran 33. Sure /72. Ayet. Kuran 36. Sure /82. Ayet. Kuran 57. Sure/4. Ayet. Kuran 67. Sure /3. Ayet.

Sonuç;
-Ölümsüz bir boyutta olmuş ve bitmiş bir senaryonun ölümlü, geçici ve sonlu boyutu yaşanıyor ve yaşıyoruz.
-Yaşayan bu senaryoda;ör, hayırlı mukadderat dileyen bir insana Allah (C.C) icabet ettiği zaman o insanın geçiciden ebediye tüm mukadderatını değiştirebiliyor.
-Ya da geçici senaryodan dilediğini ebedi, geçici, yok… Vb edebiliyor ve/veya yapabiliyor.
-Onun gücü her şeye yeter ve o her şeye kadirdir.(Ayetler var)


İSTATİSTİK BİLİMİ; Ola ki İstatistik; genellikle hayata uygulanan pratik matematiksel verileri bilimsel verilerle birlikte tevhit ederek anlamlandıran bir alt bilim dalıdır. Ola ki İstatistik; Bilim ve Matematik arasındaki bağın ve verilerin hayata uygulanabilir sözel-matematiksel kurgular, deneyimler, denklemler ve deneysel formüllerin şablon sistemlerinden oluşan ve hayata uygulanan matematik-bilimin bir ait bilim dalıdır. Nesnel ve sanal bilimlerdeki; doğal, ampirikmantıksal ilişkileri içeren tüm formülleri, analitik ilişkilerin şablon denklemlerini bir arada inceleyen ve uygulamaya koyan bilimdir. Diğer bir deyişle; bilinen tüm ampirik denklem ve ilişkisel mantık sistemlerinin şablon denklemlerini bir arada ve birbiriyle ilişkilerini çoklu disiplin mantık sistemleriyle uygulamaya koyarak; insanlığa, hazır paket mantık hizmeti veren ve zaman kazandıran bilimdir.

İlim havuzunda nesnel hayat bulmuş yaratıkları inceleyen bilime Doğa Bilimi denir.

DOĞA BİLİMİ: Canlı, Cansız ve Araform Bilimlerine ait bilgilerin Evrim Bilimi ile  hayat bulduğu bütünleşik  pozitif bilimdir.
-
Canlı, Cansız ve Araform Bilimlerinin doğal şekillenişi/şekillenmesi ve Evrim Bilimi ile  geleceğin dirimsel ve  uygulamalı bilimi şekillenir. Bu bilim Doğa Bilimidir.
-
Tüm pozitif bilimlerin şekillenişi (morfogenezisi)  doğa biliminde hayat bulur.
-Evrim Bilimi doğadaki ve insandaki tüm özgün değişim, değişmez, geçişken ve diğer enerji halleri bilimsel olarak ilişkilendirerek deşifre edilip, doğa ötesi güç-teknoloji, tera bilgisayarlar ve tera teknolojiyi kullanan evrimle gerçek hayat hikayeleri açıklandığı zaman, Doğa Bilimi gerçek konumunda hayat bulmuş olacaktır.

-Her bilim dal ı  bir çiçek kabul edilirse;Evrim Bilimi bu çiçeklerdeki özgün değişim, geçişken ve değişmezlik balları toplayan bal arısı misali topladığı balları “Doğa Bilimi” kovanlarındaki  peteklere doluşturarak ona geleceğe yönelik dirimsel hayat veren bilim gibidir (Grafik 1,   Grafik 2). 

Bilimsel Açıdan Doğa Ötesi: Bilim açısından henüz genişleme boyutuna ulaşılmayan doğanın geleceğini ve nesnel ötesini ifade eder. Ör, gelecekte doğayla ilgili bilinecek her şeyi ifade eden doğanın geleceğidir.
İlim Açısından Doğa Ötesi: Beşeriyetin madde âleminden (evren, dünya) madde ötesine tüm sanal dünya/lar vb. iç âlemi kast edilmektedir.


Bilgi Nedir? Bilim Nedir? İlim Nedir? Varlık Nedir? Yaratık Nedir? Sonsuz Nedir? Ebediyet Nedir?

Bilgi Nedir? Genel anlamda bilgi; Her şeyin; resim, şekil, talimat, görüntü, davranış, eylem, sembol... Vb olarak zihnimizde, genlerimizde, düşüncemizde, medya ortamlarında ... Vb ortamlarda kodlanmış verilerdir.
Varlıklar ve Yaratıklarla İlgili; ses, resim, görüntü, yazı, cümle, kavram, isim, kavramisim, eylem, sembol... Vb kodlanmış her şeye bilgi denir. Nerde Varlık ve Yaratık varsa orda mutlaka bilgi var demektir. Bilgi ve enerjinin olmadığı bir ortam düşünülemez. Doğadaki sübjektif-objektif yaratık(nesnel), olay ve olgularla ilgili genellikle duyularımızla  zihnimize özümsenen, alınan, giren ya da genlerimizde var olan(fitrati-yapısal bilgi) veya  zihinsel operasyonla  ürettiğimiz  ürünlerin  zihnimizde bıraktığı; dinamik anlamlı  imaj, kavramsal ve ilişkisel...Vb bilgi birimleri ya da kalıntılarıdır. Bilinçli veya bilinçsiz edindiğimiz bilgileri zihnimize-belleğimize yerleştirip, gerekirse bu bilgileri kullanarak yeni bilgiler üretiriz. Kısaca bilgi; duyuşsal olarak maksatlı ya da maksatsız edinilen ya da zihinsel olarak üretilen; bilinçli ve bilinçsiz beynimize ve zihnimizde kodladığımız; anlamlı  imaj, görüntü, kavram, ilişkisel ...Vb bilgi birimleri ya da veri halleridir. Bilgi, bilimin havuzu içinde yer alır. İşlenmesi ve hayata uygulanması için bilim gereklidir. Bir bakıma bilgilerimiz sahip olduğumuz bilimin veri tabanlarını teşkil ederler. Bilim; Tüm Bilim Dallarını Kapsayan-İçeren Geniş Kavramdır. Bilimin veri tabanı bilgi birimleridir. Biyoloji merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Biyoloji Bilim Dalı Ortaya Çıkar. Evrim merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Evrim Bilim Dalı Ortaya Çıkar ya da oluşur… Vb Tüm Bilim dallarına bu mantık genellenebilir. Zeki yaratıkların çevresine uyum, gelişim, çevresini ve kendilerini; konumlandırış, tanıyış ve kullanış aracıdır. Bilgi ise bilim ve ilimin veri tabanıdır. Bilim yaratıkların geçici enerji yaşam döngüsünde deneyim, öğretim, öğrenim ve eğitime dayalı ortaya çıkardıkları ilim versiyonu ürünüdür. İlim, ezeli, ebedi ve Baki olan Allah (C.C) Âlim Sıfatına tabiidir ve ölümsüzdür. Aslında bilimin kökeni de ilimdir. Sanki bilim doğa kökenli canlı ve yarı canlı yaratıklar tarafından eşyayı ve tüm yaratıkları tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel dikitlerini temsil eden bilgi tabanlı zekâ ve düşünsel işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. İlim ise ilahi/peygamberi kökenli olup, eşyayı, tüm yaratıkları ve kendini tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel sarkıtları temsil eden bilgi tabanlı düşünsel Akıl işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. Yaratıkların genetik, fıtratı, deneyimleri ve ilahi/peygamberi kökenli ölümlü ve geçici hayata uygulanan ilim versiyonuna bilim deniyor. Bilim ve ilim mürşit olamaz ancak araçtırlar. Ör. Peygamberler; Peygamber Ahlakı Mürşididirler. Ünlü bilim uzmanları; sahalarının mürşididirler. İnsanlarda bilim ve doğa insanı değil Allah (C.C) insanıdırlar. Onun için Bilim-İlim İnsanı, Bilim-İlim Adamı, Bilim-İlim Kadını Kavramları bazı insanlar için yanlış ve liyakatsizdir. Bilim Uzmanı, Bilim Eksperi, Bilim-İlim Ustası, Bilim-İlim bilirkişisi, alimi kavramları bazı insanlar için daha liyakatlidir. Bilim; ilimin yaratıklardaki; irsi ve/veya sonradan öğrenilen ya da üretilen hayatla ilgili ölümlü-sonlu örüntüsü-örgüsü gibidir.
Bilgi; Zihinlerde, organlarda, medya ortamında ve doğada; kavram, resim, şekil, imaj, ses, görüntü … Vb şeklinde kodlanmış insan zihninde üretilen ya da doğal ve sanal kaynaklı yaratık, olay olgu, süreç… Vb şeylerin karşılığı olan enerji halleridir. Genel anlamda bilgi; Her şeyin; resim, şekil, talimat, görüntü, davranış, eylem, sembol... Vb olarak zihnimizde, genlerimizde, düşüncemizde, medya ortamlarında ... Vb ortamlarda kodlanmış verilerdir. Varlıklar ve Yaratıklarla İlgili; ses, resim, görüntü, yazı, cümle, kavram, isim, kavramisim, eylem, sembol... Vb kodlanmış her şeye bilgi denir. Nerde Varlık ve Yaratık varsa orda mutlaka bilgi var demektir. Bilgi ve enerjinin olmadığı bir ortam düşünülemez. Doğadaki, sübjektif-objektif(nesnel) canlı-diri yaratıklar dünyaya geldiklerinde genlerinde yapısal olarak kısmen var olan buna ilaveten, süreç, olay olgular... Vb şekil de zihinsel asimile(özümsenen) olunan veya rüya ile, trans ile, düşünerek, zihinsel operasyonla üretilen ürünlerin zihinsel(düşünsel kayıt), beyinsel(organik kayıt) havuzda diğer bilinenlerle ilişkisel kayıt edilen; ses, görüntü, imaj, sembolik kod, eylem, ... Vb dinamik kalıntılardır. Bilgi zeki yaratıkların çevreye uyum ya da yaşamak amacıyla bazen canlıların genlerindeki yapısal değişiklikler sonucu genetik yapılarına ya da sistemlerine kayıt edilir. Ör, Yerküresi bedenine insanların liyakatsiz etkisine, yer küresi yeni koşullara uyum için; kendisini ve iklimsel rejimini yeniden düzenleyerek depremler, aşırı yağışlar ve küresel ısınma ile tepkisel uyum gösterdi. Örneğin. bakterilerin antibiyotiklere karşı genetik direnç geliştirişi. Canlı, cansız ya da yarı canlı yaratık sistemleri; değişen çevre koşullarına ya da çevreye uyuma zorlandığında sistemin ilk yapısında değişiklik yaparak yeni kombinezon bilgileri içeren ya da sahip sistem olur. Ör. bir ekosistemin küresel ısınma sonucu oluşan yeni çevresel koşullara yapısal değişimle tepki göstermesi. İnsan ruhunda ise doğa ve hayvani-meleği doğa ötesindeki öğrenebileceği ya da gereksinim duyduğu hemen her şeyin ilim olarak meleği(kusursuz) yeterince karşılığı vardır. Ruh Allah (C.C) emaneti olduğu için hemen her şeyin özünü içeren ve sadece akıl işletim sistemi verilen yaratıklara üflenmiş olup bu yaratıkların hayvanlardan ve cansızlardan farklı olarak akıllı yaratıkların nefsini (Kendisini) ve Rabbini(Allah (C.C)'Yİ)tanımasına yardımcı olur. Ola ki ilkel, doğal, cahil ve doğal insansılarda (vahşi/doğal insanlar/İnsan Suresi/76 sure/ 1.Ayet/Âdem AS öncesi ve sonrası bazı cahil insanlarda) Ruh yoktur. Bu nedenle Allah (C.C)'Yİ ve kendilerini tanımazlar.Ve Rableri onların dualarını şöyle cevaplar: "İster erkek, ister kadın olsun, [Benim yolumda] çaba gösterenlerden hiç kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım: [çünkü] hepiniz birbirinizin soyundan gelirsiniz. (Ali İmran/195). "Ve insanı sudan (meniden) yaratıp da ona, (ana-baba tarafından) soy-sop, (karı-koca tarafından) akrabalık veren Odur." (Furkan, 54) Ola ki onun için cahillerde uzak durun diye ayet ve hadisler vardır.
Bilgi;bilimin(nesnel + sanal+düşünsel+dijital/hesabi insani bilim) ilimin (tüm bilinmeyen bilimler, nesnel + sanal + düşünse + ilahi ... bilim) veri tabanı olan birim (görsel, işitsel, görsel+işitsel, hissel, duyuşsal... Vb) enerji hallerinin karşılığı gibidir. Bilginin karşılığı genellikle doğada, doğa ötesinde, düşünce dünyasında ve bilinmeyen âlemlerdedir. Bizim bahsettiğimiz bilginin yeri ve mekânı; zihinler, beyinler, bedenler, doğal yaratıklar, yapay yaratıklar, medya ortamları, sanal ortamlar (sanal zeki programlar), literatür, nesnel zeki ortamlarda (robotlar, bilgisayarlar); sembol, harf, kavram, ses, görüntü, resim… Vb şekilde kodlanmış bilgiden bahsedilir.
*Bilmediklerimizin cahili, çok doğru bildiklerimizin de alimi, kullanmadığımız bilginin de hamalıyız. Demirkuş 2019
*Çocuklarımızı ve öğrencilerimizi; zamanında gerçek bilgilerle donatmazsak, onun yerine çocuklarımızın zihinleri abur cubur, hurafe, vahşi, doğal, cahili, şeytani, iblisi, gereksiz, eksik, yanlış, liyakatsiz... Vb bilgiler doluşur. *Toplumsal olarak geri kalmanın bir sebebi de budur.
*Öğrencilerimizi sıfırdan, üniversiteyi bitirinceye kadar sadece fen ve toplumsal bilimlerle ilgili bilgilerle donatmak yeterli değildir. Peygamber Ahlakı yönünde eğitici bilgi ve uygulamalardan (eğitimden) yoksun bırakmak geleceğimiz için büyük bir risk ifade eder..

Varlık;var olmaktan gelir. Aslında yokluk diye bir şey düşünmek yanlış ve iftiradır. Her şey Allah (C.C) ilminde varlık olarak vardır ancak bunların içinde dilediklerine yaşama hakkını vererek (yaratarak) yaratık olarak hayat buldurur. Enerji yoktan var vardan yok edilmez enerjinin korunumu yasası: israf haramdır ayetine uygundur. Her şey Allah (C.C) ilminde varlık olarak vardır ancak hepsine her an yaratık olarak hayat vermemiştir. Nurundan ilmindeki varlıklara hayat vererek yaratır. Sadece dilediklerine geçici hayat vermiştir (Sadece taktır edilenler yaratık olarak hayat bulmuştur) ve bazılarına sonradan ebedi hayat vereceğini vaat etmiştir. Ebedi hayatın tarlası olan kâinattaki bazı yaratıkların yaydıkları ve ürettikleri enerji halleri ebedi yaratık olarak kişilik kazanıp geleceğe yol alırken bazıları yaratık hamuru olarak kalırken bazıları da olduğu gibi ait olduğu ilimdeki varlık hallerine dönerek Allah (C.C) icabetine amade bekleyeceklerdir. kâinat bir nevi ebedi hayatın (ebediyetin) tarlasıdır. Nesnel, düşünsel, sanal… Vb çeşitli enerji hallerindeki yaratıklar atom, atom altı parçacıklar, bazı atom altı ve özgün enerji halleri (özgün plazma boncukları, özgün kuantumlar, titreşen özgün sicimler ...Vb) hamuru ile defalarca yaratıldığı gibi belki de yaratık hamuru olarak kâinatta defalarca yaratılıp öldürülecektir. Her yaratık aynı zamanda bir varlıktır. Her varlık bir yaratık değildir. Allah (C.C) bazı varlıklara hayat verip dirilttiği zaman yaratık sıfatını kazanır. Her yaratık eylemlidir. Yaratılmayan varlıklar eylemsizdir yani enerji hamurunda kişilik kazanmamıştır.

Varlık Yaratık Bilim ve İlim Kavramları Arasındaki İlişki Fark ve Özgünlükler; Varlık, her şeyin var olduğu ilim potansiyeli içinde anlam kazanan bir kavramdır. Ör. bir bilgisayarda olası pek çok sayıda belki de sonsuz sayıda animasyon ve çizim yapma ve yapay yaratma potansiyeli ilmen vardır. Ancak çizim veya animasyon enerji sarf edilerek yapıldığı ya da yaratıldığı an yapay yaratık kimliğini ya da sıfatını kazanır. Bu ilim ve doğal(doğal bilgisayar ortamı ve habitat) yaratma ortamı olan doğa içinde aynı şey söz konusudur. Varlık potansiyeli, gücü ve tüm enerjinin karşılığı Allah (C.C) ilminde ve Nur (C.C) sıfatında vardır. Yaratıldığı an yaratık sıfatını kazanır. Bilim insan tarafında keşif edilen ilimin yapay ve ölümlü versiyonudur ve onunla yapay ölümlü yaratıklar yaratılır. İlim ebedidir.

Yaratık:
Varlıklar ilim âleminde yaşamaya hak kazandıkları veya takdir edildikleri hayatı buldukları an yaratık (yaşayan varlık) olamaya hak kazanırlar. Değilse ilmin içinde varlık olarak hayat verilmeyi bekler. Özgün enerji hali veya doğa ve doğa ötesinde çeşitli enerji halleri şeklinde özgünlükleri ile temsil edilen kişiliklerdir. Yaratığın kişiliği, enerjinin ise halleri vardır.
Allah (C.C) ilminde yaratılacak, yaratılmış, yaratılan veya tüm diğer yaratıklar ilmen her şey varlık olarak vardır ve bulunur yani hayat verilmemiş varlık olarak her şey bulunur. Ancak bazı varlıkları zamanı gelince yaratık olarak takdir eder ve yaratık olarak hayat verir. Yaratılan ya da hayat verilen bu varlıklara yaratık denir. Özgün enerji hali/leri veya doğa ve hayvani-meleği doğa ötesinde çeşitli enerji halleri şeklinde özgünlükleri ile temsil edilen kişiliklerdir. Yaratığın hem enerji döngü hali/halleri hem de kişiliği, enerjinin ise halleri vardır. Allah (C.C) bazı yaratıkları ömürleri bitimin de ebedileştirilen (ölümsüzleştirirken) bazılarını eski ilim makamına gönderir ve yaratılmayı beklerler.

Kavram Yanılgısı; Bir kavramın tanımın sınırları ve özgünlüklerinin ait olduğu ya da örtüştüğü karşılığındaki şeyle ve/veya şeylerle insan bilinciyle liyakatli örtüşmemesi ve/veya gerçekleşmemesi kavram yanılgısını ifade eder. Öğretim, öğrenim ve eğitimde; bir kavramın ve/veya bilginin zihindeki karşılığı; fert ve/veya toplumun hayat döngüsünde (dinamik hayatında) hayata güncellenerek doğru uygulanabilir konumda değilse kavram, düşünce yanılgısı ve eksikliğine neden olabilir. Düşünce ve Kavram, atasözü, vecize ve cümle yanılgısı olmayan yegâne kitap Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Kitabıdır. Buna dayanarak (Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Kitabı) bu yargıya varılmıştır.

Kâinat:
Beş duyumuz ve teknolojik araçlarla idrak edebildiğimiz tüm yaratıkları içeren en büyük evrendir.
Nesnel Canlı Yaratık:
Yaşamak ve üremek için enerji tüketimine gereksinim duyan ve kendisine benzer fertler meydana getiren yaratık grubuna denir. Kısaca özgün üreyebilen, etrafını etkileyen, etkilenen ve bilgi ile ulaşılan yaratıktır.
Aktif kalıtım maddesi taşıyan ve doğal koşullarda kendisine benzer fertler verebilen nesnel yaratıklara denir. 
Canlılar Bilimi:
Tüm canlıları inceleyen bilimdir.
Cansız Yaratık:
Yaşamak için enerji tüketimine gereksinim duymayan, kendisine benzer fertler meydana getirmeyen objektif yaratık grubuna denir.
Cansızlar Bilimi:
Tüm cansızları inceleyen bilimdir.

Geçiş Özelliği Gösteren Yarı Canlı Yaratık:
Örneğin spor, tohum, vb. özel hallerde oluşan veya  ontogeni hayat döngüsünün aşamalarına denir. Canlının hayat döngüsünün aşamaları veya halleridir.

Araform Bilimi:
Canlı ve cansız olduğuna henüz karar verilmeyen ya da canlı-cansızlar arasında geçiş gösteren yaratıkların disipline/kategorize edildiği ve incelendiği bilimdir. Ör. tohum, spor, virüs... Vb

Bilinmeyen:
Henüz yaratıkların idrakine ve bilincine ulaşmadığı veya idrakinden silinip kaybolmuş/unutulmuş bilgi veya enerji halidir.

Bilinmeyenler Bilimi:
Canlı, Cansız ve Araform  Biliminin  kategorisine girmeyen yaratıkların bilimidir.

Kayıp Yaratık: Önceden bilinen sonradan arandığında bulunamayan-ulaşılamayan yaratığın konumudur. Bilinen bir yaratığın, diğerinin/lerinin malumatından kaybolması veya kendisini kayıp etmesi/ettirmesidir.

Yok Olmak: Hal değiştirirken veya öldükten sonra; hal değiştirmeden  önceki  hayatıyla bağlantısı kurulamıyorsa; önceki kişilik yok olmuş demektir. Örn: bitkisel hayat.


Sabite(Değişmez/Değişmezlik);
değişim potansiyeli sıfıra yakın seyir eden:matematiksel, toplumsal, ferdi özellik-eylem-davranış… Vb karşılık gelen kavramdır. Ör,ışığın uzaydaki hızı, Protonun kütlesi, Kütle çekimi sabiti, Bohr magnetonu, Boltzman sabiti, Plank sabiti, küresel ısınmaya tepkisiz insanların bedensel-zihinsel eylemin değişmez cahillikleri toplumsal sabitelerdir.

Gerçekler/Hakikatler Nedir?
Kavram Yanılgısına Düşmemek İçin Gerçek ve Hakikatin Özgünlüklerini Bilmek Gerekir; Hakikat; Dünyevi, Uhrevi, İlahi ve İlimsel Olan Ezeli ve Ebedi Gerçeklerin Toplamıdır. Gerçek daha çok, Kişisel, dünyevi ve bilimsel değişmezler ve az değişenlerin toplamını ifade eder. Gerçekleri sadece madde kökenli kabul eden kişilikler (edenler) materyalistlerdir. Gerçekleri sadece ruh kökenli kabul eden kişilikler (edenler) ruhbanlardır. Gerçekleri sadece doğa tabanlı kökenli kabul eden kişilikler (edenler) bilim insanlarıdır. Gerçekleri sadece ateş kökenli kabul eden kişilikler (edenler) Zerdüştlerdir. Gerçekleri sadece güneş kökenli kabul eden kişilikler (edenler) Yezidilerdir. Gerçekleri sadece hiçbir şey kökenli kabul eden kişilikler (edenler) ateistlerdir… Vb çoğu doğa kökenli id, idol ve/veya putlardır. O zaman; öğretim, öğrenim ve eğitimle gerçek düşünce sistemimizi hangi gerçeklere yapılandıracağız ya da oluşturacağız. Ebedi, Geçici, Dünyevi, Milli, Milliyetçi, Radikal, Doğal, Vahşi, Hayvani, Bilimsel, ... Vb Düşünsel/Düşünce Sistemleri Kitlelere ve İnsanlığa Kazandırış ve Yükleyişle İlgili Eğitimi Doğru Değerlendiriş Çok Önemlidir. Ola ki şu sorular sorulabilir; tüm yaratıklar, yaşadığımız kâinatlar ve her şey; Kim? ve/veya Nere Kökenlidir? Sorularının yanıtı gerçeklerin adresine bizi yaklaştırır. İslam'iyet'te ve Allah (C.C) gönderdiği tüm kitaplarda; her şey Allah (C.C) nurundan yaratılmış ve sonra her şey ona (Allah (C.C)'HUNA) döndürülecektir ve yönelecektir. Yani tüm yaratıkların gerçekleri göreceli (izafi) ve geçici gerçeklerdir. Ancak Allah (C.C) istedikleri ebedi gerçek olacaklardır ve hayat bulacaklardır. Gerçekler; dünyevi en az değişen veya değişmeyen; yaratık, olay, süreç, zaman, olgu ve kurallar bütünüdür. Bu nesnel kâinatta sınırlı gerçekler veya geçicilik vardır.Değişim miktarı ihmal edilebilecek kadar minimum düzeyde olan veya hiç değişmeyen yaratık, olay, süreç, zaman, olgu ve kurallar bütünüdür. Kısaca; en az değişen veya hiç değişmeyen kavramlara gerçek denir ve dünyevi her şey geçici gerçek ya da güdük gerçeklerdir.. Gerçek yalanın tersidir. Karşılığı yalan/yanlış/eksik olmayan çok şey; ya güdük veya kalıcı-ebedi gerçektir. Hayatta, izafi, değişmez, az değişen ve güdük gerçekler vardır. Örneğin, ölüm, karanlık enerji; kâinatın % 68 nü oluşturur ve Karanlık madde; Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. (Rad/2) kâinatın % 27 sini oluşturur ve bizim görsel algıladığımız nesnel evren ise kâinatın sadece % 5 ini oluşturur ve sonuç itibariyle değişmez geçici gerçektir. Olaki çoğu doğa kanunları az değişen geçici gerçeklerdir. Geçici (Bilimsel-Sonsuz) ve Ebedi gerçeklerin (Hakikatlerin) metriksileri arasında (Berzahında) bulunuş insan için bir sihir gibidir. İnsan birisindeyken onu gerçek diğerini gerçekdışı sihir sanır.
-Belki de doğadaki her kanun sonlu ve geçici bir gerçektir, ama her gerçek bir kanun değildir.
-Bilim geçici, ilim ise ebedi gerçeğe örnektir.

-Belki de en az değişen veya hiç değişmeyen şeylere sonlu-geçici gerçek denir.
-Karşılığı yalan olmayan geçici şeyler sonlu gerçektir. Örneğin, güneş dün doğdu ve battı sonlu-sihirli-geçici. Ölüm sonlu gerçek. Bu gerçek bugün tarih oldu.
-Doğum ve ölüm sonlu-geçici gerçeğe örnektir.
-Gerçek ve Hakikat Kavramları; ebediyet, doğruluk, kalıcılık ve kesinlik kavramlarıyla örtüşür.
-Bilimsel olaraktan kâinattaki tüm yaratıklar ve enerji halleri ebedi gerçek halden ve boyuttan, geçici hallere ve boyutlara (geçici gerçeklere) indirilmiş tüm yaratıklar ve enerji halleri ilk orijinine dönecektir.
-Her şey, kâinat öncesi ebedi mutlak gerçeklerden günümüze inkişaf ettiği geçici gerçeklerdir.
-Maddenin de kâinat öncesi mutlak gerçeklerden kökenlendiği bir gerçektir.
-O zaman insan düşünce, yönetim ve eğitim sistemleri madde ötesi kökenli gerçekler üzerinden günümüze doğru gerçekçi inşa ederek geleceğe yönelmesi son derece önemidir.
-Zaten var olan nesnel kâinat üzerine bilincimizi inşa etmemiz geçici ve ölümlü bilim üzerine inşa edilen düşünce sistemi doğa ötesi anti madde ve orijinimizdeki gerçeklere doğru empati/eşduyum duymamıza önemli bir engel ve insani düşüncenin fıtratına terstir.

-Tam tersi orijinden günümüze düşünce sistemimizi inşa etmek daha gerçekçi ve geleceğe yönelmesi verimlidir. Önermelerinin bu asır ki eğitim, yönetim ve insan düşünce sistemlerini inşa edilişinin bilimsel yetersizlikleri açısından eleştiriniz.
-Doğa ve bilim; doğa öncesi ilim ve hakikatlerin geçici meyvesi olup, geldiği yere döneceğinden emin olun.
-O zaman eğitim ve düşünce sistemimizi nesnellikten daha somut ve gerçek olan doğa öncesi gerçeklere dayalı ve temelli inşa etmeliyiz.
-Ebediyetten, gerçekten, haktan (Allah (C.C)'HUNDAN) geçici kâinattaki hayata geldik çok şey tekrar Allah (C.C) dönecektir.


Yalan:
Yalan ;Karşılığı doğru ve ebedi gerçek olmayan kasti veya bilinçsiz Uydurmalardır. Karşılığı  doğru ve haklı olmayan yanıltıcı gerçektir. Yalan kısmen gerçeğin tersidir. Var olmayandır (yoktur).Örnek;Güneşteki füzyon misali aşkımın yanında kâinat kıvılcım bile değildir. Demirkuş 2003.
"Aşkımın yanında kâinat kıvılcım bile değildir. 
-Kara delikler kabrim, ak deliklerde meyve vereceğim.
-Bir kanadım geçmiş, bir kanadım gelecek.
-Kalbime gömülü, sonlu sonsuzlar!!!
-Büyük kıyametten ebediyete uçuyorum". Demirkuş 2010.

Sürreya HAZIR'A Atıf Ettiğim Şiirimdir.
Hayvanlarda yalan var mıdır? Toplumda yalan olmasaydı ne olurdu? Yalanın mubah olduğu tatbik/uygulayış alanları var mı? Sorular yalanın toplumsal döngülerdeki gerekliliğini vurgulamak için önem taşır.

Yanlış:
Karşılığı doğruya ve gerçeğe aykırı kasti olmayan uydurmalardır.

İftira:
Liyakatsiz yakıştırmadır. En büyük iftira Allah (C.C) şirktir.

Hiçlik Nedir;Allah (C.C) vahdaniyeti yanında geçici yaratık hayatı yok ve hiçlik olarak kabul edilebilir. Tüm yaratıkların enerji potansiyeli Allah (C.C)'HUN Nurunda vardı/vardır. Zerre enerji olarak geçici hayatla yaratıklar şereflendirildi. Sonra ebedi hayat müjdesi bağışlandı.

Anlamsızlık, Yokluk, Kayıp ve Hiçlik Kavramları Nedir? Hemen her şeyin mutlak en az bir anlamı vardır. Allah (C.C)’HU Her şeye kadirdir. Varlıklar âleminde Allah (C.C)’N İlminde her şey vardır. Bazı varlıklar yaratık olarak hayat bulmuştur. Allah (C.C)’HU anlamsız bir şey yarattığından bahsetmemiştir. Cüzi bir ilme sahipsiniz (insan için ) diye ayet vardır. Eğer bir insan bir şeye anlamsızdır, yoktur, kayıptır ve hiçtir diyorsa; ola ki aslında o insan anlam veremediği, yok saydığı, kayıp saydığı ve hiç dediği şeye karşı kendisi anlamsız, yokluk, kayıp ve hiçlik pozisyonunda ya da durumdadır.

Yokluk
:Hiç bir şeyin olmadığı anlamına gelen yokluk kavramının karşılığı koca bir yalandır. Yaklaşık; Yokluk=Yalan !! Yokluk  kavramı hiçbir enerji halinin olmadığı boyut/larla örtüşen bir kavram olarak ifade edilmesiyle kavram yanılgısını yaratmaktadır. Bu kavram, kayıp ve bilinmeyen kavramları ile karıştırılmaktadır.
Belki de;"Enerji Yoktan Var Vardan Yok Edilemez" prensibinin tanımı eksik veya mantıksızdır. Çünkü enerjisiz bir boyut düşünmek mantıksızlık ve saçmalıktır. Doğadaki tüm döngüler bu mantıksızlığın kanıtı olabilir!! ”Enerji Kayıptan Var, Vardan  Kayıp Edilebilir” demek belki daha doğrudur veya mantıklıdır. Bu açıdan, bilim ve insan henüz gençtir. Bilim ile bedensel sekiz (beş nesnel duyu + sezgi, his, düşünsel... Vb zihinsel duyular) duyuya ilave olarak, sanal dünyamız ve duyularımızla idrak edişimiz; eğitim, öğretim ve teknoloji ile pozitif bir şekilde evrimleştirilmedikçe; evrim teorisi ve prensiplerinin bazı bölümlerini gerçeklerle ilişklendirmenin ispatı şu an için olanaksız gözükmektedir. Bunun ispatı için bazı zihinsel ve nesnel-bedensel enerji hallerini açıklamak asırlar alabilir. Hz. Muhammed AS. Miraca çıkmasıyla, Âdem A.S.'ın Yeryüzüne inmesini ışınlamayla ilişkilendirmeyi ispat etmeye veya çürütmeye henüz bilimsel veri ve teknoloji eksik ve yetersiz. Bu durum şu an zor, köre ışığı tarif etmek misali. Belki de ışınlamanın gerçekleştiği çağda veya maddeden anti maddeye doğru insanda var olan tüm  enerji hallerinin döngüleri deşifre edildiği zaman bunu daha iyi anlamamız sağlanmış olacaktır.

Değişim;
Enerji halinin ve/veya yaratığın çevreye uyum için; bulunduğu konum, hal ve hayat döngüleri denkleminden farklı konum, hal veya hayat döngüleri denklemine geçme eylemi, süreci veya olgusudur. Yaratıkların çevresel, içsel, genetiksel, sistemsel, toplumsal… Vb değişimlere; genetik, davranışsal, yapısal… Vb tepki geliştirişidir. Kısaca değişim; önceki haline benzemeyiş olay, süreç ve olgusudur denebilir. Genel olarak değişim bir süreç evrimleşme ise bir olgudur. Genel anlamda değişim süreci bazı sonuçları evrimleştirip evrim olgusunu gerçekleştirir. Değişmeyen tek şey değişimdir lafı koca bir yalandır. Değişim yaratıklarla yaratıldı ve onlarla da sonlanacak. Değişemeyen yegâne zat Allah (C.C)DUR. Enerji halinin ve/veya yaratığın çevreye uyum için; bulunduğu konum, hal ve hayat döngüleri denkleminden farklı konum, hal veya hayat döngüleri denklemine geçme eylemi, süreci veya olgusudur. Değişim değişmezlerin ve kısmi değişmezlerin kefeninde veya örgüsünde hayat bulur.
Her değişim değişmezlerin ve kısmi değişmezlerin kefeninde veya örgüsünde  hayat bulur. Değişim kavramı evrim kavramından daha büyük bir anlam ifade eder. Evrimleşme yaratıksal değişimlerin gerçek ve ilişkisel hayat hikayesidir. Demirkuş 2009
Ola ki çoğu doğal değişimler değişmezlere çekiniktir. Demirkuş 2009 Değişmeyen yegâne Zat ve Kişi Allah (C.C)DUR. Allah (C.C) Bakidir. Ola ki hiçbir şeye gereksinim duymadığı ve her şeye kadir olduğu için değişime gereksinimi yoktur. O zatını bildirdiği gibidir! Allah (C.C) Dışındaki her şey yaşamak için değişime muhtaçtır. Sanki Değişime gereksinim duyarlar. Sanki Evrim ve evrimleşme yaratıklara ait tüm değişimlerin gerçek hayat hikayelerin kavramsal ifadesi gibidir. O halde evrimden önce değişimi kabullenmek mantıksal bir farzdır. En uzun ömürlü olan enerji ve Kâinatlar ya da âlemler değişmeden ayakta durmazlar.
I-Doğal Değişimler:Doğal koşullarda meydana gelen değişimlerdir. Ör, evrimsel değişimler, türlerin doğal oluşumu.
II-Yapay Değişimler:İnsandan kaynaklanan değişimler. Ör, çevre kirliliğinden kaynaklanan değişimler ya da teknolojik değişimler yapay değişime örnektir.
III-Ferdi ve Toplumsal Değişimler:Tercihlerimizden kaynaklanan ferdi ve toplumsal değişimler.
A-Liyakatli Değişimler:Toplumsal ve/veya tüm döngülerde;yaşatıcı, tamamlayıcı pozitif bütünleşik veya analitik özgünleşen değişimleridir.
Ör,Liyakatli devrimler. Ör,Doğru, insancıl veya akıllı eğitimle peygamber ahlaklı insanları ortaya çıkarmak ya da yaratmak için yapılan değişimlerdir.
B-Doğal (Vahşi) ve Liyakatsiz Değişimler:Toplumsal veya tüm döngülerde, anatgonistik yani yok edici, zararlı bölücü ve parçalayıcı veya zararlı bütünleştirici değişimlerdir. Ör, Liyakatsiz Vahşi Leninist ve Marksist (Sovyet) devrimler ve ihtilaller. Ör,Yanlış, başıboş, doğal ya da doğal eğitimin kuduz-vahşi-doğal ahlaklı insanları.
C-Rahmani, Şeytani, İnsani (Hercai- hüsran-i), Cahili (Hayvani) …Vb Değişimler; Tercihleri fert, toplum, kavim devlet ve insanlığın kalitesini ve geleceğini belirler. Allah (C.C) liyakatli değişmek istemeyeni, değiştirmezmiş (Rad, 13/11). Belki de değişmezlerin/değişmek istemeyenlerin her şeyi; ya doğaya ya da liyakatli değişimi tercih edenlere malzemedir.
IV-Nötr Değişimler:Değişim potansiyeli mevcut ancak, sistemin ve organizmanın minimum değişimini ifade eden değişimlerdir. Ör, Timsahların evrimleşme ve değişim hızı.
V-Diğer Değişimler:Kategorilere girmeyen değişimler.

Devrim;İlahi takdirin akli ve/veya doğal değişimin yani evrimin ürünü vahşi/doğal toplumsal sonuçlardır. Genellikle doğadan (evrimden) kaynaklanan; reKâbetin, nefsin gücüne ve/veya akla dayalı uzun süre kabul gördürülen/gören toplumsal eylemler ve kurallar bütünüdür.Ör,Veto imparatorluğu toplumsal hile, oyun ve doğal gücün (nefsin) ürünüdür. Peygamber ahlakıyla örtüşen devrim ve akli devrimlerin hepsi;nefsi müdafaa savaş/larına ve/veya mücadelesine/lerine dayalı akıl ürünü devrimler kategorisine girer. Semavi dinler: Allah C.C. tarafından vahiy edilen aklın tatbik/uygulayış ürünü gibidirler.

Sistem zekâsı-Yeteneği-Sistem zekâ-Yeteneği Birimi; Plazma boncuğu özgün sistemi, sinir sistemi, kas sistemi, atom altı parçacıklar sistemi/leri, gen sistemleri, gen kümeleri, kuark sistemi, elektron, pozitron, atom, evren, robot zekâsı... Vb sistem zekâ-yetenekleri gibi. Bir sistemin çevreye uyum için gerekli minimum zekâ konumu o sistemin sistem zekâ ve yeteneği birimini ifade eder.

Gen-Sistem zekâsı-Yeteneği (Geçişken zekâ-Yetenek);Canlı ve cansız ortamlara uyum sağlayan ve her iki ortamdaki özellikleri taklit edebilen geçiş özelliği gösteren canlı ve yarı canlı yaratıklarda görülen zekâ çeşididir. Örn.ekosistem, virüs, spor,ahtapotlar, mürekkep, balıkları, tohum… Vb zakası

Biyolojik zekâ/Canlı zekâsı;Muhakeme, Bedensel, Doğa, Müzik, Sanatsal ve Muhakeme, Bedensel, Doğa, Müzik, Sanatsal ve Duyuşsal zekâlar (kokusal, dokunsal, görsel, işitsel… Vb) kişilerde farklılık gösterir . Örneğin kokusal zekâsı yüksek olan bir kişi güzel koku molekülleri ile bayram günlerini ya özel bir koku özel bir anı ilişkisel hatırlayabilir. Bir şey ötekinin hatırlayışını tetikleyebilir. Canlıların filogeni, ontogeni ve diğer gelişim süreçlerinde;organizmanın, gen sistemlerine çevre ile dinamik etkileşimli kayıt ürünü doğal sanal araçtır.

Gen zekâsı-Yeteneği ve Gen zekâ-Yetenek Birimi(Demirkuş 2009):Aslında canlı yaratıklar yaşadıkları sürece değişen çevre koşullarına: en hızlı, en doğru ve en mükemmel; uyum sağlama, algılama, kavrama ve mantık sistemleri geliştirme, verimli değişimle sonuçlandırma ve hedefe ulaşmak, değişime uyum için gerekli-istenen yetenek ve özellikleri genlerine kayıt edilir.Buna kısaca değişen koşullara; gen-değişim ve uyumu kaydı denebilir. Bu kaydedilen özelliklerin bazıları zaman içerisinde ve evrimsel süreçlerde uygun koşullarda fenotipe(dış görünüme) yansıyacak şekilde, bedende yeşerir ve canlının hayatına güncellenir. Gen seviyesindeki kayıtların özgün gen ve ilişkili-etkileşimli gen kümesinden… Vb prokaryot, tek hücreli...organ, beyin, sistemler, beden, populasyon, birliğe kadarki değişimlerin kalıcı sanal araçlarına gen zekâsı-yeteneği diye biliriz. Gen-zekâ özellikleri doğadaki yapılarla-yasalarla, biyolojik yapılarla-yasalarla ve çoklu zekâ kuramıyla örtüşmektedir. Kısaca;canlı ve yarı canlı yaratıklardaki tüm zekâlarının tabanı gen zekâsı-yeteneği birimine/lerine dayanır ve çoklu zekâ tipleri de onların etkileşimli tümevarım sonuçları gibi gözükmektedir. Gen zekâsı-yeteneği birimi, sistem zekâsı-yeteneği birimi ile ilişkilidir, ondan etkilenerek;gen değişim ve uyumu kayıtlarını yapar.

Sonuç
1-Nöral (Sinirsel Hücre) Dallanış kodlanışı özellikle okul öncesi beyinsel gelişim esnasında beyinin fiziksel dallanış mimarisinin anlamlanışıyla ilgilidir. İleri yaşlarda beyinsel ikinci plana geçer. Nöral çimleniş.
2-Orta yaşlarda öğreniş proteinleri sentezi daha yoğundur. Öğreniş proteinleri.
3-Hemen her yaşta protein ve farklı öğreniş molekülleri öğrenişle yakın ilişkili olması beklenir. Öğreniş molekülleri. Örneğin körler de görsel protein öğreniş proteinleri ve öğreniş molekülleri az ya da yokken diğer duyuşsal öğreniş protein ve moleküllerin oranları normal insanınkinden daha yüksek oluşu beklenir.
4-Gensel Değişim. Çevrenin sürekli etkilerinin bombardımanına karşı genlerimiz sürekli tedbir ve önlem amaçlı çözüm için yeni molekül sentezlenişi talimatını verir. Bazı değişim/evrimleşme koşullarında bu etki o kadar yoğun olur ki bu sefer gen molekül üretim talimatından vazgeçip kendini değiştiriş yoluna gider ki bu aşamanın evrime çok büyük katkısı vardır. Genlerimizde yapılan bu yeni değişiklik ve net ya da kısmi kayıtların birikimi üreyiş sistemimizin somatik ve üreme hücrelerine kadar etkili olabilir. Bu durumda evrimsel gelişimi tetikleyen nedenlerdendir. Örneğin bir ahtapotun çevreye kendini benzetiş (kamuflaj edişi) yeteneği ya da zor koşullarda güçlü hayvanları taklit edişi bu yolla gelişim olasılığı yüksek gözükmektedir. Ör. Bazı Ahtapotlar Kral yılanını ya da aslan balığının bedenini taklit edişi örnek verilebilir.

Beyin;öncelikle nesnel bedenlerimizde özelleşen organlara ait gen zekâ-yetenek kümelerini ve gen görevlerini ilişkilendiren veya gen görevi ve zekâları-yetenekleri ilişkilendiren yönetim merkezidir. Beyin nesnel ve zihinsel havuzumuzun sürekli uyanık, çalışan diri işlevsel ve zihindeki bilgilerini kodlarını içeren kavşak ayağı veya beynimiz zihinsel bedenimizin/zihinsel havuzun/zihinsel hafızanın nesnel çekirdeği gibidir. Ola ki duyularımızla, rüyalarımızla, düşünsel sentezimizle... Vb edindiğimiz bilgilerden beynimize kodlanmamış ya da bellenmemiş olanları ancak kullanabiliyoruz. Farkındalığını kaybettiğimiz bilgiler (beynimize kodlanmadan zihnimize giren ya da kayıt olan bilgiler) belleğimizi pas geçerek zihnimize kayıt olunan bilgilerden ancak rüYa da ya da içi güdüsel yararlanabiliyoruz sanki. Gerçekte beynimize kodlanan ya da kayıt olan bilgileri zihinsel havuzdan çağırabiliyor ya da bazılarının zihinsel kayıt boyutuna ışık hızından daha hızlı ulaşarak hatırlayabiliyoruz. 0,1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10,11, 13, 14, 15,16, 17, 18, 19
-Beyin ve genlerimiz hücresel çimlenme (fiziksel çimlenme), üretilen proteinlerden kimsal kodlarımız, kavramsal kodlarımız ve hatırlama belleğimiz(anlamsal kodlama) olan beynimiz adeta zihinsel havuzumuzun hemen öğrenilen bilgilerin (bilincinde olunan) tüm dinamik kodlanmış bilgi birimlerini taşıyan nesnel zihin çekirdeği gibi davranır. 1, 2, 3
-Kısaca biz zaten zihin havuzumuzun içinde olduğumuz için öğrenme esnasında sekiz (5+sezgisel, hissel, düşünsel duyularımız) duyumuzla alınan (zihne sindirilen/yenilen) bilgiler, düşünsel üretilen bilgiler… Vb bize ulaşan bilgiler sadece ilgili genlerimize kayıt, beyin hücrelerinin fiziksel dallanmalarıyla, özgün biyolojik öğrenim molekülü üretimi ile hatırlama belleğimize kodlanış yapılmaktadır.
-Deneyim ve uygulamalarımız göstermiştir ki etkili öğrenmede sekiz duyumuz ve yaşayarak öğretimin kalıcı olmasının nedeni sekiz duyuya ve fazlasına dayalı beyinde kodlamanın gerçekleşmenin mutlak karşılığı vardır. Zamanla bunlar ortaya konup çözüldükçe öğrenme ile ilgili bilgilerimiz bereketlenecektir.
-Zihinsel havuzumuz, isteğimiz dışında da sürekli içerdiği ortamı dinamik ve zinde ortamdaki her şeyi olduğu gibi diri olarak soğurup çok yönlü klonlayarak-kodlayarak tazelikle farklı enerji hallerinde kayıt eder. Muhtemelen bu kayıt büyük kıyamete kadar silinmez. Ola ki hiç silinmeyecektir!
-Genellikle sadece duyularımızla bilinçli algıladığımız (farkındalığında olduğumuz) ya da kayda değer olan bilgileri zihnimizle dinamik endeksli çalışan beynimize yani uzun süreli belleğimize; nesnel/fiziksel, organik, kavramsal ve algısal olarak kodlarız. Bu durum ayna nöronlar (Mirror neurons) ve dolanık elektronların (10.Teleportation) öğrenimle ilişkisi açısından önemlidir. Öğrenim esnasında nöral hücrelerdeki dallanış, biyolojik öğrenim molekülleri, biyolojik hatırlayışı tetikleyici sistem ve moleküller de;ayna nöronlar ve dolanık elektron durumuna geçişler durumunda bekleyen beyin; bilgiye gereksinim duyulduğu anda düşünsel hızla (ışıktan daha hızlı) geçmişteki öğrenme boyutlarına ulaşarak taklit ve/veya o boyuta bilinci hatırlatış konumunda taşıyarak hatırlatışı gerçekleştiriyor olabilir.
-Bir kısım bilgiyi de hayal ederek, trans halinde, düşünerek, uykuda ve rüyalarla zihin havuzumuzdan beynimize kodlayarak (nesnel/fiziksel kod, organik kod, kavramsal ve algısal kod… Vb) öğrenir ve bilgi havuzu kodumuzu zenginleştiririz.
-Zihnimizdeki Sembolik, kavramsal kodlamalarımız olmazsa ne olur? İpucu;Kavramlar. zihnimizdeki bilgi birimleri ve bilgi kümelerinin kodsal ifadelerin dilsel iletişim araçlarıdırlar.
-Zihnimizdeki kavramların, isimlerin ve kavramisimlerin silindiğini düşünün.
-Yontma Taş devri insanı, dilsiz bir insan veya hayvanların seviyesinde bildiklerini ifade etmedeki doğallığını ya da vücut organlarını, vücut dilini, yüz ifadelerini kullanma desteğine gereksinim duyarız.
-Yazılı ve sözlü her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünceyi ifade eden her şeye eleştirel gözle bakılmalı ve en mantıklı-liyakatli alternatifi geliştirilmelidir. Ör. Sev-mek yerine daha mantıklı olan sevek!, dur-mak yerine durak!, o-luş-tur-mak yerine oluşturak din-len-mek yerine denlenek! Pekiştireç; nesnel yaratıklar için yeni isimler üretmek üzere adını işaretle arkadaşına tarif et oyununu hatırlayarak en doğru ve kestirmeyi tarif edilen isim arayışını deneyin ya da mantığı kavramaya çalışın.
-Çok özel haller hariç, her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünce üretirken veya düzenlerken;düşünsel ve eleştirel tercihte, doğal dillerin doğal kurallarına ve hece vezninin akıcı ses-kafiye uyumunun keyfine, zevkine ve cüşuna, akli,mantıki ve ahlaki anlamlar feda veya yem edilmemelidir.
-Kavramların listesini kavram kümesi araçları şeklinde hazırlamak son derece önemlidir.
-Öyle bir yazılı-sözlü alfabe ve lisan ilişkisi hazırlayalım ki her harfi ve harfleri bir araya geldiğinde, matematikteki rakamlar gibi mutlaka bir veya birkaç mantıklı anlam taşıyacak şekilde dizayn edilmelidir. İnsanların yaşadığı çevrede ya da çevre havuzunda algıladığı her şey duyulardan süzülerek ya da düşünsel olarak üretilerek zihinsel havuza bu bilgi birimleri kayıt edilirken (zihinsel bedene bu bilgiler kayıt edilirken) oluşan havuz yani çevresel havuzla ve zihinsel bilgi birimleri havuzları çok benzerdir. Bu nedenle doğal olarak insanların bilinçaltlarının bir birine çok benzediği için; bu benzer bilgi deposunun zihinsel ve düşünsel dokuları evrensel alfabe ve dil olarak dışa doğru deşifre edilirse insanlığın ortak payda iletişimi algıda değişmezliğe yaklaşmış olacaktır. Var olan sistemdeki hemen hemen tüm (Kuran Dili ve Okunuş Stili/Tecvidi Hariç) kültür, alfabe ve lisanların hepsi yarı doğal oluşu ve algıda değişmezlik ilkesine/lerinede aykırı ya da uzak olması iletişim için çok büyük engeldir. Bu mantıktan hareketle çevremizden ya da çevre ve iç havuzumuzdan ürettiğimiz bilgi birimleri anadil ya da kültür dili, kavramlarıyla kodlanış katmanın farklılığı dilde iletişime engel olmaktadır. Zihinsel havuzda bilgi birimlerinin iletişim amaçlı kültürel dile ait kavramsal olarak kodlandığı iletişim dokusu kavimler arasında çeşitlilik gösterdiği için kavimler arası iletişime engeldir. Bu durum kısmen matematik iletişim sembolleriyle aşılmıştır.

Hatırlamak, Unutmak Ya da Eksik Hatırlamanın Nedenleri ve Geleceği;

-Hatırlama daha çok yapılan; beyinsel, zihinsel ve/veya düşünsel kodlamanın/ların, gereksinim duyulması veya içsel ve çevresel kombinezonlu uyaranların ürünüdür.
-Hatırlanma tüm kodlanış türlerinin ortak paydası veya bir tanesiyle bizde hayat bulur.
-Bilgi birimlerinin yeniden ilişkisel hayat buluşu;ses, görüntü, eylem, kavram, isim, siluet, dokunsal, his, hayal… Vb şekilde hatırlanır.
-Yani kodlanışın açılan uçları; iç ve dış çevre ile kontağa geçmesi ile ışık hızından hızlı olan düşünsel hızla bir yoklama ve iletişimle sonuca ulaşır.
-Doğru ve bilinçli hatırlamaya engel olan;beyin yaşlanması, bulanık benzerlik çakışması, hatırlamayı negatif etkileyen çevresel ve içsel etmenler, hastalık… Vb
-Zaten insanlar ilerde bu hatırlama problemlerini nano ve kuantum robo bellek ve kayıt edicilerin sürekli kaydı ile telafi edecektir.
-Ancak buda zihinsel tembelliğe neden olacaktır.
-Ola ki;rüyalarımızın çoğu beynimize kodlanmayan ve zihinsel havuzumuzdaki/deposundaki bilinç dışı devasa bilgi yığını kuşatmasında gerçekleştiği için güncel yaşantımızla rüyalarımız arasında ilişki kurmakta sıkıntı çekilmektedir. Peygamberler ve gelişmiş insanların trans, rüya ve gerçek hayat döngülerindeki tüm yaratık, olay, olgu, süreç… Vb her şeyin ilişkisinde pek bir kopukluk olmaması beklenir.En azında peygamber efendimizin özellikle ayetlerle ilgili ve bazı büyük Ashabı kiramın hemen tüm rüyaları günlük yaşantılarından daha net, berrak ve bilinçli yaşadıkları kuvvetle olasıdır. Çünkü Allah (C.C) tarafından tamamen nefsi kontrol altına alınan ve eğitilen bu zatların duyuşsal ve zihinsel üretilen bilgilerinin tümü kontrollü içeri alınıp beyinsel ve kalpsal kayıt alışık tepki haline gelmiştir. Ben uyurum kalbim uyumaz (Hadis var).
-Ola ki;Hayvani insanların ve hayvanların beynin % 1?-10 dan az verimli çalıştığı için beyine kodlanan bilgi %1 den az olsa gerek bu tip yaratıkların zihnindeki bilinçsiz bilgi oranı %99 dan fazla olduğu için rüyaların hayatla ilişkisi %99 kopuktur. Peygamberlerde, Rahmani Alimlerde ve gelişmiş insanda durum tam tersinedir.

Kâinattaki Yaratıkların Değişimini/Evrimini Zorunlu Kılan Nedenler;

Bilimde, Kuran-ı Kerim CC'HUN Algılanır Hale Gelen Nur CC'HUN Parıltıları
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9,10,11


1032-39°C ile genişlemeye başlayan Kâinat -273 °C' ye doğru soğumaktadır.
Gittikçe genişleyen/şişen ve belli bir ağırlığı olan uzayın içinde Kâinatta genişlemektedir. (Göğü hala genişletmekteyiz diye ayet vardır.)
-Bilimde de göğü genişleten karanlık enerjidir ve bu enerji tüm Kâinatın % 68'ünü kaplamaktadır.
-Kâinatın iskeletinin tutkalıda karanlık maddedir. Tüm Kâinatın %23'ünü işgal eder.
-Bizim ilgilendiğimiz Kâinat %4 'tür.
-273 °C 'ye doğru gittikçe soğuyan bir Kâinat söz konusudur.
Gittikçe hızlanan bir Kâinat söz konusudur.
Ola ki gittikçe; genişleyen , hızlanan, soğuyan, ışığı azalan, karanlığa boğulan, çekim alanları değişen ve yarılarak, çatlayarak kıyametini yaşayacak bir Kâinat söz konusudur.
Doğada, hala doğa ötesine doğru evrimsel süreçleri yönlendiren 6 Temel Olgu ve Süreç (Evrimi Yönlendiren Temel Olgular ve Süreçler) ;
1-Gittikçe hızlanan,
2-Gittikçe genişleyen,
3-Gittikçe soğuyan,
4-Gittikçe karanlığa gömülen
5-Gittikçe çekim güçleri alanları değişime uğrayarak (değişerek),
6-Gittikçe yoğunluğu azalarak değişen ve evrimleşen bir kâinat sözkonusudur.

Kuran-ı Kerim CC'HUNA Göre Arşın Yüksekliği ve Melek Uçuş Hızı;

1-Dünyamız güneş etrafındaki yörüngesinde ilerlerken 1 saniyede 30 km lik yol kat etmektedir
2-Dünyamızın Güneş etrafındaki yörüngesini 365 gün 5 saat 48 dakikada ve 46 Saniye de tamamlanmaktadır. O halde 1 yıl=3153600+18000+2926=31556926 Saniyedir.
3-Dünyanın Güneş etrafındaki yörüngesinin uzunluğu (365 5 saat 48 dakikada ve 46 Saniye =3153600+18000+2926=31556926 1 yılın Saniye değeri X30 km/ Dünya yörüngesinde ilerlerken 1 saniyede 30 km’lik yol kat etmektedir = 946707780 KM Dünyanın güneş etrafındaki yörüngesinin uzunluğudur.
4-Ayetteki 50.000 yılda alınan yolun uzunluğu;50 000x946707780=47335389000000 KM arşın yüksekliğidir.
5-Işığın bir yılda aldığı yol; 299792,458 km (ışığın saniyede aldığı yol) x 31556926=9460528412464,108 km ye eşittir.
6-Arşın Dünyadan Yüksekliği; 47335389000000/9460528412464,108=5,003461427972281 yani yaklaşık 5 Işık yılıdır. Yani Melekler 1 arş gününde yaklaşık 5 Işık yılı yol alabilmektedirler. DEMİRKUŞ 2013
7-En güncel ve hassas hesaplamalara göre Evren'imizin yaşı 13.798 milyar yıldır ve bunun üzerinde 37 milyon yılı hata payı vardır. Yani %95'ten yüksek bir ihtimalle Evren'in yaşı en az 13.761, en fazla 13.835 milyar yıldır. Ancak Gözlenebilir Evren'in yarıçapı 46.5 milyar ışık yılı, çapı ise 93 milyar ışık yılıdır!
8-O zaman evrenin yüksekliği yaklaşık 5, çapı ise yaklaşık ise 93 milyar ışık yılıdır!
9-Evrenin genişleme hızı her 3,26 milyon ışık yılında saniyede 67 ila 74 km arasında değişiyor.
Ola ki Özel İlahi ve Zikir… Vb Enerji Halleri Hariç, Diğer Yaratıksal Hiçbir Enerji Halleri 1032-39°C -273 Santigrat Derece Arasındaki ( Belki de daha düşük ısıya gidecektir) Sınırı Aşamayabilir.
Özel Not: Evrimi, değişimi ve dinamizmi etkili kılan bu güçlerdir. Bütün bu güçlerin kaynağı ALLAH'IN (CC)'UN sıfatlarıdır. Bu etmenler Kâinatın içindeki yaratıkları strese sokar, yaratıkların değişimine dinamizmine sebep olur.

Yorum;İlimde Varlıklar âleminde yer küresi ve kâinattaki tüm yaratıkların potansiyel enerjisine ve özgünlüklerini özünde bulunduran ve her şeyin yapışık olduğu (Yer ve gök yapışıktı biz onların arasını açtık/Enbiya 21. Sure 30. Ayet/ Fusslet 41. Ayet 11. Ayet); ilk matematik nokta, ilk zerre, ilk sıfır, ilk küme, ilk mekân ın bulunduğu ilk koordinatlarda ve ilk boyutlarda belki de boyutsuzluklar da ya da sonsuz boyutlar da veya hepsinin ortak paydası boyutlar da (1032-39 derecede erimiş haldeki kâinatın her şeyini içeren nokta, kâinatsız ilk uzaysal mekana ve oluşan ilk kâinata /yaradılışın ilk saliseden kısa sürede ol emrine icabetine verdiği tepki anı ve oluşum hali) Karanlık enerji ( kâinatın mekân ını genişleten enerji) harekete geçti ve karanlık madde (yaratıkları kümelendirici bir arada tutan ve tutkal görevi gören enerji) tepki olarak otaya çıktı. 2 gücün (karanlık enerji ve karanlık maddenin) dengesi 5–6 milyar yıl dengede gitti (kâinatı; genişleten karanlık enerji ve kâinattaki yaratıkların kütlesini bir arada tutan karanlık madde enerjisi) ve akabinde genişletici enerji gücü (karanlık enerji) hâkimiyeti aldı ve kâinatı genişleyiş gücü bir arada tutuş gücünü aştı. kâinatı 6 (her gün yaklaşık bir milyar yıla intisap emektedir.) günde yaratık ve göğü Hala göğü genişletmekteyiz/Zariyat 51. Sure 47. Ayet. Bu arada ebedi hız (zamanın sıfıra yaklaştığı hal) sonsuz hıza, sonsuz hızlarda ışık hızına… Vb gittikçe durma noktasına yaklaşan hızlarda hareket eden yaratıklar yaratıldı) .
            Bir anda var olan kâinatın en düşük hızlarıyla ışık hızına ondan sonsuz hızlara ve ebedi hızlara doğru yol alırken diğer taraftan -273 dereceden 1032-39 dereceye doğru ısınarak eriyerek küçüldüğünü düşünelim! Bu şu anlamı taşır; kâinat başlangıçtan bu güne dek unziplendiğinin (kodlanarak açıldığı ve genişlediği koşullarının) tam tersine, başa doğru yani gelişinin tam tersine uyumlu ziplenerek küçülüp erimeye başladığının kurgulayışıdır. O zaman yer ve gökler yaratılmadan sıfır yaşındayken; karanlık enerji ve karanlık madde tarafından zıt yönden çekilmeye başlandı ve 380 yıl bu zıt yönlü kuvvetlerin etkisi arasında bugünkü kâinatın bebeklik hali ortaya çıktı 380 yıl sonra kozmik patlamalar başladı. Bu günkü evren hala bu iki güç arasındaki yaklaşık % 5 lik evrendir. Karanlık enerji; kâinatın % 68 nü oluşturur. Karanlık madde; Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. (Rad/2) kâinatın % 27 sini oluşturur ve kütle çekiminden sorumlu madde olarak bilinir. Bizim algıladığımız Kâinat tüm kâinatın sadece %4'üdür. Yer Gök yapışıktı ikisinin arasın biz açtık (Ayet var). Göğü Yer Gök yapışıktı ikisinin arasını biz açtık/Enbiya 21. Sure 30. Ayet, Fussilet 41. Sure 11 Ayet. Göğü Hala göğü genişletmekteyiz/Zariyat 51. Sure 47. Ayet. Her şey aslen Allah (C.C)’HU zerre nurundan kökenlenmiştir ya da yaratılmıştır. Yani tek kökenlidir. Evrimde tüm yaratıkların aslen tek kökenden kökenlendiğini savunur. Her ikisinde de canlıların hayatı suda başlar. Arşı suyun üstündeyken hanginizin daha güzel amel işlediğini denemek için Kâinatı yarattı. Canlıları sudan çift çift yaratmıştır Ayetleri vardır.


-Yaratıkların Evrimi Nedir?
-Yaratıkların evrimi, yaratıkların değişime uğrayan gerçek hayat hikayeleridir.

-Yaratıkların Evrimleştiği mekân ı/ları Nerelerdir?

-Kâinat ve Kâinatın içindeki mekanlardır. Dolaylı yönden sanal, zihinsel ve düşünsel mekanlardır.


-Eğitimdeki en büyük sorunlardan bir tanesi de bilmediğimiz, anlamadığımız anlayışta sıkıntı çektiğimiz şeyleri çok iyi bildiğimiz çok iyi anladığımız çok iyi hayata uyguladığımız bilgilerle ilişkilendirip onun üzerine inşa etmeye onun üzerinde yapılandırış anlayışına çalışmaktır.
Örneğin, Hücre kavramı : Hücre nedir? Hücre bilimi nedir ? Hücre Mekanizması Nasıl Çalışır? Hücreyi Çalıştıran Ve Yönlendiren Etmenler Nelerdir? Soruların cevapları biyoloji öğrencileri tarafından çok iyi bilinir. Bu cümleden hareketle benzer soruları; Evrim Nedir? Evrim Bilimi Nedir? Evrim Mekanizması Nedir? Ve Nasıl Çalışır? Evrimi Yönlendiren Ve Çalıştıran Etmenler Nelerdir? Evrim ve Evrim Teorisi Nedir ? Soruların yanıtları ile ilişkisel düşünülürse biyoloji öğrencileri daha iyi anlar.

Hücre: Organik bir kılıf ile çevrili içinde uygun koşullarda kendine benzer fertleri meydana getiren genetik birimi içinde taşıyan canlıların en küçük birimine ya da yapıtaşına hücre denir.

Hücre Bilimi: hücre ile ilgili bütün bilgileri içeren hücre ile ilgili bilgiyi kapsayıp inceleyen bilim dalıdır.

Hücre Mekanizması Nedir? Ve Nasıl Çalışır ? hücre organları/organelleri hücre sistemi içindeki yapıların çalışmasıdır. Birbirini etkileyecek ve birbirlerinden etkilenerek çalışırlar.

Hücreyi Yönlendiren Ve İşleten Etmenler? Hücrenin hayatını yönlendiren ve işleten etmenler; çevre koşulları ve hücrenin genetik yapısı hücre için uygun ise hücre sıhhat ve afiyetle yaşamına devam ettirilir. Ancak aşırı çevre koşulları ve istenmedik aşırı iç dinamikler oluşursa hücrenin hayatına; ya devama ve değişime yön verip gider ya da devama ve değişime gücü yetmezse ölüp gider.

Hücre Teorisi: Hücrenin tanımıyla ve ilk ortaya çıkışıyla ilgili ileri sürülen hücre bilgilerini içerir. Şimdiye kadar ileri sürülen hücre teorisidir.

Evrim Nedir: Yaratıkların ömürleri boyunca değişim ile ilgili tüm; olay, olgu, süreçleri ve evrim ile ilgili diğer bütün kavramı içeren en üst kavramdır.

Evrim Bilimi: Tüm yaratıkların gerçek hayat hikayesini bilimsel olarak inceleyen bilim dalıdır. Yaratıkların evrimleşmesi ile ilgili bilime evrim bilimi denir. Yaratıkların evrimleşmesini inceleyen bilime Evrim Bilimi denir.

Evrim Mekanizması: Nasıl ki hücre mekanizmasını yönlendiren hücre organelleri ve yapıları ise evrim mekanizmasını yönlendiren evrimi ….. içeriğindeki yaratıklar, onların çevre koşulları, dış koşullar ve yapılarının iç dinamiklerinin toplamı mekanizmasıdır. Kısacası evrim mekanizması; yaratıkların evrimleşmesine (değişmesine), ölmesine , yok olmasına neden olan aşırı iç, dış dinamikleri ve aşırı çevre koşullarıdır.

Evrimi Yönlendiren ve Çalıştıran Etmenler: Yaratıkların iç ve dış dinamikleri ve çevre koşulları fazla değişmedikçe evrim değişikliğe uğramaz Ya da yaratıklarda pek değişim olmaz sadece doğal yaşlanma olur. Fakat evrimi yönlendiren ve çalıştıran etmenler değiştikçe yaratıklar evrimsel değişikliğe uğrar. Doğada, hala doğa ötesine doğru evrimsel süreçleri yönlendiren 6 Temel Olgu ve Süreç (Evrimi Yönlendiren Temel Olgular ve Süreçler)
1-Gittikçe hızlanan,
2-Gittikçe genişleyen,
3-Gittikçe soğuyan,
4-Gittikçe karanlığa gömülen
5-Gittikçe çekim güçleri alanları değişime uğrayarak (değişerek),
6-Gittikçe yoğunluğu azalarak değişen ve evrimleşen bir kâinat sözkonusudur.

Kuran-ı Kerim CC'HUNA Göre Arşın Yüksekliği ve Melek Uçuş Hızı;
1-Dünyamız güneş etrafındaki yörüngesinde ilerlerken 1 saniyede 30 km lik yol kat etmektedir
2-Dünyamızın Güneş etrafındaki yörüngesini 365 gün 5 saat 48 dakikada ve 46 Saniye de tamamlanmaktadır. O halde 1 yıl=3153600+18000+2926=31556926 Saniyedir.
3-Dünyanın Güneş etrafındaki yörüngesinin uzunluğu (365 5 saat 48 dakikada ve 46 Saniye =3153600+18000+2926=31556926 1 yılın Saniye değeri X30 km/ Dünya yörüngesinde ilerlerken 1 saniyede 30 km’lik yol kat etmektedir = 946707780 KM Dünyanın güneş etrafındaki yörüngesinin uzunluğudur.
4-Ayetteki 50.000 yılda alınan yolun uzunluğu;50 000x946707780=47335389000000 KM arşın yüksekliğidir.
5-Işığın bir yılda aldığı yol; 299792,458 km (ışığın saniyede aldığı yol) x 31556926=9460528412464,108 km ye eşittir.
6-Arşın Dünyadan Yüksekliği; 47335389000000/9460528412464,108=5,003461427972281 yani yaklaşık 5 Işık yılıdır. Yani Melekler 1 arş gününde yaklaşık 5 Işık yılı yol alabilmektedirler. DEMİRKUŞ 2013
7-En güncel ve hassas hesaplamalara göre Evren'imizin yaşı 13.798 milyar yıldır ve bunun üzerinde 37 milyon yılı hata payı vardır. Yani %95'ten yüksek bir ihtimalle Evren'in yaşı en az 13.761, en fazla 13.835 milyar yıldır. Ancak Gözlenebilir Evren'in yarıçapı 46.5 milyar ışık yılı, çapı ise 93 milyar ışık yılıdır!
8-O zaman evrenin yüksekliği yaklaşık 5, çapı ise yaklaşık ise 93 milyar ışık yılıdır!
9-Evrenin genişleme hızı her 3,26 milyon ışık yılında saniyede 67 ila 74 km arasında değişiyor. Ola ki Özel İlahi ve Zikir… Vb Enerji Halleri Hariç, Diğer Yaratıksal Hiçbir Enerji Halleri 1039 -273 Santigrat Derece Arasındaki ( Belki de daha düşük ısıya gidecektir) Sınırı Aşamayabilir. Ona Hiçbir kötülük ve çirkinlik ulaşamaz (Ayet var) Enerji hiç bir zaman israf olmayacak bir döngü içinde devamlı yaratıkların kisvesi altında (yaratık olarak) hal değiştirerek ömrünü geleceğe taşımaktadır. Büyük kıyametle ( kâinatın ölümü ile) kâinattaki tüm enerji halleri ya da toplam kâinat enerjisi ölecek, yani aslına veya orijinine geri dönecektir. Değişmeyen yegâne Zat ve Kişi Allah (C.C)DUR. Allah (C.C) Bakidir. Ola ki hiçbir şeye gereksinim duymadığı ve her şeye kadir olduğu için değişime gereksinimi yoktur. O zatını bildirdiği gibidir! Allah (C.C) Dışındaki her şey yaşamak için değişime muhtaçtır. Sanki Değişime gereksinim duyarlar. Sanki Evrim ve evrimleşme yaratıklara ait tüm değişimlerin gerçek hayat hikayelerin kavramsal ifadesi gibidir. O halde evrimden önce değişimi kabullenmek mantıksal bir farzdır. En uzun ömürlü olan enerji ve Kâinatlar ya da âlemler değişmeden ayakta durmazlar. 


Özel Not: unutulmamalıdır ki her canlının her yaratığın çevre koşullarına tepkisi farklıdır.
Örneğin; Timsahlar dünyada ki diğer pek çok yaratığı değiştiren aşkın değişimlerden etkilenmeden günümüze kadar gelmiştir. Yani çevre koşullarına ve direnişlerine timsahların genetik hoş görüleri geniştir. Fakat insan, bakteri ... Vb benzeri pek çok canlı hal değiştirmiş (evrimleşmiş/değişmiş) ya da ölmüştür.



EVRİM BİLİMİ NEDİR? Tüm zamanlarda tüm yaratıkların, değişen çevre koşullarındaki oluşan ve kaybolan akrabalık ve köken ilişkilerinin gerçek-bilimsel hayat hikayesini tevhit eden bilim dalıdır. Tüm zamanlar da tüm yaratıkların tek tek ya da topluca yaşamlarını devam ettirebilmeleri için iç ve dış çevresel koşullara karşı bünyelerinde meydana getirdikleri uzun vadeli ve/veya kalıcı değişimlerin gerçek hayat hikayelerini ve kökenlerini (açılan, paralel ve daralan evrim çizgilerini) bilimsel verilere dayalı tevhit eden ve açıklamaya çalışan bilim dalıdır. Tüm zaman süreci içerisindeki yaratıksal değişmezleri, az değişimleri geçişken özellikleri, dinamik değişimleri ilişkilendiren ve tevhit eden doğa bilimidir.
-Canlı, Cansız, Araform bilimlerine ait doğadaki tüm yaratıkların sanal ve nesnel nefsi gerçek hayat hikayelerini bilimsel verilere dayalı olarak açıklamaya çalışan bilim dalıdır. Değişmek İstemeyenleri Allah (C.C) değiştirmezmiş Ayet var.

-Evrim Bilimi; Yaratıkların gerçek hayat hikâyelerini bilimsel olarak izah eden ve ilişkilendirilen deneysel bir bilim dalıdır. Tüm enerji hallerindeki; enerjilerin, yaratıkların, oluşumların ( eylemlerin, olayların, süreçlerin, olguların … Vb) yaşanmış ve yaşanacak; sanal, düşünsel ve nesnel nefsi gerçek hayat hikayelerini bilimsel bulgulara dayalı olarak ilişkilendiren bilim dalıdır.
-Evrim Bilimi sanki-özellikle akli primitif (ilkel) insanın nefsini tanıma aracıdır.
-Devrimler; insanın, evrimler ise yaratıkların özellikle hayvanların (kısmen insanın ve bitkilerin) zihinsel ve bedensel değişimin (değişmenin) aşısı/ları gibidirler.
-Aşıların seçimi, hazırlanması ve dozu yaşatıcı olmadıkça faydadan çok zarar verir.0, 0, 12,  3,  45, 6, 7, 9

-Evrim Bilimi Kısaca, Doğa ve doğa ötesindeki: yaratıksal değişen süreçleri, benzerlikleri, ayrıcalıkları, değişimleri; orijine ve kronolojik sürece göre (filogeni ve ontogeni mantık süreçleriyle) ilişkilendiren doğa bilimidir.
Diğer bir deyişle evrim bilimi,bilim felsefesinin çatısında; fen ve beşeri bilimlerinin felsefeleri arasında bilimsel-objektif verilere dayalı ilişki ve bağ kurmaya çalışan bütünleştirici doğa bilimidir (Grafik 1,Grafik 2).
Kısaca evrim tüm bilimsel gerçekleri verimli disiplin kurallara  dayalı olarak filogenik-ontogenik mantıkla  ilişkilendiren bilimdir.
       Evrim Bilimi, sekiz (beş nesnel duyu + sezgi, his, düşünsel... Vb zihinsel duyular) duyuya dayalı verilere ilaveten, bilimsel ve teknolojik gelişmelerle donanım bilgisini zenginleştirecektir. Bu zengin donanımı; insanın uzaya açılmadan önce yer küresindeki ve uzaydaki tüm biyotik ve abiyotik verileri oluşturmaktadır. Geçmişe bugüne ve geleceğe ait bu veriler  bilimsel kurallarla filogenik-ontogenik mantıkla  ilişkilendirilerek günümüzde ve uzay çağında uygulanacaktır.       
       Evrim Bilimi; temel bilimleri biyotik ve abiyotik döngü-mantık sistemlerini gerçek bilimsel verilerle ilişkilendirir. Bu gücünden hareketle, beşeri bilimlere doğru objektif ve bilimsel verilerle çimlenerek onları biyotik ve abiyotik döngüler ve mantık sistemleriyle dirilterek Doğa Biliminin bedenine bilgi aktarır.
       Kapitalistlerin… Vb faşistlerin, kapitalistlerin… Vb …ist genlerinin hangi hayvan ve yaratıkları işgal edişi hakkında evrimgen bilimi ilerde bize onların hakkında çok net bilgi verecektir.
       İnsandaki enerji halleri deşifre edildikçe evrim biliminin bu konudaki önemi ve gerekliliği anlaşılacaktır.

EVRİMSEL MEKÂN İZMALAR;
Evrim Bilimindeki tüm mekanizmaları ifade eden ve içeren genel bir kavramdır. Evrim Bilimi, Evrim Teorisi, Evrim Mekanizmaları ve Evrimin Prensipleri en az Hücre Bilimi, Hücre Teorisi, Hücre Mekanizması ve Hücrenin Çalışma Prensipleri gibi farklı anlamlar taşımaktadır. Evrim, Evrimin Prensipleri, Evrimleşme, Evrim Mekanizmaları, Evrim Bilimi ve Evrim Teorisi kavramlarının; özgün tanımları, ilişkileri ve sınırları doğru bilinmezse kavram ve düşünce yanılgısına neden olur. Evrim Bilimi öğretiminde özellikle algıda değişmezliğe yönelmek gerekir. Ör. Hücre, Hücre Oluşum Mekanizması, Hücrenin Çalışma ve Üreme Mekanizması, Hücre Bilimi ve Hücre Teorisi'nin özgün tanımları, ilişkileri ve sınırları çok iyi bilinmektedir. Hücre teorisi alternatifi yerine "Organik kılıfa sarılı üretken canlı gen birimlerini taşıyan yaratığa hücre denir" daha makul tanımdır. En azında organik bir kılıfa sarılı (organik bir kılıf içinde) verimli ve işlevsel canlı yapıtaşı birimlerine hücre denir. Demirkuş 2013

EVRİMLEŞME; Doğal ve yapay yasalara dayalı ortaya çıkan/çıkartılan koşulların, canlıların genotip, fenotipleri ve cansız yaratıklar üzerinde meydana getirdikleri kalıcı kalıtsal değişimleri ifade eden kavramdır. Değişen çevre koşullarına uyum amacıyla, canlı ve kısmen cansız yaratıkların; nesnel, düşünsel, davranışsal ve yaşamsal döngülerin de, benimsediği ve oluşturdukları uzun vadeli değişimlerdir. Ola ki evrimleşişi; uyumsal olarak değişimin yaratıklardaki (geleceğe taşınan) uzun süreli kalıcı etkileri evrimi ifade eder. Kısaca Evrimleşme; Yaratıklarda gelecek nesillere ve formlara aktarılan uyumsal değişimlerin kalıcı ve uzun süreli etkisidir. Bir yaratığın yaşam döngüsünde edindiği değişimleri, gelecek nesillere-kuşaklara ve hayat döngülerine aktardığı, genellikle geri dönüşümsüz özgünlükleri toplamı anlamını taşır. Demirkuş 2012


EVRİM; Evrimle ilgili tüm, kavram, süreç ve bilgileri içeren genel bir kavramdır.

EVRİM TEORİSİ;İleri sürülmeden önce, yaratıklar olalı beri içsel ve/veya çevresel değişimlere bağlı olarak yaratıklarda ortaya çıkan sonuçların arasındaki ilişkilerin Darvin'ce izah edilmesi veya Darvin'ce izah edilmesi kılıfıdır. Darvin bu teoriyi ileri sürmeseydi veya ileri sürmeden öncede değişimlerin yaratıklar üzerine ortaya çıkan sonuçlar vardı ve var olacaktır. Bir Darvin buluşu değil doğada var olan değişimsel ve/veya ilişkisel sonuçların bir doğa sofisinin ya da sadece doğadaki (doğayı/bilimi/değişimleri/evrimi aşamamış) değişimlerin ilişkisel aşığının bilimsel izahatıdır.


EVRİM BİLİMİNİN UYGULAMA ALANLARI:Yaratıkların kökenini araştırmak neden gereklidir? Yaratıkların kökenini bilmemizin bize ne yararı vardır?
I-Uzayda Evrim Biliminin Uygulanışları:
Örneğin bir gezegende bir bölgeyle ilgili klimatolojik, topografik, jeolojik, fiziksel vb. tüm biyotik-abiyotik bilimsel envanterleri almış olalım. 1, 2, 3
.
Bu yaşam yerine tüm doğal döngülere uyumlu en uygun hangi canlıları ekeceğiz? Ya da insanların bu ortama nasıl bir yaşam döngüsü kurması gerekir? Kuracaklarının sağlıklı çözümü ve uygulanması,  yer küresinde edinilen uygulanabilir sağlam verilere bağlıdır. Bu veriler de  evrim bilimi ile ilişkilendirilerek  toplanacaktır. Toplanan veriler; yaratıkların filogeni ve ontogeni mantık sistemleriyle, bilgisayar ortamında simüle edilerek sonuçları pratikte test edilir.Yapılan testlerde bilgilerin uygulanabilirlikleri belirlenir. Bu uygulanabilir  veriler yer küresinin filogenetik ömrü içerisinde hangi filogenetik paftasıyla örtüşüyorsa, o zaman dilimindeki fauna ve flora göz önünde bulundurularak ekim yapılır.
Ünlü bilim bilgini (bilim insanı?!) Craig Venter 2003 yılı Kasım ayında yaklaşık 5000 baz uzunluğunda bir virüs genomunun yapı taşlarından iki hafta gibi rekor bir sürede bakteri virüsü sentezlemeyi başarmıştır. Bakteri virüsü 0X174'ün 5386 baz uzunluğundaki genomunun kimyasal olarak sentezlenmesi yalnızca 14 gün sürmüştür.Bu bilimsel çalışmaların ileride, çeşitli gametleri, zigotları ve mikroorganizmaları canlı yapı taşlarından elde etme aşamasına ulaşacağı kesindir. Hatta evrim biliminde filogeni ve ontogeni mantık-kurallar sisteminin çevre ile ilişkisi doğru deşifre edilirse, hangi ortamda hangi gen sisteminin yaşayabileceğinin çözümü de ortaya çıkmış olacaktır. Basitten hareketle, taksonların gen sistemi ile yaşam yerleri arasındaki ilişki kombinezon olasılıkları hızlı (tera-kuantum) bilgisayarlarla ilişkilendirmek, hesaplamak zor olmayacaktır. Örneğin 266 bit uzunluğundaki bir kodun şifresinin çözülmesi gerektiğinde, en hızlı dijital(hesabi) süper bilgisayar, şifresini çözmek için 14 milyar yıldan fazlasına ihtiyaç duyuyor. Buna karşılık, bir kuantum bilgisayarı, çözümü birkaç dakika içinde bulabiliyor.
Bununla beraber insanlar çeşitli canlılara ait dondurulmuş zigot, yumurta ve gamet stoklarıyla da uzaya açılacaktır.
Ancak evrimsel bilgilerimize dayalı olarak hangi gametin ya da hangi zigotun hangi çevre koşullarında çimlenebileceği ya da neye, nerede, nasıl, evrimleşebileceğini dijital(hesabi) ortamda simülasyonlar ve gerçek uygulamalarla gösterip, evrimle ilgili verilerimizi doğru toplamak zorundayız. Aksi takdirde çok büyük zaman kaybı söz konusudur.
Bu çalışma alanında zaman kazanmak ve veri almak için, organizmalar arasındaki evrimsel yakınlık spektrumunu doğru tespit etmeliyiz. Bunu gen sistemleriyle ilişkilendirip organizmalar arasındaki filogeni-ontogenin; benzerlik, değişim, geçiş ve nötr gen sistemleri haritalarının çıkarılması gerekecektir. Sonuç olarak eksik te olsa yeryüzündeki canlılara ait filogeni-ontogeni gen haritası çıkarılmış olacaktır.
Bu gen haritalarının bilgilerine dayalı olarak, benzer ve yakın genlerin değişen çevre koşullarına bağlı olarak gösterdiği uyumun değişim süreci; gen aktarma ve yapay yaşam oluşturma teknikleri bize çok zaman kazandıracaktır. Örneğin, kuramsal olarak bir bakteriden bir ortamda başka bir bakterinin evrimleşmesi için 30 yıllık bir sürecin   geçmesi gerekmiş olsun. Bugünkü teknoloji ve gen aktarımı yöntemleri geliştirilerek 30 yıl beklememize gerek kalmayacaktır. Evrim Bilimi ile edindiğimiz sağlıklı bilgiler yer küresindeki sanal ve gerçek verilere dayalı olarak, mevcut teknolojiyi kullanarak, karşılaştığımız ortamlarda ne tip gen kombinezonlarını içeren sistemleri-canlıları ekeceğimizi önceden bilmemiz mümkün olacaktır.
Kısaca bakterinin gen kombinezonları ile 30 yıl sonra oluşan bakterinin gen kombinezonları arasındaki farkı teknolojik gelişmelerle, gen aktarımları teknikleri ile yapı taşlarından  gen üretimi ile bugün üretebilirsek ve uygulayabilirsek o zaman biz uzayda evrimi ışık hızıyla uygulamış olacağız
.    

İnsanları çok uzak gezegenlere göndermeden, robotlar ve uzaya yapay yaşam üretim sistemlerini gönder orda üret ve dene. Bu durum neslimizi uzaya taşıma ve üretim yöntemidir. Hatta yapay yaşam laboratuvarları sistemini yeryüzünde geliştirerek  varılacak gezegendeki kaynaklara uyumlu yaratıkları yapay yaradılışını yapay yaradılış evrim ortamlarında robotlarla hedef gezegen ve uydularda ya da uzay boşlukları veya Ceres gibi kayalık asteroidler ya da  büyük meteorlarda deneyişler  yaparak yaşamı bakir gezegenlerde başlatış  evrim bilimi ile olasıdır. http://www.nadidem.net/bmk/yapayasam.pdf
http://www.nadidem.net/bmk/yapayorgan.pdf
http://www.nadidem.net/bmk/YapayOrganlar.pdf
http://www.nadidem.net/bmk/Yapay99.pdf
http://www.nadidem.net/ders/ev/evr21.htm

Dünyadan Uzaya Açılım Süreçleri/Dünyadaki Yaratık, Olay, Süreç , Olgu Ve İklim Bilgilerinin Disipline Edilişi ve Uzaya Açılım Süreçleri:

1-Canlı (Biyotik) Süreç; Yeryüzündeki bütün canlı yaratıkların zamana bağlı biyolojik eylemler ve faaliyetlerle ilgili süreçlerdir.
2-Cansız (Abiyotik) Süreç; Zamana bağlı olarak cansız yaratıkların eylem ve faaliyetleriyle ilgili fiziksel ve kimyasal süreçleridir.
3-Taksonları Belirleyiş ve Tatbik/Uygulayış Süreci; Alanının biyotik süreçlerine olumlu tepki verebilecek olası taksonların biyotik ve abiyotik döngülerinin simülasyonları ve uygulanabilirlikleri, alana uygulanabilecek olası döngüler ve taksonların belirlenmesi gereklidir.
4-Haritalayış ve Hesaplayış Süreci; Bu uygulamalara geçilmeden önce yer küresindeki birim alanların abiyotik-biyotik süreç -olgu haritaları verilerinin çıkartılması, yeryüzünün mevcut ve gelecekteki abi
yotik süreçlerin değişimine bağlı olarak yeni biyotik süreçlerin ve döngülerin başlatılması konusunun en azından dijital(hesabi) ortamda hazırlanması ve doğruluğunun da test edilmesi gerekir. Uygulamaya geçilmeden önce birim alanla uğraşırken yapacağımız değişikliklerin biyosferdeki diğer döngülere tesirini ve etkileşimini pozitif, negatif ve nötr olarak değerlendirmemiz gerekecektir. Örneğin, uzaya açılmadan önce yer küresinin birim koordinatlarındaki topografik, iklimsel ve biyotik envanteri geçmiş ve geleceğe yönelik kaydedilmelidir. Sonra bu habitatta var olan biyotik döngülerin dışında farklı hangi kombinezonların sığdırılabileceğine bakılmalıdır.
5-Benzetim (Simülasyon) Süreci;
Yer küresindeki abiyotik ve biyotik döngülerin ve süreçlerin bilgisayar ortamına simüle edilmesi; gelecekle ilgili doğru tahminlerde bulunmamıza yardımcı olacak ve başka gezegenlerdeki biyolojik döngü mayalayış aşamalarına yardımcı olacaktır.
6-Genleri ve Gen Sistemlerini Kategorize Ediş Süreci;
Biyotik-abiyotik süreçler, döngüler ve organizmaların gen sistemleri arasındaki doğal ilişkiler ve kuralların disipline ve kategorize edilmesine geçilir. Bu çalışmalara yer küresi ve diğer uzay ortamları için yapılmaya devam edilir. Bu çalışmaların sonuçları gelecek nesillerimiz için çok büyük önem taşır.

EVRİM DİN VE BİLİM KAOSUNUN KÖKENİ VE ÇÖZÜMÜ
     
       Bütün bilgilerin Evrim Bilimi ile sentez edilmesi gerekir. Bunun sebebi de evrim biliminin yaşaması ve/veya gerçeğinin kabul edilmesi/ettirilmesi için sadece evrim teorisi ve  prensiplerini ileri sürmek, hücre teorisini hücre bilimine baraj yapmaya benzer. Bir bilim dalının yaşayışı ve kabul görmesi için sonuçlar ve uygulamalarının gerekliliği yeterlidir.
       Evrim bilimini esas ayakta tutan, tüm beşeri ve pozitif fen bilimlerinin ontogeni ve filogeni döngülerindeki ilişkilendirici bilimsel yasalarıdır. Evrim teorisi, evrim bilimi demek değildir. Evrimin prensipleri de sanki haklı olarak, orta çağ din kaosundan din biliminin ve yasalarının pozitif bilime etkisini nötralize etmek, bilimsel gelişmelere pozitif yön-hız kazandırmak, insanda;vahşi, doğal ve pozitif bilinç (materyalist, nesnel ve objektif) ve yöntemleri geliştirmek için doğada keşif edilen doğal yasalardaki mantık sistemlerinden ibarettir.
       Belki de Evrim Bilimini; Evrim Teorisi ve Evrimin Prensipleri ile %100 özdeşleştirip anlatmak için zaman erkendir.Yapılan tartışmalar; bilim dalları arasında ilişkilendirici örümcek misali ilişki ağı kuran evrim biliminin  geleceğimizin tatbik/uygulayış alanları ve uzay çağı için sağlıklı envanter toplamasına ve gelişmesine engel olmaktadır. Bu  tepkiler bir zamanlar Osmanlının 400 yıl matbaayı kabullenişte kayıp ettiklerine neden olanlarla örtüşüyor gibidir.
      Bilim ve din arasındaki en büyük çelişkiler ve çıkmazlar, Bâtının Ortaçağ döneminde başlamıştır. Ortaçağ dönemindeki din fobisi, materyalizme ve bilimin popülaritesine eklenince sonuçta bütün inanç sistemlerine bu perspektiften bakmak doğal bir sonuç olarak ortaya çıkmıştır. Ne Yazık ki, bu sonuçtan İslam'iyete hak etmediği liyakatsiz ve korkunç bir toplumsal tufan iftirası yakıştırılmış ve uygulanmıştır.
Ortaçağ dönemindeki din, bilim ve laikliğin kaosu sistemin doğal bir ürünüdür. Geçici ilahi dinler (Hıristiyanlık ve Yahudilik) bilim, evrim, din ve siyaset arasındaki ilişkiyi açıklayış için yeterince envanteri (dokümanı) olmadığı ve İslam'iyet' inde bu ortam sağlıklı ulaşılmamasından varılan kaos sonucu doğaldır. Ancak bu kaosu gerçekçi çözebilecek yeterince envantere sahip yegâne din İslam'iyet'tir.
Sonuç olarak, laiklik ve evrim prensipleri ile bilim ve bilim insanları bu kaostan yakasını kısmen kurtarmışlardır. Ancak bu sefer bilim ve bilim bilginleri (bilim insanları?!) siyasetin metriksine malzeme olmaktan kurtulamamıştır.Ya da bilim insanları, siyaset ve siyasetçileri bilimin metriksiyle kuşatamamıştır.Belki de siyaset dinle bilimi boğuşturuyor farkında değiliz. Hatta bazı bilim bilginleri (bilim insanları?!) siyaset uğruna dine karşı malzeme olarak yıpratılıyor. Dine teslim olmadan dini anlamaya ya da eleştirmeye envanter ve veri açısından daha zamanımız erken. Belki de en büyük sorunlardan biri budur. Belki de  hedefimiz siyaseti bilimin metriksine almak dinlerle örtüşen gerçek veriler kadar diyet yoruma ve tartışmalara girmek daha doğrudur.
       Evrim bilimindeki mutlak gerçeklere tenezzül etmeyen fert ve toplumlar bunun acısını çekeceklerdir.
       Belki de Evrim Bilimine çok uzaktan bakışımız ya da evrim mekanizmasını bir kompleks yapı olarak eksik ya da yanlış algılayışımız; bizi evrim bilimi, evrim prensipleri, evrim mekanizması  ve evrim teorisi özgünlüklerinin birbirine karıştığı konumlarda kaosa sürüklemektedir (Evrimde kavram yanılgısı!) .
       Sonuç olarak, laiklik ve evrim prensipleri ile bilim ve bilim bilginleri (bilim insanları?!) bu kaostan yakasını kısmen kurtarmışlardır. Ancak bu sefer bilim ve bilim bilginleri (bilim insanları?!) siyasetin metriksine malzeme olmaktan kurtulamamıştır.Ya da bilim bilginleri (bilim insanları?!), siyaset ve siyasetçileri bilimin metriksiyle kuşatamamışlar.Belki de kapitalistler ve münafıklar siyaseti kullanarak, dinle bilimi boğuşturuyor farkında değiliz. Hatta bazı bilim bilginleri (bilim insanları?!) siyaset uğruna dine karşı malzeme olarak yıpratılıyor. Ateisti, cahili, münafığı, fanatik inanç sahipleri yani zıt ifrat ve tefrit görüşleri Âdem ve primat anatgonistik(yok edici) gizli-kamuflaj teolojik tartışmalarla dinle bilimi boğuşmaya sürüklerken; biz insanlara yaklaşık 100 yıldır çok değerli Sinerjitik (Kuvvetler ayrılığına dayalı Şer'i ve Hukuki Kurallara Uyumlu Liyakatli Birliktelik)(birbirini destekleyici-tamamlayıcı) insan enerjisini ve vakitlerini kaybettiriyor. Ki bilim bilgini (bilim insanı?!) ve insan daha genç, dinle uğraşmak bilimi ve bilim bilginini (bilim insanını) yıpratır. Dine teslim olmadan dini anlamaya ya da eleştirmeye envanter ve veri açısından daha zamanımız erken. Belki de en büyük sorunlardan bir budur. Hedefimiz siyaseti bilimin metriksine almak dinlerle örtüşen gerçek veriler kadar, çözüme, eğitime, diyet yoruma ve tartışmalara girmektir.Özellikle eğitimde bilimce sakıncalı gözükmeyen dini değerleri ve bilgileri kaynak göstermek koşulu ve dürüstlüğü ile, etkili bir biçimde kullanmaya mecburuz. kâfir icadı mantığı cehaletine düşmeyelim.Doğru ve gerçekleri; kim söylerse söylesin, kim yaratırsa/yaratmışsa/yaratacaksa yaratsın her zaman bilimin ve evrimin kabulüdür.
Neden evrimin dinle alıp veremediği antagonisttik polemiği üzerinde duruluyor ki? Neden dünde dinin matbaa ile alıp veremediği, bugünde evrimle alıp veremediği vardır? Herkes evrim teorisinin ve evrim prensiplerinin her cümlesine katılmak zorunda değildir. Ancak evrim bilimindeki mutlak gerçeklere tenezzül etmeyen fert ve toplumlar bunun acısını çekeceklerdir. Zaten evrim bilimi de sadece evrim teorisinden ve evrim prensiplerinden ibaret değildir. Evrim Bilim Dalının en önemli özelliği; tüm bilim dalları arasındaki bütünleştirici özelliği ile geleceğimize hizmet vererek; çoklu (multi) disiplin mantık sistemleri ve yöntemler zinciri ile bilgileri ilişkilendirmesidir. Bu bilgiler gelecek nesillere hizmet verecektir. Acaba primat mı Havva'dan Âdem'den yoksa Âdem mi primattan türemiştir'in cevabını ispatına kalkışmanın psikozu ve antagonisttik tartışmaları bizi matbaanın kabul edilmesinin 400 yıllık tartışmalarına götürür. Evrimin gerçek boyutunu/larını eksiksiz ortaya koymak için, madde ile anti madde arasındaki enerji hallerinin hepsinin yaratıklardaki döngülerinin eksiksiz bilimsel bilgilerine sahip olmak gerekir. Bunun için vakit erken. Bu bile bizi evrimin bilinen gerçeklerine dayalı ilişkilendirici özelliklerinden yararlanmamıza engel olmamalıdır. Tüm enerji hallerine ulaşabilen, doğru okuyabilen ve tanıyabilen gelişmiş bilim bilginleri (bilim insanlarına) ve bu enerji hallerini insanların anlayabileceği, algılayabileceği seviyeye deşifre edebilen teknolojiye gereksinim vardır.

Dünya'dan Başka Bir Yerde Hayat var mı? Varsa Bu Olasılık Oranı % Kaçtır?
      
Son yıllarda yapılan araştırmalar, özellikle Mars'tan getirilen kayaçlar üzerinde yapılan incelemelerde nano-bakterilere benzer mikro organizmaların varlığı, çoğu bilim bilginleri (bilim insanları?!) tarafından kabul görmüştür.

       Galapagos adalarındaki, bitkilerin %42'si, karakuşlarının %75'i, sürüngenlerin %91'i ve memelilerin tümü adalara özgü neo endemiktirler. Relik endemiklerin en yüksek olduğu ada Madagaskar adasıdır.
 Ontogenik ve filogenetik gelişim mantık sistemleri dikkate alındığında, endemiklerin oluşum nedenleri ve işleyen evrim mekanizmalarının mantık sistemleri bir arada disipline edildiği zaman, uzaydaki canlıların yer küresindekilere benzeşim olasılık oranları; atom-atom altı parçacı, mikroskobik ve ilkel yaratıklara prokaryotlara doğru % 100'e yaklaşırken, insan ve diğer gelişmiş makroskobik yaratıkların benzerlik olasılığı %0'a doğru yaklaşılır gibi gözükmektedir.
Sanki yerküresindeki bir taksonun uzayda akrabalarının olma olasılığı, Filogenetik bakımdan ortaya çıkışından, yaşadığı gün veya ölümüne kadar; uzun ömürlü, geniş hoş görülü ve geniş yayılış alanlarına meyilli-uyumlu ve baskın gen sistemlerine sahip olmasıyla doğru orantılıdır.


TARTIŞMA VE SONUÇ
        İnsan beyni ışık hızından daha hızlı ve sağlıklı düşünme yeteneklerine sahiptir. İnsan düşünsel yeteneklerini, zihinsel kapasitesini ve zihinsel araçlarını doğru kullanarak doğayı aşabilir. Zihinsel-bedensel araçlarla, sağlıklı bilgilerle ve doğru tercihlerle teknolojik evrim bilimi ile kendimizi donatıp geleceğimizi hazırlamalıyız.Bu sayede;irâdemiz ve doğru tercihlerimize dayalı evrimleşme çizgilerini ve doğayla uyumlu yaşama koşullarımızı hazırlamayı ele geçirmiş olacağız. Çünkü insan gelecekteki değişimleri bu şekilde aşamazsa ya da uyum sağlamazsa, doğa yasalarıyla işleyen çarklar/döngüler arasında malzeme, yok olmak veya döngünün bir elemanı olmaktan kendisini kurtaramaz.
      Geleceğin tartışmasız zorunlu bilimi, biyolojinin ve evrim bilimi ile birlikte, diğer tüm bilim dallarını doğal döngülere uyumlu-doğru ilişkilendirilmesi ve verimli-uyumlu canlı-cansız döngülerin yaratılması için, öneminin tüm bilim bilginlerince (bilim insanlarınca) desteklenmesi gerekmektedir. Bu zaruretin acısını yakın geçmişimizde yaşadık. Biyolojik döngüler dikkate alınmadan uygulamaya konulan abur cubur uygulamalar, Müsrif Teknoloji, Patojen, liyakatsiz teknolojik buluşlar bu günkü çevre sorunlarının baş nedenleridir.
        Belki de 21. Yüzyıl gözde bilimi, biyoloji merkezli  evrimle ilişkilendirilmiş tüm temel bilimleri  içeren "Doğa Bilimidir". Grafik I ve Grafik II


                                     

                                                                                              Grafik I

                                                          

                                                                                              Grafik II
         İnsanın biyolojik bilincinin teknolojiye hâkimiyetinin önemi ve nedeni gerekçeleriyle  tüm bilim bilginlerince (bilim insanlarınca) iyi bilinmelidir. Evrim Biliminin, bilimlerin merkezinde olması ve bilimsel ilişkilendirmedeki önemi  doğru vurgulanmalıdır. Verilen biyoloji derslerine ilave olarak, uzay biyolojisi dersinin evrim dersi ile ilişkilendirilip lisans ve yüksek lisans derslerine konulması gerekir.           
       Matbaa  ve Evrim Biliminin tümünü reddetmek (Evrim ya da Darvin psikozu) cehaletin psikozudur. Matbaa ve evrim cahilleri ile iddialaşıp zaman kaybetmektense, bilenin bilmeyenin (cahilin) halinden anlama olgunluğunu göstererek çalışmalarımıza devam etmeliyiz. Bilim ve Din cahillerine yararlı olabileceğimiz davranış, ilişki ve tepki kombinezonları geliştirmeli ya da gerekirse onlardan uzak durmaktır. Aksi takdirde onlarla iddiaya girmek ve uğraşmak, toplumsal denklemlerde bulunması gereken mutlak sabiteleri veya değişmezleri değiştirmeye kalkışmak;hem cehalettir, hem vakit kaybı hem de toplumsal huzur denklemini kısır tartışmaların kaosuna sürükleyip berbat eder.
       Dinde de Değişmek istemeyeni Allah (C.C) değiştirmezmiş (Rad, 13/11).Tarihteki uygulamalar bunu göstermiştir. Ancak bu sonuç  insanlara çok şey kaybettirmiştir.           
        Evrim Bilmindeki çeşitlilik mantığı  o kadar açık ve berraktır ki küçük benzetmelerle bile izahı mümkündür.
Örneğin, bir kitap düşünelim; kitabın tamamı -Türkçe yazılmış olduğu farz edilecek olursa, 29 harfin artarda sıralanmasıyla oluşmuştur bu harflerin belli bir sistemle yan yana gelerek bir konuyu açıkladığını düşünelim. DNA daki (RNA kısmi canlıların nesnel boyut yönetici alfabe yapı taşlarını içerir ) yönetimsel alfabetik alt üniteleri veya canlı yapı taşları nesnel boyut canlı alfabesindeki harflerin dizilimi (canlı yapı taşlarının dizilimi) çok büyük önem taşır, örneğin, bazılarının dizimi ya da canlı yapı taşları dizilimi belli kurallara göre çeşitlilik gösterdikçe tür çeşitliliği de söz konusudur. Ancak bu dizilim belli kurallara göre oluştukça anlamlı sonuçlar ortaya çıkar. Kitaptaki kelimeler ve harfler dilin belli kurallarına göre yer değiştirdikçe anlam kazanır.Bu anlamlı kelimeler arasında her zaman mantıklı geçiş formları aramak belki mantıksızlıktır. Fiolgenetik; açılım, daralma, paralellik... Vb varyasyonları ile ontogenetik döngü arasındaki anlamlı fark ve türlerin özgünlüğü belki de budur.Yani canlıların total gen havuzu içindeki, tür ya da takson gen havuzları arasında geçiş gen havuzu aramak genetik izolasyon mekanizmasına, ontogenik ve filogenik kurallara ters düştüğü için her zaman taksonlar arasında ara form aramak mantıksızlık gibi gözükmektedir.

 



KAİNAT(DOĞA):Beş duyumuz ve teknolojik araçlarla idrak edebildiğimiz tüm yaratıkları içeren en büyük evrendir.
-Kâinat ebedi ve ezeli gerçek olan ilmin içinde geçici sınırlı ve sihirli hayat olarak yaratılmıştır.

KONUM:herhangi bir şeyin; bulunduğu, işgal ve nüfuz ettiği özgün ya da tanımlı alanın, hacmi, sistemi… Vb olarak tanımlanabilir.

BOYUT; Tekil  konumdur. Herhangi bir konum sistemindeki, yaratık... Vb ile ilgili aynı cinsten tekdüze ve genellikle tek düzeye meyilli  konumlara boyut denir.
Ör.En, boy, yükseklik, genişlik, derinlik, zaman, yön... Vb nesnel, antinesnel ve diğer kâinatlarda sonsuz çeşit ve sayıda boyut vardır.
Bir insanın kaç boyutu vardır? Sorusunun yanıtı belki de bir insandaki toplam; özgün nesnel, sanal, düşünsel... Vb diğer  boyutlarının toplamıdır denebilir.
Ör. İnsanda; en, boy, yükseklik, genişlik, derinlik, eylem, zaman, akıl, zekâ, ruh, duygu, kişilik, sanal nefis, nesnel nefis… Vb boyutları vardır. İnsandaki boyutların sayısı genel olarak  döngüsel boyutlara sahip kâinatın boyutlarından daha fazladır. Yani insansız kâinat genel olarak döngüsel ve çekimsel boyutlara sahiptir. İnsan hem döngüsel hem çekimsel hem de serbest... Vb çok boyuta sahiptir.
Önemli not;Nesnel ve sanal kâinatlar(doğal) insanın kalbinin (nesnel beden, zihinsel beden havuzunu-hafıza havuzunu ve insanın diğer sanal araçlarını içerir) bir parçasıdır. “Yere göğe sığmadım kulumun kalbine sığdım.” hadis.
-Sanki insan yarı düşünsel-sanal-nesnel bir yaratık, içinde yaşadığı nesnel ve sanal kâinatın hepsi fert ve toplumsal bazda insan Bâtını kalp havuzunda/hayat havuzunda yer alan;biyolojik hatırlama kodları beyin çekirdeğinde/sinir yumağında bulunan zihinsel havuzun nesnel, düşünsel ve sanal bilgi deposu ya da sanal-nesnel zihinsel havuzun hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir.
-İnsan bedenen kâinatın bir parçasıdır. İnsanın tüm boyutları kâinatın bir parçası değil kâinat insanın kalbinin (nesnel beden, zihinsel beden havuzunu-hafıza havuzunu ve insanın diğer sanal araçlarını içerir) bir parçası kabul edilmesi belki daha mantıklıdır. Belki de insan nesnel olarak doğanın, doğada nesnel olarak insanın düşünsel-Bâtıni kalbinin bir parçasıdır veya insan bedenen nesnel ve sanal kâinatın(doğal) bir parçası, nesnel ve sanal kâinat ise insan kalbinin bir parçasıdır.1, 2, 3, 4, 5

- kâinatta bilinen, bilinmeyen boyutlar ve çok şey ya da tüm bu boyutlar veya her şey Allah (C.C) ilminin içindedir hiç bir şey onun ilminin dışında değildir. İlim içindeki ebedi boyutlar içinde yaratılmıştır. -Allah (C.C) mahlûkattan(yaratıklarından) münezzehtir. Allah (C.C) insana şah damarından daha yakındır (Ayet var)
Hız Boyutu; Yaratığın;birim zamandaki eylemiyle;konum, mekân . boyut... Vb değiştirme-yönsel (mekân , zaman… Vb boyut değiştirmenin) ifade şeklidir. Var olan hız tanımı; birim zamanda alınan yol kâinatta her zaman ve koşulunda geçersizliği yakın zamanda kanıtlanabilirliği olasıdır. Hızla ilgili var olan formüllerin sonsuzlar ve sıfırlarla ifadesi bu konudaki hız tanımının yetersizliğine kanıt gösterilebilir. Hız çok sayıda boyutun tutkalı gibidir. Hız Tutkalı Sonsuzu Aşıp Ebedi Hıza Yaklaşırken, Zaman Sıfıra Yaklaşır ve İçinde Geçtiği Ya da İçerdiği Tüm Sonsuzların Kümeside Ölüm Sınırından Ebediyete Çimlenişe Başlar. Ebedi hızla sonsuz hız arasındaki çizgi ölümdür. Yani ebediyete Yaklaşır. Hız arttıkça içinde geçtiği ve etki alanındaki boyutlar kaynaşır/kaynaştırır. Kâinatlardaki (nesnel, anti nesnel, sanal, düşünsel… Vb) hızlanışın akıbeti ola ki bu olacaktır. Yani kütle çekim boyutlarının birleşimi, kaynaşımı, çeşitliliği ve çok miktarda enerji hallerinin hal değiştirip varlık âlemindeki orijinine dönüşü olacaktır. Işık hızından daha hızlı olan düşünsel boyut içindeki hızlanışın bağıntılarının sonuçları yani düşünsel hız bağıntı ve ilişkileri araştırılması çok zevkli konu olacaktır ya da konudur. Ola ki Kütlesizlik olamaz her yaratığın bir kütlesi vardır; bazı yaratıklar ölçülebilir kütle sahibi, bazıları anti kütle, bazıları göreceli denge kütlesine sahiptir. Ör. bazı uzay boşlukları mekanları, çekim alanı ola ki ışık … Vb kültleri bir birini devamı veya yakındır. Yani en azında hareketli kütle konumunda bahsedilmelidir. Kütlesiz yaratık düşünmek belki de saçmalıktalar.
Allah (C.C) ebediyet boyutlarında ki ilimi içinde zerre nurdan nesnel, batini, sanal, düşünsel… Vb kâinatları ve tüm yaratıkları ilk yaradılış anında ebedi hızı yavaşlatarak farklı geçici hızlar yaratmıştır.
mekân Boyutu;Klasik mekân tanımı; en-boy-yükseklik-bileşke… Vb fazla boyutu içinde barındırış özelliğine sahip tanımlı alan olarak bilinir. İlk mekân; nesnel, anti nesnel… Vb kâinatların ilk yaradılışında yerler, göklerin, aradakilerin… Vb varlıklar âlemindeki kaynaşık ve yapışık boyuttan yaratık boyutlarına doğru değişimi için; kâinatların gittikçe hızlanış ve genişleme için uygulanan güçle ilk oluşan çekim güçlerinin ve kuvvetlerinin çekim alanı/alanları ilk mekân -mekanlardır. Belki de en küçük geçici mekân/İlk küme/küme sınırı-mekân -sıfırı/Ola ki ilk uzaydır. Ancak bu ilk uzay (ilk mekân ) saliseden sonsuz küçük bir anda ışık hızından daha hızlı sonsuz bir hızla Arşın altındaki suyu yutarak (İçin de İlk Kâinatın yaratıldığı Arşın altındaki ilk su deryası) Arşa ulaşacak şekil de hala genişlemektedir. Kâinat yaratılmadan önce Arş suyun üstündeydi. Arşın altındaki suyun içinde Kâinat yaratıldı. Ola ki Kâinatın içinde yer aldığı uzay mekân ı hala arşı suyunu yutarak sonsuz hızla genişlemektedir. Ola ki Kâinattaki su çeşitlerinden birisinin kökeni de arştan Kâinatın uzay mekân ına sızan-indirilen su olması gerekir. Bu ilk mekana doluşan; atom altı parçacık ve çeşitli enerji hallerinin alt birimleri de ilk yaratıklar ve ilk küme elemanlarıdırlar. Matematiksel ve yapısal olarak mekân bir yaratıktır. Ola ki ilk yaratıklar ilk mekânlardır. Bu gün bilinen en büyük mekân Kâinatın ilk yaratıldığı andaki en dış kısmının hala hızla genişlediği (kıyamete kadar genişleyecek/göğü hala göğü genişletmekteyiz/Zariyat 51. Sure 47. Ayet) mekandır ve en büyük nesnel mekân kâinatı kuşatan kozmik ağ kümesi mekân ıdır. Hidrojen atomu çekirdeğinin mekân ı; yörüngesi ve içindeki çekim alanı kabul edilebilir. mekân ın yaratıklardaki karşılığı aktivite gösterdiği, etkilendiği, etkilediği alanın dış sınırlarıyla tanımlanır. Kâinat Yaratılmadan Önce Arşın Altındaki Bahsedilen Suyun İçinde Yaratılan İlk Uzay ilk mekandır. Nesnel, anti nesnel… vb Kâinatların ilk yaradılışında yerler, göklerin, aradakilerin… vb varlıklar âlemindeki kaynaşık ve yapışık boyuttan ilk (Kâinatların ve her şeyin sonuz-ebedi güçle yapışık olduğu zerre ve matematiksel ilk zerre nokta yaratık) yaratık boyutlarına doğru değişimi için; Kâinatların gittikçe hızlanış ve genişleme için uygulanan güçle ilk oluşan çekim güçlerinin ve kuvvetlerinin çekim alanı/alanları ilk mekân -mekanlardır. Belki de en ilk ve en küçük mekânlardır. Bu ilk mekâna doluşan (suyu gökte indirdik diye ayet var); Arşın Suyu (Kâinatın içinde yaratıldığı Kâinat öncesi su), atom altı parçacık ve çeşitli enerji hallerinin alt birimleri de ilk yaratıklar ve ilk küme elemanlarıdırlar.
Allah (C.C) ilmi içindeki her şeyin birbirine bitişik ve yapışık var olduğu ebedi boyutlardaki varlıklar âleminden zerre nurdan nesnel, batini, sanal, düşünsel… Vb kâinatları ve tüm yaratıkları yaratırken;ebedi hızı, ebedi mekân ı ve ebedi zamanı, ebedi eylemler... Vb yavaşlatarak kâinatlarda dengeli/dengeleyici ; zıt yön-konum-zaman-mekân … Vb geçici boyutları yaratmıştır.
-İlk Mekansal Küme Sınırını İfade Eden İlk Sıfır ( İlk küme/küme sınırı-mekân -sıfır/Ola ki ilk uzay)=00; tüm sonsuzlar, geçmiş, gelecek, yaratık, tefekkür (özel haller hariç) …Vb hiçbir olay, olgu, süreç, eylem, yaratıklar, zaman, sonsuzlar, hızlar… Vb hiçbir şeyi, İlk Mekansal Küme Sınırını Sıfırını (ilk mekân ı-ilk küme sınırını-ilk sıfır) ve İlk Zamanı aşamayacaktır. İstisna hariç hiçbir şey mekansız-kümesiz-sıfırsız ve zamansız düşünülemez. İstisna hariç her şey ilk mekân -ilk küme-sıfır ve ilk zaman içindedir. İstisna hariç her şey en az bir ve/veya birden çok mekân içindedir.
-Belki de çok az sayıdaki istisnalar ve özel haller hariç:
a-Her şey en azından yaşamsal olarak mutlaka bir mekân ın içinde matematiksel olarak bir küme sınırı içinde rakamsal olarak bir mekân sıfırı içindedir.
b-Düşünsel, nesnel, zihinsel, sanal, nesnel, eylemsel…vb tabanlı her şey ; yaşamsal döngülerde (yaşamsal matematikteki) ilk mekân ın içinde, matematiksel olarak ilk küme sınırı içinde matematiksel alfabe olarak ilk sıfırın içinde yer alır Ya da bunları aşamazlar.
Bu mantıktan çıkarsayıştan hareketle olabildiğince en azında doğadaki her şeyin; yaşamsal matematikteki (yaşamsal döngüdeki) karşılığı, kümesel matematikteki karşılığı ve matematiksel alfabedeki (rakam, sayı ya da matematiksel kavramdaki) karşılıkları liyakatli ve doğru konumlandırılırsa tüm matematik çeşitleri (nesnel, doğal, yapay, yarı doğal, nitel, nicel, eylemsel, ilişkisel...Vb "Doğal ve Evrensel Matematik" alt çeşitleri) arasındaki fermuarların ilişkisel dişleri doğru örtüşür.


Eylem Boyutu;Canlı, Cansız ve diğer tüm yaratıkların iradeleri denetiminde/kontrolünde veya iradeleri dışında ürettikleri tüm eylemlerin özgün ve genel boyutlarıdır. Büyük kıyamet sonrasında yaradılışla ebedi hıza ulaşıldığında tüm eylem boyutları birleşerek ebedi eylem boyutunda yer alacaklardır.
Düşünsel Boyut (Hafıza Boyutu);Kendilerine akıl, ruh ve vicdan emanet edilen tercih sahibi yaratıkların düşünsel âleminde ürettiği sonsuz hızdaki (zikirullah için ebedi hızdaki?) tefekkür-düşünce ürünü düşünsel enerji-düşünsel eylem halleridir. Hafıza meleklerince ayakta tutulduğuna dair hadis vardır.
Batini Kalp Boyutu;Zahiri ve batini kâinattan daha büyük tüm yaratılmış ve hayat bulmuş yaratıkların aşamadığı ve içinde haşır olduğu en büyük kapasite ve havuzdur. Yere göğe sığmadın kulumun kalbine sığdım/Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Hz. Muhammed AS'IN Kalbine İndirilişiyle ilişkilendirişe çalışın (hadis var). Allah (C.C) insanda tecelli ettiği geçici mekandır.
Hz. Muhammed AS'IN Bâtıni kalbini temizleyip kuran ilmini ve peygamber ahlakını yükleyen Allah (C.C) ona oku emrini vermiş ve onu eğitmiştir. Takiben Hz. Muhammed AS kalbindekileri peygamber ahlakı hasletleri ve Hz. Kuran bilgilerinin tümünü hayatına uygulayarak, mantığına, bilincine ve davranışlarına mekanize ederek alışık tepki ve zamanla alışkanlık haline getirmiştir (gelmiştir).Peygamber ahlakı hasletlerini kazanmak ve yaşantısından hayır görmek için insanlara da Hz. Muhammed AS'IN davranış ve eylemleri örnek gösterilmiştir.
Zaman Boyutu;Zaman bir yaratıktır ve ebedi hayatın parçalanmış geçici boyutlu kâinatlarda genellikle!!! hıza bağlı olarak değişir. Sanki zaman ömrün ve geçici hayatın ölçüt boyutudur. Yaratık olmanın vasfı olan bir boyuttur. Zamanın varlığı tüm yaratıklara yapışık olarak yaşar. Yaratık ebedieşse bile zamanın girdabından kurtulamaz. Zaman diğer boyutlar gibi hıza bağlı olarak değişir ve yaratıklar açısından ebedi hızda yok edilemez ancak sıfıra yaklaşır. Zaman Boyutu; aklı, ruhu olan yaratıklar ve diğer bazı yaratıklar da uykuda ve uyanıkken farklı algılanabilen, hıza bağlı olarak uzayıp kısalabilen hatta ebedi hızla (Allah (C.C) izni ile) ölümsüzlüğe (ebediyete) kavuşabilen bir yaratıktır.
Allah (C.C) ebediyet boyutlarında ki ilimi içinde zerre nurdan nesnel, batini, sanal, düşünsel… Vb kâinatları ve tüm yaratıkları ilk yaradılış anında ebedi hızı yavaşlatarak farklı geçici hızlar yaratmıştır. Bunun sonucunda ebediyetten geçici zaman parçaları, ebedi mekandan geçici mekanlar, ebedi eylemlerden geçici eylemler yaratmış ve bunlardan bu günkü var olan kâinatlar ve yaratıklar sistemini yaratmıştır. Sonra sistemin içinde değişen koşullara uyum sağlayan yaratıkların yaşamasına olanak sağlayacak şekilde türeme ile veya değişik şekilde yaradılış yasaları ve kurallarını; yaratıkların ve sistemlerin yaşam döngülerinde alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirtmiştir. Her zaman parçası bir boyut birimidir. Ebedi hıza ulaşılınca tüm boyutlar birleşerek ve genleşerek doyuma ulaşmış ebediyete ulaşır. Bâtıni kâinatın 1 zaman biriminin zahiri kâinatın 50 bin katıdır, Yerler ve Gökler yapışıktı onları biz açtık, Allah (C.C) her şeyi nurundan yarattı, Onun (Allah (C.C)) her şeye gücü yeter ve her şeye kadirdir. Allah yerlerin ve göklerin nurudur. Ayetler var.
Zaman Baki (Ezeli ve Ebedi… olan) Allah (C.C)'HUN yaratıklara geleceğe doğru ya da yönde verdiği geçici hayatın birimsel ifadesidir. Zaman yaratığın/ların geri dönüşümsüz hal değiştirişine kadarki çevreyi etkilediği ve ondan etkilendiği ve/veya ürettiği hayat ölçeği denebilir. Yaratıklar ebedi yaşantıya katılışla (ebedi hıza ulaşan yaşantı ve/veya hayatlarıyla) zamanı ölçülemeyecek derecede asgariye ya da minimuma indirgeyecektir. Kaç nefes almış ve vermişseniz, bu nefes ve kalp atışlarıyla kaç birim görüntü ve veya/ve ne kadar hayat çevrenize enjekte edip ve/veya enjekte almış ve üreterek yaymışsanız… toplamı geçici hayat sıfatınızı uzunluk ölçüsüdür. Ola ki; Kâinatın hızlandığı dış kabuğunda sonsuz hızdan ebedi hiza doğru bir hızda ortam mevcuttur. Bu ebedi hıza yaklaşan Kâinattaki nesnel, düşünsel, sanal..vb enerji halleri olaylar olgular zamanın erimesi nedeniyle sonsuz ve ebedi arası bir mekanda Kâinattaki tüm yaratıksal buharlaşan hayatsal enerji birikmektedir. Bu mantıktan hareketle tüm yaratıkların hayat sıfatlarının uzunlukların doğum-ölüm ya da ortaya çıkış ve geri dönüşümsüz hal değiştiriş arasındaki toplam hayat kümesi o yaratığın ömürsel uzunluğu ve/veya eylemsel yaşantı kümesidir.



5.2.1. Tanımlayıcı Küme Tasarımı Modeli'nin Hayata Uygulanışı,
http://www.nadidem.net/ders/bmat.html (Demirkuş ve Alkan 2011)
-Her yaratığın en az bir kümesi vardır. Örneğin, Çoban Boşluğu hiç yaratık içermeyen bir mekândır.
-Özgün olarak tarif edilebilen ve sınırları olan her yaratığı bir küme elemanı kabul ederek onun ait olduğu bir üst kümeyi ya da kümeler serisinin sınırlarına kullanım ya da düşünsel amacımıza uygun belirlemek önemlidir.
-Örneğin, gezegeni bir küme elemanı olarak kabul edersek, ait olduğu kümeyi ya da kümeler dizinini; Güneş sistemi kümesi (sistemdeki gezegenler küme elemanlarıdır), Yengeç bulutsusu kümesi, Samanyolu galaksisi kümesi, kâinat kümesi… Vb olarak kabul edebiliriz.
-Örneğin, bir harfi küme elemanı kabul edersek, ait olduğu kümeyi ya da kümeler dizinini; içinde bulunduğu; hece kümesi, kelime kümesi, deyim kümesi, cümle kümesi, paragraf kümesi, sayfa kümesi, kitaplar kümesi, dünyadaki tüm kullanım alanları kümesi… Vb olarak kabul edebiliriz.
-Örneğin, bir elementi, molekülü, bileşiği küme elemanı kabul edersek, içinde bulunduğu; sınırları belli her ortamı küme olarak kabul edebiliriz. Yani içinde bulunduğu; bileşiği, bileşikleri, insanı, insanları, kâinatı… Vb kümesi kabul edebiliriz.
-Bu mantık kurgusundan hareketle; geçmişteki, gelecekteki ya da yaşayan asırdaki… Vb tüm zamanlardaki; bir karşılığı, pencereyi, denklemi, düşünsel bir yaratığı, geometrik bir şekli… Vb genel olarak her şeyi ya da tüm yaratık ve yaratıksal şeyleri bir küme elemanı kabul ederek nesnel matematiği küme kavramıyla ilişkisel olarak hayata uygulamak olasıdır.
-Bu modelde hiçbir küme elemanı diğeri ile %100 aynı kabul edilmez. Yani X yaklaşık X'e benzer ya da klonudur. Her koşulda biri diğerinin yerine kullanılmaz. Bu aynı kişiye ait göz bebeği, aynı kişiye ait simetrik ayna görüntüler gibi hemen her şey ya da yaratıkların özgünlüğü için aynı mantık kurgusu kabul edilir.
Özel haller hariç, özgün tanımı olan ya da tanımlanabilir; her yaratık, olay, süreç, olgu, ışık hızı, eylem, düşünce… Vb genel olarak her şeyi ya da tüm yaratık ve yaratıksal şeyleri bir küme elemanı olarak düşünün!! Veya yaratıkların ürettikleri enerji hallerini temsil eden; harf, sembol, kavram, isim, deyim, cümle veya alt birimlerinin bir veya birden çok alt küme, küme veya üst küme ile kâinatlarda (düşünsel, sanal, dijital, nesnel… Vb kâinatları ve içindeki genel olarak her şeyi ya da tüm yaratık ve yaratıksal şeyleri) temsil edilirler. Harf, sembol, kavram, isim, deyim, cümle veya alt birimlerinin kendileri de ait oldukları kümenin birer elemanıdırlar. Kısaca özel haller hariç, tanımlanabilir düşünsel, sanal, dijital, nesnel… Vb her şeye bir küme elemanı mantığıyla/gözüyle bakılabilir ve hayata uygulanabilir. (Demirkuş ve Alkan, 2011).

5.3. Yaratık Kümelerinin Sınıflandırılması
http://www.nadidem.net/ders/bmat.html (Demirkuş ve Alkan 2011)
Yaratıkların kümeleri çeşitli amaçlara göre sınıflandırılabilir. Örneğin, doğal küme, yapay küme, yarı yapay küme olarak sınıflandırılabilir.
1-Enerji kümesi (en büyük yaratıksal küme);Yaratıklar ve yaydıkları tüm enerji kümesi(nesnel ve anti nesnel-Bâtıni)
2-Canlılar kümesi; tüm canlıları içeren kümedir.
3-Yarı canlılar kümesi; tohum, spor… Vb kümeleri içerir.
4-Cansızlar kümesi; element, bileşik, karışım, atom ve atom altı enerji birimi hallerinden oluşan kümeler.
5-Yaratıkların yaşam döngüsünde yaydıkları enerji halleri kümesi. Örneğin, düşünsel, termal, kızılötesi… Vb enerji halleridir.
6-Çekim alanları kümesi; özgün ve genel çekim alanlarına ait küme.
7-Boş küme; genellikle bir mekânın içinde görülebilir ve idrak edilebilir hiçbir eleman yoksa boş küme denir.
8-Gerçekte içinde hiçbir yaratık olmayan sıfır (boş sıfır), boş küme ve/veya boş mekân özel hallerde bulunur.

6.1.2. Kâinatı; Küme Elamanı, Nicel, Bilimsel, Kurgusal, Yapısal, Düşünsel, İlişkisel ve Kümesel Keşfediş Çeşitleri

1-Küme Elemanı Mantığı ve Tanımlayıcı Küme Tasarımı İle Kâinatları Keşif; Kâinattaki/kâinatlardaki her yaratık, olay, süreç, olgu, ışık hızı, eylem, düşünce… Vb genel olarak her şeyi ya da tüm yaratık ve yaratıksal şeyleri bir küme elemanı olarak düşün!! Sonra seçtiğin küme elamanına bir üst olacağı ( o elemanı kapsayan/içeren) kümenin sınırlarını amacına uygun belirle ve gittikçe daha da genişleyen kümeleri düşünmeye başla. Şimdi kâinatın ilk yaratıldığı anda, karanlık enerjinin kâinatı genişletiş gücünü sembolik “10” kabul edin. Hemen genişleyen ilk küme sınırı ya da ilk mekân sıfırı “00” ve ilk zamanı “01” kabul ediniz. Bu ilk küme mekân sıfırını ilk yaratık (ilk mekân) ve ilk zaman kabul ediniz. İstisnalar hariç bitişik olan ilk küme-mekân sıfırını ve zamanını sonrada içinde yaratılan hiçbir şeyin onu yakalayamayacak kadar hızla genişlemektedir ya da şişmektedir (şişme kuramı). İlk mekânın içinde müteakiben yaratılan ve oluşan (tüm yaratıkları bir ve birin klonları “11” kabul edin); yaratık, olay, süreç, olgu, ışık hızı, eylem, düşünce… Vb hiç birinin kıyamete kadar ilk mekânın genişleme hızına ulaşamayacağını düşünerek kâinattaki/kâinatlardaki genel olarak her şeyi ya da tüm yaratık ve yaratıksal şeyleri küme elamanı mantığıyla düşünerek kâinatı/ kâinatları uygulamalı küme mantığı ve tanımlayıcı küme tasarımı matematikçileri gibi keşfet.

2- Evreni Nicel Matematiksel Sembollerle Keşif; Nicel matematik sembollerle ve matematik kurallarla doğayı zihnine ve iç dünyana konumlandır. Matematiksel sembollerle ve matematiksel kurallarla doğayı zihnine ve iç dünyana konumlandır.
Nicel-Nitel, Nesnel, Eylemsel, Uygulamalı; Matematik denklemlere ve kurallara dayalı bir bütünlük çözmecesi (pazılı) olarak doğayı iç dünyamıza ve zihnimize doğru konumlandırarak doğayı nicel matematikçiler ve teorik fizikçiler gibi keşfet. Doğayı düşünsel, uygulamalı, nesnel, nitel ve nicel matematik denklemler ve kurallar mantık ifadeleriyle iç dünyamıza konumlandırmak.

3- Evreni Nesnel, Nitel ve Düşünsel Keşif; Evreni Astronomi mantığıyla, ışık, renk vb mantıkla düşünerek keşiftir.


4- Evreni Tanımsal Kesif; Doğadaki kurallar, kanunlar ve kavramsal tanımların ilişkisel; kurgularına, denklemlerine ve kurallarına dayalı bir bütünlük çözmecesi (pazılı) olarak her şeyi iç dünyamıza ve zihnimize doğru konumlandırarak ya da doğayı felsefeciler gibi keşfet.

5-Evreni Yapısal Keşif; Görünür kaianat (beş duyu ve teknoloji araçlarla algıladığımız kâinat) tüm kainatın % 4 nü oluşturur. Kâinattaki karanlık maddeden ( kâinatın % 27 sini oluşturur) kaynaklanan atom ve atom altı zayıf çekim gücü ile atom üstü kuvvetli çekim güçleri kâinatı bir arada tutmaya ya da bedensel bütünlüğün dağılmasını önlerken bunu tam tersi karanlık enerji ( kâinatın % 68-73 nü oluşturur) kâinatın genişleyişine neden olmaktadır. Bu iki kuvvet kâinatın dinamik dengesini gittikçe hızlanan bir genişleyişe doğru götürmektedir.
Bu çekim güçleri cenderesi içinde evrenin; atom, atom altı parçacık ve özel enerji hallerinden atom üstü yaratıklardan ve sadece çekimsel güçten ibaret mekânsal boşluklardan oluşan dokusunu düşünelim.
Doğadaki atom, atom altı parçacıklar ve özel enerji hallerinin yani evrenin hamurunun yaratık olarak şekilsel/şekilleniş yapılarına ve işlevlerine dayalı ilişkisel denklemler ve kurallara dayalı evreni bir bütünlük doku çözmecesi (pazılı) olarak doğayı iç dünyamıza ve zihnimize doğru konumlandırarak kimyacılar ve astronomlar gibi keşfetmek.

6- Evreni Sistemsel Keşif; Kâinatı; canlı, cansız ve yarı canlı sistemlerin alt ünitelerinin örgüsünden oluştuğunu ya da bu örgülere dayalı yaratık sistemlerinin bütünlük çözmecesi (pazılı) olarak iç dünyamıza ve zihnimize doğru konumlandırarak biyologlar gibi keşfetmek.

7- Evreni İlişkisel Keşif; Kâinatı yukarıdaki tüm keşif ve analiz yollarından hangisi ya da hangileri size uygunsa onu veya onların hepsini bilimselliğin kefeninde-çetelesinde (metriksinde) ya da bilimsel disiplin ve mantık çerçevesinde bir arada ilişkisel-düşünsel olarak âlimler gibi keşif etmek.

8-Evreni İlahi Ya Da Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Keşif;
Allah (C.C)
-Önce Hz. Muhammed AS'IN Kalbini (batini ve zahiri) sıkıştırıyor sonra batini kalbin içini temizliyor Kuran-ı Kerimi (Tüm Ayetleri) Nur Olarak Yükler.
-Sonra Cebaril AS'LA (İlim meleği) Bazen toplumsal olayların ve süreçlerin oluşum seyrine bağlı ve bazen de olaylardan bağımsız olarak ayetleri Hz. Muhammed AS'A indirmiş ve HZ. Peygamber AS Ashab-ı Kirama yazdırtmıştır.
-İndirilen ayetlerin topluma ve hayata uygulayan HZ.Peygamber AS Ashab-ı Kiramla ve bazen halkla İstişare ederek ayetlerin hayata uygulanış ve etkilerinin sonuçlarını hadis olarak kayıt etmiştir.
-Tüm Ayetlerin yeryüzündeki uygulanış ve pekiştireçlerden sonra Allah (C.C) tarafından Miraca davet edilerek (çıkarak) Tüm Ayetlerin tarihi, asri ve atideki uygulanışları konusunda görülmesi, izlenmesi ve yaşanması gereken her şeyi ya da hepsini dünya hayatındaki duyuşsal algılanışlardan daha güçlü olan kalp gözüyle görüp kalbine kayıt etmiştir. Sonra Yeryüzüne inmiştir.
Özet;
-Kalbini temizleyip Kuran-ı Kerimi (Tüm Ayetleri) Nur Olarak Yükler.
-Yüklenen Kuran bilgileri zaman süreci içinde Cebarail AS tarafından zaman ve koşullar oluştukça ayetler HZ. Muhammed AS'A indirilmiş ve Ashab-ı Kirama yazdırılmıştır.
-Ayetler Öncelikle HZ. Peygamber ve Ashab-ı Kiram tarafından hayata uygulanmış ve peygamberce hadisler yazdırılmıştır yani hadisler ayetlerin geldiği koşullara peygamberce uygulanış meyveleridir.
-Miraca davet edile HZ. Peygamber ayetlerin tarihi, asri ve ati uygulanışını kalp gözüyle yaşayarak öğrenmiş, yaşamı ve dünya hayatına dönmüştür.


6.1.3. Tezde İleri Sürülen Kavramlar Çerçevesinde Temel Kozmolojik Evrimin Küme Kavramı Çerçevesindeki Olası Aşamaları;
Araştırmada var olan bilgileri bir bütünlük ya da bilim çözmecesi (pazılı) içerisinde; matematikçiler-fizikçiler gibi denklemsel mantığa, felsefeciler gibi tanımsal mantığa, kimyacılar-astronomlar gibi yapısal mantığa, biyologlar gibi canlı-cansız sistemler… Vb. mantığına dayalı düşünsel havuzda, bir arada değerlendirdiğimizde;

a- Ola ki Büyük patlama kuramının konumu, kâinatın yaradılışı ya da oluşumu esnasındaki ilk en küçük süper novacıklar ve ilk süper novalarla örtüşür (Gülen, (2010).
http://www.nadidem.net/f/bpatlama/bpatlama.mp4

b- Ola ki Evrimsel açıdan ilk kümenin karanlık enerji ( kâinatın genişleyişinden sorumlu enerji), akabinde ilk karanlık madde kümesi, tüm yaratık ve her şeyi içeren ilk mekân kümesi (İlk Uzay) ve ilk zaman ve müteakiben , ilk atom altı parçacıklar gelmektedir. Bu durum patlama öncesi ilk evreyi içerir. İlk evrede patlama olma olasılığı çok zayıftır. Süpernovacık patlamalarının bu evreden sonra olma olasılığı çok yüksektir. http://www.tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BCy%C3%BCk_Patlama, (Gülen, 2010).

c- Büyük Patlama Kuramı'yla ilgili verilen bilgiler; kozmik evrenin sadece ilk yaradılışına ait başlangıç, başlangıçtan bugüne kadarki (13-14 milyar yıl) olgunlaşmanın tamamlanışına ait bilimsel bilgiler, kuramlar ve büyük kozmik kıyametin kopuş teorilerinden oluşmaktadır ya da kuramsal olarak örülüdür.

d- Tezdeki, literatürden edinilen kaynaklardan ulaşılan, seçilen ve üretilen tüm bilgiler; yukarıda bahsedilen bilimsel ve düşünsel mantık kurguları örgüsüne dayalı olarak Büyük Patlama Kuramı'nın sadece kâinatın kozmik evriminin “yarım döngüsünü” izah eder. Yani yaradılıştan kâinatın büyük kıyametine kadarki döngüsü nesnel ve kuramsal bilim tabanlı olarak izah edilmiştir. Ancak enerjinin korunumu prensibi, doğadaki simetrik oluşum yasaları ve doğal döngülerin tamamlanışı prensibi gereği; kâinatın büyük kıyameti (kâinatın ölümü) ve ilk yaradılıştan ölüme kadarki ömründe Kâinatlar Döngüsünün Mekânına yaydığı ya da buharlaştırdığı doğayı aşan hayat enerjisinin akıbeti konusu hakkında bilgi verilmemiştir.

e- Büyük Patlama Kuramı'nın bilimsel hayat hikayesi ve var olan bilgiler üzerine geçmişten geleceğe, gelecekten geçmişe doğru, yukarıda bahsedilen kâinatı keşifle ilgili 7 tane mantık kurgularının bileşkesinden hareketle; canlı, cansız, yarı canlı, nesnel, düşünsel… Vb doğal, yapay ve yarı doğal döngülerin tamamlanış kurguları çerçevesinden; çok yönlü simetrik, asimetrik tersyüz, düz, tümsek ve çukur ayna mantık sistemleri, ıraksak, yakınsal ince ayar netlik mantık sistemlerinin bileşkesinde düşünüldüğünde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
http://www.nadidem.net/fizuzaypdf/bpkw.pdf
-Ola ki kâinatımızın kıyameti “Büyük Yırtılma Kuramı” şeklinde ya da onunla örtüşük son bulacaktır.
http://www.nadidem.net/kf/sgkaranlike1/sgkaranlike1.mp4 . kâinatın diri ve ölü iken yaydığı hayat enerjisi Kâinatlar Mekânı'nda birikerek, belirli kuluçka dönemleri büyük patlama öncesine benzer devirleri geçirdikten sonra; büyük patlamaya benzer bir ikinci bir patlama sesi ile kâinatımızın birikmiş çeşitli hayat enerjisi çeşitleriyle-halleriyle yeniden diriliş ve yaradılışın tecellisi döngüsünün başlamasıdır. Kâinatımız ve ilişkisel tüm kâinatların Kâinatlar Mekânı'nda biriken ve var olan enerji hallerinin; evrimin-değişimin bilinen kuralları, prensipleri, kâinattaki simetri yasaları ve yaratıkların hayat döngülerini tamamlayış ve/veya devamı prensipleri gereği kâinatın yeniden simetrik-döngüsel hayat bulacağı büyük, belki de kesin bir olasılıktır. Bu döngünün tamamlanışı yani yeniden diriltilen kâinatımız ve ilişkisel kâinatları; kâinatın öteki yüzü (madde ötesi döngüsel tamamlanış) hayat hâsılatının hayat bulunuşunun akabinde ya da müteakiben yeni bir büyük patlama benzer kâinatların yaradılış başlangıcı anlamı çıkartılmalıdır. Büyük patlama sonrası kâinatın olası akıbeti kurgusu; Büyük Patlama Kuramının bilimsel ve kuramsal bilgi örgüsü mantığının Kuran-ı Kerim CC kitabındaki (kaynaklar kısmında verilen) bazı ayetlerle benzer bilgiler eşleştirilerek ve ilişkiselleştirilerek hazırlamıştır. İlgili ayetlerin Büyük patlama kuramıyla ilgili örtüşümler aşağıda sunulmuştur.

f- Allah (C.C) Arşı su üstünde iken hanginizin daha iyi amel işlediğini deneyiş için kâinatı yarattı (Kuran-ı Kerim CC 11.Sure /7. ayet). (düşünsel enerji).
-Başlangıçta yerler ve gökler yapışıktı (bir bütündü) sonradan onu ikiye ayırdık ve yaşayan her şeyi sudan yarattık (Kuran-ı Kerim CC 21.Sure/30. Ayet). Büyük Patlama Kuramı'na göre ilk başta kâinatın tüm potansiyel enerji değeri bir toplu iğnenin ucundan daha küçük bir hacimde her şey yapışık, sıkışık ve kodlanmışken; karanlık enerji ile genişletilmiştir., http://www.nadidem.net/kf/sgkaranlike1/sgkaranlike1.mp4.
- Kâinatı 6 Günde/Evrede (Kuran-ı Kerim CC 10.Sure /3. ayet, Kuran-ı Kerim CC 11.Sure /7.ayet) yarattım (Kuran-ı Kerim CC 10.Sure /3. ayet). Büyük Patlama Kuramı'na göre kâinat yaklaşık 6-7 milyar yaşında olgunluğa erişmiştir. Yani kâinat yaklaşık 6 milyar yaşında iken karanlık enerji karanlık maddeye galip gelerek göğü genişletişe başlamıştır.
http://www.nadidem.net/kf/sgkaranlike/sgkaranlike.mp4
- Göğü hala genişletmekteyiz (Zariyat 51. Sure 47. Ayet). Şişme Kuramı bu ayeti tarif etmektedir. Büyük Patlama Kuramı'na ve bilimsel bulgulara göre kâinat yaklaşık 6 milyar yıl yaşında iken daha hızlı genişlemeye başladı. Genişleyiş enerjisi (Karanlık Enerji) hâkimiyeti aldı.
- Büyük kıyamet göğün yarılış ve yıldızların yörüngesinde sökülüşü ile başlatılacak (Kuran-ı Kerim CC 81. Sure/1-3. Ayetler ve 82. Sure/1-3. Ayetler ). Ola ki bu ayete en yakın olan Büyük Patlama Kuramıyla örtüşük olarak kâinatın kıyameti “Büyük Yırtılma” Kuramıyla örtüşük gerçekleşecektir.
http://www.nadidem.net/kf/sgkaranlike1/sgkaranlike1.mp4
- Kâinatın ölümünden sonra, tüm yaratıkları bir çığlık sesi ile bir araya toplayacağız (Kuran-ı Kerim CC 36.sure 49-54. ve 79.sure-6-14. Ayetler). Bu ayetler ve bu olay; Enerjinin korunumu prensibi, doğal döngülerdeki prensipler ve doğadaki simetri yasalarına uygun olarak; Büyük Patlama Kuramı'nın yani Birinci Çığlık Kuramı'nın simetrik döngüsünün tamamlanışının devamı bir durumudur. Yani Kâinatın ikinci çığlıkla dirilişinin başlangıcıdır.
-Büyük Patlama Kuramı'ndaki (Birinci Çığlık Kuramı'ndaki ) çoğu kesin bilgilerle birebir Kuran-ı Kerim CC kitabındaki yukarıdaki ayetlerle örtüşür. İlgili ayetlerden ilişkisel bir paragraf örgüsü çıkarılınca şu paragraf oluşuyor.
-Allah (C.C) Arşı su üstünde iken hanginizin daha iyi amel işlediğini deneyiş için; birbirine yapışık olan yerin ve göğün arasını açarak, kâinatı 6 Günde/Evrede (Kuran-ı Kerim CC 10.Sure /3. ayet, Kuran-ı Kerim CC 11.Sure /7.ayet) yarattı ve göğü hala genişletmektedir. Büyük kıyametle gökler yarılacak,yıldızlar ve gezegenler yörüngesinde sökülecektir. Kâinatın ölümünden sonra bir çığlıkla tüm ölü yaratıkları bir araya toplatarak diriltilecektir. Şeklinde toparlanabilir.
-Ola ki tüm kâinatlar ya da kâinatların hepsinin döngülerinin içinde evrimleştiği ve cereyan ettiği kâinatlar kümesi mekân ı ve/veya kâinatlar mekân ı vardır.



Kavim;Yeryüzünde belli yaşam yerine/lerine, dil/dillere, vahşi/doğal kavim ahlakı ve özgün kültüre/lere sahip toplumlara verilen isim/addır. Yeryüzünde İbrahim AS'IN Milletine (Müslüman'lara) Peygamberlerce getirilen peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakı dışında tüm kavimlerin ahlakı doğal ve vahşidir. Âdem AS Öncesi ve bugüne kadar doğal insanların toplumsal(vahşi/doğal insanlar/İnsan Suresi/76 sure/ 1.Ayet) yaşantı ve kavim kuruluşları hemen hemen hayvani ve hayvani güce ya da doğal evrimsel güce entrikalara, hilelere dayalı yürümüştür yani güce ve zorbalığa dayanmadan (Akla ve mantığa dayalı savaşsız) çok az anlaşmaları olmuştur. Ve Rableri onların dualarını şöyle cevaplar: "İster erkek, ister kadın olsun, [Benim yolumda] çaba gösterenlerden hiç kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım: [çünkü] hepiniz birbirinizin soyundan gelirsiniz. (Ali İmran/195). "Ve insanı sudan (meniden) yaratıp da ona, (ana-baba tarafından) soy-sop, (karı-koca tarafından) akrabalık veren Odur." (Furkan, 54) Bilgisayar kasalarının; nesnel donanımlarının, işletim sistemlerinin ve yazılımların yakın geçmişi olmasına rağmen gerçek bilgisayar kasasının, nesnel donanımlarının, işletim sistemlerinin ve yazılımların; yapay evrimi ve orijini arasındaki ilişki ya da özgünlüklerinin tek tek ve birlikteliklerindeki yapay evrimi/leri ilişkisi bize doğal yaratıkların doğal evriminin gelişim biçimleri hakkında çok önemli bilgi vermektedir. Yeryüzündeki insanların geçmişteki ve günümüzdeki davranışları fert ve kavim bazında doğru okunarak; Ne Kadar Rahmani (Peygamberi), Ne Kadar Evcil (Âdemi), Ne Kadar Vahşi (Maymunsu/Hayvani), Ne Kadar Şeytani (İblisi)... Vb Zürriyet oldukları insanlığın gerçek hayat hikayesi hakkında (evrimi) bize çok önemli bilgiler verir. Demirkuş 2013
 -Kavimler ve ümmetler insan çözmecesinin (pazılının) dinamik parçaları fertlerde ait olduğu parçanın dinamik dokuları gibidirler. İnsan şeytan değildir. Yeryüzü Doğal insanları ve/veya insansıların dağa, taşa, doğaya bilime, ilime…Vb bir sürü şeye tapışı onun doğal imanının tecellisinden beri vardır. Ancak Âdem AS'LA kemale erdirilmişti. Tüm doğal insanlar ve bu günkü onların devamı olanlar Hz. İbrahim AS'IN Ay'a, Güneş'e, Doğaya,… Vb doğal tapışının ve doğal imanın yani ontogenik (özgün-ferdi hayat döngüsü) doğal döngünün Allah (C.C) tarafından ıslahatla kendine yönelişinin insanın filogenetik iman edişi çok benzerdir. İnsan iblisin (Azazil-İbn-İ menazilin) Ahlak işletim sistemini ve eylemlerini hayata uyguladıkları zaman şeytana benzemiş ya da uymuş olurlar. Şeytan Müslüman'a musallat ancak her türlü yani tüm insanlığın düşmanı yaratıktır sebebi de kendisinden halifeliğin alınıp insan verilişidir. Demirkuş 2011 İbrahim AS'IN ırkı ve milleti dışında tüm insanlığı Doğal bir ve/veya birkaç kavime tevhit etmek ya da sığdırıp disipline etmek olası değildir. Salâvatı şerefenin okunuşu ve Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye (Ayet var).
 -Hiçbir yaratığın halifeliği kabul etmek istemediği halde insanın Allah (C.C) önerdiği halifeliğe hemen talip oluş cehaleti ve aceleciliği ilginçtir (Ayet vardır). Âdem öncesi tapınan ve/veya inanan insansıların tümü, Âdem AS sonrası insanların bir kısmı (Âdem AS öncesi insanların/onların devamı gibi) sanki tüm yaratıkları anlamak için taparak yaklaşmış ve yaklaşıyor (Vahşi /Doğal İnanç). Sanki insan en aşağılık yaratık özelliklerinden en şerefli yaratığa kadar her türlü özelliği özünde bulunmakla tüm yaratıkları kuşatan ve tevhit eden özelliğiyle halifeliğini de her sahada ifade ediyor. Doğaldır ki insan bu yönü ve eylemleriyle; Şeytanları, Cinleri, Melekleri, Doğayı… Vb tüm yaratıkları kuşatması çok doğal ve gerekli gözükmektedir. Hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz: “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10, 11) buyurmuştur. Sanki Allah CC'HUN muradı insan, daveti İslamdır. Bu açılardan insanların farklılıklarını ( kâinatın en +, en 0 ve en- ...enlerini temsil eden ve kuşatan halife yaratıktır), ifrat ve tefritlerini, sıradışılıklarını, özel hallerini; doğru okumak , doğru empati/eşduyum duymak, doğru anlamak ve doğru değerlendiriş çok önemlidir. Sanki insan şeytanın tüm sapıklık ve hilkat garibesi arzu ve istemlerini ve/veya onları aşacak şekilde çok yönlü ve kapasiteli yaratılmış bir yaratık gibi görünmektedir. Şeytan hiçbir zaman insanı ve insanlığı aşamayacaktır. Ateşin ilahlık arzusunu Zerdüştlerin kalbinde, Güneşin ilahlığa ilgi duyuşunu Yezitlerin Kabinde…. Vb tapan insanların kalbinde ya da taptıklarının Allah (C.C) ilahlığına sadakatinin delillerini insanların kalbinde keşif etmek ve/veya tüm yaratıkları insanda doğru okumak önemli bir yargı ve keşif olmalıdır. İnsanın özgünlüğünü doğru tanımak ve tüm yaratıkları insanda okumak, görmek, tanımak insanlığın geleceği için önemli bir yargı olmalıdır. Allah (C.C)'HUNDAN insana af diliyorum. Bu bir temenni kurgusudur tabii. Belki de insanın halife oluşunun gereği olarak;her ahlak seviyesinde ve her türlü ifrat - tefriti makamlarda temsil edilmesi gerektiği için; Nemrut, Firavun , Atilla'i, Cengiz Han, Çin, Hitler, Karun, Lut AS kavmi, Hud AS kavmi, Semud Kavmi, Nuh AS Kavmi, Deccal…Vb nefislere (yaratıklara) yaşama ve yaratıklara tapışının tercihi yaşatılıyor ve hayat hakkı veriliyor. Bunu anlayışta sıkıntı çekmekteyiz. Bu konuda;insan alimleri, din alimleri ve bilim alimlerini peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak ortak paydasında tek insanda tevhidini dileriz. Böylesi insanın Allah (C.C) tapışını ve peygamber ahlakıyla tevhidini Allah (C.C)'HUNDAN dilerim. Belki Müslüman'lar o zaman rahat edeceklerdir. Bu açıdan her türlü insanın insanlığın yaradılış gereği ve amacı nedeniyle neden yaşatıldığına doğru empati/eşduyum duyulup yaşam hakkına ihtiyatlı yaklaşmalıyız. Ancak insanların yönetim hakkını sürekli ifrat ve tefritlere değil en akıllı ve rahmanilerine teslim etmek en doğru tercihtir.
Doğal Kavimler; Genellikle aynı örf, adet, değer yargılarına sahip, ayni dili konuşan, yakın yaşam yerlerin de yaşayan toplumlara doğal kavimler denir. Yapay kavimler hariç, dünyadaki tüm kavimler doğaldır. Bazı eski din ehli ya da bazı batılılar tarafından şeytan diye nitelenerek katledilen;(Filmi izleyin), Astekler , Mayalar, İnkalar, Kızılderililer, Aborcinler, Eskimolar, Doğal Afrika Kavimleri…Vb kavimlerin; hükmündeki, içindeki ve çevresindeki tüm kavimleri işgal edeyim hükmümle onların sırtından geçineyim şeytani, deccalı ve iblisi zihniyetinden çok vahşi/doğal inanç ve imanlarının gereği insan olarak yaşamak istedikleri için insan olmak isteyen ya da insanca yaşamak isteyen doğal insanlardırlar. Bu dönem Doğal insanların; belki de çevresindeki hemen hemen tüm yaratıkların zilletine verilmesi ve ona boyun eğdirilişinin bilincini sezişi; onları doğaya ya saygı ile, ya tevazu ile , ya sadakatle ya da insan kurban edişin doğal sadakati ve cehaletinin iman edişine götürmüştür. Belki de bu durum Allah (C.C) Âdem AS'N yaradılışını tetikleyen sebeplerinden biri olmuştur. Sonuç olarak Âdem AS ve Havva Annemiz özel yaratılmışlardır. Peygamberler ve Hidayet edilen âlim insanlar Allah (C.C) onların kalbinde özel Tecelli etmiştir ve özel donatılmışlardır. Ola ki; doğal inanç, dâhilik, mucitlik, milliyetçilik, demokrasi, kapitalizm, şovenizm, siyoşovenizm, Siyonizm, komünizm… Vb şeyler ve diğer tüm insanlar ilk yaratılan kâinattan bu güne kadar ki evrimin ürünüdürler ya da evrimleşmişlerdir. Sırasıyla önce İnsanın Yaradılışı (İnsan Suresi 2. Ayet) ve sonra Âdem AS’IN yaradılışıyla ilgili ayetler tek tek ve ilişkisel düşünüldüğünde bir birini tamamlayıcı olduğu aşikardır.Ve Rableri onların dualarını şöyle cevaplar: "İster erkek, ister kadın olsun, [Benim yolumda] çaba gösterenlerden hiç kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım: [çünkü] hepiniz birbirinizin soyundan gelirsiniz. (Ali İmran/195). "Ve insanı sudan (meniden) yaratıp da ona, (ana-baba tarafından) soy-sop, (karı-koca tarafından) akrabalık veren Odur." (Furkan, 54) Belki de bu Doğal imanlı kavimlerin ya da insanların vahşi/doğal inanış ve imanları hürmetine Allah (C.C) Âdem AS'I Yaratıp şeytanın kavminin (cinlerin) ve şeytanın imamlığını (iblisin) lağvedip gerçek ve sorumlu insanı (Âdem AS) yaratıp halife kılmıştır. Daha sonra Âdem AS Yeryüzüne indirilerek vahşi/doğal kavimlerle zürriyeti harmanlanmıştır. Âdem AS ilk gerçek sorumlu insan kabul edilmiş ve İbrahim AS Milletine tabii olunarak bu güne dek zürriyeti vahşi/doğal insan zürriyeti içinde bereketlenmiştir. Vahşi /Doğal insanların çoğu cahil oldukları için Âdem AS'IN zürriyetine ya da ona tabii olmak isteyen Müslüman'lara Doğal ve cahil olan insanlardan yerine göre uzak durulması istenmiştir.
Yapay Devletler; Kapitalistler, Komünistler…vb yönetim sistemlerince siyaset ve menfaat gereği oluşturulmuş kavimlerdir. Örneğini Güney Afrika Cumhuriyeti Beyazları.1-OIa ki Tüm doğal Hayvanların ve bazı doğal İnsanın düşünce sistemini tamamen doğa şekillendirmiştir. 2-Tüm Peygamberlerin düşünce sistemini Allah (C.C) değiştirmiştir. Sanki çoğu insanların düşünsel döngüsünün hayata uygulanışı bu iki cümle dizgesi içinde yer alıyor.
Doğal/Vahşi Milletler; Belli yaşam yeri, dil ve kültüre sahip çevresindeki kavimleri genellikle; inandırarak, cebren, hile ve siyasetle işgal ederek onları; özgünlükleri, düsturları ve menfaatleri çerçevesinde yönetilmeye mecbur kılan devlet olmuş kavimlere verilen isimdir. Dip diri yaşayan Kâbe'ye, İslam'iyete ve İbrahim AS'IN Milletine rağmen;Nemrut, Atilla'i, Cengiz Han, Firavun, Çinler, Hitler, Karun, Luti, Semudi… Vb milletlerin düşünceleri yeni kavimlere dönüştüğü, turizmleştiği ya da taştan harabeleştiği gibi coğrafik konum gereği olarak bir arada bulunma sonucunda devam eden eski harabe kültür ve nesiller dışında tüm Doğal milletler Allah (C.C) takdiri evrimsel değişimin gereği olarak bu ve benzeri akıbeti/leri yaşamaya mecburdurlar. RA'D(13) 11. Ayet. İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez (Rad, 13/11). Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur. Allah (C.C) değişimi kabul eder hatta değişmek istemeyen fert, kavim, toplum ve devletleri değiştirmezmiş (Ayet vardır).Değişen asrın koşullarına uyum için İslam dinini desteklemek üzere Âlim göndereceğine ve kıyamete kadar Müslüman'lara icabet edeceğine dair Hadis ve Ayetler vardır.
İlkel ve Yapay Milletler; Kapitalistler, Komünistler…vb yönetim sistemlerince siyaset ve menfaat gereği oluşturulmuş milletlerdir. Ör. I., II. ve III., Dünya savaşlarının sonucunda ilkel veto imparatorluğu birlikteliğinin (veto yetkisine sahip ilkel devletler birlikteliği) menfaatleri gereği oluşturulan yapay milletler.
Gerçek ve İlahi Tek Millet;
İlk ve tek gerçek Millet İbrahim AS'IN Milleti'dir. Kâinat İbrahim AS'IN Milleti'nin hakikati ve düsturu üzerinde haşır olacaktır. Diğer milletlerin hepsi; dünyevi, ilahi/peygamberi terbiyeden mahrum doğal terbiyeli ve doğal kültürlerinin özgünlükleri şemsiyesinde Âdem AS öncesi vahşi/doğal çizgi insanları olup (vahşi/doğal insanlar/İnsan Suresi/76 sure/ 1.Ayet) hükmündekilerin özgünlüklerine yetersiz ya da asimilasyonla hükümlerini sürdürmüş ya da sürdürmektedirler. Bu çok doğal bir sonuçtur. Doğal hiçbir milletin kültürü/leri tam teşekküllü evrensel ya da ötesi değil doğal eksik ve yetersizdir.Ve Rableri onların dualarını şöyle cevaplar: "İster erkek, ister kadın olsun, [Benim yolumda] çaba gösterenlerden hiç kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım: [çünkü] hepiniz birbirinizin soyundan gelirsiniz. (Ali İmran/195). "Ve insanı sudan (meniden) yaratıp da ona, (ana-baba tarafından) soy-sop, (karı-koca tarafından) akrabalık veren Odur." (Furkan, 54) Tarihte bir tek İbrahim AS'IN milletinin hükmüne tabii idare edilen kavimler asimilasyondan, cehaletten ve zulümden yakasını kurtarabilmiştir.Bir çok kavimde halen İbrahim AS'IN İslam'i kültür değerlerini kendi milli kültürü olarak dünyaya tanıtma cehaleti ve gafleti hatta belki de ihaneti içindedir. Allah (C.C)'HUNE yeryüzünde sadece Âdem AS'IN zürriyetine icabet etmemiştir. Doğal/Vahşi kavimlerin zürriyetlerinede icabet ederek peygamber olarak ıslah etmiş ve lider kılmıştır. Ör. İbrahim AS'IN babası bir putperestti ve Nemrut'un cahil devletinden/milletinden uzak tutarak ıslah ederek kendine onu dost edinmiştir. Mekke'ye ve Kâbe'ye kadar giden serüveninde her an rablik etmiştir. Onun içindir ki Peygamber efendimiz Rabbinizde tek (Allah (C.C)) babanızda tektir (Âdem AS) diyip (Hadis var) Müslüman'ları Siyonizm afatından uzak tutmuş ve Siyonizm'den men etmiştir. Ben Arab'ım ama Araplardan değilim diyip (Hadis var) Müslüman'ları Şovenizm afatından uzak tutmuş ve doğal, yapay, millet, kavim, ailevi... Vb her türlü milliyetçiliği Müslüman'lardan men etmiştir. Aslını inkâr edenler bizden değildirler (Hadis var) kavimlerin özgünlüğünü kabullenmiştir. Birbirini tamamlayan bu iki hadis arasındaki ince çizgi çok net ve ders alıcıdır. Bunun kanıtı da her Müslüman kendi doğal kavminden İbrahim AS'IN kavmine kabulü için salavat-i şerifeyi okuyup Allah (C.C) dua eder ve dilekte bulunurlar.

İNANIŞ VE Allah (C.C) 'YE TAPIŞLARINA GÖRE İNSANLARI KABA SINIFLANDIRIŞ

I-Vahşi İnsan (Doğal İnsan/Cahil İnsan); Bilinçsel olarak Allah (C.C) tanımayan (sahibini tanımayan) ya da inanış gereksinimi duymayan; ruhsuz, akılsız, ilahi imansız, doğal vicdanlı ve Allah (C.C)'HUNDAN başka şeylere tapan (cahil-doğal şirk sahibi) Âdem AS öncesi ve sonrası doğal imanlı insanlar(vahşi/doğal insanlar/İnsan Suresi/76 sure/ 1.Ayet). Ve Rableri onların dualarını şöyle cevaplar: "İster erkek, ister kadın olsun, [Benim yolumda] çaba gösterenlerden hiç kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım: [çünkü] hepiniz birbirinizin soyundan gelirsiniz. (Ali İmran/195). "Ve insanı sudan (meniden) yaratıp da ona, (ana-baba tarafından) soy-sop, (karı-koca tarafından) akrabalık veren Odur." (Furkan, 54)

II-Evcil İnsanlar/Yarı Vahşi İnsanlar; Bilinçli ve/veya bilinçsiz sahibini (Allah (C.C)'Yİ) tanıyan ya da kabul eden doğal insanlar arasında peygamberi hasletlerle tefekkür eden ya da onları taklit eden; ruhani (meleği), akıllı ve insani vicdanlı oluşa gayret eden Âdem AS sonrası insanlardır.  

III-Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Âlim İnsanlar; Allah (C.C)'HUN ilim verdiği ve/veya kalbinde tecelli ettiği en akıllı insanlardır. Peygamberler ve İslam'i âlimler olan insanlardır.

IV-Diğerleri; Yukarıdaki üç kategori dışında kalan insanların hepsi. Örneğin, İnsanlığın halen toplu en fazla kemale ermesi/erişi Hz. Mehdi ile ilgili hadislerin ilişkisi önemlidir. Allah (C.C)'HUN fert ve kavim bazında insanlara verdiği artıları maksimum adil ve rahmani paylaşılış bilinci gelişince insanlık kemale ermiş sayılacaktır. Demirkuş 2013 Bu toplu kemale eriyiş zirvesinde sonra insanlığın çetin bir ahlak sınavı bekleneceğinden bahsedilir (hadislerde) yani Yecüc ve Mecüc denen azgın kavimin türeyişi.

CANLI YARATIKLARIN; GENEL DÖNGÜLERE KATKI PAYLARINA  GÖRE  KATEGORİZE EDİLMESİ VE GRUPLANMASI

I-Yapay İkel (akli primitif) İnsan/Toplum/Devlet,
  II-Doğal İnsan/toplum/devlet, 
  III-Çağdaş İnsan/toplum/devlet
  IV- Normal İnsan/toplum/devlet,
  V-Evrensel İnsan/toplum/devlet,

  VI-Gelişmiş İnsan//toplum/devlet,
 VII-Diğer İnsan/toplum/devlet   
VIII-Hayvanlar ve Diğer Canlılar (Akılsız, Ruhsuz ve İnançsız Canlılar)
   
I-İlkel İnsan (tercihi ilkel/primitif insanlar (
Âdem AS Sonrası Teknolojik İnsan): Bilerek ya da bilmeyerek istendik ve gerekli;yaratıklara, çevresine, doğal, sosyal, yapay ve zihinsel döngülere doğrudan veya dolaylı zarar veren kavim ve/veya insandır.  Fert /kavim/toplum/ devlet; bilerek-bilmeyerek veya keyfiyetinden, doğaya-yaratıklara  parazit- Müsrif Teknoloji, Patojen (öldüren), fosil ve ilkel olarak yaşıyorsa, bu kategoriye girmeye hak kazanır. Her şeye çözümü;bilim ve sermaye ile bulmaya çalışır. Tek çözüm ekonomi, para ve güç dengesine bağlıdır. Parayı güç ve amaç olarak kabul eder. Ekonomik sorunların çözülmesiyle insanlık sorunlarınında çözüleceğine inanır. İlmin hiçbir değeri yoktur, aksine ilim tehlikelidir. Ortaçağ gerçekleri nedeniyle, haklı olarak; laiklikle ilimi terk etmiş veya ilme olan güvenini kaybetmiştir.1, 2, 3, 4. Parayı veren düdüğü çalar zihniyetli fert/toplum ve devletlerdir. Menfaatleri gereği, genel döngülerin(dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, toplumsal, doğal ve tüm enerji hallerine ait döngülerin) bilincinden yana gözükürler. Bu insanlar yer küresindeki toplumsal besin piramidinin tepesindeki doyumsuz aslanlar gibidirler. Boşa geçen;güneş, rüzgâr, manyetik alan, dalga… Vb enerji çeşitlerinden yararlanmayı geç idrak edebilen, para- sermaye(kapitalist tutku ve tiryakilik) ve insanlara ilahlaşmak tiryakiliği nedeniyle patojen teknoloji ile üzerinde yaşadığı ve gelecek nesillerin yaşam tarlası olan gezegenin; toprağını eritip gaza toza çeviren, gezegenin can damarlarında ki gaz ve sıvıları içip havayı kirleten ve çevrenin dengesini bozan 19.-20. yüzyılın tipik insanıdır (Gelişmiş Ülkeler). Bu kategorideki insanların ve liderlerinin çoğu cahildir bilmediğini de bilmiyor. -Yaşam döngüsünde;çevresini, dünya'yı ve doğayı hor kullanarak bu konuda tüm kavimleri şaşırtıp Müsrif Teknoloji, Patojen (öldüren), fosil ve ilkel teknolojisiyle kendilerini taklit ettirerek doğal döngüye zarar verdirmeye sebep olmuştur. Gelecek nesillere borçlu yaşayan ve ölen insanlardır.
-Bedenen insan kalben ve düşünsel olarak ilkel olan insanlardır.
-Bu insan tipi kendini ve tüketimini doğada amorti edemeyecek kadar zavallı bir idrak içindedir.1
-İstisnalar hariç bu ilkel insan tipinde zihin bedenle uyur bedenle uyandığı için çocuk gibidirler.
-Bu insan tipinin kalp havuzu
doğal doğanın nesnel ve sanal âlemleriyle kenetlenmiştir. Yani yaydığı ve ürettiği nesnel ve sanal enerjinin özgünlüğü nesnel ve sanal doğal yaratıklara (doğal yaratıklarla) kenetlenmektedir. Sanal ve nesnel doğal doğayı aşamaz. Edindiği doğal ilimi ve bilimi dünyevi hayata teknoloji olarak mekanize ederek çevreyi ve doğayı tahrip eden insan olarak konumlanmıştır.
- Genellikle beyninin %0.1?-10'u çalışır.
-Âdem AS öncesi düşünsel Doğal inançsal İşletim sistemine (Bilim, doğayı ve yaratıkları aşamayan ilahi/peygamberi id ve idollere sahip) ve teknoloji-bilimsel kültürel işletimlerine sahip doğal insansı düşünsel/sanal araçlara sahip ve kendini zürriyetinin geleceğini doğadaki hayvanlar ve/veya akılsız yaratıklar kadar amorti edemeyecek olan ve beyninin ancak % 1—10 çalışan cahil ve doğal; bedensel ve zihinsel yapıya sahip çevresine parazit ve/veya patojen ilkel insana; internete bağlı olmayan ve sabah açılan akşam kapanan ilkel çevresine zarar veren verimsiz basit bilgisayarı benzete biliriz.
Doğal Döngülere;Patojen ve Parazit İnsan(+,--).

A-
Gerçekleri yaşayarak tanımak ve geleceğe yürümekle, gerçeklere iman ederek yaşamak arasındaki farkların ortaya çıkardığı toplumsal sorunlar nelerdir nasıl çözülebilir? Gerçekler hakkındaki iletişimsizlikler, düşünce ve kavram yanılgılarını eğitimle nasıl ve hangi yöntemler-uygulamalarla –olanaklarla çözülmeli? Toplumsal, hayvansal ve çevresel bağlamlarda Gerçekler hakkında algıda doğru değişmezliği sağlamak için neler yapabiliriz?
İpucu;bir bilim insanının bilimsel gerçekleri bedensel, zihinsel ve çevresel olarak üzerine uygulaması ile, bir peygamberin ayetleri üzerine uygulayarak yaşayarak hayatına güncellemesi ile ortaya çıkan sonuçları yani bilimsel makaleler ve peygamber hadisleri düşünün.
B-
İzafi ve geçici gerçekleri (kalıcı-sürekli olamayan enerji halleri konumu) yani doğa ve hayvani-meleği doğa ötesindeki realiteleri;zihinsel, bedensel ve çevresel olarak bilimsel ilahlaştırmak veya deccallaştırmak ne demektir?
C- Doğayı, İnsanları, Sistemleri, Evrimin Prensipleri, Evrimsel Mekanizmaları, Evrim Bilimini, Evrimleşmeyi, Evrim, Evrim Kuramı kavramlarını kaosa sürüp kavram yanılgısını ortaya çıkartarak, … Vb insanların inanmaya ve iman etmeye fıtratı (yapısal) yatkınlıklarından ve gereksinimlerinden yararlanarak veya bu gereksinim ve yatkınlarını bilimsel olarak suiistimal ederek liyakatsiz ilah ve inanç sistemleriyle doldurmak ne demektir?
İpucu; günümüzde, evrimciler (evrimin avukatları-horozları) ve yaradılışçıların(dinin avukatları-horozları) bilimsellik adına yaptıkları,sözde tartışma, kargaşa ve keşmekeşlerinin cehaletini düşünün.

   
Bazı bilim bilginlerinin (bilim insanlarının!?),farkındalıklarını uyutarak ya da zafiyetlerinden yararlanarak;nefsi ve zekâsını bilimsellikte kullanarak  madde âleminden büyük kıyamete doğru kişiliklerini-hayat enerjilerini evrimin çanağına hapsetmek ne demektir?Yani insan bedensel ve zihinsel olarak aklını ve ruhunu harekete geçirerek kişiliğini evrim çanağının hayvani-meleği doğa ötesine taşımasına kement vurmak ne demektir? Hayvanların bedensel ve zihinsel enerjilerinin  hedefine kilitlenmek ne demektir?
Yaşanmış Gerçek Senaryo;Bunu bir reçete gibi okuyabilirsiniz;orada gelişimin ve değişimin gereği vadesi dolmuş Allah (C.C) dinlerine mensup insanların inisiyatifinde liyakatsiz ve deforme  değerlendirilen  toplumlar vardır. Sonra bu liyakatiz ve deforme  (şahsi menfaatleri için dini kullanmak)  değerlendirmeye baş kaldıran bir  veya birkaç grup insan vardır. Bu insanlar akıl, ruhun ve vicdan haksız ve kötüye kullanıldığına haklı  karar verir. Toplumu bu haksız dinsel tabuları kuşatma ve yıkma  yönünde  harekete geçirmeyi, kısmen başarırlar. Dini kontrol altına aldığını sanırlar, aslında sadece bir alt basamağa (doğaya-evrim çanağına) malzeme ve yem olarak itildiğinin farkında değiller. Bu bilim ve doğa emekçisi insanlar doğaya ve madde âlemine yani hayvanların bedensel ve zihinsel enerjilerinin  kilitlendiği hedefe bilimsellikle yönelerek doğayı hortumlama sanatını yani, ilkel-patojen teknolojiyi geliştirirlerken hayvanlardan farklı olarak akıl ve ruhunu harekete geçirmekte güdükleştiler, men ve mahrum oldular.  Bu önemli ve değer biçilmez sanal araçlarını kullanamayarak insanlıklarının peygamber ahlakı farkındalıklarını kayıp ettiler. Doğa çanağına dalan bu insanlar (bilim insanları)  akıl, ruh ev vicdanlarını çalıştırmayı unuttular, ihmal ettiler veya bu önemli  farkındalıklarını  yitirdiler.Böylece  akıl ve ruh cahili oldular. Geliştirdikleri patojen teknolojinin doğayı hortumlama cazibesine kapılan diğer toplumlar da  bu evrim çanağına girdiler. Hatta geçerli yegâne son dine mensup insanlardan bazıları bile bu cazibeden etkilenerek İslam'iyete hak etmediği  vadesi dolmuş eski dinlerin işe yaramaz muamelesini reva gördürmüşlerdir.Böylece doğada kendini amorti edemeyen ve daha önce dünyada yaşamış insanlardaki gibi doğanın bereketli meyveleriyle yetinemeyen, hayvanlardan daha aşağılık olarak doğaya zarar vererek-yaşam yerinin toprağını ve buzunu eriterek gaza çeviren  patojen teknoloji insanı ortaya çıktı.
Varılan nokta peygamber ahlaklı insanlardan toplumlar yetiştirmeyen devletler ve insanlık hayvanların çanağından (evrim hapishanesinden) daha aşağılık yerlerde haşır olmayı hak eder.
      
 Sonuç olarak bu patojen teknoloji emekçileri eski din ehline, kırallık ve imparatorluk mensuplarına  malzeme olmaktan kurtulamamışlardır. Hatta bir basmak altta  yönetimsel (kapitalizme malzeme)  ve bilimsel  (evrim tartışmaları)  siyasetle boğuşturularak-ovuşturularak belki de liyakatsiz değerlendirildiklerinin farkında bile değiller.
 Bu gün insanlığa, doğa ve gezegenimiz; patojen teknoloji-insani çevre sorunlarına tepkisini hoşt olarak gösteriyor. Yani ilkel insandan kaynaklanan çevre sorunlarına çevrenin-doğanın felaketlerle cevap vermesi.   
      İnsanları, nefisleri itibarıyla (akılları itibarıyla değil) bedenen-zihnen, yabani-vahşi, evcil ve hercai hayvan olarak düşünebilirsiniz. Toplumsal kurallara riayette ortaya koydukları sistemde  doğal olanlar fırsatını buldukça doğal hayvan gibi gizli açık avlanıyor, kuralları kılıfına uyduruyor ve insanlığın ergini ele geçirmişlerdir.
      

 

II-
Doğal İnsan (tercihi doğal insan) :Normal yaşam için  doğal doğal yasalarının etkisinde kendini tam kurtaramayan fert - toplum veya devlettir. Pigmeler, Aborcin, Eskimo… Vb kavimler bu kategoriye girerler. Doğa yasalarına açık insanlardır. Doğaya emanet yaşarlar. Genel döngülerin(dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, toplumsal, doğal ve tüm enerji hallerine ait döngülerin) ve Doğal-Toplumsal döngünün bilincinde değildirler. Bu kavimler dünyaya hâkim güçlerin merhametinin göstergesi-indikatörü-belirteci gibidirler. Yardıma muhtaç kavimlerdir. Bu kavimlerin zamanına, haklarına ve geleceğine;yardım ve yaklaşım insanın/ların ölçüsünü belirler. Doğal insanların zihinleri uyanık veya uyur da olsa doğa ile kenetlenmiştir.
-Bedenen insan kalben ve düşünsel olarak Doğal olan insanlardır.
-Âdem AS öncesi düşünsel Doğal inançsal İşletim sistemine (Bilim, doğayı ve yaratıkları aşamayan ilahi/peygamberi id ve idollere sahip) ve kültürel işletimlerine, doğal insansı düşünsel/sanal araçlara sahip ve kendini zürriyetinin geleceğini doğadaki hayvanlar ve/veya akılsız yaratıklar kadar amorti edebilen ve beyninin ancak % 1—10 çalışan cahil ve doğal; bedensel ve zihinsel yapıya sahip doğal insan tipine; internete bağlı olmayan ve sabah açılan akşam kapanan basit doğal bilgisayarı benzete biliriz. Doğal Döngülere; Ammensal İnsan; Bir türün bireylerinin diğerininkileri etkilediği ve kendilerinden etkilenmediği iki organizma türü arasındaki ilişki.(-,0) 1, 2,3



III-Çağdaş İnsan (tercihi asri insan):Asrına en ideal uyum sağlamaya çalışan veya sağlayan insandır. 20. yy nin insan tipidir. Bu insan tipi, asrına yoğunlaşmıştır-gününü gün edip rakipleriyle yarışır. Asırlık kozmopolit fert - toplum veya devlettir.. Bilme güvenir, ilmi körelmiştir. Genel döngüleri (dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, toplumsal, doğal ve tüm enerji hallerine ait döngülerin), toplumsal ve doğal döngü bilinci asırlıktır. Medeniyet dediğinin; çok işi-dişi var canavar.
-Âdem AS öncesi düşünsel Doğal ve asri düşünsel işletimlerine ve doğal insansı düşünsel/sanal araçlara sahip ve kendini zürriyetinin geleceğini doğadaki hayvanlar ve/veya akılsız yaratıklar kadar bazen amorti edebilen ve beyninin ancak % 1—10 çalışan bu cahil ve doğal insan tipinin nefsine; internete bazen bağlı olmayan ve sabah açılan akşam kapanan basit bilgisayarı benzete biliriz. Doğal Döngülere;Yarı Kommensal İnsan;Ortak yaşayan iki organizmadan birisi yarar sağlarken, diğerinin yarar ya da zarar görmemesi. (+-, 0)
Çıkarsayış; Doğal insanlar, baskın doğal çevrenin mağdur cahil insanlarıdırlar. Örneğin doğal bazı Amerika, Avustralya ve Afrika kavimleri böyledir. İlkel ve Çağdaş insanlar çevresine baskınlığın mağdur insanlarıdır. Örneğin sanayileşmiş bazı batılı kavimler. Her üç durumda aşkın oluşun ürünü ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak yaşantı stilinin mağduriyeti ürünüdürler. Vahşi insanlar; doğal doğa yaslarının ve doğal yaratıksal hemen her şeyin doğal /doğal olarak zihninde tecelli ettiği/ edebileceği ve bu tecelliyi benimseyerek hayata uygulayışı tercih eden insanlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN alimleri Bâtını kalbinde ve zihninde Allah (C.C)'HUN tecelli ettiği Allah (C.C)'HUN insanlarıdır.
Edison'un Teknolojik Buluşları, Karl Marks'ın, Leonardo Davinci … Vb dehaların, mucitlerin, kaşiflerin, teknologların, bilim insanları, yazarların… yapıtları nasıl ortaya çıkmıştır? Kişiliklerinin konumları ile ortaya çıkardıkları arasında nasıl bir evrimsel ilişki vardır? Örneğin, Ola ki Davinci dönemi civarı doğal doğanın insanda tecellisinin ürünü olan teknolojinin ve sanatın ortaya çıkışıyla özdeş dönemdir. Ör. Einstein'ın fizikle ilgili düşünsel deneyleri kâinatın göreceli kuramları ve ilgilendiği tüm fizik dünyası yasalarının onunu zihninde tecellisinin ürünüdür. Yani bu deha doğal doğanın ürünü doğal bir kaşif dehadır. Doğa doğal insanın düşüncesine ve bedenine evrimsel olarak baskındır. Ancak peygamberlerin kalbinde ve zihnide Allah (C.C) tecelli ederek ıslah etmiştir. Ola ki ilk ıslah edilen insan ve yaptıklarından sorumlu insanlık Âdem AS'LA başlar. Diğer bazı doğal insanlar halen doğanın tesirinde hayvanların yaptıkları kavga ve gürültü ile hayvani devlet kurmuşlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN icabet ettiği insanlar ve peygamberlere samimi ve/veya net itaat eden ve taklit edenler istisnadır.


IV-Normal İnsan(aklı normal insan) :Doğal ve toplumsal döngü ilişkilerinde kendini bazen amorti edebilen bazen vasatın altında fert - toplum veya devlettir. Bu insan tipine Ortadoğu'da daha çok rastlanır.Yaşam döngüleriyle titrek dengededir. Erozyona ve büyük doğal yangınlara sebep olmaları nedeniyle doğaya negatif değer katarlar. Yaşam döngüleriyle negatif-nötr-pozitif dengededir. Bilim ve ilimi arasındaki titrek-paradoks ilişkilerle çözümler üreterek yaşar. Tam olarak genel döngülerin(dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, toplumsal, doğal ve tüm enerji hallerine ait döngülerin) bilincinde değildir. Toplumsal ve doğal döngü bilinci tam gelişmemiştir. Orta doğu, Orta Asya, Afrika ve Hindistan çevresi kavimleri olup henüz doğaya zarar verme aşamasına girmiş ve kendine kimi örnek aldıkları-alacakları bunların geleceğini belirleyecektir. Normal insanların zihin, bedensel uyanıklık ve beynini çalıştırma oranı, melez ve hercai bir konum gösterir.
-Âdem AS öncesi düşünsel Doğal , asri ve Âdemi düşünsel işletimlerine (Genellikle gerçek ilahi/peygamberi inançsal İşletim sistemine sahip) doğal insansı düşünsel/sanal ve Âdemi düşünsel araçlara sahip ve kendini zürriyetinin geleceğini doğadaki hayvanlar ve/veya akılsız yaratıklar kadar dengede amorti edebilen ve beyninin genellikle % 1—10 çalışan bazen evrensel ve gelişmiş insan kadar bedensel olarak çevredeki enerjileri doğru okuyabilen bazen cahil ve doğal insan tipinin nefsine; internete bazen bağlı olarak bezen tam gün bazen gündüz ve hercai açılan genellikle akşam kapanan normal bilgisayarı benzete biliriz. Doğal Döngülere; Kommensal İnsanOrtak yaşayan iki organizmadan birisi yarar sağlarken, diğerinin yarar ya da zarar görmemesi. (+,0)

V-Evrensel İnsanı Hayvanlardan ayıran toplumsal özgünlüklerden birisi de; giyiminden, davranışlarından ve her türlü ürettiklerinden başka yaratıkların yarar gördüğü insandır. Ya da evrensel insan;giyim ve yaşama şekli ile; başka insanların peygamber ahlaki ortak payda duyu ve duygularını kasten harekete geçiren insandır. Resmi, başkalarını tahrik-kışkırtıcı, erotik, çekici, akli, düşündürücü, ilgi çekici, modern, klasik… Vb giyim, tepki, davranış… Vb ne zaman, nerede ve hangi koşullarda hayata uygulanışın gerekliliği mutlaka “Öğretim Öğrenim ve Eğitimde İnsan” konulu derste gerekçeleriyle verilmelidir. Halkın ortak kullanım alanlarında kişi ve toplumun neden; kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, tahrik edici, aşırı imrendirici, kışkırtıcı… Vb. ifrat ve tefriti davranış, giyim, söz, eylem… Vb. şekilde bulunmaması gerektiğinin gerekçesiyle öğretim, öğrenim ve eğitimde verildiğinden emin olmalıyız. Bundan sonrası kişi ve toplumun iradesi çerçevesindeki tercihi/tercihleri onun ve onların ölçüsünün kalitesini gösterir. Yargısından emin oluruz. Hayvani ve İnsani Hürriyetin Farkındalığını kavrayış önemlidir. Edepsizlerin, Edeplilerin ve Herkesin (Şerrinden Emin Ve Beri Olmak İçin); Her Mecliste Kendini İfade Ediş Köşesi Olmalı. Köşeye gelenlere ya da sıradaki her kese “Kendini İfade Edişin Edepli Ve Peygamberi Oluşun Önemi Dersi” ayrıntılı bir şekilde eğitimcilere verilmelidir. Bundan sonrası onların kendilerini ifade tercihleri onların ve temsil ettiklerinin edebini ve kalitesini ifade eder ya da belirler. Özet;1- İnsanlık Ortak Paydası Üyesi Olarak Payını (Özgünlüğünü) Peygamberi Konumlandırış. Değiştirmeyeceklerine Karşı Peygamberi Adreste Bulunuşu Kabulleniş. İnsanlık Ailesinin üyesi oluşunu ve baş edemeyeceklerini ve değiştiremeyeceklerini Koşulsuz kabulleniş. 2. Kendisi, Mesleği ve Çevresi hakkında yeterince bilgi sahibi oluşunun gereğini kabulleniş. 3. Kendisini ve Çevresini Düz ayna mantığıyla değerlendiriş. 4.Bildikleriyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakla doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir.5. Bildikleriyle kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve Peygamberi / İnsancıl konumlandırıştır. kendisini Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır. Bir kişilik: dikkat ve ilgilerin üzerinde olmasına mutlak gereksinim duyuyorsa ya da çok hoşlanıyorsa;başkalarının nefsi duyguları yerine ruhi, ulvi ve akli duygularını harekete geçirecek şekilde;giyim, davranış, eylem ve üretimde bulunmayı tercih edebilir. İfrat ve tefritin giyimi, davranışları ve eylemleri yerine; normal olanlarının çevresinde uyandırdığı duygular kişinin toplumsal duygularının ortak paydasına gösterdiği saygıyı ifade ettiğinin bilincinde olması önemlidir. Ya da giyimiyle, davranışlarıyla ve eylemleriyle;mütevazı, aşırı dikkat çekmemek toplumsal ahlaki değerlere saygının ifadesidir.Giyim ve eylemleriyle yokluğunu sergilemek toplumdan çok kişiyi ilgilendiren özel bir tercihtir.1, 2, 3, 4, 5, 6,7
        Evrensel insan/toplum/ devletin bilim ve ilmi arasındaki temel çelişkilerini çözümlemiştir.  Evrensel insanlar kalben-zihnen  ebedidir; çağdaş ve normal insan, evrensel insanın yanında, güdük ve çocuksu kalır. Evrensel insan tipinde idealler ferdi, aklı kurallar geçerli ve gerçekçidir. Parayı araç kabul eder. Doğal ve toplumsal döngünün bilincindedir.Çevreci ve Bilim bilginlerinin (bilim insanlarının!?) çoğu bu gruba girer. Henüz doğal siyaseti bilimin dürüstlük metriksine koyamamıştır. Kuvvetle bunu başaracağı olasıdır.
       Bu insan tipi henüz yarı uyanık; çevre, doğal ve toplumsal döngü bilincindedir. Savaşlara karşıdırlar;bilinçli, adil ve haklı globalleşmeyi savunurlar. Geleceği hak edişe aday insanlardır. Güzel bir geleceği vaat ederler. Mevcut dünya sisteminde ciddiye alınmadıklarına çok üzülen, gayretli, değişmeye müsait, her millete serpişmiş güzel insanlardırlar. Henüz münafıklar, hainler bunlara dadanmadan;fanatiklerine aşılanarak;korunmaya, gelişmeye, yeşermeye ve yaşayarak onları tanımayı, öğrenişi (öğrenmeyi) başardıkça baskınca gürleşecekler. Bu insanların;beyni, zihni ve kalbi kısmen tam kapasite ile çalışır.
       Bu insan tipinin kalp havuzu doğal doğanın nesnel ve sanal âlemleriyle kısmen kenetlenmiştir.Anacak yaydığı ve ürettiği nesnel ve sanal enerjinin özgünlüğü nesnel ve sanal doğal yaratıkları (doğal yaratıklarlı) kısmen aşmaktadır. Sanal ve nesnel doğal doğayı kısmen aşma bilincindedir. Edindiği doğal ilimi ve bilimi dünyevi hayata teknoloji olarak mekanize ederek insanlıktaki konumunu çevreci olarak değerlendirir.
Bu yol alışın rotası ve yönü; akli kurallara göre olursa, gelişmiş insan zihin metrikslerine ulaşılır. Aksine diğer olasılıkta olanlar (münafıklar, radikaller, Siyonistler, şovenistler, cahiller, kapitalistler, radikal ateistler... Vb) hilkat garibesi tercihleriyle hayvanların zihinsel-düşünsel metriksileriyle kenetlenerek primitif insan zihin tipi ortaya çıkar.
-Âdem AS öncesi düşünsel Doğal , asri, evrensel ve Âdemi düşünsel işletimlerine (Genellikle gerçek ilahi/peygamberi inançsal İşletim sistemine sahip) doğal insansı düşünsel/sanal ve Âdemi düşünsel araçlara sahip ve kendini zürriyetinin geleceğini doğadaki hayvanlar ve/veya akılsız yaratıklar kadar dengede bazen pozitif (artı değerde) amorti edebilen ve beyninin genellikle % 1—10 çalışan genellikle gelişmiş insan kadar bedensel olarak çevredeki enerjileri doğru okuyabilen ender cahil ve yarı doğal insan tipinin nefsine; internete sürekli bağlı olarak tam gün bazen gündüz ve güncelleyişlere tamamen açık değişime ve donanım kabulüne uyumlu genellikle hep açık gelişmiş bilgisayarı benzete biliriz. (Evrensel İnsan) Doğal Döngülere; Mutual İnsan;İki canlının birbirlerinden faydalanarak birlikte yaşamalarıdır. (+,+)


     

VI
-Gelişmiş İnsan(akli selim insan):Zihni, doğal çevresi, beyni ve yüreği ile pozitif düşünerek doğayı aşabilen fert ve toplumlardır. Doğaya pozitif değer kazandıran veya tüm döngülere (dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, toplumsal, doğal ve enerji halleri döngüleri ve diğer döngüler) pozitif değer kazandıran insandır.
        Diyet olarak;yalanı, nefretini, fiziksel ve zihinsel gücünü, doğal sıfatlarını etkili bir biçimde kullanan mükemmel insan tipidir. Gizli çok yüzsüzlülerin amansız takipçisi ve delilleri elde ederse hemen deşifre eder ve tesirsiz hale getirir. Toplumu bu tip kişiliklere/toplumlara/devletlere ait gerçek kanıtlar göstererek bilinçlendirir.
       Tüm enerji hallerine ulaşabilen, doğru okuyabilen, tanıyabilen, bu enerji hallerini insanların anlayabileceği ve algılayabileceği seviyeye deşifre edebilen,ifade edip hayatına uygulayabilen insandır. Yaratıklara yararlı yaşam stilini benimseyen/ten fert ve toplumlar ise bu kategoriye girerler. Her koşulda ve zamanda aranan insan tipidir.Yaşam döngüleriyle pozitif dengededir. Kâinat'taki Güneş'lerin ve Ak delik'lerin; Dünya'daki kişilikleri gibidirler. Her şeyi ile örnek alınan insan tipidir. Bu insanlardan ilerisi, Peygamberler, velilerdir. Bilim ve ilmi arasında çelişki yoktur. Aklı kurallar öncelik taşır. kâmil insandır. İstisnalar hariç herkes ondan razıdır ve ona güvenir. Peygamber ahlakının bilincindedir.Yaşam döngüsünde;çevresini, dünya'yı ve doğa'yı; verimli kullanan ve gelecek nesillere artı değerler miras bırakan insanlardır. Bu insan tipi;tüm yaratıklara sıhhat ve doğanın ömrüne artı değer katar. İnsan ruhu bedensel ve bâtıni/düşünsel/sanal kalp le çalışır ruhsal bilinci uyumaz. Ben uyurum(nefsim uyur) kalbim uyumaz (hadis vardır). Gelişmiş insanların zihni, kalbi gibi hiç uyumaz, rüya da ve uykuda bile beyinlerinin zihin ayağı diridir. Bu yol alışın rotası ve yönü; akli kurallara göre olursa gelişmiş insan zihin metrikslerine ulaşır. Ben uyurum ama kalbim uyumaz (Hz Muhammed (A.S).
-Âdem AS öncesi ve sonrası ; Doğal , asri ve evrensel , Âdemi ve geleceğe uyumlu tüm düşünsel işletimlerine (Gerçek ilahi/peygamberi inançsal İşletim sistemine sahip) tüm gelişmiş ve geleceğe uyumlu düşünsel araçlara sahiptir. Kendini zürriyetinin geleceğini artı değerden aşkın amorti edebilen ve bedenin tümü çalışan en gelişmiş insan olarak çevredeki enerjileri n hemen hemen tümünü doğru okuyabilen ve doğru değerlendirebilen âlim insan tipinin nefsine; Tam gün açık değişime ve donanım kabulüne uyumlu, internete sürekli tüm güncellemelere açık en gelişmiş süper bilgisayarı benzete biliriz. Doğal Döngülere;Süper Mutual (Karşılıklı Yarar Sağlayan Yaşam Şekli) İnsan (++,+)
Bu insan tipinin zihinsel bedenlerinin ve kalplerinin sürekli diri olması nedeniyle %100'e yakalaşan çalışma performansı ile tüm genleri diri ve uyanık olma olasılığı çok yüksektir. Bu insan tipinde beyin nesnel ve zihinsel bedenlerinin sürekli uyanık ve çalışan diri işlevsel kavşak ayağı gibidir. Beyinlerinin ve bedenlerinin her zerresi verimli-israfsız kapasite (tam-ideal kapasite) ile uyanık ve sürekli (?) çalışır olması beklenen olasılıktır.

    
VII-
Diğer İnsan(aklı meçhul insan):Yukarıdaki 6 kategoriye girmeyen uzay çağının gelecekteki gelişmiş ve deforme tüm fert - toplum veya devletleri bu kategoriye girer.

VIII-
Hayvanlar ve Diğer Canlılar (Akılsız, Ruhsuz, Vahşi Vicdanlı, İnsani İlimsiz, Eşyayı Tanımaz, İnanca-İmana Davetsiz ve Yazılı İlimsiz Canlılar-Yaratıklar);İnsanın dışında, bilmin canlı kabul ettiği tüm yaratıklar bu kategoriye girerler.

İnsanlar Fıtratlarına Göre;
A-Kasti ve Çocuksu Cahiller
B-Milliyetçiler (Kavimlerin Parmak İzi ve Özgünlükleri)
C-Köktenciler (Radikaller)
D-Yenilikçiler
E-Yarı Robotik İnsanlar; bedensel organları ve yapıları robotlarla düzenlemiş yarı meka ya da roboinsanlar. Bilinci insan olanlardır.
F-Yapay Gen İnsanları; Genleri edilmiş ya da mükemmelleştirilmiş yani uyum ve farklı amaçlar için genleriyle oynanmış insanlar.
G-Diğerleri; Ör, Eşya ve yapay zekâ ya da hayvani bilinçli… Vb insanlar

-Bu fıtratlara ait gruplar, liyakatli Rahmani alimlerce eğitilmezse, bunların yeniliklerini tatmin edici gereksinimlerine ve kavimsel Ya da dinsel endişelerini giderici geleceklerine yönelik miras Rahmani bilgiler hazırlanmazsa bulundukları konumdan geçmişin köhne ve doğal ve/veya geleceğin vahşi/doğal; sapkın, Siyonist, şovenist, siyoşovenist, radikal dindar, liyakatsiz yenilikçi ya da aydın görüşlere tabi fertler olmaya mecbur kalırlar.
-İnsanlığın geleceği; ifrat ve tefridi yönetim ve radikallerin elinde risk ve tehlike altına girer. İslam'i açıdan önemli geleceklerin gençlerimize hazırlanışı gereklidir. Çünkü var olan bilim ve teknoloji konjonktürleri insanlığın; yenilikçilerini, tabucularını ve cahillerini gelecekte kaldıramayacağı bir Android (insansı robot) ve/veya Siber insan/robotsu insan (Cyborg) ile gerçek insan çatışmasını senaryoları günümüzde sergilenmektedir. Doğaldır ki yaradılış gayeleri arasında halife oluşu nedeniyle kâinatın en şerefli ve tam tersi karakterlerin yaratılışlarının gerekliliği gereği konumda insan olacaktır. Ancak kâinatın geleceği ile birlikte insanlar yaşantısının tevhidine yönelik birlikteliğinin fıtratı çeşitliliğinin parçalanmayışı ve liyakatli tevhidi için kavim bazındaki yaşantının önceliği ve özgünlüğü ikinci plana iterek ya da gerekirse terk edip ileriye yönelik ( kâinata açılıma yönelik) insani ortak paydaya yönelik ilimler, senaryolar üretilip; gerçek ve doğal insanın ya da insanlığın geleceği garanti altına alınmalıdır. Örneğin,çocuk sahibi oluşu konusunda her ferde bir çocuk ve fazla gereksinim için kura çekilir. İnsanlığın uzaya açılımı konusunda mümkünse en büyük genetik çeşitliliğe sahip gen havuzuna, yüksek insan popülâsyonuna, gerçek ortak iletişim dil ve alfabeye gereksinimi vardır.


Fert, Toplum, Devlet Ve İnsanlık Bazında; En Hayırlı, Çalışkan, Hikmet Sahibi İnsanlar Beyinlerini Ve Güçlerini Öncelikle Nerelerde Kullanıp ve/veya Kullanılıp ya da Kullandırtıp Hizmete Sunmalıdır?
En hayırlı ve akıllı insanların ölçüsü/leri nelerdir? İnsanlığın çözümlenmiş sorunlarına ve insanlığın geleceğinin istendik garantisi için: gerçek çözümler arayışında, keşfinde, icadında ve üretiminde öncelikle zamanlarını harcayışları daha gerekli ve istendiktir!!! Demirkuş 2011 Örneğin, 19. ve 20. asırda insanlık düşüncesi kültürü, ekonomisi, rejim tipleri… Vb çoğu önemli konuda ortadan ikiye ayrılmıştır. En önemlisi de insanlık bilimle doğaya nüfuz ederek onu deşifre edişi başarışın sarhoşluğunda peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı eğitimin mutlak gerekliliğinin farkındalığını kaybetmiş ya da görmezlikten gelmektedir. Bu günkü toplumsal sorunlarının çoğunun bundan kaynaklandığının belki de farkında bile değildir. Bir gurup insan doğanın dokusuna nüfuz ederek her şeyini ona endeksli olarak düşünüp yaşayışa başlarken doğa ötesine ait her şeyleri körelmiş ve ilahi/peygamberi kökenli düşünenleri anlayışta sıkıntı çekiyorlar. Diğer bir grup doğa ötesi ve/veya ilahi/peygamberi kökenli ve merkezli düşünerek doğa kökenlileri anlayışta sıkıntı çekiyorlar. Bilim bilgilerinin öncelikli görevi kopuk düşünce fermuarının dişlerini bir araya getirip insanların birbirlerini doğru anlayışı sağlayıştır.
-Vahşi inanç, dâhilik, mucitlik, milliyetçilik, demokrasi, kapitalizm, şovenizm, siyoşovenizm, siyonizm, komünizm… Vb şeyler; vahşi/doğal doğa yaslarının insan zihninde, insan zihnindeki kabullenişleri-benimseyişleri ve insan genlerini yoğuruşunda/un daha sonra insan bedeninde tecellisi ve etkisinin yaşam döngüsüne yansıyışı ya da ürünü olabilir (Doğal Hidayet). Doğadaki Baskınlıkların İnsanda/larda ve/veya İnsan Zihinlerinde Kabullenişin, Deha, Mucit, Milliyetçilik, Demokrasi, Kapitalizm, Şovenizm, Siyoşovenizm, Siyonizm, Komünizm…Vb Olarak Tecelli Edişi-Ortaya Çıkışı İle Allah (C.C) Kulunun Bâtını (Düşünsel) Kalbine Tecelli Edişi (İlahi Hidayet) Arasında Ne Fark Vardır Sizce?
Özgün, ırki, milleti, dini... Vb amaçları ve hedefleri için insan yetiştirmek ve/veya yönetici atamakla, tüm insanlığın menfaatleri gereği; bilim bilgini, dahi, mucit, kaşif... Vb insan yetiştirmek ve yönetici atama arasındaki özgünlüğü asrımıza güncelleyin? Hangisi yapılıyor ya da hangisi hangi koşullarda mutlaka yapılmalı? Süper Bilim İnsanlarının, Kaşiflerin, dâhilerin, Mucitlerin... Vb Değerli Beyinlerin Birincil Görevleri Ne Olmalıdır Sizce? Geçmişteki bilim dâhileri, mucitler, kaşifleri … Vb süper insanların olanakları ölçüsünde ya da özgürlükleri ölçüsünde dehalarını; uyguladıkları, kullandıkları, kullanıldıkları ve kendilerini değerlendirişleri; onların hangi yönlerini belirler ya da onların çalışma alanlarını tercihleri neyin ve/veya nelerinin belirtecidirler? Gerçekten insanlık en değerli beyinlerini doğru adreslerde ve konumlarda değerlendirebilmiş mi? Bu durumu 19. Ve 20. YY teknolojik gelişmelerin vardığı insanlık geleceğinin kaos sonuçları çerçevesinde değerlendirişi önemseyiniz. Örneğin, İnternet yeryüzünde insanın sanal, düşünsel, nesnel (yapay ve doğal) ortamlar da iletişiminin inançsal, kültürel, özgün... Vb ahlaki değerleri de aşarak; kral her yerde, herkese, her yaşa ve koşula/lara çıplaktır düsturu ve serbest kurallarıyla; düşünsel, sanal, zihinsel ve nesnel hayat döngülerindeki hemen her şeyini sanal ortam üzerinde herkesin hizmetine sunuşunun hızlanması ve vahşi/doğal mayalanışı önemli bir yer yüzü tecellisi ve olgusudur. Bu bakımdan internetin doğru değerlendirilişi insanlığın geleceğe ve uzaya açılışı bakımından belki de şu an en önemli konudur. İnternetin tecellisi; vahşi/doğal insan ırkları, vahşi/doğal kültür ve vahşi/doğal alfabelerin tecellisi kadar önemlidir. Tanışasınız diye sizi kavimlere ayırdım (insanın yaradılışında çeşitliliği benimseyiş ayeti)(Ayet var). Bunların (tüm alfabelerin ve internetin) zamanında (insanın uzaya açılmadan önce) Âdemi Alfabe, Âdemi Lisan Ve Âdemi Alfabenin oluşturuşu için insani ve peygamber ahlakı çerçevesinde acilen ıslahata gereksinimi vardır.1-Nesnel ve sanal ortamlarda (internet sokaklarında ve ortamlarında) insanların kendi fıtratlarından en yüksek verimi almaları için nasıl ve hangi kriterlere (ölçütlere) göre dolaşacakları önemli bir konudur. 2-Bilgisayarlar, robotlar ve insanlar arasındaki ilişkilerde hangi ahlaki kriterler ve ilişkilerin konmaları gerektiği önemli bir konudur. 3-Cyber İnsan, Yapay İlkel İnsan (Âdem As Öncesi ve Sonrası İnsanımsılar), Doğal İnsan, Gelişmiş Âdemi İnsan, Evrensel Yari Âdemi İnsan , Normal Melez İnsan…. Vb insan tür altı kategorilerinin nesnel ve zihinsel sıfatları doğru konumlandırılıp halife olması nedeniyle kıyamete kadar her ortamda insan olabileceği hesaba katılarak gerekli bazı ahlaki ve toplumsal kurallar gerekçeleriyle ortaya konulması önemli bir konudur. İnsanlığın en değerli beyinleri; tüm dinsel, bilimsel, teknolojik veriler ve bilgilerle kendilerini doğru donattıktan ve/veya donatıldıktan sonra; insanlık geleceğine yönelik toplumsal sorunları ve bilimsel gerçekleri bedensel, düşünsel, zihinsel , sanal ve çevresel ortamlarda üzerine uygulaması, çözüm üretmesi ve çözümlerini hayata güncellemesi çok önemlidir. Yani bir peygamberin ayetleri üzerine uygulayışı disiplin, mantıki kurallar ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak dürüstlüğü çerçevesinde yaşayarak hayatına hadis olarak güncellemesi ile ortaya çıkan sonuçları çözümleri; tüm dinsel, bilimsel, teknolojik veriler ve bilgileri üzerlerine uygulayışları belki daha liyakatlidir. A-Nesnel ortamlardan (doğal ve yapay çevremizden) B-Sanal ortamlardan (İnternetten, bilgisayarlardan, görsel işitsel medya araçlarından) ve C-Düşünsel ortamlardan (düşünsel dünyamızdan) ürettiğimiz ve üretilen bilgilerden; fert ve toplumların zihinsel havuzları (dünyası) ve beyinleri; sürekli ve aşırı uyarıcı bilgi bombardımanına tabi tutulmaktadır. Zihinsel ve beyinsel havuzun evrimsel ve değişime uyum açısından bunlara tepkisi çok önemlidir. Var olan bu üç ortam bazı insanların iradelerini körelterek ya da bazı sanal, nesnel ve düşünsel tiryakilikler geliştirerek veya değişik şekillerde fert ve toplum bazında irdelerini zayıflatmaktadır. Bu ortamlara karşı zihinsel ve düşünsel bağışıklık sistemleri gelişkin olmayan fert ve toplumların dumura uğrama olasılığı çok yüksek gözükmektedir. Bu nedenledir ki kaşiflerin, mucitlerin,dâhilerin, bilim insanlarının, alimlerin, eğitimcilerin ve bilge insanların öncelikli olarak; bu üç ortama yani ifrat, tefrit, aşırı ortamlarına girerek ya da haşır olarak gerekli verilerini ya da materyallerini toplayarak; peygamberin ayetleri üzerine ve hayatına uygulayış yöntem ve ahlaki kurallar ve disiplinleri çerçevesinde samimi hayata uygulanabilir çözümler; üretmek , icat etmek ve keşif etmek zorundalar. Ürettikleri çözüm tiplerini ve çeşitlerini hayatlarına uyguladıktan sonra çözümler; istendik şekilde ve tüm koşullarda çalışıyorsa, uygulayışa ve eğitime geçiş önerilir. Bu verilere ve uygulayışlara dayalı ürettikleri ya da keşif ettikleri veya icat ettikleri çözümlerini eğitimin hizmetine sunarak öncelikle zayıf iraderi, istendik iradeleri geliştirici zihinsel bağışıklık sitemlerin geliştirmek ve bu tip ortamların; ifrat, tefrit, aşkınlıklarına ve aşırılıklarına; baskın ve istendik peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak çerçevesin de çözümler üretmek, alışık tepkiler (refleksler) geliştirmek ve zayıf iradeleri geliştirici diyetler-zihinsel bağışıklık sistemleri güçlendirici uygulayışlar geliştirmeleri gerekir. Önerilen çözüm; istisnai durumlar ve özel haller hariç; toplumsal olarak internet ve medya yayınlarını herkese her zaman yasaklayış doğru değildir. Yapısal olarak (Fıtratı); zayıf, muhafazakâr, orta halli, sosyal; fert ve aile yapılarına uygun ve uyumlu olarak internet bilgilerini gerektiği kadar ve liyakatli serbest bırakışın bazı çözümleri mümkündür. İnternet virüsleri ve internet haşereleri (böcekler, bitleri, çaresiz hastalıklar/ Truva atları) …Vb önleyici programları mantık kurgusuyla yasak/anti/istenmeyen;site, sayfa, linkleri yerel bilgisayar güvenlik sistemlerine ihbar edici ve önleyici programları geliştirmek önemlidir. Belli merkezlerin bu istenmedik siteleri, sayfaları ve/veya iç linklerinin özgün özelliklerini ihbar edici sürekli güncellenen programları hazırlayış faaliyetlerinde bulunması ya da devletin bu tip sürekli güncellenen site programlarını cüzi ücretler ve/veya bedava toplumun hizmetine sunuşu çok önemlidir. İnternet yayın çıkış havuzlarında ve girdaplarında zararlı görülen tüm bilgileri,toplumun hepsine engellemek genellikle yanlıştır. Kısmen ve özel hallerde doğru olabilir. Bu bilgilere ulaşımı tamamen engelleyiş; toplumun zihinsel, düşünsel evrimleşmesi (değişime uyumu) ve zihinsel bağışıklık sisteminin geliştirmesine darbedir. Değişmek istemeyeni Allah (C.C) değiştirmezmiş (Rad, 13/11). Yasaklardaki amaç; aşırı değişime/lere karşı (inançsal, kültürel, insani… Vb ifrat, tefrit, aşkın… Vb şeyler) zayıf iradeli fert ve toplumları korumak, onların istendik değer yargılarını ve düşünsel bağışıklık sistemlerini, özgün irdelerini baskın dirençli, hale getirmektir. Yoksa bu aşırılıklara ilgi duymayan ya da kuvvetli inançsal imanları ve insani iradeleri gereği liyakatli değişime müsait insanların hayvanlardan daha aşağılık değer yargıları… Vb bir günah işleyiş bedelinde ifrat ve tefridi her şeyi zihninde doğru konumlandırış konusunda ilim yaprak çözümler üretmek açısından önemlidir. Bu durum şuna benzer, sıradan bir hastalık çıktı diye tüm toplumu karantinaya alamazsınız en zayıflara koruma amaçlı aşı geliştirmek belki daha acildir. Ancak ebola virüsü gibi çaresiz hastalıklar konusunda radikal karar ve karantinalar uygulayabilirsiniz. Bu zihinsel bağışıklık sistemlerini eğitimle geliştirmek içinde benzerdir. Ölü dozda verir ve çözüm üretirsiniz kişi o bilgiyi zihninde doğru adrese kodlarsa sorun çıkmaz yaksa zihinsel dengesizlik ve istenmedik tiryakilikler geliştirebilir. Örneği internette çıplak insanlar ve cinsellikleri görenler; insanın kâinatın en şerefliden en şerefsiz mahlûkatlarından daha aşkın oluşunun yaradılış ve halifeliği gereği kâinatı kuşatışıyla ilişkisel düşünerek, bunu tüm hayvanların çıplaklarıyla aşkın ve ilişkisel düşünüp kabullenirse o zaman, düşünsel, zihinsel ve toplumsal olarak sorun kısmen hal olmuştur. Yeryüzü Doğal insanları ve/veya insansıların dağa, taşa, doğaya bilime, ilime…Vb bir sürü şeye tapışı onun doğal imanının tecellisinden beri vardır, Âdem AS'LA kemale erdirilmişti. Tüm doğal insanlar ve bu günkü onların devamı olanlar Hz. İbrahim AS'IN Ay'a, Güneş'e, Doğaya,… Vb doğal tapışının ve doğal imanın yani ontogenik (özgün-ferdi hayat döngüsü) doğal döngünün Allah (C.C) tarafından ıslahatla kendine yönelişinin insanın filogenetik iman edişi çok benzerdir. İnsan iblisin (Azazil-İbn-İ menazilin) Ahlak işletim sistemini ve eylemlerini hayata uyguladıkları zaman şeytana benzemiş ya da uymuş olurlar. Şeytan Müslüman'a musallat ancak her türlü yani tüm insanlığın ve/veye tüm insanların düşmanı yaratıktır sebebi de kendisinden halifeliğin alınıp insana verilişidir. Demirkuş 2011 Kısaca insanları; evcil hayvanlarına, evcil robotlarına, istendik animasyonlarına… Vb kendisini (insanı) kuvvetli uyaranlara ve çevresindeki yaratıklara aşırı zaman ayırarak yeni çevresel tiryakilikler geliştirişi kendi türüne zaman ayırmasına vakti kalmayacaktır. İlginç ve çekici olan; insanın nesnel ve düşünsel duyuları ve duygularının sanal, düşünsel ve nesnel (doğal ve yapay) ortamlardan aşırı uyarılarak; insan zihin havuzu ve beynini yoğun bilgi bombardımanına tabii tutuluşudur. Örneğin,bir insanın erotik duygularını uyaran görsel ve işitseller yalnız doğal (insani ve hayvani uyarıcılar) değil internet ve teknolojinin gelişimiyle, artık buna ilave olarak yapay (ör erotik eşyalar, erotik robotlar) , sanal (erotik animasyonlar), düşünsel hayli ve rüyeti erotik uyaranlar;insanın sosyal ve düşünsel döngüsüne ilave olarak bedensel (özellikle beyinsel, hormonsal ve fizyolojik olarak) ve zihinsel (özellikle zihinsel havuzu genişlemeye zorlamaktadır) evrimleşmeye ve/veya evrimleştirmeye zorlamakta ve yönlendirmektedir. Gerçekten zamanında alternatif önlemler alınmazsa yenilikçi, değişime, tabulara meyilli insan kesimini (paftası) bu doğal, sanal ve yapay uyarıcılardan etkilenerek geri dönüşümsüz ve istenmedik bir siber insan çizgisine ve yoluna girebilir. Belki de 19. ve 20. YY teknolojisinin yuttuğu teknolojik insan (yarı siber insan);ilkel, doğal, hercai, asri, evrensel ve gelişmiş insan çizgilerinde (evrimsel açılımlarından) ayrılmaya başlayabilir. Bu mantık kurgusundan hareketle insanların sanal ve nesnel teknolojilerden etkilenişinden zarar görmemeleri ve/veya istendik peygamberi uyum sağlayışları için bilim bilginlerine, eğitimcilere, bilim insanlarına, dehalarına, kaşiflerine ve mucitlerine çok sorumluluk, görev ve iş düşmektedir. İnsanların bu sıradan ve sıra dışılıklara karşı istendik uyumlar için ; kişilikleri ve hayat döngüleri içinde kendini (nefsini), fıtratını, değer yargılarını ve çevresini doğru tanıyacak şekilde eğitilmelidirler. İnsanlar aldıkları bu eğitimin sonucunda peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak çerçevesin de dinamik yaşamlarında; doğru adreslerde, konumlarda… Vb bulunuşu alışık tepki haline (inandırmak, İman ettirmek ve refleks haline) getirişi başarmaları gerekir. -insanların kendilerini (fıtratlarını, iradelerinin sınırlarını, +,-, 0 …vb sıfatlarını), çevrelerini doğru tanıyışın gerekliliğine inandırdıktan sonra, onların çevrelerinden zarar görmemeleri ve daha yararlı adreslerde, konumlarda, tepkilerde, davranışlarda … Vb bulunuşu alışık tepki haline getirişlerini geliştirici yönde uygulamalı öğretim, öğrenim ve eğitim sistemleri geliştirmek ve uygulayış önemlidir.


Evrim Dersinde Sınıfça İzlenecek Filmler
Kâinatın Evrimi
1-Büyük Patlama Kuramı'nın Adı Ters, Eksik ve Yanlış Konmuştur
2-Yaradılışın 1 Saniye Öncesinde Madde ve Anti Madde Maddenin Oluşumu
3-Evrenimiz Nasıl Oluştu? İçindeki Farklılaşmaların Orijinleri ve Farklılaşma Mantığı
4-Büyük Patlama Kuramına Nasıl Ulaşıldığının Mikroskobik Ve Makroskobik Bilimsel Öyküsü

Cansızların ve Canlıların Evrimi
1-Güneş Sistemimizin En Dış Gezegenleri (plüton, uranüs ve neptün) Gezegen Olmanın Minimum Kıstasları Nelerdir? Güneş Sistemimizin İşleyiş Mantığı
2-Kuyruklu Yıldızların;Oluşumları, Dünya İle Çarpışma Tehlikesi Ve Geçmişte Dünya'ya Organik Madde Ve Suyu Taşıdıklarının Kanıtları Sonra Yeryüzünde Yaşam Mayalandı
3-Nasl Bu Aşamaya/ Buraya Geldik? Bizi Kim Neden ve Nasıl Oluşturdu?
4-Tanrıyı Biz Mi İcat Ettik? Yoksa O Mu Bizi İcat Etti?
5-Bizi Biz Yapan Nedir? Kim Olduğumuzun, Kişiliğimizi Nasıl Biliyoruz? Gördüklerimizin Bilgisayarla Görselleştirişi

Canlıların Evrimi
1-Darwin'in Hayvanlar Miracından Doğaya Geri Dönüşümsüz İnişi ve Türlerin Kökeni Fikri (Evrim Kuramı ve Türlerin Kökeni Fikrini Darwin'de Geliştiren Yolculuk)
2-Evrim Kuramı Nedir? Evrimin Prensipleri Nelerdir? Geçerli Kanıtları Nelerdir?
3-Evrimcilere Göre Evrim Kuramı Ne Kadar Geçerlidir Sorusunun Bilimsel Kanıtları
4-Evrimsel Kanıt Olarak İnsanımsı (Maymun Adamın) Bilimsel Kurgusu
5-Âdem AS Kimdir? İlk Genetik Potansiyel Atamız Kimdir? Sorularının Olası Bilimsel Açıklaması. Y Kromozomu Özelliklerine Göre Erkeklerin Soy Ağacı
5-Türlerin Toplu Yok Oluşunda Rus Ruleti Mantığı (Evrim)


A- Evrim Biliminde;Bazı Yaratıkların ve Olayların Olası Oluşumlarının Bilimsel Açıklaması
Bilimsel  Verilere Dayalı Evrenin Olası Oluşum Kuramı
Bilimsel Verilere Dayalı Dünyanın Olası Oluşum Kuramı
Bilimsel Verilere  Dayalı Ayın ve Dünyanın Olası Oluşumu Hikayesi ve Ay Çekiminin Fiziksel ve Zihinsel Etkisinin Bilimsel Açıklaması
Evrende Başka Canlı Var Mı
Evrende Başka Canlı Var mı ve Evreni Dinleyen Teknolojiler
Evrenimiz Nasıl Oluştu İçindeki Farklılaşmaların Orijinleri ve Farklılaşma Mantığı
Güneş Sistemimizin En Dış Gezegenleri. Gezegen Olmanın Minimum Kıstasları Nelerdir. Güneş Sistemimizin İşleyiş Mantığı
Güneş Sistemimiz Nasıl Oluştu ve Çalışma Sitemi Mantığı
Kuyruklu Yıldızların;Oluşumları, Oluşması, Dünya İle Çarpışma Tehlikesi ve Geçmişte Dünya'ya Organik Madde ve Suyu Taşıdıklarının Kanıtları Sonra Yeryüzünde Yaşam Mayalandı.
Yaşam Kuyruklu Yıldızlarla Nasıl Uzaya ve Dünyaya Ulaştı
Uzayın Gizemi;Güneş Sistemimizde ki Gezegenlerde ve Uydularındaki Yeryüzü Şekilleri, İklimleri ve Atmosferlerine Dayalı Olası Yaşam Hangisinde Ne Oranda Olabilir?
Püsküren Magma İle Atmosfer Kirlenmesi- Kıtaların Püsküren Lavlardan Oluşumu Küresel Isınma ve Küresel Soğuma Periyotlarının Oluşumu
Ölümcül Yaz Kurağında Aslan, Timsah ve Su Aygırı Besin Döngüsü İlişkisi (ReKâbet)
Evrimsel Kanıt Olarak Maymun İnsanın Bilimsel Kurgusu




B- Biyomlardaki Bazı Canlıların Hayat Döngüleri ve Avlanmaları
Avcı Kuşlar ve Yarasalar
Ninja Kaplumbağası ve Yılan Yiyen Kral Yılanı

Yengeçler
Karınca Yiyen Tamandua ve Temebel Hayvanın Hayat Döngüsü
Kuzey Kutupta Topoğrafik Yapı, Volkanik Hareketler ve Yaşam Döngüsü; Geyik, Kar Tavuğu ve Misk Öküzü
Kalahari Çöl Biyomunun Hayat Döngüsü
Namib Çölü Biyomu ve Vahşi Hayatı
Aslan Bufalo Avı ve Kuraklıkta Şarbondan Canlıları Kurtaran Hayat Suyu
Av Avcı Hikayesi Kurbağa ve Yılan
Kurbağa ve Ayıların Yaşamak için İlginç Etolojik Davranışları
Deniz Ekosistemi ve Zehirlilerinden Panzehir Geliştirmek
Peygamber Devesi ve Piranaların İlginç Özellikleri
Leopar Ve Çitanın Ceylanı Avlama Teknikleri
Fil Gergedan Hipopotam ve Buffalo Hayat Döngüleri Bir Arada
Üç Büyük Kedinin Aynı Alanda Avlanma Üstünlüğü (Leopar, Aslan ve Çitanın Biyolojik Besin Döngü Dengesi)
Afrika Leoparlarının Hayat Döngüsü (Leoparın Gözleriyle)
Aslanlarla Yürümek ve Hayat Döngüleri
Kusto'nun Denizdeki Canlıların ve Köpek Balıklarının Besin ve Hayat Döngüsünü Değerlendirişi
Kobraları Avlayan Bal Porsukların Hayat Döngüleri
Ateş Karıncalarının Hayat Döngüleri ve ABD'ye Zararları
Öldürmeye Programlanmış Böceklerde Hayat Döngüleri ve Avlanma Yöntemleri
Öldürmeye Programlanmış Okyanus Biyomundaki Canlıların Hayat Döngüsü



C-Bilimsel Verilere Dayalı Olarak: Âdem AS Öncesi Dik-Yarıdik Yürüyen Sosyal Yaratıkların (insansıların); Ontogenik-Filogenik Gelişimleri ve Psikolojik-Etolojik Davranış Bakımından Özgünlüklerinin Benzeşimleri
zekâNIN HAYVANİ KÖKENLİ SANAL ARAÇ OLDUĞUNA AİT KANITLAR VE HAYVANLARDA :ONTOGENİK-FİLOGENİK; DÖNGÜSEL, ZİHİNSEL VE BEDENSEL BAŞKALAŞIM:

zekâ Yönünden Nefsimize Benzeyen Hayvanların Davranışları ve Alet Kullanmaları
zekânın Kökeni Hayvanidir. Dahi Farelerin Bilimsel Açıklanması.
Domuzların Dehası
Köpeklerin Dehası
Güvercinlerin Dehası
Maymunların Dehası;Taklidi Bilim ve Kültürün Hayvanlarda Mayalanışı ve Yayılması
Maymunların ve Şempanzelerin Bitkileri Tedavide Kullanmaları ve Alet Kullanmaları
Şempanzelerin İnsana Benzeyen Etolojik Davranışları ve Yapıları

Harabe Maymunlarda;Annelik Denemeleri, Evlat Edinme ve Erkeğin Sürüye hâkimiyet Davranışları
Vejeteryan Gelada Maymunlarının Hayat Döngüsü ve Dişilerinin Erkeklere Belirlemesi
Gelada Maymunları Hayat Döngüleri 90 Dk
Şempanzelerde Birbirine Saldırı, Kollama ve Harem Ağalığı Siyaset Politikaları

Nandertal İnsanın
Olası Yaşam Koşulları ve Evrimi
Buzul Neolitik Dönem Avrupa İnsanın Olası Yaşam Koşulları

Buzul Dönemi Amerikan İnsanın Olası Yaşam Koşulları
Vahşi Ortamda Hayvanlarla Büyümüş İnsanların Bilimsel Gerçeği
Bilimsellikte Duygusal zekânın Kullanılmasına Örnek




D-Evrim Biliminde Üreme ve Cinselliğin Önemi
Eş Seçiminde, Sevmede ve Aşık Olmada: Bedenimizde Meydana Gelen; Fiziksel ve Fizyoloji Değişikliklerin Bilimsel Açıklaması
Bilimsel Açıdan Cinsellik ve Sex
Sıradışı Hayvanlarda Seks Yaşamı 33'
Bakteriler diğer hayvanlarla da ilişkiye giriyor. Seks her zaman üremeyle sınırlı değildir. Erkekler gereksizdir ama dişisiz olmaz. Bazı türler erkeksiz yapabiliyor bazı türlerde ise erkekler toptan atılmışlar. Örneğin, kamçık kuyruk kertenkelesi. Bunlar üreme açısından kendine yetiyor. Üreme için hazır olmayan dişiler erkek rolü oynuyor. Tıpkı bir lezbiyen gibi taklit davranışlar yapıyorlar. Erkek rolü oynayan dişiye diğer bireyde aynı taklidi yaparak karşılıklı uzlaşmaya varıyorlar. Yumuşakçalardan olan deniz tavşanları iki cinsiyete ait tam fonksiyonlu üremeye sahiptirler. Bunlarda toplu ilişki ve çift cinsiyet söz konusudur. Ayrıca filmin devamında salyangozların seks yaşamı da görüntüleniyor. Tüm salyangozların hem spermleri hem de yumurtaları vardır. Spermler ucuzdur. Salyangozların ilginç seks yaşamından görüntüler sergileyen film yılanlarda da toplu seksi görüntülemektedir. Birbirlerine hile yapıp dişi kokusu salgılayan yılanlar diğer bireylerin yanlış yönelmelerine neden olmaktadırlar. Deniz atının erkeği hamile kalıyor. Erkek deniz atı yumurta kesesine su pompalar böylece kese şişer ve içindeki boşluğu göstererek açılır. Dişi yumurta borusunu erkeğin kuluçkaya yatmış kesesine sokar ve yaklaşık 200 yumurta dişinin bedeninden erkeğin kesesine transfer edilir böylece erkek deniz atı prolaktin hormonu salgılamaya başlar ama bu hormon süt salgısı için değildir. Filmin devamında son olarak palyaço balığının cinsiyet değiştirme serüveni görüntülenmektedir. Deniz atı erkeklerinin yumurta taşıması döllenme olduktan sonra yumurtalarını erkeğe veren dişi düzenli olarak erkek deniz atını ziyaret ediyor. Neden erkeğin hamile kaldığı hala bilinmiyor. Ama teoride daha reKâbetçi olan cinsin daha çok yavruya sahip olma durumu var. Bir tanesi bir seferde 1500 taneden fazla yavruluyor. Filmde palyaço balık görüntüleri de vardır. Deniz altı ekosistemi palyaço balıkları da sonradan cinsiyet değiştiriyor. Ailede % 20 oranı var. Küçüğü % 20 küçük büyüğü ise % 20 büyüktür. Bu oranı tutturamayan aileden atılıyor. Yumurta kenesi görüntüleri de filmde yer almıştır. Bu canlılarda annelerinin karnında kız kardeşlerini döllüyor ve bunlarda annelerinin karınlarını yiyerek çıkıyor. Anne karnındaki erkek bireyler döllenmeden sonra ölürler.
Örümceklerde Ölümcül Çiftleşme.
Yaşamın Zaferi Hayvanlarda Cinsellik ve Değişim
Hayvanlarda Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
Demokratik Kongo Cumhuriyetindeki Heteroseksüel Çok Yönlü Pezevenk Bonobo Hippi TipiSevda (Aşk) Maymunlarında Cinsel Yaşam  Cinsellikte İfrat ve tefrite örnek
Çöl Babunlarında Evlat Edinme Ve Kıskançlık Davranışları
Cinsellikte ifrat ve tefrite örnek



E-Endemizm (Yöreye ve/veya Zamana Özgünlük)
Madagaskar (Gonduwana) Relik Endemikleri 44'
Keşif gezisini içeren bu filmde nemür adı verilen pirimatları içermektedir. İlk önce bölgenin ender bulunan memelerinden bazılarını yakalamak umuduyla gezi sürdürülmektedir. Örneğin ağaçların tepesinde saklanan nemür. Nemürler Madagaskar da kendilerine uygun bir ortam bulmuşlardır. Bu pirimatların nesli gezegenimizin kalan kısmında 40 milyon yıl önce tükenmişti. Bilim insanları arasında rağbet gören bir kurama göre nemürler madagaskara güçsüz olduğu nedeniyle geldiler. Yırtıcı etoburlardan uzakta kendilerine yeni bir yurt bulmuşlardır. Bu canlıların akrobasi yetenekleri özellikle ters dönebilen parmakları sayesinde olur. Prosimi kavramı ve küçük gri kertenkele örnekleri mevcuttur. Kanyon ormanı bir çok sürüngene ev sahibi yapmaktadır. İri kertenkele, bukâlemun, mimikri, alarm renkliliği, adaptasyon kavramları yer almaktadır. Dünyanın en büyük ve en küçük bukâlemun örnekleri bukâlemunun birbirinden bağımsız gören gözleri onları 360° perspektifinden görmeyi sağlar. Yastık parmakları cam yüzeyler nasıl tırmandığını ispatlar fossa evrimsel anomaliden birisinin görüntüsünü içermektedir. Ayrıca yılan ve kurbağa görüntüsü ile film devam etmektedir. Kanyonlar üzerinde su almadan çiçek açan bitkiler kelebeklerin renkli görüntüsü kertenkele üzerinde yaşayan bir akar kolonisi, yarasa kolonisi, yarasa dışkısından beslenen çeşitli omurgasızlar. Yalancı akrep görüntüsü ilkel elem bacaklılar görüntüleri bitki köklerinin kayanın nasıl çözdüğü ve ilerlediği görüntüsü toplanan bütün bu bilgiler gezegenimizin bu uzak ve hassas bölgesindeki evrimi, coğrafyayı ve biyolojik farklılıkları anlamamıza yardımcı olacak.
Galapagos Adaları Endemizm Ve Neo Endemikler
Endonezya' Da Yeni Balık Türleri
Vahşi Çete Yaşayan Fosil Vanpiro Tetis


1-Makro Evrim ve Mikro Evrim Nedir
2-Canlılarda Etopsikolojik (Yarıinsani veya Yarı doğal Davaranış) Davranışlar
3-Evrimin Prensipleri
4-Evrim Teorisi

Evrimde Rus Ruleti Mantığı 36'
Film de anlatılan rus ruleti mantığı eksik ve güdüktür.Evrimde türler her zaman rus ruleti mantığı ile yok olmaz? Genel olarak döngüler arasında dengeleyici-uyum sağlayıcı bay-pass ya da geçiş mekanizmaları ve oluşumlarıyla yerini doldurma vardır. Bir masada özgün cam levhalar (döngüler) arasına dizilmiş içi sıvı dolu her biri farklı (özgün) bardaklar(türler) üzerine yerleştirilmiş cam levhalar  arasına yerleşmiş özgün bardakları(türleri)  ve özgün katmanlarını(döngüleri) düşünün. En alttaki katman ototrof(kendi belsek katmandır) her katman arasında birkaç bardak çekilişinde tüm levha ve katmanlar çökmez. Ancak levhayı etkileyen buzul dönemleri, büyük meteorların düşmesi gibi özel dönemlerde türler kısmen kitlesel olarak yok olur. Doç.Dr. DEMİRKUŞ 2008
Endonezya Adalarındaki Canlıların Evrimi 44'
Endonezya'nın doğal yaşamı 2 farklı yerden geldi. Sumatra adası Asya'ya kapısı olan adadır. Sumatra da pek çok hayvan ve bitki türleri bulunmaktadır.Sadece yaprak yiyen maymun tipleri 21 tiptir. Dünya da sadece Sumatra ve Borneo'da bulunan oran gutanları görüntülemektedir. Asya' dan göçen pitonların oran gutanlara saldırıları görüntülenmektedir. Oran gutanlar insan genlerinin % 97 sine sahiptir. En az 600 farklı türde Endonezya mercanı vardır.Film genel olarak Endonezya'nın endemik türler ve daha bir çok türün bir arada bulunmasına ev sahipliği yaptığını görüntülemektedir.

5-Evrimleşmenin Mekanizmaları
Evrimsel Mekanizmalar.Değişen Çevre Koşulları ve Yaşam Denklemlerine; Başat, Çekinik ve Ölüme Programlanmış Genler. Değişimlere Karşı Yaşam Kazancına ve Kaybına Programlanmış Genler 4saat 41 dak.
Yaşamın Ortaya Çıkışı, Biyomühendislikte Yaşamın Elementlerden Sentezinin Taklidi ve Yeni Şeyler Sentezlemeye Başlatmak
Yeni Tür Oluşumu Yolunda Saro Adası(Afrıka) Aslanları ve Bizonlarla Yenişmeyen Halat Misali Bir Denge Oluşmuştur. Av-Avcı İlişkisindeki Denge ve Yeni Tür Oluşumunda İzolasyon Mekanizmasının İşleyişi
Huysuz Aslanlar ve Bizonlar. Aslanlarda Sıra Dışı Alışkanlık ve Huyların Ortaya Çıkışı

Gece Avcılarının Görme Yeteneklerinin Bilimsel Açıklaması

6-Genleri Tanımak, Gen Aktarımı ve Üretimi Bize Ne ve Nasıl Zaman Kazandıracak
Doğal Kavimlerin DNA Dizilerinin Evrimsel İncelemeye Alınması 38'
Afrika'da çeşitli kabileleri inceleyen araştırmacılar bunların DNA dizilişlerini araştırmakta ve bu araştırmaları görüntülemektedir. Teoriye göre hepimiz Afrika'dan ayrılmış bir topluluğuz. Evrim konusuna da ışık tutan bu araştırma Y kromozomları üzerine yapmaktadır. Bununda ikna edici bir sonuca sahip olması için birden fazla DNA örnekleri incelenmektedir. Belki de Âdem ve Havva' da Afrika'daki bu cennet bahçesinde yaşamışlardır.Filmin devamında O genlerin yaşamları ve bunlardan alınan DNA örneklerinin incelenmesi ve Andamarada ki DNA incelemelerinin insanlığın evriminde nereye oturduğu araştırılıyor.

7-Evrim ve Din İlişkisi
Batıda Evrim ve Din 23'
Yaradılışçıların tartışmalarını gerçek insan hikayelerinden yola çıkarak inceliyoruz. İnsanlar kader ve neden arasında bir denge kurmaya çalışıyor.Fosil kayıtları ve geçiş biçimleri
Eski fosil kalıntılarından en son DNA analizlerine kadar Hıristiyan âlemine verilen bu mesaj bizi evrim teorisini tamamıyla kabul etmeye mecbur etmektedir ama atalarımızın kimler olduğu konusu bazı kişileri rahatsız etmektedir. C.Darvin kitabının son bölümü olan canlıların evriminde şöyle yazmıştır; Tanrının bir ya da birkaç biçime soktuğu canlılar hayatın gücünü ve güzelliğini gösteriyor. Bu basit ama sonsuz biçimler evrim süreci içinde giderek güzelleşmeye devam ediyor.Biz onlara hor ve zelil maymun olun dedik onlarda maymun oldular (ayet). Belki de bazı insanları bu ayet çarptı!!  Ne dersiniz!! Tıklayınız 1, 2, 3, 4, tıklayın

8-Siyaset Evrimin, Evrim Bilimin, Bilimde İnsanın Metriksidedir.
9-Önce İlim ve Bilim İnsanları; Evrimi Sollar, Sonra Siyasiler... Vb diğerleri.
10-Bilim ve İlim İnsanları Evrimi ve Siyaseti Kullanır. Tersi Oluyorsa Sosyal Tufan Var Demektir.

11-Ontogeni ve Filogeni Nedir?

Hayvan Yavrularının Anne Karnındaki Hayat Döngüleri 1:54'
Progesteron hormonunun hamilelik başlangıcındaki işlevini açıklayan film memeli hayvanların anne karnındaki pozisyonunu ve gelişme evrelerini izah etmektedir. Köpek yumurtalarının gecikmeli olgunlaşmasını ve köpeklerde fazla bekleyen yumurta sebebiyle farklı spermlerde bulunabilir. Böylece anne karnındaki köpekler kardeş olmayabilir. Köpeklerin ağızlarını açarak dillerini çıkarma sebebinin ne olduğu, köpeğin burnunda yaklaşık 2 milyon reseptör bulunmaktadır. Aslında bütün memeliler evrimsel bir mirası paylaşıyor. Yeryüzündeki bütün memelilerin ortak bir atası var. Yaklaşık 200 milyon yıl önce var olan küçük sivri faremsi bir yaratık 22 aylık bir hamilelik dönemi süreci içerisinde anne karnındaki filin gelişim evreleri görüntülenmektedir. Yunusların ilginç evrim serüveni ve hamilelik dönemleri görüntülenmektedir. Filmin devamında fillerin anne karnındaki görüntüleri görünmektedir.
Anne Karnında İnsan Yavrusunun Hayat Döngüsü 1:30'
İ
nsanın rahme düştüğü andan doğuma kadarki ilginç serüven detaylı bir şekilde gözler önüne seriliyor. Fetus, cenin, rahim (döl yatağı), çeşitli hormonların salgılanışı ve bebeğin duyularının gelişimleri sistematik bir şekilde aşamalarıyla görüntülenmektedir. Yumurtadan cenine, ceninden fetusa, fetusdan trilyonlarca yeni bebek hücresine dönüşmüştür.

12-İnsan Evrimi Yönlendirebilir ve Sollayabilir mi?
Yıkıcı Seller Tsunamilerle Felaketlerle Baş Edecek Teknoloji
Kurbağalar, Yok Olan Deniz Canlıları ve Su Ekosistem Tedavisi
Toz Bulutlarının Atlantik Üstünde ve Dünya Gezegeninin Dengesine Negatif Etkileri

 

EVRİM BİLİMİ DERSİNİN UYGULAMA ALANLARI
I-Gezegenimizde Evrimin Uygulamaları

http://projects.olin.edu/marsport/hist_n_myst.html
http://science.nasa.gov/headlines/y2004/25feb_greenhouses.htm
http://www.spaceref.com/news/viewnews.html?id=455
http://www.spaceref.com/news/viewnews.html?id=466
http://science.ksc.nasa.gov/biomed/marsdome/
http://www.nasaexplores.com/show2_912a.php?id=04-208&gl=912
http://solarsystem.nasa.gov/scitech/display.cfm?ST_ID=166
http://solarsystem.nasa.gov/scitech/display.cfm?ST_ID=166
http://solarsystem.nasa.gov/scitech/display.cfm?ST_ID=166
http://solarsystem.nasa.gov/scitech/display.cfm?ST_ID=166
http://scitation.aip.org/getabs/servlet/GetabsServlet?prog=normal&id=APCPCS000880000001000919000001&idtype=cvips&gifs=yes
http://media.nasaexplores.com/lessons/04-208/fullarticle.pdf
http://media.nasaexplores.com/lessons/04-208/fullarticle.pdf
http://www.newmars.com/forums/viewtopic.php?p=66735&sid=a4649c94ddc15786695a93a4e5f0b152
http://www.marstoday.com/viewsr.html?pid=9721
http://www.space.com/scienceastronomy/mini_mars_040415.html
http://media.nasaexplores.com/lessons/04-208/9-12_1.pdf
http://www.astrobio.net/news/print.php?sid=140
http://science.nasa.gov/headlines/y2005/05aug_nostress.htm
http://www.lpi.usra.edu/meetings/earlymars2004/pdf/8091.pdf
http://www.mars.asu.edu/christensen/advancedmarsclass/gulick_icarus_97.pdf
http://www.ingentaconnect.com/content/ap/is/1997/00000130/00000001/art05802

II-Uzayda Evrim Biliminin Uygulamaları
Uzaya Dondurma Yöntemi İle Canlı Genleri Ve Embriyosu Taşıma 8'

Diğer laboratuvarlarda araştırmacılar doğanın temel kuralını yıkabilecek yaşam eşiğinin ötesine geçebilecek ve ölüyü diriltebilecek muazzam güçle deneylere başlıyor. Bekletilen canlanma bir bilim kurgu ürünüdür. Ruh dışında yaşam beden dondurma, canlıları hayata geri döndürene dek yüzyıllarca saklanabilecek ultra düşük ısılı dondurucudur. Bilim insanları canlıyı ölüden ayıran bariyerleri yıkamak için ilk kez sıfırın altı teknolojisi kullanmayı düşünüyorlar. Serin bir odada nesli tükenen ve tehlike altında olan türlerden aldığımız sperm ve embriyolar sıvı azot tanklarda bulunduruluyor ve gelecek için saklanıyor. Kimileri bu çalışmanın tanrıya oynamak olduğunu ifade ediyor. Her defasında tehlikede olan herhangi bir tür kurtarılıyor. Bugün nadiren rastlanan servar kedisinden yumurtalar alıyor. Yumurtalar toplanıp bir laboratuvara yerleştirilip - 189°C de dondurularak burada saklanıyor. Döllenen embriyoların buzları eridikten sonra bunlar alınıp taşıyıcı bir hayvana aşılanacaktır. Örneğin bir ev kedisini avcı bir kedi haline getirmek. Böylece nesli tehlikede olan kedilerden embriyo transferi yapmaktır. Neslin tükenmesi doğanın güçlü türlerinin kalıp, zayıfların yok olmasını sağlamak için milyonlarca yıldır sürdürdüğü bir sistemin bir parçası değimlidir. Bu çalışma Darvin'in 1.kuralını kesinlikle reddediyor. Güçlü olan hayatta kalır.Bu çalışmada amaç nesli tükenmiş canlıları geri getirmek değil hayvanların neslinin tükenmesini engellemeye çalışmaktadır.
Uzay Gizemi Dünyada ve Uzayda Hayat Oluşumu Önce Uzayda Hayat Varmıydı
Kuyruklu Yıldızların Çarpma Tehlikesi ve Geçmişte Dünyaya Organik Madde Taşıdıklarının Kanıtları

Dünyadan Uzaya Göç 44'
Bu bir evrim yasası ya değişirsin ya da ölürsün. Gezegenimiz zamanla öyle bir hal alacak ki artık yaşanılmaz bir duruma gelecek. Böylece bizde yeni yaşam yerleri keşfetmeliyiz. Gelecekte insan embriyosuyla oynayarak marsta ki az oksijenli ortama uyum sağlayabilen insanlar ortaya çıkması muhtemel. Muhtemelen gelecekte 200-300 yıl sonra insanlar marsta yaşayacak çünkü marsta C,H,O bulunmaktadır. Ancak bu geçici bir çözüm olacak ve insan ırkının devam etmesi için yeni alanlar keşfedilmelidir. Filmin sonrasında genetik mühendislerinin yeni genetik yapıya sahip insanların bilimle oluşturulması mümkündür. Gelecekteki insan modelleri görüntülenmektedir.
Evrim Dünya Dışı Yaşam Mavi Ay (Evrim)
Darwin'in Hayali Gezegeni Evrim 1:22' (1)
Darvin 4 adı verilen keşif araçlarının bazı canlıları incelemesi görüntülenmektedir. Okdil dikkate değer büyüklüğünde bir avcı Darvin 4 e okdil gibi organizmaya dünyaya ve tirex gibi organizmaya baktığımızda iki ayrı evrim yolu görmekteyiz. Belki aynı ham maddeler benzer koşullarda bazı bakımlardan çok benzeyen ve bazı bakımlardan son derece ayrı olan bu 20 organizma ortaya çıkmıştır. En küçük hayvanlardan en büyük hayvanlara kadar bu gezegendeki bütün canlılar gözlenerek dünya ile evrim arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor. Ayk ve leo adı verilen keşf araçlarının yaşam formlarını ve avcı av arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla keşif gezisi yapmaktadır. Film oldukça ilginç canlıları görüntülemektedir. Orman sırt devasal büyüklükte süngerimsi sırt yapılarıyla ağaç bulunduruyorlar.

III-Diğer Tatbik/Uygulayış Alanları



EVRİM BİLİMİ DERSİNİN ETKİNLİK VE UYGULAMALARI

A-Adaptasyon Mekanizmasının Örneklerle İncelenmesi Güncellenişi ve Film Gösterisi


Mürekkep Balıkları, Ahtapodlar ve Diğer BalıklarınınYaşam döngülerine Uyum Mekanizmaları (adaptasyonları ve Kamuflajları)
Kamuflajin Ustaları
Ahtapotların Uyumları
Balık Ağzıyla Su Sıçratıp Çekirgeyi Avlar
Hayvanların Değişen Koşullara Adaptasyonları
Gece Avcılarının Görme Yeteneklerinin Bilimsel Açıklaması

B-Organların Yapı ve İşlev İlişkisinin Uygulayışı/Tatbiki/Uygulaması ve Film Gösterisi
Zaman Süreci İçerisinde; Av Ve Avcıların Yetenekleri, Taktikleri Ve Evrimleşen Organları

C-Böceklerde Evrim ve Böceklerin Rengine Yönelik Seçime Yönelmesi; Zemin ve Renk Uygulayışı/Tatbiki/Uygulaması ve Film Gösterisi
Böcek Evrimi 23:26'
Böceklerin hayatta kalması inanılmaz bir uyum öyküsü içerdiği görüntülenmektedir. Permian döneminde böceklerin uçma evrimi geçirmesi ve yusufçuğun ilk meydana çıktığı dönemi içerir. Jeolojik dönemler ve bu dönemlerde ortaya çıkan canlı grupları görüntülenmektedir. Böceklerin metamorfoz olayıyla karşı karşıya gelmesi. Eski böcek fosillerinin incelenmesi ve günümüz böcek türleriyle karşılaştırılması. Eklem bacaklıların evrimiyle ilgili araştırmayı içeren bu film evrim konusunu da mutlak kanıtlarla aydınlatmaktadır. Ağustos böceğinin kabuğunu terk etme görüntüsü ilgi çekici hatlarla sunulmaktadır.
Yağmur Ormanında (Kostarika) Böcek Faunası
Böcekleri Tanıyalım
Böcek Saldırıları, Hastalıkları Zehirleri Ve Bit-Pire-Kene Çeşitleri
Böcek Saldırıları Ve Kan Emiciler 1:30'
      
   Böceklerde binlerce tür saldırganlık vardır. Bunlar saldırganlık yöntemleri ya da öldürülmekten korunma yöntemleridir. Kesici çeneler, öldürücü zehirler, saldırı yöntemi ve etkili savunma sistemleri bu filmde karşı karşıya gelmiştir. Böcek dünyasının en öldürücü türü araştırma konusu olmuştur. Dünyanın en uzun kırkayağının jilet keskinliğinde bacakları vardır. Asker karıncalar ölüm ve yıkım için dağılmaktadırlar. Avlarını sayısal üstünlükleriyle koruyorlar. Kolektif saldırganlık çok açıktır. Savaşlarda kesilen bölgelere yerleştirilen asker karıncaların gövdeleri koparıldığı zaman muntazam bir dikiş meydana gelmektedir. Film Sonora çölünden çeşitli görüntüler içermektedir ve Arizona daki akrepler görüntülenmektedir. Akrebin saldırı sistemi. Bütün örümcekler yırtıcıdır ve vejetaryen örümcek yoktur. Balık yiyen örümcekler, örümcek ağına yakalana yarasaların sonu, Tarantula görüntüleri ve tarantula kurbanlarının gülerek ölmesinin nedenleri araştırılmaktadır. Önce biraz geri çekilerek daha sonra dişlerini geçirerek felç edip iç organları sıvıya çevirecek kadar zehir enjekte ederek yavaş bir ölüm getirecektir. Bacaklarında kas olmayan ve bacaklarına kan pompalayarak yürüyen tarantulalar dünyanın en büyük örümcekleridir. Yıldız gibi parlayan böcekler yapışkan iplikleriyle avlarını yok etmektedirler. Örneğin parlayan kurt, dokumacı karıncaların yaprakları dikmeleri, bombacı böceğinin görüntüleri çok ilginç Tadı en kötü olan bombardıman böceğinin görüntüleri Japon bal arılarının görüntüleri vs. ilginç görüntüler filmde yer almaktadır.
     Vampir yarasa kolonisi görüntüleri içermektedir. Vampir yarasalar kanla beslenmeye zorunludurlar suya bile ihtiyaç duymazlar. En çok inek kanı severler fakat insan kanı emmezler . Vampir yarasalar ısı ararlar sahip oldukları termal, kızıl ötesi sensörler sayesinde kanın deriye en yakın aktığı yeri bularak keskin dişleriyle orayı keserler. Kanın pıhtılaşmasını antikoagülan salgılayarak engellerler. Öpücük böcekleri dudaklardaki yumuşak dokudan beslenirler. Bilim dünyasının en ünlü insanlarından biri olan Ç. Darwin bir öpücük böceği tarafından ısırılmıştır. Bazıları onun çagastan öldüğünü ileri sürmüştür. Çağas tüm iç organların fonksiyonunu bitirerek bireye yavaş yavaş bir ölüm getirmektedir. Öpücük böceğinin dışkısı çagasa neden olmaktadır. Bazı bit türleri öldürücüdür. Saç biti hastalığa neden olmaz bit türleri ve bunların nasıl ayırt edildiği görüntülerini içermektedir. Tedavide kullanılan kurtlar, sülüklerin kan emme sistemleri, Gezegenimizin en güçlü kan emicisi olan pireler……. Pirelerin farelerden insanlara sıçraması neticesinde veba meydana geliyor. Son olarak deri altına yerleşen keneler ve sinek larvaları yer almaktadır.
Böceklerin Savunma Sistemleri Ve Böcekler Arası Mücadele
Örümceklerin 400 Milyon Yıllık Evriminde Kazandıkları Avlanma Yetenekleri
Böceklerle Tedavi ve Sıtmaya Neden Olan Sivri Sineğin Hayata Döngüsü
Yarasalar Yoksa Bu Özel Mağarada Hayat ve Ekolojik Döngü Yok Olur Gerçeği
Öldürmeye Programlanmış Böceklerde Hayat Döngüleri ve Avlanma Yöntemleri

D-Kamuflaj Mekanizmasının Örneklerle İncelemesi- Hayatla Güncellenişi
ve Film Gösterisi
Kamuflaj Ustaları Hayvanların Hünerleri ve Kamuflajın Deneysel Ortamda İncelenmesi
Maymunların Yetenklerini İncelerken İnsanlığın Geçmişindeki Eserlerini Doğa ve Ormanlar Nasıl Asimile Edip Yutuyor veya İşgal Ediyor
Bilimsellikte Duygusal zekânın Kullanılmasına Örnek
Amazonda Tür Avcısı
Volkanik Deniz Alanlarına Uyum Sağlamış Ahtapodlarda Kamuflaj ve Etolojik Niş


Öfkeli Gezegen Dünya
Tsunami felaketini gözler önüne seren müthiş bir filmdir. 2004 tsunamisi konu edinmiştir. Doğal felaketler daha sık ve daha ölümcül olmaya başladı. Yüzyılın en yıkıcı afetlerini araştırıp depremlerin volkan patlamalarının fırtınaların çaresiz halkın ölümüne neden olduğu üç şehir incelenmektedir. Doğanın öfkesi sahilde bir sumatralıyı yutan dev dalgalarla görüntülenmiştir. Her geçen gün vahşileşen bu gezegende doğal afetler konu ediniyor. Türkiye İstanbul şehrinin deprem riski altında olabilecek bölgeler görüntülenmektedir. Depremler olmazsa ne olur? Depremlerin yer yüzünde meydana getirdiği yıkımlar nelerdir. Filmin devamında güçlü kasırgalar ve fırtına kuşaklarını görüntülemektedir. Ayrıca sonuç olarak dünya yaşayan bir yaratık olduğunu gösteriyor, kaslarını rahatlatıyor nefes alıyor, yaratıyor tekrar yaratıyor kendini tekrar yaratmak için bazı bölümlerini yok etmek zorundadır.

Dünyanın Sonunu Getirebilecek Dev Volkanlar veYerleri
H avai adalarından görüntüler içeren film volkanları ve yüksek mağma akışlarını göstermektedir. Havai adalarının tümü birer volkandır. Bu jeolojik oluşumun bugünkü haline gelmesi 70 milyon yıl sürmüştür. Isı Yeryüzüne çıkar ve yer kabuğuna yakın bir yerde kayaları eritir. Erimiş kayalar lav halinde püskürür. Şubat 1983 havainin büyük adası üzerindeki kiloia 80 m yüksekliğinde lav püskürtür. 25 haziran 1997 de Soufriere tepelerinde meydana gelen patlamaların görüntülerini içermektedir. 800°C sıcaklığında kül 10 km yukarıya patlıyor ve sıçrıyor. 18 Mayıs 1980 de mt st helens de meydana gelen patlama görüntülenmektedir. İtalya da Napoli kentindeki patlama görüntülenmektedir.

Tarihteki Su Tufanları – Depremler Nerelerde Oldu ve Olası Önlemlerin Geliştirilmesi

Su Tufanı Bilimi Nedir? Animasyonlar ve Bilgisayar Simülasyonlarıyla Tufanların Tarihsel ve Olası Geleceğinin Bilimsel Açıklanması


Depremler Konusunda Bilimsel Çalışmalar
39'
Depremler gezegenin doğuşundan beri Yeryüzünü yerle bir etmekte ancak insan oğlu bu sismik akımlarla baş etmekte fazla yol alamadı. Film eski batıl inançların ve bilimsel niteliklerin az olduğu eski çağlarda insanların depremler hakkında neler düşündüğünü açıklamaktadır. bilim insanlarının Yeryüzünün sallantılarıyla ilgili araştırma ve incelemeleri görüntülenmektedir. Simülasyon ve canlandırmalar ile depremlerin doğaları incelenmektedir.

Olası İklimsel Değişimler Sonucu Dünyamızda Buzul Dönemi Hangi Bilimsel Nedenlerden Dolayı Ortaya Çıkabilir

Yıkıcı Seller Tsunamilerle Felaketlere Baş Edecek Teknoloji
    Yıkıcı seller, öfkeli tsunamiler, ölümcül kıtlıklar bunlarla başa çıkacak yeni teknolojiler bu belgeselde. DÜNYAMIZA BİZ NELER YAPTIK?
2006 da 50 nin üzerinde büyük deprem 70 den fazla tayfun ve kasırga ayrıca 19 ölümcül hortum meydana geldi. Dünya büyük toz fırtınalarına, yangınlara, volkanik püskürmelere ve bir tsunamiye sahne oldu. Tüm dünya ısınıyor. Bunun nedenide biz insanlarız. Dünyanın 2006 da yaşadığı en büyük sağlık sorunu, iklim değişikliği, dünyanın ateşi giderek yükseliyor. Nedeni; atmosferdeki metan ve CO2 gazları bir battaniye etkisi yaratıyor ve güneşten gelen ısıyı tutarak gezegenin sıcak kalmasını sağlıyor. Bu gazlar doğru oranlarda bulunduğu zaman bize yarar sağlıyor. Onlar olmasa dünyada buzdan ve kayadan başka bir şey olmazdı. Ancak insanlar kömür ve petrol gibi fosil yakıtlar yakarak her yıl atmosfere fazladan 7 milyar ton CO2 salıyor. Böylece battaniye fazlasıyla kalın hale geliyor.
Yetişkin bir ağaç yılda yaklaşık 20 kg CO2 emer.Ormanları yangın ya da kontrolsüz kesimlerle yok edersek gezegenimizin atmosferi iyileştirme yeteneği de önemli ölçüde azaltmış oluruz. Bunun tek çaresi ağaç dikmeyi sürdürmektir. Dikilen ağaçlar çoraklaşan topraklar üzerinde merhem görevi görüyor. Bunun yanında okyanusları da büyük ölçüde koruyor. Okyanuslar gezegenimizin akciğerleri gibidir. Okyanuslar dalgalandıkça nefes alır ve havadaki CO2 i emer.
Bizi en fazla uğraştıran sorun kirleten tüketim alışkanlıklarımız. Bu durum insanların kullandığı pek çok kaynak için geçerli ayrıca kendimizi de kurtarmaya da buradan başlamamız gerekiyor. HER BİRİMİZİN 10 AĞAÇ DİKMESİ GEREKİYOR!...... kendi CO2 imizi temizlesin diye.
Her kim olursanız olun, her ne işle uğraşırsanız uğraşın elinizdeki gücü kullanın dünyanın sizin verdiklerinize ihtiyacı var.


Evrim Dersinde İşlenmiş Makaleler (İçin Tıklayın)
1-Dünyayı Değiştiren Hayvanlar Eylül 2003 bt
2-Evrim Kaplumbağa ve İspinoz Haziran  2005 bt
3-Antropoloji Modern İnsanların En Eskisi  Temmuz 2003 bt
4-İnsan Evrimi Yolun Sonu Ağustos 2004 bt
5-Antropoloji Yeni İnsan Türümü Kasım 2004 bt
6-Evrim Uzun Çocukluk Evresi Ocak 2002 bt
7-İnsan Beyninin Evrimi Ekim 2005 bt
8-Hangi Son (Dünyanın Akıbetini Etkileyen Olaylar)  Ekim 2003 bt
9-Babasız Fare Haziran 2004 bt
10-Doğa Yasaları Zamanla Değişiyormu Nisan 2004
11-Uzayın (Evrenin) Şekilleri Aralık 2004 bt
12-Evrenin Bebelkik Hali Mart 2004 bt
13-Sondan Kaçış Yok(Dünya ve Güneşin Beklediği Son) Nisan 2004 bt
14-

Evrim Bilimi İle İlgili Filmler

Bebeklerde 0-12 Ay Arası Gelişim ve Öğrenme Süreçleri
Bermuda Şeytan Üçgeninin Bilimsel Gerçekleri ve Üretilen Hurafeleri (Düşünce Yanılgısı)
Bilmiyordum(Arıtma Tesisleri)
İnsan ve Hayvanların Yaşam ve Avlanma Alanlarını Çakıştığı Yerlerdeki Facialar
Maymunların Dehası;Taklidi Bilim ve Kültürün Hayvanlarda Mayalanışı ve Yayılması
Yaşamın Ortaya Çıkışı, Biyomühendislikte Yaşamın Elementlerden Sentezinin Taklidi ve Yeni Şeyler Sentezlemeye Başlatmak
Canlılarda Sürü Oluşturma Mantığı. Sürülerde; Saldırı, Korunma, Avantaj ve Dezavantajlar
Yaşayan Hayvan Cennetleri
Güneş Sistemimiz Nasıl Oluştu ve Çalışma Sitemi Mantığı
Bilmiyordum (Fotoğrafçılık)
Dünya Gezegeninde Venezüella Göl Ekosisteminin Yapay Müdahale ve Yellow Ston Kurtların Geri İstenişin Saptanışı
Küresel Isınmanı Eşiğinde Kutup Ayılarının Hayat Döngüleri
Başka Kıtalara, Bölgelere Göç Eden veya Taşınan Canlı Türleri Gittiği Yerdeler de Öldürücü Olabiliyor
8000 Yıl Öncesine Ait Bulunana Bir Amerikan Yerlisine Ait Cesedin Sağlam Beyninin ve DNA'sını Antropolojik İncelenmesi
Yellow Stone Kurtlarında Tür İçi ReKâbet ve Hayat Döngüleri
Ne Neden Nasıl
Dünya Çevre Raporu 2008
Bir İnsanın Hayati Boyunca Kullandıklarının ve Tükettiklerinin Bilançosu (İnsanlığın izi)
Bilmiyordum Ekolojik Enerji Kaynakları
Toz Bulutlarının Atlantik'in Üstünden Oluşuyor, Karibu Geyik Nüfusu Azalıyor, Okyanustaki Türler Ölüm Kalım Savaşıyor. Nedeni İklimsel Değişim
Genel Görelilik Kuramı
Yasak Şehir Çin Uzak Doğu Bilim ve Kültürü (Orta Çağ)
Gezegenimizin Mühendisleri Elektrik Üretiyor
Asyada Yüksek Dağ Göçebelerinin Hayatı
Antik Yunan Dönemindeki Bronz Bilimi Teknolojisi
İnsanın Hormonlu İlaçlar ve Fiziksel Çalışma İle Bedenini Süperleştirmesinin Sınırları
Evrenimiz Nasıl Oluştu İçindeki Farklılaşmaların Orijinleri ve Farklılaşma Mantığı
Kız Dövüşü Boks
Güneş Sistemimizin En Dış Gezegenleri. Gezegen Olmanın Minimum Kıstasları Nelerdir. Güneş Sistemimizin İşleyiş Mantığı
Ne Neden Nasıl
Sovyet ve ABD Uzay ReKâbet Başlaması Çelıncır Özel Gösterim
Evsel Atık ve Artıklar
A dan Z ye Bakırın Tarihi ve Kullanım Alanlarındaki Değeri ve İşlenişi
Batılılara Göre ;Uzaylılar ve İnsanların Geçmişteki Olabilecek İlişkilerinin Olası Bilimsel Kanıtları
Bingöl'ün Yüzen Adacıkları, Yörenin Genel Kültür ve Doğal Özellikleri
Dubai Denizde Palmiye Adaları İnşası
Dünya Gezeninde Isı Sırasıyla 1 Derece Artarsa Ne Olur .....2 3 4 5 6 derece Artarsa Ne Olur
Dünyanın En Eski Kara Parçalarına ve Gerçekleşen Sarsıntılara Bir Yolculuk
Habil ve Kabilin Hikayesi; Allah (C.C)'ün Kabilin Kardeş Katili Cehaletine Kusursuz İcabeti
İnsanda Kalbin Önemi; Hastalıkları, Çalışması ve Kalp Nakli
Kaçık Profesörler
Kapadokya Nevşehir Ürgüp
Frasier Adası Ekosistemi Canlıları
Kar Leoparlarının Yaşam Yerleri ve Hayat Döngüleri
Sıradışı Olaylar
Batıda Cin Anlayışı Ve Papaların Bedenden Cin Çıkarışının Mistik Açıklaması
Geleceği Doğru Tahmin Etme veya Nefsinde Geleceği Görmenin Bilimsel Açıklaması (Nostradamus)
Afrika Leoparının Hayat Döngüsü ve Yaşam Yeri (Leoparın Gözleri)
Yeni Tür Oluşumu Yolunda Saro Adası(Afrıka) Aslanları ve Bizonlarla Yenişmeyen Halat Misali Bir Denge Oluşmuştur. Av-Avcı İlişkisindeki Denge ve Yeni Tür Oluşumunda İzolasyon Mekanizmasının İşleyişi
Huysuz Aslanlar ve Bizonlar. Aslanlarda Sıra Dışı Alışkanlık ve Huyların Ortaya Çıkışı
Ülkemizde Aşkın Bilimsel Açıklaması
Ölümcül Yaz Kurağında Aslan, Timsah ve Su Aygırı Besin Döngüsü İlişkisi
Ne, Nasıl, Niçin?
İnsan ve Hayvan İlişkilerindeki Dengelerin Oluşumu
Dünyadaki Günlerimiz Sayılı. Batı Uzaya Kaçmayı Planlıyor
Davinci Şifresi Hazreti İsanın AS Sülalesi Yaşıyormu
Hayvanlarla İnsanların Yaşam Alanlarının Kesiştiği Yerleşim Beldelerinde İnsan ve Hayvan İlişkilerindeki Dengelerin Oluşumu
Eğitimde Oyunun Gücü,Önemi ve Kullanımı(Hayvanlar ve Okul Öncesi)
Camdan Okyanus Monterey Koyunda Dünyanın En Muhteşem Akvaryumu
Hindistan Vahşi Hayvanları Hindistanlıları Avlıyor
Kamuflaj Ustaları Hayvanların Hünerleri ve Kamuflajın Deneysel Ortamda İncelenmesi
Koca Sinan'ın Hayatı
Uzayın Gizemi;Güneş Sistemimizde ki Gezegenlerde ve Uydularındaki Yeryüzü Şekilleri, İklimleri ve Atmosferlerine Dayalı Olası Yaşam Hangisinde Ne Oranda Olabilir?
Kuyruklu Yıldızların;Oluşumları, Oluşması, Dünya İle Çarpışma Tehlikesi ve Geçmişte Dünya'ya Organik Madde ve Suyu Taşıdıklarının Kanıtları Sonra Yeryüzünde Yaşam Mayalandı.
Örümceklerin 400 Milyon Yıllık Evriminde Kazandıkları Avlanma Yetenekleri
Batıya Göre Masonluk
Böceklerle Tedavi ve Sıtmaya Neden Olan Sivri Sineğin Haya Döngüsü
Yarasalar Yoksa Bu Özel Mağarada Hayat ve Ekolojik Döngü Yok Olur Gerçeği
Öldürmeye Programlanmış Böceklerde Hayat Döngüleri ve Avlanma Yöntemleri
Van Yöresi Süs Bitkileri Sunusu
Geleceğim Karasal Ulaşım Teknolojisi;Elektro Manyetik ve İtici Roket Gücünün Bileşkesi MAGLEV trenleri
Genetik ve Eğitim Tercihlere Dayalı Bilimsel Dahi Oluşturmak Kısmen Olası
Lognes Canavarıyla İnsanların Hayalleri Avlamak
İnsan Vücudundaki İnanılamaz Mükemmel Sistemler
Ebola (Kanlı Humma), Sars, Çiçek Benzeri Önemli Virüslerle Mücadele Yöntemleri Bağışıklık Sistemlerinin Tepkileri ve Virüslerin Genlerini Değiştirerek İnsan Yararına Kullanılma Çalışmaları
Beyin Travması veya Beyin Hastalıkları (otistik... Vb) Sonucu Ortaya Çıkan Güdük Dehaların Beyin Çalışma Şeklinin Emar Çekimleri.
Yapay Bir Satranç Dehasının Beyin Çalışma Dinamizminin Anatomisi.Beyninin Satranç Bilgilerini ; Uzun ve Kısa Belleğe Nasıl Kaydettiğinin Emar Çekimleri
Hz. İbrahim A.S.' ın Urfa' dan Mescidi Aksa'ya Kadarki Hayat Hikayesi
Av Avcı ve Hız
İlk Uçma Denemeleri
Afrika'nın Doğal Kavimlerinden Dinka'larda; Evlilik, Ölüm ve Seremoni Gelenekleri
Afrika'nın Doğal Kavimlerinden Hamar'larda; Evlilik, Ölüm ve Seremoni Gelenekleri
Evrimsel Kanıt Olarak Maymun İnsanın Bilimsel Kurgusu
Garip O laylar 1
Garip Olaylar 2
Garip Olaylar 3
Garip Olaylar 4
Garip Olaylar 5
Futbol Sahası Kadar Astroid 2002 Dünyayı Teğet Geçti
Tasarlanmış Gerçek Bebekler Legal mi?
36000 KM lik Dünyanın ÇekirdeğineDoğru Bilimsel Yolculuk. Güneş Ne Zaman Batıdan Doğacak.
Tibet Platosu Yaşam Koşulları. Budha İnancında Yol Boyunca Günlerce Sürünerek Secde İle Hacca Giden Tibetliler.
Âdem AS Kimdir? İlk Genetik Potansiyel Atamız Kimdir? Sorularının Olası Bilimsel Açıklaması. Y Kromozomu Özelliklerine Göre Erkeklerin Soy Ağacı.
Doğal Kavimlerin Dna Dizilerinin Evrimsel İncelemeye Alınması 38'
Yellow Stone; Bizonları, Kurtları, Çakalları, Ayıları ile Geyiklerinin Hayat Döngüleri
Süper Kedilerin Avlamaya Uyumlu Anatomik Yapılarının Bilimsel Açıklaması
Ayı Çeşitlerinde Özelliklerin Evrimi ve Anatomik Yapıları
Su Aygırlarının Özgün Özelliklerinin Evrimi ve Anatomik Yapıları
Kök Hücre ile Tedavi Çeşitleri
Kutup Biyomundaki Canlıların Hayat Döngüleri ve Kazandıkları Evrimsel Özgünlükleri
Köpek Balıklarının Hayat Döngüleri ve Kazandıkları Evrimsel Özgünlükler
Biliyormuydunuz
Öldürmeye Programlanmış Okyanus Biyomundaki Canlıların Hayat Döngüsü
zekânın Kökeni Hayvanidir. Dahi Farelerin Bilimsel Açıklanması.
Eş Seçiminde, Sevmede ve Aşık Olmada: Bedenimizde Meydana Gelen; Fiziksel ve Fizyoloji Değişikliklerin Bilimsel Açıklaması
Gök Yüzü Neden Mavi Gözüküyor ve Yıldızlardan Bize Ulaşan Işıkların Bilimsel Açıklaması
Korku Anında Tepki Olarak Bedenimizde Meydana Gelen Fiziksel, Kimyasal ve Hazır (fizyolojik) Tepki Reflekslerin Bilimsel Açıklaması
Sanal Saldırıların uluslararası Boyutunun Bilimsel Açıklaması
Thaipusam Doğal Dini ve Hindular
Volkanik Deniz Alanlarına Uyum Sağlamış Ahtapodlarda Kamuflaj ve Etolojik Niş
Tarihteki Su Tufanları – Depremler Nerelerde Oldu ve Olası Önlemlerin Geliştirilmesi
Su Tufanı Bilimi Nedir? Animasyonlar ve Bilgisayar Simülasyonlarıyla Tufanların Tarihsel ve Olası Geleceğinin Bilimsel Açıklanması
Evrende Başka Canlı Var Mı
Hipnoz ve Reenkarnasyonun Bilimsel Gerçeği
Zar Kanatlılarda El Elden Üstündür.Amazon Karıncalarının Cahil Köle Karınca (Kuntakinte Karıncalarını) Yaratması 
Algıda  Değişmezlik (Eğitim Anahtar-Fıtrat Kilit Yöntemi) Eğitim ve Öğretim  Sisteminin Kurallarını Geliştirmek İçin Hayal Gücünü Doğru  Kullanmamızın  Bilimsel Açıklaması
Doğal Alanda Böcek Mikro Çekimleri (Küçük Boyut Çekimlere) İnsan Boyutu Makro Çekimleri(Büyük Boyutlu Çekimleri) Teknoloji İle Küçülterek Senaryo İle Hayata İlişkilendirmek
Yılanlar ve Köpek Balıkları
Yaşayan Cennetler Deniz Dibi Harikaları
Yaşayan Cennetler
Amazon Ormanı Ve Brezilya Fındık Ağacının Hayat Döngüsü
Güney Amerikadaki Dünyanın Büyük Şelalelerinden Iguaçu Fauansı
Emekli Şempanzeler
Öldürmeye Programlanmış Hayvanlar
Somonlar Kurtlar ve Ayılar Birlikte
Vahşi Çete Yaşayan Fosil Vanpiro Tetis
Vahşi Ortamda Hayvanlarla Büyümüş İnsanların Bilimsel Gerçeği
Yırtıcı, Evcillerin Kuşların Etolojisi ve Kuş Uçak Simülasyonu
Gece Avcılarının Görme Yeteneklerinin Bilimsel Açıklaması
Tarla Makinelerinin Evrimi
Tren Kazalarının Kronolojik Olarak Değerlendirilip Yeni Tren Geliştirmek
Hitler'in Dişlerinin Bilmecesinin Bilimsel Araştırılması
Okul Öncesi Öğrencilerinde Taklitle Yapmayı Geliştirme Ve Uzaktan Eğitimi
Uzun Yaşamanın Sırları
Evereste Tırmanış Serüveninden Kesitler
Yilan Fobi Tedavisi
Arı Sokmasına Fobinin Hipnozla Tedavisi
Korkunun Modern ve Bilimsel Tedavi Yöntemleri
Bilgisayarın Beyni Olan Mikroçip Üretimi   ve İlk Bilgisayarın Kökeni
Mimar Sinan ve Camileri
Ölüp Dirilenler de Zihin ve Beynin Farklı Çalışması
Piramitler ve Şamanizmin Bilimsel Açıklaması
Pisişik Dedektifçiliğin Bilimsel Açıklaması
İnsanın Durduk Yerde Yanıp Tutuşmamasının İlginç Kanıtları
Çok Kişililik Bozukluğunun Mantığıve Tedavisi
Hayvanlar Kahin Olabilirmi
Şempazelerde Politika, Harem Ağalığı, İnsanlara Saldırıları
Maymunların ve Şempazelerin Bitkileri Tedavide Kullanmaları ve Alet Kullanmaları
Bilimsellikte Duygusal zekânın Kullanılmasına Örnek
Harabe Maymunlarda;Annelik Denemeleri, Evlat Edinme ve Erkeğin Sürüye hâkimiyet Davranışları
Demokratik Kongo Cumhuriyetinde Yaşayan Heteroseksüel Çok Yönlü Pezevenk Bonobo Hippi TipiSevda (Aşk) Maymunlarında Cinsel Yaşam Cinsellikte ifrat ve tefrite örnek
Çöl Babunlarında Evlat Edinme Ve Kıskançlık Davranışları Cinsellikte ifrat ve tefrite örnek
Vejeteryan Gelada Maymunlarının Hayat Döngüsü ve Dişilerinin Erkeklere Belirlemesi  
Uzaya Giden İlk Adam
Atom Bombası ve Japonyanın Teslimi ( Nagazaki ve Hiroşima)  
Tomurcuktan Sülük Gövde Oluşumu
Botanik Bahçesi
Çitalar Çiftçilerin Hayvanlarını Avlıyor Önlem
Dünyanın 8.Harikası Nemrut Dağının Geçmişi
Düşünce Yanılgısına Bir Örnek;Geşmişte Uzaylılar ve Mars Hakkındaki Düşünce Yanılgıları ve Günümüzdeki Gerçekler
Uzaylıların Yeryüzünde Koyunlardan Parça Alışlarına Yönelik Kuvvetli Kanıtlar
UFO lar Ve USO Lar Gerçek Mi?
Güzellik Nedir
Napoli Botanik Bahçesi